30 ağustos zaferinden sonra hainler,mübadeleden sonra da gitmek isteyenler gitmiştir kalanlar ülkesine bağlı kendi halinde hristiyan azınlıktır.yahudilerden ise 1946 da israil kurulunca gidenler olmuştur lakin 6-7 eylülde dükkanlarını yağmaladıklarımız günahsız türkiyeyi seven insanalrdı.
burada milliyetçiliğin burjuvazi ile tam bir uyum içinde bu olayları gerçekleştirdiğini görüyoruz.
türkiye yerli bujuvazisinin azınlık burjuvazisini ortadan kaldırmak için gerek gördüğünde katliamlardan, toplu linçlerden yakıp yıkmadan ve yağmalardan kaçınmayacağını gösteren bir utanç vesikasıdır bu.
türkler olarak utanmamıza falan hiç gerek olmayan münferit olay. azınlık piskolojsi ile elbetteki türkler adına konuşup -utanmamız gereken, -rumları yalamamız gereken olay vs gibi düşünen sığıntılar vardır. her neyse.
atatürk ün evini bombaladığı iddia edilen ve hatta yargılanan yunanistan'daki türk genci daha sonra ülkemizde kaymakam hatta vali olmuştur. ilginç şeyler bunlar tabi. evi bombala türkler bombaladı de rumlardan özür diliyoruz de, utanıyoruz de.
bu topraklarda yaşayan herkesin( diğer dinler de dahil) utanması gereken olaylardır. ben kendi adıma özür diliyorum ama bu bir şeyi değiştirir mi? keşke değiştirse.
bir-iki yıl önce abd tarafından anti-sovyetizm düşüncesini aşılmak, yeri geldiğinde de ezmek için kurulan özel harp dairesi'nin ülkemizdeki ilk provakasyonu... 1955 yılının 6-7 eylül günü anıtkabir'e bomba atılartak ülkemizdeki gayri müslümlerin yurttaşlar linç edilmek istendi...
olaylar 1955 yılında istanbul ekspres gazetesinin selanik'teki "atatürk'ün evine bomba atıldı" haberiyle başlarken bu olayları dine bağlayan mallar gördüm ya, gözlerim açık gitmez. hem dinciler atatürk'e sahip çıkmaz dersiniz, hem de atatürk'ün evi yakıldı diye etrafa saldırdığına inanırsınız.
olayın kışkırtıcaları 50 sene geçmesine rağmen aynı, hürriyet gazetesi; yani kemalizmin kalesi.
bugün 6 - 7 eylül olaylarına sadece tek pencereden bakmayı sürdürüyoruz.
oysa 10 eylül 1955 günü atina radyosu şöyle yorum yaptı :
yunan - türk dostluğu'nu zedeleyen istanbul ve izmir'deki olaylar, düşündüğümüz gibi, ingiliz diplomasi planlarının ani biçimde patlak vermesinin ürünü değildir, bizzat ingiliz diplomasisinin planladığı ve başarmaya çalıştığı bir provakasyondur.
halkın galeyana gelmesi sonucu meydana gelen olaylar.
olayları sırasıyla incelemekte fayda var bu konuda.
-kıbrısla ilgili hassas bir dönemdi,
-selanikteki atamızın evine bombalı saldırı olmuştu,
-hürriyet gazetesinde çıkan haberler
bunlara baktığınız zaman karşınızda sinirli, duygularına yenik düşmüş bir halkın varlığını anlarsınız. bu halkın yapacağı şeyler anormal değil normaldir. fakat ülkemizdeki ilerici, hani türklüğü aşağılamakla kendini üstün gören insanların bunlardan ülkemizin karanlık gecesi demeleri garip. tamam aşağılık bir milletiz biz, ermenileri katlettik, rumları öldürdük, barbarız zaten biz. yapmaktan en çok zevk aldığımız şey yakıp yıkmak. allah kahretsin ya türküz biz. acınacak bir milletiz, çünkü kendimizi üstün görmekten başka bir bok bilmeyiz. bi siktirin gidin lan. bize bunu söyleyen insanların ne kadar aşağılık olduğunu biliyor musunuz? öncelikle vatan aşkı diye bir düşünce yok bunlarda. ahlak ve öz kültür vatan sevgisiyle başlar!
