büyü, dabbe, semum gibi kuran-ı kerim'de geçen konularla ilgili vasat yapımlardan sonra ne gibi bir i$ çıkaracağı belli olmayan türk gerilim korku filmi. vizyon tarihi ise, eylül 2010 sonları. (24 eylül 2010)
alıntıdır:
3 harfliler marid
o ki onların en belalısı idi..
marid:
kuranda saffat ayetinde adı geçen cin.
saffat 7:
ve (gökyüzünü) itaat dışına çıkan her şeytandan koruduk. (ve hıfzam min külli şeytanim marid)
maridlerin sayıları azdır ama en güçlü cin türü olarak görülür. çok kuvvetli ve oldukça kibirli bir cin türüdür. güçleri ifritlerden de fazladır. yeşil, siyah tenleri vardır. iblisin ona karşı büyük nefret duyduğu söylenir.
marid (osmanlıca sözlük):
azgın, sapkın.
inad ve isyanda benzerlerinden çok ileri gitmiş olan.
kibir, inad ve dinsizlikle tanınmış olan.
yapımcılığını gen, musallat ve kanal-i-zasyon filmlerinin de yapımcılığını yapmış olan dada filmin yaptığı 3 harfliler-marid filminin çekimlerine 30 nisan 2010 tarihinde başlandı. filmin çekimleri istanbul kemerburgaz göktürkte yapılıyor.
son yılların musallattan sonraki en iddialı korku filmi olma özelliği taşıyan proje musallat filminde ele alınan diğer alemden gelen cinleri ele alıyor. modern bir çift ve arkadaşlarının bir gece boyu yaşadıkları kabusu çok gerçekçi anlatımı ve farklı teknikleri ile beyazperdeye taşıyacak olan filmin yönetmeni arkın aktaç.
filmin görüntü yönetmenliğini muharrem dokur, senaristliğini murat toktamışoğlu yapıyor. başrollerde gülseven yılmaz, özgür özberk, serap üstün, taner ertükler ve küçük oyuncu kayra simur yer alıyor. yapımcılar murat toktamışoğlu, alper mestçi ve serkan balbal. ortak yapımcı g-unique gülseven yılmaz.
öteki alemden bu aleme gelen korkutucu varlıkların insanlara yaşattıkları kabus dolu dakikaları, kaotik ortamı çok gerçekçi şekilde perdeye yansıtacak sahne ve planların yer aldığı film. korku filmi meraklılarını ve özellikle musallatı beğenmiş olan seyircileri sinema salonlarına çekme iddiasını taşıyor.
filmin senaryosu, 1990 yılında yaşanmış gerçek bir olayın gerçeğe çok yakın şekilde günümüze uyarlanması sonucunda yazılmıştır. ayrıca filmde islam aleminde cinler konusunda yazdığı cinlerin esrari adlı kitabı ile tanınan imam-ı şibliden yararlanılmıştır. imam-ı şibli cinlerin esrari kitabının orjinalini 880 yılında yazmıştır. arapça orijinali mısır kahire iskenderiye kütüphanesinde bulunan imam-ı şiblinin ünlü eserinin türkçe ilk baskısı 1979 yılında yayınlandığında büyük tartışmalara neden olmuş. kitapta yer alan cin çağırma metotları bölümü o yıllarda insanların cin çağırma çabaları nedeniyle yaşanan olaylar nedeniyle 1980 yılında yapılan 2. baskıda yer almamıştır.
