pazarlığın dinler üstü bir olgu olduğunu anlatan durum.
Musa sinadan * indiğinde israiloğullarına şöyle dedi: Size bir iyi bir kötü haberim var. iyi haber, emirlerin sayısını pazarlık sonucu ona indirttim. Kötü haber, zina hala yasak.
aslında kolay olmamıştır...
hz.muhammed göklerin yedi katına çıkmak için ''burak'' adlı atıyla mescid-i aksaya gider....oradan merdivenle gökyüzünün katlarını çıkmaya başlar. her katta oturan, hz.ibrahim'i, hz. musa'yı, hz. isa'yı ve diğer bütün peygamberleri selamlar. ve yedinci kata gelince emrine uçan bir döşek verilir. bu döşeğe yangelmiş yatarak, cenennemi, cenneti seyreder...daha sonra tanrı perde arkasından peygamber ve ümmeti için 50 vakit namaz emri verir...hz.muhammed aşağı inerken musa'ya rastlar...musa ''ne emroldun'' diye sorunca ''her gün 50 vakit namaz emroldum'' der...musa ''takat üstü bir şey, çok fazla, sen rabbinden bunu azaltmasını iste'' der...hz. muhammed tekrar dönüp gök katlarını çıkar. tanrı'dan 50 vakit namazdan indirim yapmasını ister....ve tanrı 10 vakit namaz indirip günde 40 namaz kılınmasını emreder...hz.muhammed musa'nın yanından geçerken durumu anlatır...musa, biraz daha indirim iste, halkın 40 vakit namaz kılamaz der...ve hz.muhammed gene gök katlarını çıkarak indirim ister...ve bu inip çıkmalar 5 vakte indirilinceye kadar devam eder...ancak musa 5 vakti de çok bulunca hz.muhammed tanrı'dan çok şey istediğini, başka bir şey isteyemeyeceğini belirtir ve 5 vakit namaza razı olur.
bir müslüman olarak tedbirle yaklaştığım olay. hatta biraz komplo teorisi yapmak gerekseydi hemen yahudilerin uydurması derdim. zira, "mahşerde nebilerin bile kendisinden medet umacağı hz. muhammed 50 vaktin fazla olacağını kendisi düşünemiyor mu?" sorusu kafamı oldukça kurcalıyor. bazı tasavvufcular bu noktada ölüm faktörünü öne sürerek, ölümün hidayetin son aşaması olduğunu ve dolayısıyla hz. musa'nın hidayetinin tam olarak tahakkuk etmesinden mütevellit hz. muhammed'in ondan öğüt almasının normal olduğunu söylüyorlar. hidayetin basamakları mevzuu...
bir de hikayenin allah ile pazarlık boyutu var. kuran-ı kerim'de ne yazıyor birlikte bakalım;
"Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez."(bakara suresi / 287)
burada da, "alim olan ve herşeyi bilen allah kullarının ne kadar namazı kaldırabileceğini bilmiyor mu?" sorusu aklıma geliyor. lakin sonra, "eğer allah 50 vakti farz kılsaydı biliniz ki insanlar 50 vakti kılardı, çünkü pek çok aktivite gibi namaz da alışkanlık işidir" diye düşünüyorum.
velhasıl benim kafam karışık, lakin kanaatimce bu hikayenin ana fikri;
"günde 5 vakit değil 50 vakit namaz kılınsa yeridir".
hz muhammedin ticaretten caktiginin göstergesidir. zira sıkı bir pazarlik sonucu namazı elli vakitten bes vakte indirmeyi basarmistir. gerci bes vakit namazi bile kıldıgımız yok ama orasi ayri...
