--spoiler--
bildiğimiz halı saha maçı. rakip takımın kaptanı ricada bulundu, sen yaz oraya dedi kıramadım gençleri. ama ulusözlükçüler sanmasın ki sahada onları kırmayacağız. diğer sözlüklerle yapılan maçların neticelerine bakıldığında itü sözlük ün belirgin üstünlüğünü göz önüne alırsak bu maçı da rahatça kazanacağımız görülecektir.
kadrolar yakında buraya yazılacak ve fakat henüz saha ve saat belli değil. ama o da yakında belli olur. daha 28 ine çok var lan. son sözüm siz itü sözlük yazarlarına. o gün o sahada (hangi sahada?) tribünü doldurup çılgınca destek vermelisiniz bizlere. en 20 bağyan yazar, kavga ihtimaline karşı da en az 60 (altmış) erkek yazar gelmeli. ama erkekler saklansın bir yere, ürkütmeyin lan kızları.
not: karakter sınırına takılınca "sözlük" sözcüklerini silmek zorunda kaldım. maç üniversiteler arası değil yani. haberiniz olsun.
--spoiler--
çoktandır bu kadar gülmedim ben. üstteki yazı maçı organize eden arkadaşın sözlüğe yazdığı yazı. ilk defa okuyorum. itü sözlüğe bile aylar sonra girdim. iyiki de girmiyormuşum...
ulu' lar tarafından kendisine yönelik yapılan karakter analizlerine, ebleh prim çalışmalarına, sözüm ona tehditlere boyun eğen iki numaranın kramponlarını astığı, iki numaralı formasını türk hava kurumu'na bağışladığı müsabaka. olacağı buydu aferin, bir sevişgen yiğit, zenci ruhlu bir fatsalı yıldız daha kaydı sahalardan sayenizde.
o değil de iki numara ne pis numaraymış arkadaş. beş eklesene sol yanına onun, afili olsun.
--------- alıntıdır----------
bize yakışmadığını düşündüğüm açıklamalar sonucu ortaya çıkan durum.
itü sözlük'ün sol frameini ağlama duvarına çeviren zirve. biz zirve sanıyorduk; meğersem sıradan bir futbol maçıymış.
centilmenlik mevzuatında maç öncesi ve maç sonrası "sahada olmadıgımız halde" biz 0-12 yaş grubu taraftarlar(!), itü sözlük'ten olan arkadaşları, soyunma odalarına kadar giderek tebrik ettik. "yapmadın" desinler. adamlarla resim bile çekinmeyi teklif ettik. maçtan sonra makara bile yaptık skor hakkında kendileriyle.
maç içinde haklı ve haksız oldugumuz pozisyonlar oldu elbet. ama bu saha içerisinden ortalama her maçta olan hareketlerden farklı degildi. nihayetinde maç çok ciddi bir farkla bitti ve ortalıkta ne bir kavga ne de bir gürültü vardı.
biz ise maç sonunda kendi tarafımızı destekledik diye 0-12 yaş grubu olduk. kendilerinde yanılmıyorsam 1 arkadaş vardı. evet evet, yanlış duymadız 1 tek izleyici. biz tezahuratımızı yaptık, evet alaycıydık ama bunların hepsi maçın içerisinde oldu ve orada bitti. *
bizim materazzi'ye gelecek olursak -ki kendisi reconquista olur- sahada takımın en iyi oyuncusuydu. defansif yönü agir basan bir futbolcu faul yapabilir. faul dersin. alırsın topu ve faulunu atarsın. bu arkadaşlarda öyle bişi yok. soru soruyorsun, "bir şey var mı?" diye. cevap vermeye tenezzül etmiyor adam. ondan sonra anaokuluydu, kreşti sayıkla dur.
evet yavrum, anaokulu kadromuzla mücadele ettik ve bir düzine sıraladık.
