bitiminde, staddan çıkan taraftarların hiçbirinin yüzünde bir üzüntü ya da kızgınlığın olmadığı maç. herkes kendi arasında bu beraberliğin iyi olduğunu, galibiyet serisi baskısını ortadan kaldırıp takımın ufaktan sirkeleneceğini konuşuyordu. yani, dış etken ve takımlar değil, kendi içimizdeki hareketlilikler korkutabilirdi bizi.
bütün bu argümanların ötesinde, takımımıza o kadar güveniyoruz ki, biz ya kendimizi yıkarız, ya sakatlık, kaza-bela yıkar bizi.. nitekim de hep öyle olmadı mı?
son dakika göt balıyla 3 puan geleceğine, 2 puan gitsin; 60 puan gelsin.
taktikleri falan geçtim bu maçı izlediğim mekanda bir beşiktaşlı büyüğümüz sağolsun beni çok güldürdü. amcamız 60'ı geçmiş yaşına rağmen gençlere taş çıkartacak cinsten atraksiyonlara daldı, esip gürledi. bu esip gürlemeler keita'nın golü attırdığı pozisyonda başladı. çizgiyi geçti işte, hakemler sizin tarafınızda her zaman. beşiktaşa yazık oluyor bee. bu lig için şerefliyiz gibi klasik beşiktaşlı argümanlarını kullanıp durdu. maç boyunca hiç susmadı. hatasıza yakın maç yöneten cüneyt çakır'a maç boyu küfür etti. geçen sene ki galatasaray-beşiktaş maçından garezi olduğu kesindi. maçın son dakikalarında hakem galatasaray lehine faul verince; 'bak bu gol olacak, maç 2-1 bitecek bak görün, böyle bitsin .ötümü vercem' dedi. ben maçı bırakıp kahkahalara boğuldum. benle beraber herkes gülüyordu. maçın bitiş düdüğü çalmıştı çünkü...
milletin birbiriyle eğlenmesini, laf sokmasını, kafa yapmasını bi kenara itip bir futbolsever olarak bakmak istediğim ve naçizane öyle yorumlayacağım maç..
aslında her iki takım açısından da hem kabus hem de müthiş bir galibiyete dönüşebilirdi maç.. eskişehirspor öyle bir kadro sürmüş ki sahaya; ben intihar etti dedim rıza hoca.. ilerde karan, youla, sağda burak, solda mehmet yılmaz.. ortasahaya bakıyorsun sadece iki adam; doğa ve bülent ertuğrul.. aslında sami yen'de tam da galatasaray'lık bir kadro vardı ev sahibinin karşısında ama galatasaray oyunu alamadı.. nedenlerine gelince;
sezon başından beri bu takım 4-2-3-1 oynuyor.. yani defansın önünde 2 oyuncu ki bunların oyunun iki yanını da gayet iyi idare etmeleri gerekmekte.. ama eskişehirspor maçında defansın önünde sarp ve topal oynadı.. ikisi de birbirinin aynı.. ikisi de savunmacı ve ikisi de savunmaya kayarak oynuyor.. aslında 4-2-3-1 sisteminin kilit noktası olan bu 2'li hem aşırı defansif hem de geri kaçarak oynayınca efektik olamadı galatasaray.. ha denir ki ''mustafa sarp'da gol atıyor, mehmet topal'da..'' biri ölü toptan atar, biri kırk yılın başında uzaktan vurur.. yani ofans yüzdeleri düşük.. ''e peki nasıl 3-4 gollü galibiyetler alıyordu galatasaray?'' şeklindeki soruya hocasının oyuna müdahalesi ve ilerdeki oyuncuların performasnlarıyla cevabını verebiliriz.. ama dün hem rijkaard oyuna doğru müdaheleyi yapamadı hem de galatasaray'ın hücumcuları günlerinde değildi..
şimdi herkesin teknik direktör olduğu güzel ülkemizde ben de bir şeyler söylemek isterim.. peki nasıl kazanabilirdi ya da daha etkili olabilirdi galatasaray?
öncelikle 4-2-3-1 sisteminde sağ ve sol beklerin adeta birer açık gibi oynaması gerek.. bakıyoruz solda uğur uçar var sağda sabri sarıoğlu.. hadi sabri'nin alternatifi yok diyelim.. ama solda var.. aslında kadro yapısı itibari ile çok çözümlü bir kadroya sahip galatasaray.. dünkü maçta da stoper eksikliğinden doğan zaaf mehmet topal'la kapatılıp balta sol beke koyulabilir, mehmet topal'ın yerine ayhan akman denenebilir, böylelikle ortasahanın 2'lisinin biraz daha etkin olması sağlanabilirdi.. çünkü ayhan akman çok önemli bir oyuncu.. gol atar, şut atar, önde basar, arapası oynar, 2'ye 1 yapar.. yapar da yapar.. ortasaha için bu yapılabilirdi galatasaray adına..