velhasıl 6-7 eylülde yaşananlardan utanmayın. utanmanıza gerekecek bir şey yok. enosisin yaptıklarından rumlar utanıyor mu? ermenilerin türkleri katletmesinden ermeniler üzgün mü? ama bizim türklüğü aşağılayınca kendini üstün sanan vatandaşlarım ayy utanıyoruz biz bunlardan desin dursunlar! utanmayın çocuklar, biz asil bir milletin çocuklarıyız. atalarımızdan utanmayın, onlar hata yaptıysa bile o hataları üstlenin. unutmayın onlar olmasa biz şimdi yoktuk. hani sosyalistler var ya türklükle aklınca taşşak geçen, daha da ilginci kendilerinin komik duruma düştüğünden bihaber olanlar, heh onlara bakmayın işte. ne de olsa soytarı onlar*
güz sancısı filmini izlemeden evvel bîhaber olduğum katliamdır. Evet katliamdır buna başka bir isim uydurmak insan olana yakışmaz.Yunanlıların yarın selanik'teki türklere saldırması dükkanlarını evlerini yağmalarsa ve ülkelerinden kovarsa bunu 9-10 eylül 2010 olayları olarak mı anacağız? Güzelim istanbuldan, kültürler başkentinden, rum ve ermeniler kovulmuş, malları mülkleri yağmalanmıştır. Aynı zamanda tiyatroya giden, kitap okuyan istanbul kahvehanelerde kumar oynayan, karıya kıza salya sümük laf atan istanbula dönüştürülmüştür. "ayıptır, zulümdür, cinayettir."
provakasyondur. halk galeyana getirilmiştir. yoksa türk halkının rum halkıyla bir sorunu yoktur.
hatta, olayların önüne geçmeye çalışan leftere, sen farklısın çekil aradan. diyen bir halktı o gün o saldırıları yapan. kandırılmışlıklar. daha sonralardan da defalarca yapıldığı gibi. artık, insanlar akıllandı efendim. böyle olaylar tarihte kaldı inşallah.
1- fısıltı gazetesi ile yayılan "yunanlar atatürk'ün evini yaktılar" yalanı. bu yalan türkler'in en kutsal değerlerinin biriyle oynamaktır. ayrıca kıbrıs'ta türkler'e karşı yapılanlar.
2- anadolu'dan istanbul'a kamyonlarla eli sopalı ipsiz sapsız tipler getirildi.
3- ipsizler özellikle beyoğlu-şişli arasında önceden işaretlenmiş evleri bastılar. dayak, linç, tecavüzler yaşandı. işyerleri basıldı, yağmalandı.
4- olaylar yaşanırken istanbul'un yerlisi türkler rumlar'ı korumak için kendi canlarını ortaya koydular. evlerde rumlar'ı saklama, rumlar'ın evlerinin kapısında nöbet tutma v.s. sıradanlaşmıştı.
5- olaylar sonunda yatıştı. sorumlular bulunamadı, yargılanamadı...
yorum:
olaylar incelendiğinde görülen bir şey var ki sorumlular o dönemin önde gelenleri ve büyük olasılıkla da hükûmetidir. birinci elden olmasa bile (ki bence birinci eldendir) hükûmet yalanlara göz yumarak, olayları engellemeyerek ve sonrasında da sorumluları ortaya çıkartmada isteksizlik göstererek bunu kanıtlamıştır. demokrat parti hem olaylardan önceki söylemleri hem de olaylara karşı takındığı umursamaz tavır ile birinci derece sorumludur. adnan menderes'in gericilere göz kırpar yaklaşımı da gözler önüne sermektedir ki konu türk-rum konusu değil müslümanların gayrimüslimlere saldırmalarıdır.
not: aynı yazıyı iki farklı sözlükte de yazmıştım. "çalıntı" diye atlarsanız rencide ederim.
bir kez daha yıldönümü oldu bu acı tarihin.
ve sadece 3 kişi altına bi şeyler karalamış. (2010 eylül ayını baz alıyorum haliyle)
biri linklemiş.
diğeri bakınızlamış.
sonuncusu 7 kelimelik bi şey yazmış.
sonuçta iyi etmişler harikalar da, ya diğerleri.
kim hatırlıyor, geçtim kim biliyor bu acı tarihi.
hiç...
sonra sözlük... sonra kalite...
hayat güzelmiş-miş...
utanç verici bir kara lekemizdir. bir takım adamların, yine bir takım cahil insanları galeyana getirip gayrı müslümleri üzerlerine salmışlardır.
yalan bir haberle ne kadar çabuk geleyana geldiğimizin de kanıtıdır. ırkçılıkla vatanseverliğin ayrımını yapamadığımızın kanıtıdır.
ezginin günlüğünün "signomi" yani "özür dilerim" adlı bir şarkısı vardır ki bu olaydan, olayı gerçekleştirenler adına ne kadar utanç duyduğumuzu anlatır ama yaralarını sarmaz...