evet, hepi topu 10 arkadaşla tanışma kısmeti bulduk bugun itu'den. o jack sparrow'a benzettigim arkadas da neye alınmış anlamadım... kötü niyetle yazılmış bir şey degildi o. sadece güzel vakit gecirdigimize inandıgım bir gündü ama ne çirkefligimiz kaldı, ne de bebeligimiz...
geleneksel demişti bir itü sozluk'lü arkadaş. daha centilmen adamlarla neden olmasın?
olası bir rovanş maçına tribün lideri olarak daha kaliteli, ateşleyici ve seri tezahüratlar hazırlanacağının bilinmesi gereken konulu porno'nun ilk dvd'si..
itü sözlüğün yenilgisinden olsa gerek; itü sözlükte sadece başlığa sadece 34 entry girilen başlık. bizimkisi zafer sarhoşluğu işte. takip ettiğim kadarıyla eğlenceli maç olmuş. güzel zaman geçirilmiş. orda bırakmak gerekir eğlenceyi. kırıcı sözleri söylemek ise en yakışmayacak davranıştır. ***
itü sözlük ile uludağ sözlük yazarlarını buluşturan zirve. spor yapıldı, maçtan önce bir yerde oturulup sohbet edildi. öyle geçti işte...
öncelikle şunu bir kez daha anladım ki; tribün olayı çok önemli. beşiktaş taraftarı ölüyü diriltir diyorlar ya, uludağ sözlük taraftarı'da böyle işte. Beşiktaş semtinin havasını soludular ya, ondan olsa gerek. *
tribünü tıklım tıklım doldurup, 60 dakika boyunca takımı destekleyen, maç öncesi takımın oyuncularını tek tek tribüne çağıran, eğlenen ve eğlendiren uludağ sözlük taraftarları'na helal olsun. o yağmur altında böyle bir performans. sahada mücadele eden bizler, onların yanında sönük kaldık. beraent, fatal, kuntayi kinteleyen adam, limanla kavgali isyankar kaptan, melankolik, shaskin ve sultanfirardasenneredesin adlı yazarlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. sizler olmasaydınız işimiz zordu.
ayrıca rakip takıma ayrılan %5'lik bölüme münferit gelip, itü sözlük takımını deplasmanda yalnız bırakmayan taraftarı da kutluyorum. armasının peşindeydi.
gelelim takıma... herkes elinden geldiğinde oynamaya çalıştı. sonuçta hepimiz ilk kez bir arada oynuyorduk, avusturya'da maç öncesi kamp filan yapmadık. ama son derece uyumlu, sisteme bağlı bir oyun sergilendi.
lock: asıl kalecimizin son anda gelemeyeceği haberi alınınca, file bekçisi olma sorumluluğunu hiç düşünmeden üstüne aldı. sanırım soğuktan donan ellerinin yanında, beyni de biraz uyuşmuştu. maçta kendisine bere verdik, kafası biraz ısınınca aklı başına gelip "benim burada ne işim var" dedi ama iş işten geçmişti. kritik kurtarışlara imza attı, yediği gollerde yapabileceği hiçbir şey yoktu.
slm asl pls: maçın 20. dakikasında yerini saipsiz'e bıraktı. o dakikaya kadar elinden gelen tüm gayreti gösterdi. bu zirveyi organize eden, itü sözlük ile irtibatı sağlayan kişiydi. kendisine teşekkür ediyoruz.
saipsiz: maçta saatlerimiz 20. dakikayı gösterdiğinde oyuna girdi. girer girmez iki çalım yaptı. "tribünlere oynayayım dedim. hepsi üşüdü, biraz gaza gelsinler istedim" şeklinde bir açıklaması oldu. kornerden ön direğe gelen bir topu öyle bir uzaklaştırdı ki, şaşar kalırsınız. eğer top kaleciyi geçse, topu çizgiden çıkaracakmış hissiyatı veriyordu.
reconquista: maçın başından 59. dakikaya kadar son derece disiplinli bir oyun sergiledi. 59. dakikada ileriye çıktığı vakit kendisine yapılan defansa gel uyarılarına kulak asmadı. o kadar kusur, kadı kızında da olur. ne adam geçti, ne de top... her takımın defansına lazım biri. gol atmadı ama rakip takımın gol ataklarının tamamını durdurdu. halı sahada önce gol yemeyeceksin. bu adam da bunu en iyi şekilde uyguluyor.