2. çözüm ilerde.. golü sanırım 58'de yedi cimbom.. rijkaard oyuna baros'u alıp kewell'ı kenara alabilir, arda turan'ı sola çekip klasik 4-4-2'ye dönebilir, böylelikle keita ve arda ile oyunu kanatlara indirip pozisyon kovalayabilirdi..
3. çözüm; 4-4-2 de faide sağlamadıysa mustafa sarp teşekkür edilip oyundan alınabilir, yerine elano sokulabilir, sistem kabaca 4-1-3-2'ye çevrilebilir, elano'nun girişiyle uzaktan şutlarla, arapaslarıyla, verkaçlarla pozisyon aranabilirdi..
es es açısından daha önce intihar olarak değerlendirdiğim kadro ise tamamen galatasaray savunmasını öne getirmemek adına sahaya sürülmüş rıza hoca tarafından.. çünkü o kadar iyi biliyor ki eğer kapanırsa galatasaray muhakkak gol atar.. o da galatasaray'ın dar alanda oynayan ve rakibinin kendi sahasına gömen bir takım olduğuna son derece vakıf biri olarak hem balta'yı hem de servet'i olabildiğince ortasahadan uzak, kendi kalelerinde tuttu.. bunu da 4 hücumcu oynatarak yapmayı planladı ki bence son derece cesur bir hamle.. genelde sami yen'de oynayan takımlar allah ne verdiyse savunma yapmaya çalışır ve karşılığında kalelerinde goller görürler.. ama rıza çalımbay son derece zekice düşünerek galatasaray stoperlerini kendi sahalarında tuttu ve böylece galatasaray ileri ucuyla savunmasının arasını olabildiğince açtı.. neticede istediği pasları yapamayan galatasaray çok fazla pozisyon üretemediği maçta 1 puana razı olmuş oldu..
neticede galatasaray ortasahadaki ikilisinin etkin olamayışı, sol bekinde uğur uçar'ın oynatılması ve bence çift forvete dönmemesiyle 2 puan bırakmış oldu.. ama kesinlikle eskişehirspor'un mücadelesini, cesaretini ve rıza çalımbay'ın kadro hamlesini de görmezden gelmiyor, onları da 1 puan için tebrik ediyoruz..
bir galatasaraylı olarak bir açıdan beraberlikle bitmesine sevindiğim bunun bizi daha iyi oynamaya iteceğini, seri galibiyet stresinden de kurtaracağını düşündüğüm maçtır.
futboldan biraz anlayan insan galatasaray'ın kötü oynamadığını, eskişehir'in nasıl kapandığını gözlemler. bu beraberlik iyi olmuştur. zamanla da görülecektir zaten.
maçın sonucuyla, eskişehirli futbolcular fenerbahçe'nin potansiyel transfer listesinde yer alacaktır. aziz başkan ne olur bizi bırakma. senin zamanında beş defa şampiyon olduk iki defa da avrupa kupası getirdik.
volkan yamanı gönderip, alpaslan gibi genç bi yeteneği ezip, caner erkin diye bi adamı rusyadan apar topar getiriyosun ama iki maçtır sol bekte uğur uçar ı oynatıyosun. bu nasıl bi iştir anlamadık gitti. sonuç olarak sol kanat hiç çalışmadı. çocuk tüm iyi niyetiyle 1-2 kez ileri çıktı ama o çıkışlarda da sol ayakla yaptığı tüm ortalar dağlara taşlara. ya kardeşim, uğur zaten stoperden bozma sağ bek. koy stopere uğuru, sola da hakan balta. olsun bitsin..
sağ kanat zaten evlere şenlik. çünkü sabri var. adam bırak orta yapmayı taçları bile kullanamayarak stattaki ben dahil tüm gslıları çileden çıkardı. tribünde edilen küfürlerin tamamını net olarak duyuyorsa eğer benden ona tavsiye, ya lisansını yırtıp başka işle uğraşsın ya da anasını da alsın gitsin. ne kendini kahretsin ne bizi.
forvete bakacak olursak, az biraz arda kıpırdadı, keita ise yırttı kendini. valla Allahı var adamın. lokomotif gibi maaşallah. nonda ise gol hariç götünü kaldırmadı. kewell ağır kaldı, topal ile sarp ise topu ileri oynamamakta direttiler ve oyun da böylelikle kilitlenmiş oldu.
