fifa'ya göre berabere biten maçtır. penaltı vuruşlarına gitmiş ve penaltılarda paraguay çeyrek finale çıkmışır. beş penaltının beşini de atan paraguay'a karşılık japonya bir penaltıyı kaçırmıştır.
maçla ilgili ilginç bir nokta da, japon teknik ekibinin ve oyuncularının maç sonrasında çocuk gibi ağlamalarıdır.
üzülebilirsin, yere yatabilirsin bezgin bir şekilde, hatta ağlayabilirsin bile. ama millet birbirini teselli ediyor, sümüğünü çeke çeke ağlıyor herkes falan. abi üzülmeyin bu kadar, penaltılara gitmişti maç, ya paraguay kazanacaktı ya japonya. ne oluyor mna koyim? japon milli takımı artık bu kupada yok sadece, başka bi' şey değil lan!
japonya kazanmalıydı. akıl da mantık da bunu gerektiriyordu.
paraguay maça tipik güney amerika takımı görüntüsünde başladı. hücum oynacayağız biz, izlenimi bıraktılar maçın ilk bölümlerinde. japonya ise tedbirliydi. her ne kadar kontra atak görünümlü bir sistemle sahada olsalar da japonya'nın hızlı hücuma çıkmasına imkan yoktu. ne keisuke honda ne de yasuhito endo buna müsait yapıda oyuculardı. duran toplardaki üstünlüklüklerine, kalitelerine güveniyorlardı. bir frikikle işi bitiririm hesabı.
japonya haddini bilerek başladı maça. öyle de bitirdi.
ama paraguay her nedense maç başındaki gol arayışlarına rakibinin bu durumunu gördükten sonra ara verme ihtiyacı duydu. halbuki devam etseler mutlaka bir gol bulacaklardı.
sonuç olarak her ne kadar paraguay'ın üstünlüğü göze çarpsa da japonya'nın yönlendirdiği maç, bir güney amerika takımını daha çeyrek finalist yaptı.
maç sırasında japonya teknik direktörünün ağzını hiç açmaması *, ilk yarıdaki japon füzesi, oscar cardozo'nun son penaltıdaki soğukkanlılığı maçın akılda kalan yanlarıydı.
ulan samuraysın lan sen deden ninja olum nası kaybedersin lan. gönlümü verdim sana. çok üzdün beni çok. yok muydu tsubasalar, benjaminler... çok efkarlıyım hacı bildiğin gibi değil.
japonlar adına üzüldüğüm maç. bu kadar iyi mücadele eden, takım oyunu ve yardımlaşması bu kadar iyi olan
bir takım keşke daha fazla ilerleyebilseydi bu turnuvada. üstelik adamlar sempatik. honda ve endo'nun frikiklerini
izlerdik. paraguay ise turnuva başından beri hayalkırıklığıydı. herhalde çeyrek finalden öteye gidemezler.
japonya'ya yazık olduğunu düşündüğüm maç. dünya kupası'na gerçekten renk kattılar, her maçları keyif vericiydi. ne yazık ki futbol böyle nankör işte, bir tane kaçırdılar ve elendiler.
normal süresinde gol olmayan fakat penaltılarıyla birlikte turnuvanın en gollü maçı olan maçtır. bu nasıl tanım lan?
diyorum ki kendisi 0-0 sona erdi ama 8 gol izledik, hem de 6-7 dakikada. sübhanallah kardeş ibretlik bir maç. futbol çok enteresan bir oyun, yine söylüyorum.
herhangi bir uyku ilacından çok daha etkili olan maçtır. hangi uyku ilacı tek kişilik koltukta, dünyanın en rahatsız pozisyonlarından birinde horul horul uyumanızı sağlayabilir ki?
taçın erken atılması için güney afrikalı top toplayıcı çocuklara çemkiren paraguay teknik direktörüne sövmemden ötürü japonyanın penaltıcılarına "haydi koçum" dediğim maç.
Hak edenin kazanması gereken maç.
ve fakat an itibariyle japonyanın yenileceği maçtır.
(bkz: 2010 Dünya kupası hurafeleri)
kimin toğu direkten dönerse o kaybeder.