bugüne dek büyük dediğimiz bazı depremlerin büyüklüğünü artçı olarak yaşamaktayız.
öyle büyük bir deprem maalesef.
kandilli sanırım revize etti, 7.7 şeklinde.
erzincan depreminden sonraki en büyük deprem diyebiliriz cumhuriyet tarihinde.
hatay'da uzak bir akrabamızın evinin yarısının yıkıldığı ama kendisinin iyi olduğunu öğrendim.
antep'te ise eski bir tanıdığımızın vefat ettiğini öğrenmiş bulunduk maalesef.
saat 07.00 civarında yoğun kar yağışını atlatıp işyerine gelmeye çabalarken yolda radyodan bilgisini aldığım depremdir. çok ama çok üzgünüm elim ayağım boşaldı allaha sığınmaktan ve yalvarmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor gelemiyor..
yıllardır ağlamamıştım belki bir 6-7 senesi rahat var. öyle bir boşalma oldu ki 1,5 saattir aralıksız gözlerimden yaş geliyor durduramıyorum. yutkunamıyorum başım korkunç derecede ağrıyor. bu topraklarda keder bitmiyor.. rabbim o bölgelerdeki herkese yardım etsin durumun çok ama çok kötü olduğu söyleniyor. "kahraman" maraşımızdan haber alınamıyor ancak çok ama çok üzülerek söylüyorum durum hiç iyi değil deniliyor.
bugün hayattaki başka hiçbir şeyin önemi yok. futbol siyaset sosyal yaşam akşama ne yiyecez nereye gidecez derdi.. bugün önemli olan tek şey insan hayatı. hükümet nihayet akıllı bir iş yapıp 4.derecede alarm ilan etmiş. bu da demektir ki komşu ülkelerden yardım isteniyor. gün kibir günü "biz kendimize yeteriz" şovu yapılacak gün değil bu çok büyük bir felaket ve tüm insanlığı ilgilendiriyor. ırakta iranda suriyede deprem yüzünden ölen insanlar olmuş düşün..
Böyle olaylarda pek yazmam. başlarına felaket gelen masum insanlara "geçmiş olsun" diyip yattıkları rahat yerden hayatına devam eden diğer insanlar hep samimiyetsiz gelmiştir bana. Ben yazmak, paylaşmak yerine hep içten bir şekilde geçmiş olsun Allah yardımcınız olsun dileklerimi kendi içimde söylerdim. Ama bu sefer yazmak istedim. Allah yardımcınız olsun. Çok büyük deprem olmuş. Enkaz altında kalan ve mesaj atarak yer bildirimi yapan insanlar gördüm Twitter'da. Umarım herkes sağ salim kurtulur. Hepimizin başına her an her şey gelebilir. Dualarımız sizinle.
53.537 kişi hayatını kaybetmiş. Hayatını kaybedenler arasında 7 bin 302 suriyeli.
6 Şubat depremlerinde 53 bin 537 canımızı yitirdik, 107 bin 213 vatandaşımız da yaralandı.
"Deprem bölgesindeki 11 ilde yıkık, acil yıkılacak, ağır hasarlı, yani kullanılamaz hale gelmiş bina sayısı 298 bine, bağımsız bölüm sayısı 876 bine varıyor."
suriyede 8500 ölü.
depremde 658 bin kişinin işsiz kalması.
'Asrın felaketinin maddi maliyeti yaklaşık 2 trilyon TL'.
canlı yayında konuşan cumhurbaşkanı erdoğan, deprem bölgesinde 850 bin vatandaşın elini ya da ayağını kaybederek engelli konumuna düştüğünü belirtti.
Ticaret Bakanlığı’nın deprem raporuna göre, 11 ildeki 600 bin esnaf ve tacir/işletmenin toplam mülk kaybı 346 milyar 334 milyon 866 bin 863 TL olarak belirlendi.
içişleri Bakanı Yerlikaya: "Türkiye Tek Yürek kampanyasında 128 milyar 949 milyon lira toplandı, 79 milyar 263 milyon lirası harcandı."
Sabah bizde depremle uyandık bandırma da, noluyo diye uyanıp bakayım dedim meğer bizimki artçı bile sayılmazmış
Rabbim herkesin yardımcısı olsun, geçmiş olsun yaşayan herkese
99 gölcükten sonraki en korkunç deprem. adana dahil birçok yerden yıkım haberleri geliyor. sene olmuş 2023 ve halen enkaz altında yüzlerce insan kalıyor. allah herkesin yardımcısı olsun..