orta sahadan iki pas yapıp da gol pozisyonu üretemedik.neden? servet defanstan topu alacak şişirecek de seken topa keita ya da nonda müdahale edecek de pozisyon üretecez. ya elanoyu niye aldık biz. oyunu kursun diye değil mi. oyuna gircek diye beklediiiik durduk. ama adam ısınmaktan kömür oldu gitti.
sonuç; galatasarayımızın 3-4 maçlık kötü gidişi alınan bol gollü galibiyetler yüzünden gölgede kalmıştı. alınan bu beraberlikle kel gözükmüş oldu. valla aslına bakarsan çok da iyi oldu. inşallah, önümüzdeki zor maçlar öncesi yapılan bu hatalar görülebilmiştir. bu yetersiz futbol ve puan kaybından gerekli dersler çıkartılabilirse, içerisinde fenerin de olacağı yeni bi seri yakalanabilir.
galatasaray'ın yediği golü beleş olarak nitelendirenlerin, nonda'nın attığı golü tekrar izlemesini tavsiye ederim. tanım gerekirse de iki tarafın beleş goller attığı, denk güçlerin mücadelesi.
galatasaray'ın ligde oynayacağı 34 maçı kazanacağını zanneden ezik fenerbahçelilerin balon muhabbetti yaptığı galatasaray'ın sezonun en iyi futbolunu oynadığı, özellikle ilk yarı eskişehirspor'u ezmesine rağmen yediği "beleş" şeklinde nitelendirebileceğimiz bir gol ile berabere kaldığı gayet normal olan maçtır. galatasaray'ın 34 maçı kazanacağına kendilerini inandırmış acizler ise "balon patladı, hani yenerdi" şeklinde yorumlar yapıyor. ulan biz kendi takımımız için 34 maçı kazanacak demiyorken, elbet yenecek/yenilecek/puan kaybedecek diyorken, sen oynadığı tüm maçları kazanacağını mı söylüyorsun? kendinizi o kadar küçük, galatasaray'ı bu kadar büyük görüyorsunuz yani...
ezikler, ibneler bir tarafa sanırım ilk defa frank rijkaard'ın teknik hatalar yaptığı maç olmuştur.
3,5 forvet ile maça başlayan eskişehirspor'a karşı milan baros ve elano blumer'i yedek oturtmak yanlıştı. illa ki shabani nonda oynayacaksa bile çift forvet başlanabilirdi. 3 Maçtır 90 dakika oynamaktan yorgun düşmüş harry kewell'ın yedek başlaması gerektiği gibi. Aydın yılmaz değişikliği ayrıca bir garip durdu.
Son olarakta; sabri sarıoğlu'ndan vazgeçilmez, ilk 11'de oynatılmaya devam edilirse zaten sorunlu olan defans bölgesi ciddi maçlarda çok daha fazla aksayacaktır.
galatasaray'ımızın iyi futbol oynayıp, 2 puan kaybettiği normal bir maçtır. embesillerin gazına gelerek kimseyi asmaya, kesmeye gerek yoktur. elbet yenecek, yenilecek, berabere kalınacaktır.
öncelikle şuna değinmek istiyorum.maç öncesi rıza çalımbay'ın tüm takımı''kaptanınız için oynayın'' şeklinde motive emesine bir anlam veremedim.ne kaptanı ne oynaması ne diyorsun sen rıza ya?ümit karan galatasaray'ın futbolcusuydu ve başka bir takıma gitti neden profesyonelce bakamıyoruz olaya?ümit karan güzel oynadı da biz mi kovduk?geçen sene bu takımın kaptanıydı ümit karan.ama ne yaptı 10 küsür lig maçında oynadı ve bir gol dahi atamadı.afedersin ama o kadar maçta oynayıp da bir gol dahi atamıyorsan bu kadroda şans bulacağın inanıyor musun?neden gerçekçi olmuyorsun ümit karan?hiçkimse senin bu zamana kadarki galatasaray'a verdiklerini unutmaz ama.geçen sezonki performansın çok berbattı be ümit.sen ayrıca kaptanken kırmızı kart görüp bizi on kişi bırakıyordun yalan mı?* olmadı işte yapamadın ve başka bir takıma gittin,hala nedir bu intikam alma isteği.nedir bu hırs lübedeyken bile kart görüyorsun?
maça gelince...galatasaray ilk yarı çok iyi bir baskı uyguladı eskişehirspor'a.keita'nın da bireysel olarak yaptığı ekstra işler golün sinyallerini veriyordu.ama rijkaard'ın çok yanlış bir ilk onbirle çıktığını düşünüyorum.ayhan'ı mehmet topal'ın yerine oynatmış olsaydı,bu baskı doğrultuunda çok daha organize hücumlar geliştirebilirdik.ayhan varken ileri çtaki isimlerimiz de topla daha uygun pozisyonlarda buluşuyorlar.mehmet topal topu ayağında çok geveliyor.durum böyleyken galatasaray baskı kuruyor ama istediği pozisyonları organize şekilde bulamıyordu.ve keita bu anda sahneye çıkarak(eskişehirli defans oyuncusunun da yardımıyla) şapkadan anacondayı çıkardı,galatasaray 1-0 öne geçti.