keşke inmeseydi denilesi olay, 50 vakit olunca kılanlar sadece günlerini namaz kılmakla geçirirdi. kaç dakikada bir ezan okunurdu hesaplaması bile zanaat. hem dünya hem ahiret işleriyle meşguliyet diye bir olay ortadan kalkardı. namazı tercih edenler sadece namaz kılar, diğerleri de dünya işleriyle uğraşırdı. bence bu Allah'ın şükretmemiz için özellikle yaptığı bir olaydır. 50 vakit olsaydı ne yapardık bari 5 vakiti kılalım diye düşünüp ibadeti yerine getirmemiz için yapılmıştır. *
bir güzel amele onun on misli ecir verilir. kim verir ? alemlerin rabbi olan, merhametlilerin en merhametlisi cenab ı mevlamız. bir olay, o olmadan önce, onu bilmezse, senden benden farkı kalır mı ? allah bilmiyor mu kulunun elli vakit namaz kılamayacağını ? bilmiyor mu hz muhammed mustafa sav in, bu miktarın indirilmesi için geri dönmek isteyeceğini ? olayın aslı şudur;
allah cc, istedi ki kulu namazı 5 vakit kılsın, ama onun o namazına 50 vakit sevabı yazılsın. nitekim görüşmenin sonunda mevlamız bunu risaletpenah efendimize sas vaadetti. evet aslı şudur ki, cennetliklerin içerisinde, en üstün olanlar, cemalullahı görenler olacaktır. yani mevla ile görüşmenin, hiç bir şeye benzemeyen, en üstün bir tadı vardır. efendiler efendisi sas, miraç dönüşünde, hz musa ile karşılaştığında, geri dönmek istedi. ve döndüğünde bilerek konuyu uzattı, çünkü doyamıyordu efendimiz sav. sırf tekrar tekrar mevla ile görüşmek için, bu gidiş gelişleri yineledi. yeryüzünde kimseye nasip olmamış bu olaya, en yakın durumda olan hz musa idi. o cemali göremedi ama, mevlanın sesini ağaçtan tecelli etti. mevla ona elindeki nedir diye sordu. ( oysa allah herşeyi bilir) hz musa as cevap verdi ( oysa o da biliyor du mevlanın herşeyi bildiğini) bu benim asamdır, bununla şu şu şu işlerimi yaparım ( taha 18 ). lafı uzatıyordu çünkü mevla ile görüşmeye doyamıyordu.
allah ile hasa sıkı bir pazarliktan sonra elde edilen namaz sayisi. tabi 50 vakitin inanlara fazla gelecegini hasa ne allah ne de hz. muhammed akil edebiliyorlar. hz. musa hasa akil vermese, halimiz yamandi.
akil fikir sahibi birisinin bunun allah'a karsi hakaret, peygamberlere karsi iftira oldgunu anlardi ama malesef ...
yahudi uydurması zırvalıklarla dolu allaha, kitaba, muhammed peygamberime iftira atan pis hadisten başka bir şey değildir. kur' an yerine hadislere ilmihallere bilmem neleri bidat edinen müslü'mal'lar gerilemeye mahkumdur.
hadislerin %100' ünü ret ediyorum zira kur' an bana yeter ve cenabı hak' da kitabından bu pis insan yazımı hadislere yaklaşmamamız konusunda ve kuranın her konuda yeterince detaylandırıldığını söyler.
daha büyük bir saçmalama bulmanın imkansız olduğu uydurma. allah la pazarlık mı yapılır ulan? allah 50 vakit namazın kullarına çok geleceğini bilememiş mi de, pazarlık ede ede 5 vakte düşürmüş? kaldı ki namaz 5 vakit te değildir. o da başka bir mevzu.
kuran'la neredeyse eşdeğer tutulan buhari ve muslim'de rivayet edilen olay. Haşa allah kulunun ne Kadar namaz kılabileceğini bilmiyor hz musa biliyor.
Kaynak Müslim, iman: 263; Ahmed Naim, Sahih-i
Buharî Muhtarası Tecrîd-i Sarih Tercemesi.
(Ankara: Diyanet işleri Başkanlığı Yayınları, 1981),
II/277.