essagan ala gazugu: defansın solunda ümit özat gibiydi. sağ ayağıyla adeta şov yaptı. yeri geldi 3-4 kişinin arasından sıyrıldı, yeri geldi rakip takımın iki oyuncusu altıpasın içindeyken araya girip topu uzaklaştırdı. formasının hakkını verdi, katkısı büyüktü.
bydnvr: orta sahada rakip takımın pas yapmasını önledi. ilk önce rakibi durdurup, sonra vuran bir isimdi. bazen göbekteydi, bazen sol açık oynadı, bazen forvetti, bazen forvet arkasıydı, defansına yardım etti. sahanın her yerinde vardı. maşallah.
chaotic good: takımımızın gizli forvetiydi. ilk yarıda istediği topları alamadı, rakip takım oyuncuları kendisini markaja almıştı. ama ikinci yarı hem istediği topları alıp, hem boş alan bulduğu vakit neler yapacağını bizlere gösterdi. takımımızı rahatlatan kritik gollere imza attı.
ayagini organina gore uzat: futbolu sevdiren güzel hareketleri vardı. estetik açısından çok güzel goller attı. nereye koşacağını çok iyi biliyor. rakibe topu kaptırsa bile tekrar mücadeleyi bırakmayıp, yine topu kazanıyor. son derece hırslı, temiz bir mücadele sergiledi. sözlüğümüzün genç yeteneği.
maçı izleyen ama zirveye katılmayan biri olarak birşeyler söylemek istediğim zirve. zirveye neden katılmadığımı da açıklayayım. sözlükten hiç arkadaşım yok benim. o nedenle bana nasıl yaklaşılacağını bilmiyordum. ama içimden de feci derecede arkadaşları izlemek geliyordu. o nedenle evimin de dikilitaş'a yakın olmasından ötürü küçük halısaha'nın yanında oyunu izleme şansım oldu. pişman olmadım desem yeridir. konuşmalara tanık olamadım net olarak ama arkadaşları görmek güzeldi.
dün geceden itibaren hem burada hem orada maç hakkında yazılanları okudum. açıkçası bizim bir yazar arkadaşımızın rakip takımın iki numarasını hedef alan açıklamasına kadar bir gerginliğe rastlamadım. o kişinin bizim hakkımızda yazdıkları da tam o yazıdan sonrasına denk geliyor. izlediğim kadarıyla maçta bir gerginlik yaşanmadı ama dediğim gibi konuşmaları duyamadım. arada ufak tefek tartışmalar oldu tabi ama hep tatlıya bağlandı. ben rakip takımdan iki numaranın aşırı sert bir oyun oynadığını, bizi sakatlamak oynadığını açıkçası söyleyemeyeceğm. hatta bir ara bu arkadaş oyunu durdurup, bizim arkadaşlara faul hakkında birşeyler söyledikten sonra kendi takım arkadaşlarına daha sert çıkıştı. hatta maçı sonlarına doğru şöyle bir pozisyon hatırlıyorum. iki numaralı kişi, bir pozisyonda bizim turuncu ayakkabılı arkadaşı geçti ve faul oldu zannedip oyunu durdurdu. topu eline aldı arada konuşulanları ise duyamadım. ondan evvel de yine bu iki numara, korneri direkt auta gönderdi. bunu sanırım bizim turuncu yakkabılı arkadaşına sarı da olabilir o ayakkabı, uzaktan net görünmüyordu) bir faulu olara atmasının karşılığnda yaptığını düşünüyorum. açıkçası ben bu arkadaşın maç içinde ne birine kasten bi hareket yaptığını gördüm, ne de bir gerginlik yarattığını. takım arkadaşlarına bizden daha fazla çıkıştığını gözlemledim ben. futboldan çok anlamam, bjk taraftarıyım ama o takımdaki tek futbolcu oydu bence. maçtan sonra yazdıkları doğru değil, hiç hoş değil, ona yakışmadı. ayrıca ojektif olmak gerekirse maçta bizim oyuncuların daha çok durdurduğunu, daha çok konuştuğunu gözlemledim. ama oyun olarak olardan çok çok daha iyiydik. keşke iki numaranın sertliğinden, davranışlarından yana sıkıntımızı maç içinde halletseydik. arkasından konuşunca hoş olmadı gibi bana.
