Eğer yurtlarda kalıp kampüsün uzak fakültelerinde okuduysanız vites topuzunun üstünden arka canmın demirine kadar her noktasında yolculuk yaptığınız otobüs hat numarası. Zira beleştir ve her daim göt göte iki insan bulunur.
bunun bir de bornovada acılmıs barı dulunmaktadır,aynı otobus seklınde.geceleri 525 i özleyıp binemeyenler geceleri 525 bar a giderek rahatlayabılırler.
üniversiteye başladığım ilk hafta nasıl bir şey oldugunu hıc duymadıgım ve ona göre gardımı almadıgım için,virajı dönerken kaldırıma kadar cıkıp benı duvarla kendısı arasına sıkıstırıp kolumu kırmama ve nihayet hıc ugrasmadan 0 bedene inmemi saglayan körüklülerin kralıdır kendisi!
rivayete göre insanların içinde tanışıp evlendiği facebook'a nispeten çocukluk arkadaşlarını görebildiğin içinde her milletten insanın yaşadığı ve şoföründe yardımlarıyla koltukta otururken gökten kucağına kız şansızsan erkek düşebilen ismi legandary bus olarak değiştirilmesi gereken araç.
Yıllardır o körüğün kopup kendi halinde bir yerlere gitmesi düşünülen ve içindeki yolcuların özellikle biz egeli öğrencilerin ne zorluklar çekerek yolculuk yaptığımız bazen thy edasıyla kaptanların uçmaya yönelik yaptığı sürüşlerin baş kahramanı olan 525 dünyanın oluşumundan bu yana eşine rastlanmayan(bir eşi arkasından gelen 525) ege semalarında gezen bir otobüstür.
otobüslerde yaşlılarla yaşanabilecek her türlü durumdan uzaktır burası. herkes öğrencidir. herkes ayakta sıkış tepiştir. çoğu kes arka kapıda kapının kapanmasını engelleyen bir tip bulunur ve otobüs şoförüyle ağız dalaşına girilir. bazen bu kapı kapanmadan otobüs hareket ettirilmez ve herkes bu tipe tip tip bakar... otobüs bedavadır ama güvenlik nedeniyle orta kapılar açılmaz genellikle ve binlerce kişi ** ön kapıdan binmek için sıra olur. tabi bu sıralanma sırasında centilmenlikler de ihmal edilmez. erkekler yer verir bayanlara ve fakat o yer veren erkeğin arkasındaki kitle çoktan saydırmaya başlamıştır. bi ikilemdir yani yer verme mevzuu. ama yine de herşeyi göze alıp bayanlara en azından tam kapı dibinde kafa kafaya kalındığında yer verilir.* ilginç bi yerdir 525. yürümeye değecek kadar ilginçtir...
izmir'de her zaman bir kişi daha alabilecek potansiyele sahip olan toplu taşıma araçlarına verilen numaradır. diğer araçlarda böyle bir olay yoktur. taklitlerinden sakınınız.
yaklaşık bir saat sonra binmek zorunda olduğum otobüs, kamyon, treyler vs. kış sabahları eğlencelidir binmesi. tıpkı penguenler gibi öğrenciler de bir arada bulunarak ısınmaya çalışır.
şuna benzer diyaloglar çok yaşanır:
-olm çok soğuk 525'e binelim ya..
+ya siktir git olm binemeyiz bu saatte.
-yoo yoo bineriz bak şimdi kapı açılır açılmaz atlıyoruz içeri...
+hay a.q.
kapı açılır, sikik bi ses tonuyla şöför, #gartları görelim gençleeeeeeeeeer!
+bi saniye amca ya..
-bu t cetvelini götümüze sokmak için taşıyoruz zaten biz, öğrenci değiliz normalde.
(iç sesler havada uçuşur, hep bir ağazdan)
*orospu çocuğuuuuuuuu... *
ege üniversitesinde okuyan her öğrencinin bileceği gibi 525 kutsal ulaşım aracıdır, beleştir çünkü, ama bi sorun vardır ki genellikle akşam saatlerinde otobüs yurdun olduğu yerde dolduğundan diğer duraklarda durmaz. yine öyle bir durumda kimya mühendisliğinin oradaki durakta karşı durağa boş bir otobüs gelir şöför amcamız(herhalde acıdı bize) inanılmaz bir şey yapar devam etmez orada müthiş bir dönüşle şeriti değiştirerek umutsuzca bekleyen öğrencileri refaha ulaştırır, şok olunmuştur.
bornova metro ile ege üniversitesi kampüsü arasındaki, öğrencilerin öğrenci kimlik kartını göstermek suretiyle ücretsiz bindiği, öğrenci olmayan vatandaşların ise kentkart ile ücret ödeyerek binip, ulaşım yaptıkları belediye otobüsüdür.
izmir'in, şüphesiz, en kalabalık otobüs hattıdır. nice genç neferleri milli yapmıştır, nice yiğitleri orta kapıda sıkıştırmıştır. orta kapıda sıkışmanın nesi mi kötüdür? sarılırsın direğe striptizciler gibi. ilk durakta kampüsün yarısı arkana sürte sürte iner otobüsten. 2 hafta ağrı yapar. bir de şöyle bir olaya şahit olmuştur:
otobüs çok kalabalıktır. şöför, ön kapıyı kapatabilmek için son binen kişinin inmesini ister. o ise inmez.
şöför:ş
şöförün yanındaki öğrenci:ö
ş: inmedin mi sen? tamam bakalım.
(ilk viraja gelinir sert bir dönüş yapılır)
ş: düştü mü lan o?
ö: yok abi.
(2. viraj, sert bir dönüşm daha)
ş: bu sefer düştü mü?
ö: yok abi.
bu şekilde yaparak 3. virajda düşürür öğrenciyi. böyle de yeteneklidir bu otobüs hattının şöförleri.
eğer gözleri açık uyuyup rüya görmek gibi bir özelliğim filan yoksa filosuna bir adet de klimalı otobüsün dahil olduğu eshot hattı. olayın üzerinden iki gün geçmesine rağmen şokunu yeni yeni atlatıyorum desem yeridir.
ikaruslar yerini sanoslara bırakmıştır. bu değişimden sonra farklı olan tek şey aracın markasıdır. yoksa bildiğin kalabalık, bildiğin gürültü.
kalabalığı şöyle tarif edeyim: ayakta dururken ola ki bir şekilde ayağın yerden kalktıysa tekrar basacağın şey başkasının ayağı olacaktır.
arkadaş: aga bi gün sığamadı öğrenciler otobüse şöför indi sopayla kapıda sıkışanları içeriye ittirdi kapıları öyle kapattı.
kp: ahahahahahahahahahaha.