evlilik için, gayet sakin ve gayet mantıklı kararlar alma yaşına basmış olan erkektir aslında. 30 ve sonrası ki yaşlarda evlenen abim olsun, dostum olsun , büyük kuzenlerim olsun, çevremden duyduklarım olsun, çoğu da mutlu gözüküyorlar. yani şunu demek istiyorum. evliliğe karşı olmayan ve 27 yaşını doldurmaya az kalmış bir erkek olarak söylemek gerekirse, evlenmiş olmak için evlenmek çokta mantıklı değil zaten. ve şu söze mesela ayar oluyorum. işte diyorlar; 30 yaşını geçkin insanlar, artık beğenmekte zorlanırlar, kimseyi beğenmezler falan. yani o yaşa gelmedim büyükte konuşmak istemiyorum ama, esas artık o yaştan sonra ve biraz da olgunlaşmanın verdiği durumla, kriter kararlarında daha esnek davranabilir kişiler diye düşünüyorum. ve yine de ekleyeyim. bir erkek bekar kalarak " hayatını yaşar" cümlesi de doğru olmayabilir. yani evli olan erkek de, çok sevdiği, severek evlendiği kadın ile yuva kurarak "hayatını yaşar" cümlesini de ortaya koyabiliriz. tırnak içinde hayatını yaşar cümlesinde ki kasıt, çok mutlu olur anlamında söylemek istedim. allah herkesi hayırlı kişilerle karşılaştırsın. yaşa takılmayın, takmayın dostlarım. elbette herkesin bir yerde izdivaç kısmeti de duruyor, iş kısmeti de duruyor, hayat standartlarının standardında yaşama kısmeti de duruyordur. gün doğmadan neler doğar.
düzenini kuramadıysa psikolojik olarak düşüştedir. geliri yerinde, yalnız yaşayan, en azından arabası olan bir erkekse zaten bu yaşa kadar evlenmediyse bekar kalsın. çok isterse 45'e doğru evlenir.
evlenmek zor bir şey değil benim dedem bile 80 yaşında tekrar evlendi önemli olan kafa uyumu yerinde, ten uyumu güzel, konuşmaktan zevk aldığın birisiyle evlenmektir. diğer türlü yapılan evlilik gereksizdir, insanı yavaş yavaş öldürür.
Liseden mezun olup hemen astsubay veya polis olmadıysa zaten ülkede bir hayat kurma yaşı 26yı buluyor. Düğün için para biriktirme ve hayat yaşama arzusunu eklersek normal olan durumdur.
Evlenip her gün aynı yüzü görmeye, iki ayrı bedende bir ruh olma çabaları, Türkiye gibi bir ülkede kendi karnını zor doyururken birde çocuk yapıp onun bu şartlarda sürünmesine sebep olmak çok saçma ve salakça geliyor o yüzden.
Hayatı evlenip çoluk çocuk yapmak olarak algılayan tipik ortadoğuludur.
Kendisi 50 yaşına geldiğinde etrafında kimse kalmayacak. Bir anda çoluk çocuğun gitmesinin nasıl bir şey olduğunu anlayacak. Bir de çocukları yeni nesil Türk erkeği ise boku yemiş demektir. Torunların kokusunu bile alamazsın.
Ama 60-65 yaşındaki şahsın çocukları her daim yanında olacak.