netice itibari ile güzel bir maçtı. temei ettiğim gibi biz kazandık. yaşasın uludağ !
yağmur altında hep destek tam destek olmayı sözlüğümüze bir borç biliriz.
oynayan tüm arkadaşların gönüllerine sağlık tek tek övmeye gerek yok lalin 'işte saha işte futbol' diyorum.
itü lü oyuncuların maçın son 10 dakikasında kurdukları cümleler dötümüzle gülmememize sebebiyet vermiştir 'abi yeter artık adamlara rezil olduk güzel oynayalım' yanısıra kendi aralarında birbirlerine düşmeleri hayli eğlendirmiştir. maç sonrasında uludağ sözlük soyunma odasında zafer kutlamarı yapılırken itü sözlüklü arkadaşlar dışarda 'iyi oynadık ama yenildik demeleri' hep bir ağızdan 'kötü oynasaydınız ne olurdu olurdu' gibi yavşak bir cevapla susturulmuştur.
ee bizimde ayıbımız oldu bari her taçlarını, her kornerleri, gol saysaydık be arkadaşlar.
olmuş bitmiş, sahada pek güzel kazanılmış maçtır. takımımızı tebrik ederiz, bu altın jenerasyonun hepsini takımda tutmak istediğimizi istanbul kulüplerine* satmayacağımızı belirtmek isteriz, ha bide hedefimiz türk olmayan sözlükleri yenmektir, redhouse nananı skecez!*
Artık bu saatten sonra zafer sarhoşluğunu bırakıp sözlüğümüzün bir diğer nimeti pablo escobar'ı üstlerine salma zamanı gelmiştir diye düşünüyorum. hepimizin bildiği gibi kendisi futbol sözkonusu olunca onlarca yazara karşı tek başına çirkefleşebilmektedir ve bu galibiyetleri gelecek nesillere her 12 gördüğü yere itü, her itü gördüğü yere 12 yazarak taşıyabilecek kapasitededir*.
tekrar katılan herkesi tebrik eder, benzer zirveleri bursa da görmek isteriz.
uludağ sözlük'ü kınadığım bir spor mücadelesi. centilmenlikten nasibini alamamış ulusporlular size diyom len! ulan yapılır da böyle mi yapılır? hiç düşünmediniz mi o garibanların da birer karizmaları var, aileleri var, kız arkadaşları var! ayıptır ayıp... 12 gol ne la? gevura mı atıyonuz? vur dedik ırza geçmişsiniz... sözlükler arası diyaloğu başlamadan bitirmişsiniz. hitler'in yahudilere yaptığı bile bu kadar değildi.
insanlık adına bir utanç kaynağı(!) olduğunuz için hepinizi alnınızdan öpüyorum.
iyi güzel, gülüp eğlendiğimiz, yağmur altında ıslandığımız bir maç oldu. ancak burdan yapılan yorumları görünce aklıma ilkokul yıllarındaki 'ezme psikolojisi' geliyor. işte ne bileyim "ooo, nası ***tik ***tuk çıkardık ama" veya "adeta tavuk ***iyorum ya" gibi seviyeden yoksun, zeka eksikliği taşıyan yorumlar. hele maç çıkışı bir sen benua mı ne ***kimse, o espri yapıldı. yendi yendi bitmedi bu espri. yeter artık. cidden mide bulandırıyor.
ayrıca burdan itü'lü arkadaşlara da teşekkür etmek istiyorum. ellerinden geleni yapmışlar. ha, çok fena ***tik orası ayrı.