çocukluğunuzda yaşadığınız bir kabus 20 yıl sonra tekrar başlasa, öteki alemden gelen belalı bir varlık size, sevdiklerinize musallat olsa ve bir gece boyunca korkutucu, güçlü ve vahşi varlığın oyunlarına teker teker kurban olsanız kendinizi nasıl hissedersiniz? sorunun cevabı 24 eylülde tüm türkiyede vizyona girecek olan 3 harfliler-marid filminde sizi bekliyor olacak.
film için internette paylaşılacak olan 40 bölümden oluşan bir mini 3 harfliler belgeseli de çekildi. belgeselde ci;nler dünyası, varlıkları, insanlara musallat olma şekilleri, onlardan korunma yolları, yaşanmış gerçek olayların yaşayan kişilerin ağzından aktarımı gibi ilgi çekici ve bilgilendirici kısa videolar yer alıyor. facebookda 3 harfliler grubu ve farklı paylaşım yolları ile bu videoların ve filmden önemli sahnelerin yayınlanmasına mayıs ayı itibari ile başlanacaktır.
filmin vizyon sonrası piyasaya çıkacak dvdsinde cinlerden korunma duaları ve onların alemleri ve yaşamları ile ilgili bilgiler içeren videolar da yer alacaktır.
filmin afişi ile ilgili olarak internet sitesinden farklı versiyonlar yayınlanarak seyircilerin seçimi dikkate alınacaktır.
filmin kisa konusu
ayla (gülseven yılmaz) kocası serkan (özgür özberk) ile mutlu bir çifttir. ayla 11 yaşında (kayra simur) öteki alemden gelen bir varlığın musallat olması ile kabus dolu bir 3 gün yaşamıştır. o günlerden bu günlere en önemli koruyucusu olan muskasını önceki gün kaybettiği için kendini korumasız ve çaresiz hissetmektedir. serkan yeni bir muska yazması ve aylayı rahatlatması için bu konularda ismi bilinen izzet hocayı (ufuk aşar) o akşam eve davet eder. akşam yakın arkadaşları meltem (serap üstün) ve cem de (taner ertürkler) geleceklerdir. aylanın yeniden başlayan kabusları ile herkesin aynı gece ayla ve serkanın evinde yaşayacağı kabus dolu dakikalar öteki alemden gelen varlığın gücünü ve zalimliğini herkese gösterecektir.
film yönetmen arkın aktaçın ilk uzun metraj sinema eseri.
görüntü yönetmeni muharrem dokur daha önce kanal-i-zasyon ve süpürrr filmlerinde görüntü yönetmenliği yaptı.
senarist murat toktamışoğlu daha önce genin senaryosunu yazdı.
yapımcılardan alper mestçi daha önce musallat ve kanal-i-zasyon filmlerinin yönetmenliğini yaptı.
dada film; gen, musallat ve kanal-i-zasyon filmlerinin de yapımcısı.
örümcek yapim; dersimiz atatürk filminin yapımcılarından.
filmin bazı önemli sahneleri başka hiçbir ışık kaynağı kullanılmadan farklı bir teknikle sadece mum işiği ile çekildi.
filmde türkiyede ilk kez farklı ve yeni kamera açıları ve çekim teknikleri kullanıldı.
filmin çekimleri öncesinde tüm set ekibi ve film için dua okundu ve muska yazıldı.
filmin ön yapım aşamasında konunun detaylarına fazla giren bazı ekip üyeleri kısa dönemli psikolojik sıkıntılar yaşadı.
film ekibinde cinler âlemine inanmayan hiç kimse yok.
filmde seyircilerin etkilenip kendi kendilerine denemelerini engellemek için gerçek cin çağırma metodu canlandırılmadı. filmin cin çağırma sahnesinde gerçek ritüele benzer ama farklı bir yöntem canlandırıldı.
film ekibinin bazı üyeleri ve bazı oyuncular artık garajlardan, banyodan, aynalardan, evde yalnız kalmaktan korkuyor.
filmde 11 yaşındaki aylayı canlandıran kayra simur başarılı performansı ile herkesi etkiledi. kayra simurun makyajlı hali ve bakışları setteki oyuncuların rol yapmaya gerek kalmadan korkmaları için yeterli oldu.
filmde öteki âlemden gelen varlığın konuşmaları için arapça ile karışık yeni bir dil oluşturuldu. varlığın konuşmaları filmde türkçe altyazı ile verilecek.
