adnan menderes hükümetine ve uygulamalarına karşı olanların 5 mayıs 1960 da kızılay da düzenledikleri miting için kullandıkları parola.
bu gösteri esnasında başbakan adnan menderes makam arabasını kızılay dan geçerken durdurtmuş ve göstericilerin arasına karışmıştır. döneme ait hatıralarda adnan menderes in göstericilerle tartıştığı anlatılır.
menderes'in tıpkı ardılları gibi fakat daha da acemi olmasından dolayı abd ile yaptığı ikili gizli andlaşmaların halka sızdırılmasından dolayı kendisine halk tarafından beş parmağın bitiştirilerek dur denmesi tohumlarının ilk meyvalarının toplandığı mitingdir.
nedir efendim bu miting?
menderes şahsiyeti, tıpkı ardılları gibi halka göz boyama neticesinde kendi oy tabanından ateşli bi kaç yüz genci örgütleterek konvoyun bir durağında buluşmalarını istettirir. amaç, arabasından inip gençlerin arasına karıştığında bir sevgi selinin yaratılmak istenmesi.
fakat kendisi için ne kadar acı ki, bundan haberdar dur demek için yeltenen bir başka kesimde kendi aralarında örgütlenerek aynı saatte aynı yerde toplanma kararı alır.
ne olur?
menderes kendi oy tabanının gençleri sanarak arabadan iner, selamlar pozisyonda o her politik silüete nail olmayan sempatik çizgi film karakteri gülüşünü çizerken, daha önce anlaşan gençler tarafından kendisine aksi yönde tezahuratlar yapılır, ve bir grup tarafından da tartaklanır.
tarihin en büyük mitingidir, böylece menderes tarihe, halk tarafından ilk ayar yemiş politikacı olarak adını yazdırır.
1959 yılı iktidar ve muhalefet arasındaki ilişkiler açısından son derece gergin geçmişti. Bu gerginlik 1960'a girildiğinde bir türlü yumuşamak bilmediği gibi daha da sertleşmeye yüz tuttu. 7 Nisan'da DP Meclis Grubu bir bildiri yayımladı. Bildiride CHP nin ülkedeki bütün yıkıcı grupları çevresinde topladığı, halkı orduyu iktidara karşı ayaklanmaya kışkırttığı öne sürüldü. Bu bildirinin ardından DP Meclis GrubuTBMM Başkanlığı na muhalefetin eylemlerinin soruşturulması için bir önerge verdi.
Önerge 18 Nisan'da Meclis te büyük bir çoğunlukla kabul edildi. Yasaya göre bir Tahkikat Komisyonu oluşturulacak ve bu komisyon üç ay boyunca muhalefetin ve basının eylemlerini soruşturacaktı.
Muhalefetve basını soruşturmak için Tahkikat Komisyonu kurulması ülkede geniş yankı yaptı. Komisyon görevine başlar başlamaz, Ankara ve istanbul da öğrenciler protesto gösterileri düzenlediler. 26 Nisan'da istanbul Üniversitesi öğretim üyeleri baskıları protesto ederken, 28 Nisan'da da öğrenciler merkez binada bir toplantı düzenlediler. Güvenlik güçlerinin toplantıya müdahale etmesiyle olay çıktı.
Üniversite içinde başlayan çatışma Beyazıt Meydanı na taştı. Buradaki çatışmada Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz aldığı bir kurşun yarasıyla hayatını kaybetti. Olaylar nedeniyle Ankara ve istanbul'da sıkıyönetim ilan edildi ve gece sokağa çıkma yasağı kondu, ancak öğrencilerin gösterileri durmadı.
30 Nisan'da istanbulSultanahmet Meydanı nda düzenlenen protesto gösterileri sırasında Nedim Özpolat adlı bir başka öğrenci hayatını kaybetti. 28-29 Nisan gösterilerinden sonra bu kez DP yönetimi, 5 Mayıs günü saat 5'te , Ankara da Kızılay Meydanı nda bir gösteri düzenlemeye karar verdi.
Ama iktidara karşı olan gençler de plandan haberdar oldular ve 555K(5'inci ayın 5'inci günü saat 5'te Kızılay Meydanı'nda) parolasını geniş bir öğrenci kitlesine duyurdular. 5 Mayıs günü iktidara karşı olan gençler, Kızılaya akın ederken, iktidarı destekleme amacıyla Kızılay a gelen DP yanlısı gençler azınlıkta kaldı.
Saat 6 civarında meydana gelen Bayarve Menderes burada çok büyük protestolarla karşılaştı. Hatta bazı göstericiler Menderes'i tartakladılar. Menderesbir gazetecinin arabasına binerek meydandan güçlükle uzaklaştırıldı.
