--spoiler--
o değilde kız güzelim oğlanı bıraktı mnakoduumun herifinin tekiyle evlendi ya ben ona yanarım. birde geldi eskiden buluştukları yere çocuğun elini tuttu. töbe töbe o an gidip elini çekecekti aslında esas oğlan.
he evet esas oğlan epey bi heath ledger a benziyor.
--spoiler--
gerçek gibi bir film aslında. iki şeyi düşündürtüyor: bu benim ruh eşim dediğiniz kişinin, siz ruh eşi misiniz ve ruh eşi konusundaki sizin yanılma payınız..klasik hikaye, özgün bir anlatış ve beklenenin aksine bir son. izlenmeye değer bir film, en azından tesadüf diye bir şeye inanıyorsanız..
ilk önce heath ledger - joseph gordon-levitt benzerliğini daha kolay kıyaslama imkanı sunan film için: 10 things i hate about you
asıl konuya da gelelim, daha önce de yazdım ama soundtrack kısmını es geçmişim. şimdi size sıralayacağım şarkılar bu filmde çalıyo. şimdi sıralıyorum.
evet bu şarkılar bu filmde çalıyo. hepsini 2 saatte duyuyosunuz. ayıp etmişler, evet, bu derece insanın amına koyan(#6258016) bi filmde arka planda bu şarkılar var. izlemediyseniz şimdi izleyin yahu, açın torrent rapid falan bulun bi yerlerden, kıyın kotalarınıza izleyin. sonra bi de soundtrack indirin, her us dinlediğinizde o güzel jenerik, her sweet disposition dinlediğinizde tom'un hayal kırıklığı gelsin aklınıza, bookends dinlediğinizde de summer'a sövün rahatlayın. (tom'un the graduate'i gibi ben de bu filmi yanlış anladım sanırım, summer'a küfredip duruyorum. zooey bi tane tabi, o ayrı.)
--spoiler--
gerçek ve beklentiler kısmı tamamen hayatın aynısıdır. hayaller kurarsınız ama hayat o an devreye girer ve tokatı basar yüzünüze.
--spoiler--
romantik komedi değil. aşk filmi de değil. dram bu. evet.
--spoiler--
ama herkes için elbet güneş doğar.
--spoiler--
bir erkek olarak çok küfür ettiğim film, girişteki yazarın ithafının boşa olmadığını ispat etmiştir.
söylenecek çok söz vardır ama boştur kadın milletine.
expectations vs reality sahnesinde çalan ve "i'm the hero of the story, don't need to be saved" sözleriyle gönlüme taht kurmuş hero adlı regina spektor şarkısı, beni benden almıştır. filmin soundtrackleri amelie soundtrackleri kadar etkileyicidir.
son zamanlarda izlediğim en güzel romantik komedi, en sevimli, süper film.yani ilk bakışta öyle aman aman bi süperliği yok belki de ama hikayesi, hikayeyi anlatış tarzı, tekniği, sonunun bi anda değişmesi...güzel olmuş güzel.
bundan sonrası spoiler içeriyor olabilir ona göre;
insan izlerken summer'a da sinir olmuyor değil ama neyse sonunda belki de iyiki öyle davranmış diyor insan.
parkta otururlarken (en son sahnede)
summer:Ya sinemaya gitseydim?Ya öğle yemeği için başka bir yere gitseydim?Ya oraya on dakika geç gitseydim?Her şey olması gerektiği gibiydi.Ben de sürekli'tom haklı' diye düşünmeye başladım.
tom:hadi canım.
summer:evet. Haklı olmadığın tek şey bendim.
...
-seni orada gördüm galiba.
-gerçekten mi?
-evet.
-ben seni görmedim.
-belki bakmadığın içindir.
...
Tom'un hayatta öğrendiği bir şey varsa, o da basit bir günlük olayın üstüne olağanüstü kozmik anlamlar yüklenmemesi gerektiğiydi.Tesadüf..Olan tek şey buydu.Tesadüften başka bir şey değil.
(bazen işaretlerle kafayı bozan ben bu kısmı kendime alıyorum)*
...
ne diyelim umarım herkes sonbaharını çabuk bulur *
Tesadüf kavramını iliklere kadar hissettiren sade ama muhteşem bir film. bir şeyi çok istememenin önemi de diyebiliriz.
kaldı ki hepimiz için öyle. çok istenip elde edilen aşk ve para fayda sağlamıyor genelde. bazen bünyeyi hayatın akışına, kollarına bırakmak lazım. hayatın kollarında tatlı tesadüfler ile karşılaşıp üzülmemek için.
ne aradığını bilmeyen bir kadının sırf vakit geçirmek adına bir erkeğin hayatına girip dilediğince oynayıp sonra bırakıp gitmesini anlatan mükemmel bir film.