film başarılı olursa üçleme olarak düşünülen serinin ikinci filminde cin çıkarma ve üçüncü filmde cinlerin intikamı konuları işlenecek. üç film bir bütünün parçası olarak düşünüldü.
sette her gün başlangıç ve bitişte ayet-el kürsi, felak ve nas sureleri okunuyor.
set ekibinin önemli bir kısmında yönetmen, yapımcı, senarist ve oyuncuların yanlarında ayet-el kürsi, felak ve nas sureleri bulunuyor.
filmde yaratığı oynayan oyuncunun makyajı 5 saatte tamamlanıyor. göz, kulak ve dişler için özel tasarım protezler kullanıldı.
filmde kaan kaner tarafından duvardan ve insanların içinden geçen yaratık figürü oluşturuldu. korkunun dışında aksiyon öğeleri de taşıyan film soluksuz bir seyir keyfi vaad ediyor.
gen filmi yaptığı küçük hatalarla büyük bir yara almıştı. Aslında çok çok başarılı bir filmdi. Ah bir de senaryosu biraz rötuşlu olsaydı...
Neyse, sonuçta amerikan filmlerinden hiç de aşağı kalır bir atmosferi olmayan gen ve benim gözümde harika bir korku filmi örneği olan musallat'da emeği olan insanlar işin başında. Bu umutlu olmak için güzel bir bilgi ancak yönetmenin uzun metrajlı film deneyimi yok. Yine de semum ve dabbe gibi saçma olmazsa, biraz olsun musallat'a benzerse yeter.
Film hakkında söylenenler de umut verici. Umarım bizi koltuğa çiviler ve izlediğimiz geceyi bize uykusuz geçirtir.
eğer gerçekten çok korkuyorsanız bu tür konulardan film işettirebilir benden söylemesi.musallattan sonra bu tarzda yapılan güzel filmlerden biri.yok efendim ben böyle filmlerden korkma diyen varsa bile gerilmemek elde değil derim.ayrıca tavsiye ederim.
bu akşam arkadaşlar yüzünden izlemek zorunda kaldığım, türk işi korku.
ya da komedi mi demeliydim? son zamanlarda hep iyi filmler izliyordum bu film listemin içine sıçtı arkadaş. oyunculuk desen, berbat. -hele ki başroldeki kızın arkadaşı, bu sektörden elini ayağını çek tatlım- senaryo, kurgu desen yerlerde. mantık hataları diz boyu... böyle bir şey olabilir mi arkadaş? bir de ''bu olay yaşanmış bir hikayeden alınmıştır.'' deyip figuranın tekini filmin başına koymuşlar, ağlıyor vs. hadi yedik ikile. zamana yazık arkadaşlar izlemeyin.
son birkaç yıldır kötü kötü çekilen korku filmler ve buna bağlı olarak da alınan olumsuz ötesi eleştrilerin neden hala değerlendirilip ona göre daha ciddi çalışıp ortaya iyi bir şeyler konulmuyor ki düşüncesine tam anlamıyla uyan berbat film. bu film bile değil birkaç saatte çekilmiş amatörce bir şey. üniversitede tez bile olamaz bu.
evet berbat, neden berbat ? çünkü oyunculuklar berbat, çünkü sahneler berbat, çünkü mekanlar berbat, çünkü replikler berbat, çünkü efektler berbat. üstelik üç harflileri * o kadar yanlış aktarmış ki bu film. onları kötülük için varolmuş yaratıklarmış gibi anlatarak onlara bile hakaret etmişler.
after effect ve 5 adet oyuncu alınır. renk ve ses efektleriyle de süsleyerek film çekilir.
neden olmamış?
Kamerayla takip edip arada bir iki efekt kullanarak korku filmi olmaz. Olur da korkutmaz. Öyle baktırır. Hatta meraklısı değilse izleyen "öeehhh" bu ne yahu deyip kapatır.
