mitolojide yaratılan tanrıların sayısını sormuşlar nasrettin hocaya, kafandaki saç kadar demiş.
insanın okumaya yazmaya ihtiyacı yok tanrı yaratmak konusunda, yeter ki istesin.
ne diyorum? insan tanrıyı yarattı, yine, yeniden.
insanlar okuma öğrenince, zekaları biraz daha gelişince,
oturup yarattıkları tanrının kurallarını yazdılar. ve işte, al sana kanıt, tanrı bunu yazdırdı bana dediler.
öğütlerle anlattıklarını, kalemlerle yazdılar. nesilden nesile aktarılmasını sağladılar.
m.ö. 3500 yılında ilk kez kullanıldığı kabul edilen yazı ile kitap gönderme eylemi başladı.
ve devam etti. taki, muhammet "ben sonuncusuyum!" diyene kadar.
sonuncu oldu demiyorum. bilmediğimiz diyarlarda,
okutulan daha birçok kutsal kitap olduğunu tahmin ediyorum.
tabi, bunların muhammet'e kulak asmadıkları belli.
ya da muhammet'ten haberleri bile olmayabilir.
insanın tanrıyı var etmesi, ona iman etmesi, ona inanması için kanıt kitaplar değil,
içindeki yok olma korkusudur.
--spoiler--
ilgili entrydeki verileri baz alırsak,
adem yoktur, evrim vardır.
adem yoksa, tanrı yoktur.
kesin sonuç.
--spoiler--
yahu, adama sorarlar: "adem yoktur, evrim vardır." diyorsun. peki, neye dayanarak? şimdi evrim rastgele mutasyonlardır bik bik diye başlayacaksan dur, hele bir soluklan yeğenim. değil rastgele, laboratuvar ortamında yapılmış, kontrollü mutasyonlardan bir tane verimli örnek var mı? evet var, şu çekirdeksiz karpuzlar. düzeltiyorum o halde, kısır olmayan herhangi bir tanesini istiyorum.
öyle öyle değil böyle diyerek olmaz, argüman sunacaksın. o zaman ben de diyorum: "adem de vardır, tanrı da. hatta inanmadığı bir olguya istinaden misyonerlik yapanlar da vardır. kesin sonuç."
kime göre, neye göre?
Üzerine vazife olmayan mevzulara balıklama dalmaktır bunu dert etmek. Bunu bırakın da inanan gerizekalılar düşünsün.
"Lan ne malız milyarlarca insan! GÖrdünüz mü beş buçuk milyar yılda 4 kitap gelmiş, biz de ona inanıyoruz. Alayımız gerizekalıyız. Bu matematik mühendisi insan kesin yeni peygamberdir. Ona bi'at edelim. Süper de hesap yapıyor maaşallah. Tüh lan gene Allah dedim!"
Yahu o değil de insan neden alakası olmadığı mevzuları çomakla deşer? inanmayan adam neden inananlara gerizekalı muamelesi yapmak için g.tünü yırtar? Ki kendisi gerizekalı konumuna düşer. Einstein hiç jeoloji araştırması yapmış mı? Yapmamış. Neden? Bilmediği bi' bok da ondan. Madem bilmiyorsun bu boku, o zaman git mektebini oku demişler. Boşuna dememişler.
Canım arkadaşım. Yaradan nerede bir kavim, bir medeniyet, bir uygarlık, bir beşeri topluluk varsa hepsine en az bir peygamber göndermiş. Ya da bizi öyle kandırıyor. Ve dahi bu peygamberlerin tamamı matematiksel olarak az insan gruplarına gönderildiği için o zaman şifahen yapılan uyarılar geçerli imiş. Bu topluluklarda senin gibi dahiler henüz sivrilmemiş. Yani her peygambere bir kitap kampanyası henüz başlamamış. En son peygamber kendi devrinden, kendi devri dahil, kıyamete kadar olan bütün zamanın ve beşeriyetin peygamberi olarak gönderilmiş. Bu hususa dikkat. insan ölümlü ya, bu Alemlerin rahmeti de eninde sonunda ebediyete intikal etmiş. O zaman bir kitap şart değil mi güzel kardeşim. Bak basit anlatıyorum ki anlayasın. Senin için bu tür konular hakkında münazara etmek biraz zor anladığım kadarıyla.