Ordu içinde de on yıllık DPiktidarına karşı alttan alta başlayan hareket, protesto gösterileri sırasında kendini açıkca belli etmeye başlamıştı. Özellikle 29 Nisan'daki gösteriler sırasındaki öğrenci-ordu dayanışması dikkat çekiciydi.
21 Mayıs'ta bu kez Ankara'daki Harp Okulu öğrencileri iktidarı protesto için bir gösteri yürüyüşü düzenlediler. Artık ok yaydan çıkmıştı. Gerginlik doruktaydı. Bu arada Başbakan Menderes, bir açıklama yaparak Tahkikat Komisyonu'nu başlangıçta üç ay olarak öngörülen çalışmalarını tamamladığını, raporun yakında Meclis'e sunulacağını kamuoyuna duyurdu.
Ancak bu açıklama darbecileri daha önce almış oldukları yönetime el koyma kararından vazgeçirmedi.
Menderes'in Tahkikat Komisyonu'nun CHP hakkında verilen önerge hakkındaki çalışmalarını tamamladığını açıklamasından iki gün sonra 27 Mayıs 1960'da başkanlığını Orgeneral Cemal Gürsel'in yaptığı ve Milli Birlik Komitesi adı altında toplanan bir subay grubu, emirleri altındaki askeri birliklerle birlikte Ankara ve istanbul'daki bazı önemli yerleri ele geçirdi ve Türk Silahlı Kuvvetleri adına yönetime doğrudan el koyduğunu açıkladı.
27 Mayıs sabahı, Silahlı Kuvvetler adına radyodan yayınlanan bildiride, "Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla ve kardeş kavgalarına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri memleketin idaresini eline almıştır" deniyordu.
Toplam 202 oturum yapılırken, binin üzerinde tanık dinlendi. DP'nin önde gelenlerinden 31 sanık ömür boyu hapis cezasına çarptırılırken, 418 sanığa altı ayla 20 yıl arasında değişen çeşitli hapis cezaları verildi. 123 sanık beraat etti. Beş sanık hakkında dava düştü.
16 ay boyunca Yassıada'da kalan Adnan Menderes, hakkında açılan 6 davadan birinde beraat ederken, diğerlerinden mahkum edildi. Yüksek Adalet Divanı Menderes'in de bulunduğu 15 kişiyi idama mahkum etti.
MBK bunlardan sadece Adnan MenderesHasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu nun kararlarını onayladı. 65 yaşını geçmiş olan Bayar ile oy çokluğuyla ölüm cezasına çarptırılan öteki 11 sanığın cezaları ömür boyu hapis cezasına dönüştürüldü.
Polatkan ve Zorlu'nun cezası 16 Eylül'de, Menderes'in cezası ise kararın açıklanmasından bir gün önce intihar girişiminde bulunduğu için tedavisi tamamlandıktan sonra 17 Eylül'de infaz edildi.
38 kişiden oluşan Milli Birlik Komitesi üyelerinin 5'i general, 8'i albay, 7'si yarbay, 10'u binbaşı ve 8'i yüzbaşı idi. Komite, izleyen günlerde Türkiye nin siyasi yaşamina egemen oldu ve 25 Ekim 1961'e kadar görevini sürdürdü
ayrıca aynı dönemde sülaymaniye camii nin minareleri arasına "saracoğlu faşisttir" pankardının asılması da o zamanlarda ki siyasi zekanın ne kadar yaratıcı olduğunu gösteriyor.
etkili olduğundan değil, darbeye kılıf için kullanıldığından öne çıkan bir psikolojik savaş eylemidir. demokrasi özürlülerin daha sonra darbeyle başbakan asmaya kadar giden eylemlerinden biridir. Türk demokrasi tarihi için kara bir lekedir.
şimdi bursa'da ipek çeken kızlar
bir karasevda halinde söylemektedir:
görmeye alıştığımız nice yazlar
kimleri alıp götürdüler ama kimleri
karanfil bıyıklı genç teğmenleri
ak saçlı profesörleri, öğrencileri
adları şuramıza işlemektedir.
ah dayanmaz dayanmaz bakmaya gözler
bir karasevda halinde söylemektedir
şimdi bursa'da ipek çeken kızlar
şimdi Erzurum'da çift sürenlerin
geçit vermez kaşlarının ardında
derindir, ıssızdır, korkunçtur gözleri
sabanın demiri girdikçe toprağa
hınçlarını gömmektedir içine yerin.
çünkü millet hayınları ankaralarda
çünkü izmirlerde, çünkü istanbullarda
çünkü başka yerlerinde memleketin
kanına girdiler masum gençlerin
işte onun için karanlıktır gözleri
şimdi Erzurum'da çift sürenlerin.