--böyle az birşey spoiler--
En başta konuyu verememişler ki. Aynı malzemeden güzel film çıkardı. Neden kıza takmışlar, intikamcıymış "doğaüstü" varlıklar. Neyin intikamını almışlar. hiçbiri yok. olmadığı gibi kopuk kopuk.
hani evde 5 kişi var. biz bunları teker teker öldürelim. arada iki üç defa da marid gelsin konuşsun kaçsın. egzotiklik katmak için gizemli bir mekan da ekleyelim. olur mu. olur yahu niye olmasın. korkunç oldu işte.
izlerken iki defa sıçradım yerimden gizlemiyorum. ama bir sorun niye sıçradım. ani ortaya çıkışlar yüzünden. aniden telefonu çalsa insanın ona da sıçrar.
Türkiye gibi efsanelerin halk öykülerinin had safhada olduğu bir ülkede korku filmine insan gibi sağlam konu bulup çekemiyorsan benden ne farkın vardır? madem ki bu işe soyundun, araştır soruştur. gez dolaş bakalım insanlar nelerden korkuyorlar.
tamam üç harfliler. adını bile söyleyemiyoruz. iyidir iyi. çekelim biz filmi.
Bir de şu var. evde yalnızken kapı gıcırdasa dua okur insan. psikolojiktir. hani sübhaneke oku.
tepkileri de sevmedim. ayrıca cinden periden koşarak kaçmak nasıl bir çözüm yoludur.
komik gelse de yazayım. ada zombilerin düğünü filmini izleyen varsa bana katılacaktır. bir türk korktuğunda öyle tepki verir.
-sahte rakıdan oldu.
filme dönelim. e bu görüntüler birleşkesi olmuş film olmamış ki.
ha diyeceksin paranormal activity de çok mu konu vardı. o çekimlerle kendi çekimlerini bir tutma derim sana.
bir de artık çocuk olmasın bir korku filminde.
sonuç olarak.
youtube açayım da after effects programını bir çözeyim ben. kendi korku filmimi kendim çekeyim.
sürekli film aldığım DVDcinin şiddetle önermesi, "izleyen bir kaç kişi kalp krizi geçirmiş, sağlam bi korku filmi bak, yalnızken izleme." demesi üzerine, dvdnin kapağına bile bakmadan, adını bile bilmeden aldığım film.
ilk hayal kırıklığımı, eve gidip filme bakıp türk filmi olduğunu görünce yaşadım. ama sonra ön yargılı olma hatun, hele bi izle bakalım, bak kalp krizi diyor, iyi diyor, yalnız izleme diyor, diyerek kendimi gaza getirmem sonucu, yurda götürmek üzere eşyalarımın arasına koyduğum film.
ikinci hayal kırıklığım da yurtta izledikten sonra gerçekleşti. o gece odada tektim, fırsattan istifade taktım filmi izledim, ne bir korku ne bir yusuf yusuf, tık yok bende. film bitti ben hala aynı moddayım. hatta film bitince tek başıma tuvalete bile gidebildim düşünün. *
sonuç olarak, bana göre, çok da fazla tavsiye edilmemesi gereken zira abartılmış bir film. korkutmuyor abicim, yok.
Yerli korku filmleri arasında iyi bi yerde sayılabilir. Az beklentiyle izlenmiş olmasından ötürü mü artık bilemiyorum ömürden aldığı 80 dakikanın hakkını veriyor. ilk kez bir korku filminde hoca denen zat-ı muhteremin musallat olunan kişiden daha çok tırstığını izledim zira her gün 4 muska yazsa, muskalar için aldığı yüklü meblağ ile her ay bir camiye yardım edecek, birçok mahalleye hayrat yaptıracak kadar kazanıyor, eh bırakalım da korksun tabi. Neyse, filmde verilen allaha sığınanın yalnız olmayacağı uhrevi mesajı güzel olmuş. Ayrıca filmin sonundaki bir diğer hocanın anlattıkları filmden daha ürkünçtü, etkili konuşma yusuflardan yusuf beğendiriyor.