Sen şimdi git en başından başla. national geographicten mesela. insanlık ve dünyanın bilimsel olarak kaç yıldır var olduğunu iyice öğren. Ondan sonra dinler tarihini oku. Bi' de onu kap iyice. ondan sonra hala bu soruyu sorarsan seni Erkut Abiye havale ederiz uyarmadı deme.
aslinda baska baslikta incelenecek birsey ama ,yukardaki entarilerden birinde 124 bin peygambeer gönderilmis diye okudum.
benimde aklima takilan su,ilkcagda peygamber olan,modern cagda (bkz: sadri yildiz) muamalesi mi görmekte acaba?
basliga ayip olmasin diye:incil hala en cok satilan kitapmis.tarih öncesi telif hakki olsa simdi isa köseydi,fakir öldü garibim.
insanların tatmin olmalarına dair yazmak isterim ben. söz konusu şahsiyetler kaplumbağaların kabuklarına taş atan arsız çocuklar gibi bana göre. kafasına bir bidon geçirmiş, eline de bir değnek almış, sahil boyunca "hübele hebele gubbili" diye koşuyor. orda başka bi çocuk bi kale yapmış kumdan, bizim ki de koşarken ezmiş o kaleyi. böyle de dengesiz.
konuya dönelim bana kalırsa. tespiti yapılacak bazı samimiyetsizlikler görmekteyim. çünkü açılan başlığa bakarsanız buram buram provokasyonla soslanmış ve en ucuz şekilde piyasaya sürülmüş olduğunu temaşa etmeniz fazla bir vaktinizi almayacak, söz veriyorum! yalnız burada problemli yerler var. bu problemli satırlar "bilmemkaç milyar yılda sadece dört kitap göndermek" şeklinde olmak yerine "bilmemkaç milyar yılda x milyon tane kitap göndermeye ihtiyaç duymak" da olabilirdi! buradaki samimiyetsizliğin perdesini tam bu noktada gözleriyle yırtıyor insan zaten.
burada bir gerçeklik tartışılmıyor, ne şekilde yapılırsa yapılsın kabul etmeyeceği bir durumu ve olaylar kurgusunu nasıl kurarsa kursun kabul etmeyeceği bir varlığı cümlenin konusu haline getirip, gönüllerinde o varlığa olan inancı taşıyanların suratına atılan bir çamur görünüyor açık açık! fakat ben bu çamuru, gönülleri yedi kat arşı aşıp yaratıcıya dokunmuş insanların yüzünde değil, kendi hammaddelerinden yapılmış bu çamuru başkalaştırdıkları insanların suratlarına fırlatma acziyetine düşmüş biçarelerin suratında görüyorum. yakışmıyor da değil, bence çok yakışıyor!
acziyetlerine karanlık katanların reddedilmiş sahih çaresizliklerine!
doğrular eksiksiz olarak son kitapta toplanmıştır, başka doğru olmadığı da belirtilmiştir bu kitapta, bunların doğrultusunda hayır yeni doğrularım var diyecek bir allah zaten düşünülemez,
kasıt güncel kitaplarmıdır bu başlıkta anlatılan dersek, bunun da sonu olmazdı, şöyle bir kitap düşünülebilir mi? ''başkasının bilgisayarına virüs göndermek günahtır'' diyen bir ayet mesela, son kitapta böyle yazmasada bunun yanlış olduğunu anlatan ayetler zaten mevcuttur, güncellenmesine gerek yoktur anlayana sivri sinek sazdır.
5 500 000 000 yılda 5 500 000 000 kitap gelse idi birinin tek sayfasını okumayacak olanlara saçma gelebilecek durumdur. şahsi fikrimdir ki şaşılmamalı, aşırı tepki verilmemeli, prim yapma çabalarına tuz, biber ekilmemelidir. gülünüp geçilmelidir ayağa kalkmak sureti ile...
tanrı'nın hiç bir zaman kitap göndermişiliği yoktur zaten; aracıları yolu ile insanlara birşeyleri anlatmak istemiş. aracıları da bu özlü sözleri alıp sonra kitap haline getirmişler. yani tanrı'nın bir yayın evi falan yoktur basıp basıp yukarıdan aşağıya yağmur gibi yağdırsın! her neyse. değil 4, dört milyar "kitap" gönderse kaç yazar. insalık iyice bitmiş derim. artık kitap, kelam iflah etmez bizleri. boşa da beklemeyin göklerden birşey çünkü bir b.k olacağı yok!
cevabının böyle sözlük ortamında değil kur'an'ın kendisinde aranması gereken sorudur. madem bir şeyi merak ettin, milyarlarca insanın kutsalı saydığı şeye bok atmadan önce aç da o kitabı bir kere türkçe'sinden oku derler adama. cevabını fazlasıyla alırsın o zaman.
dört peygambere kitap göndermiştir ama örneğin adem aleyhisselam'a 10 sayfa, hz. şit'e 30 sayfa vb.
aslında şunu da diyebiliriz, gönderdiği kitaplar o kadar sağlammış ki 5 500 000 000 yıla yetmiş.