Hatay Valisi Rahmi Doğan, deprem nedeniyle Hatay'da yıkılan binalar olduğunu söyledi. iskenderun ve Antakya'da devlet hastaneleri ile polisevinin yıkıldığını belirten Doğan, şunları kaydetti:
"Antakya ve Kırıkhan'da yıkık binalar var. iskenderun'daki ve Antakya'daki devlet hastaneleri yıkıldı. Polisevi de yıkıldı. Vatandaşların oturduğu binalarda yıkıntılar var. Şu anda jandarmanın bahçesine bir karargah kurduk, bütün birimleri buraya topladık. Elimizdeki imkanlarla oralara müdahale etmeye çalışıyoruz. Havaalanı pistinde biraz sıkıntı var, uçakların inmesinde problem yaşanıyor. Mevcut imkanlarımızla faaliyetleri koordine ediyoruz. Hayatını kaybedenler var, çok sayıda da yaralımız var."
bizim nasıl bir deprem ülkesi olduğumuzu ve bunu düşünüp organize olup buna karşı yapılması gerekenleri yapmadığımız buna evrilmediğimiz müddetçe bunu ha bire yaşayıp şikayet edeceğimizi ortaya koyan bir durumdur bu. bu ülke çok saçma çok ahmakça biçimde beton bina teknolojisine güvenip onu da tam düzgün yapmayıp yapamayıp yani beceremeyip çünkü o işte çalışan uğraşan iş emeği lakayıt ve o yaptığı işin ciddiyetini anlayıp uygulayacak seviyede ve bu iş ile iş yapanları denetleyip kontrol edenlerin de o seviye olmadığı ap açık ortadayken biz bunu hep yaşayıp çok daha büyük kayıplar vermeye devam edeceğiz. bu ülkede siyaset sırf istismara ranta ve soyguna çalıştığı ve buna organize olduğu için çok verimli alüvyon dolgulu tarım alanları şehirleşmeye açıldı. ve bazı bölgelerde olmaması gereken birikme ve insan kümeleşmesi oluştu. türkiyenin şehirleşmes çok sorunlu batıda doğuda gelişmiş ülkelerde büyükşehir dediğimiz yerler bilime mutlak şekilde riayet edilerek gelişme gösteriyor. biz sonuca resme bakıp bunu altına hucum gibi keyfi serbest kontrolsuz bir şekilde en kolay ne var betonla birim alana çok kişi sığdırabiliriz diye bu berbat teknolojiyle bütün yumurtaları aynı sepete koyup bu berbat şehirleşmeyi gerçekleştiriyoruz. türkiyenin en büyük utancı budur.
bakın ayrıca ne kadar düzgün betonla bina yapsanız da o beton zarar görür ve çok büyük demir ve çimento maliyeti heba olur. yani siz o evden kurtuldunuz ama aşırı bir zarar oluştu. gidin japonya gibi malezya gibi yerlerde yüksek binalar çok ileri teknolojik çelik bina yapım teknikleriyle ve yuksek katlılara herkesi doldurmadan bir yapılaşma ve gelişme gerçekleşiyor. geri kalan her yer geniş alanlara yayılmış hafif az katlı binalar. dünyanın neresine giderseniz böyle. ama biz gidip az nufuslu geniş alanları olan küçük şehirlerde ilçelerde bile apartmanlaşma yaptık. bu insanı değil akıllıca değil. türkiye bir sürü aşırı nufusu olmayan planlanmış az katlı yapılaşmayı kentlerine uygulamadığı müddetçe bunu hep büyük kayıplarla yaşayacak.
şimdi bir şeyler desek siyaset yapıyor diyecekler. ölenlere yazık ama üzüntümüzü bile anlamayacaklar öyle çok ki...
neyse allah diyelim, rahmet, selalar ezanlar falan diyelim, haaa bir de amerika yaptı dış güçler diyelim, ortama uyalım.
unutmadan ölümlerden yıkımlardan allah sorumlu değil. amerika hiç değil.
zaten bu ölümler yıkımlar yüzünden sığınılacak kapı ya da merhamet dilenilecek, yardım istenecek kapı allah değil, düşman arayacaksanız amerika hiç değil.
bu yıkılan yerlere kim iskan imar izni vermiş, deprem bölgesi diye denetlememiş ise merhameti yardımı şikayeti vb dilek ve şikayetleri yardımı onlara yapmamız lazım.
her afet sonrası söylüyorum;
köy hizmetleri, yse gibi kurumlar kapatılmamış olsalardı, şu an bu kurumlara ait iş makinaları enkaz kaldırma faaliyetlerindeydiler
sümerbank'tan et balık kurumuna kapatıp özelleştirmeye peşkeş çekilmemiş olsalardı, afetzedelere yardımlar mümkündü.enkaz altında kalacağımız bir diğer afete kadar yaşasın kapitalizm. hem devlet palto mu satar yaa.