şimdi saat sekizdir başlar gecemiz
gündüzü kısalttılar geceyi uzattılar
şimdi acının ve hüznün göklerinde
umudun yıldızı sarı yıldız mavi yıldız
uykumuzun bir ucunda bombalar
bir ucunda hürriyet inancı sabaha kadar
ingiliz usulü piyade tüfekleriyle
insanca yaşamanın onuru arasında
milletcek bir gidip bir geliyoruz
şimdi saat sekizdir başlar gecemiz
şimdi ay doğar bulutlar arasından
kavat derebeyleri yüreksiz bolu beyleri
hırsızlar, yüzde oncular, kumar erleri
cebren ve hile ile haklarımızı alan
zulmü ve alçaklığı yöneten murdar üçgen
biliyor musunuz bir orman gelişiyor şimdi
türkülerini duyuyor musunuz nice derin
yakılmış çoban ateşleriyle dağlarda
karanlığı tutuşturup bir köşesinden
geceyi gündüze çevirenlerin.
biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
anamız çay demliyor ya güzel günlere
sevgilimizse çiçek koyuyor ya bardağa
sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
bu, böyle gidecek demek değil bu işler
biz şimdi yanyana geliyor ve çoğalıyoruz
ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz. *
bir dönem dp hükümeti, bir 5 mayısta ankarada bir gösteri planlamıştı. plana göre dp'li gençler saat 5'te ankara bulvarı önünde toplanacak, ve o sırada meclisten çıkıp, çankaya'ya gitmek üzere olan celal bayar ve menderes ayakta alkışlanacaktı. bunu haber alan muhalif öğrenciler, aynı saat ve yerde bir karşı gösteri düzenlemeye karar verdiler.
"5.ci ayın 5 inde, saat 5'te kızılay'da".. "555 k" parolasıyla düzenlendi. ve kızılaydaki dp'li göstericiler muhaliflerin yanında bir hayli azınlıkta kaldı. saat 6'ya doğru buraya gelen menderes ve bayar, arabadan inince "istifa istifa!" diye bağıran göstericiler menderes'in üzerine yürüdüler.
kapışma sonrası tartaklanan başbakan bir gazeteci inayeti ile huzura erdi.
555k olayıyla ilgi bir rivayet te; olaylar sırasında bir gencin "hürriyet istiyoruz" diyerek menderes'in yakasına yapışınca menderes'in " hürriyet olmasa, bir başvekile bunları söyleyebilir misiniz?" şeklinde yanıt verdiğidir. kendisi yalanlamış olsa da, kimi çevreler bu gencin "deniz baykal" olduğunu savunur.
555K yarım asır önce Türkiye'de gençliğin 27 Mayıs 1960 devriminden 22 gün önceki büyük eyleminin şifresidir. 5. ayın, 5. gününde, akşam saat 5te Kızılayda!
555K, aynı zamanda Cemal Süreyanın o ölümsüz şiirinin de adıdır.
(...)
şimdi ay doğar bulutlar arasından
kavat derebeyleri yüreksiz bolu beyleri
hırsızlar, yüzde oncular, kumar erleri
cebren ve hile ile haklarımızı alan
zulmü ve alçaklığı yöneten murdar üçken
biliyor musunuz bir orman gelişiyor şimdi
türküleri duyuyor musunuz nice derin
yakılmış çoban ateşleriyle dağlarda
karanlığı tutuşturup bir köşesinden
geceyi gündüze çevirenlerin
biz şimdi alçak sesle konuşuyoruz ya
sessizce birleşip sessizce ayrılıyoruz ya
anamız çay demliyor ya güzel günlere
sevgilimizse çiçekler koyuyor ya bardağa
sabahları işimize gidiyoruz ya sessiz sedasız
bu, böyle gidecek demek değil bu işler
biz şimdi yan yana geliyoruz ve çoğalıyoruz
ama bir ağızdan tutturduğumuz gün hürlüğün havasını
işte o gün sizi tanrılar bile kurtaramaz
5.ayin 5.gunu saat 5 te kizilay meydaninda (555k kodu da buradan gelir) dp vekilleri ve cumhurbaskani celal bayar kendi adamlarina kendini saksaklatmak icin bir plan yaparlar. amac 'bakin halk bizim yanimizda' dedirtmek ve simdilerde cok kullanilan milli iradeye saygi duyulmasini saglamak.
lakin bu basiretsizlerin plani bir sekilde muhaliflerin eline gecer ve muhalifler daha buyuk bir kalabalikla oraya gelirler. adnan menderes bir gazetecinin arabasiyla apar topar olay yerinden kacar.
sonrasi 27 mayisa ve ipe gider. cemal gursel cok buyuk adammis cok. keske su askerlerdeki ferasetin ve vatanperverligin binde biri politikacilarda olsa.