2. yarının hemen başında keita'yla bir pozisyondan yararlanamadı galatasaray.daha sonra eskişehirspor tamamen göte-bala bir gol attı ve skoru dengeye getirdi.bu dakikadan sonra da ayhan'ı oyuna almayınca rijkaard,baskılı ama bal yapmayan arı edasıyla oynamaya devam ettik.birkaç uygun pozisyon bulduk yine de keita'yla mesela,olmadı malesef.neyse bu da nazar boncuğu olsun aslanlar.
hatırlatma:bu maçta bir gol attık ve 3 gol ortalamasının bir gol altına düştük.ankaragücü maçında 4 gol atmadan gelmeyin lan.
galatasaray'ın futbolunu beğenmediğim maç.özellikle 2.yarı pozisyon bulmakta zorlandık ve takım gereksiz bir panik havasına girdi.beraberliğin tek iyi yanı ise artık bizi strese sokan galibiyet serisinin sonlanması oldu.ilerki haftalarda takım daha rahat olup kendi oyununu sahaya yansıtabilir umarım.
kontratak pozisyonlarında dahi aldığı her topu bir iki defa dürtmeden, çalım teşebbüsünde bulunmadan ayağından çıkarmayan arda bu tek kişilik şovlarını sergilemeye çalıştığı sürece bizden bi bok olmaz. ha artık frikikleri de o kullanıyor. işin tadını kaçırmaya başladı.
galatasaray'ın golünün pasını veren keita'nın gol öncesinde topu taç çizgisini geçtikten sonra çevirdiği, 56. dakikada bülent ertuğrul'un şutunun hakan balta'nın koluna çarptıktan sonra mehmet yılmaz'a gol pası olduğu maçtır.
galatasaray 4 forvetle oynayan eskişehirspora hiç pozisyon vermemiş, bunun yanında heyecandan doldur boşalta başladığı 70. dakikaya kadar en az 5 net pozisyon bulmuştur. Ancak bütün ballarını bundan önceki maçlarda harcadığı için nasipsizlik vardı takımın üstünde.
galatasaray'ın sezonun en iyi topunu oynadığı maç oldu.eskişehir sahaya şaka gibi çıkınca(burak yılmaz, ümit karan, mehmet yılmaz, youla) gol sağanağı olacağı hissine kapılmıştım, hayal kırıklığına uğradım.
ayrıca keita'ya ilk yarıda yaptığı şov için teşekkür ediyorum.ikinci yarı markaj verilince mahrum kaldık güzel hareketlerinden.keita bu lige fazla olduğunu bi kere daha gösterdi.galibiyet gelmedi ama olsun kader, keitayı 45 dakika izlemek gazımı aldı.
rijkaard ın da yanlış hamleler yapabileceğini gösteren maçtır. skor 1-1 olmuş, kontratak oyuncularını sokuyorsun oyuna, bu nasıl iş anlayamadım kamil. topu tutabilen ve olası bir karambolde topu ağlara gönderebilecek nonda çıkıyor ve yerine baros giriyor. baros aralara kaçacak, kaleciyle karşı karşıya kalacak, kendini yere atacak, penaltı alacak, gol atacak diyorsan yanılıyorsun. kaçacak yer yok aga. kewell gibi bir büyücüyü çıkarıp, hız tutkunu aydın ı alıyorsun. ama o kalabılıkta hız yapamaz ki o çocuk, gider toslar bir yere.adama boşu boşuna büyücü dememişler ki , büyücü lan bu, durup dururken vurur gol olur, raket gibi ayağı var adamın.
rijkaard, elano yu brezilya milli takımına mı sakladı bilemiyorum. ikinci yarı oyundan düşen bir mustafa sarp ın yerine girebilir, maça şenlik getirebilirdi. somurttu durdu adam yedek klübesinde, tutmayın küçük enişteyi salıverin gitsin, dağıtsın ortalığı, 120 km/ saat lik şutlar atsın.
ümit karan a da değinmeden edemeyeceğim. huylu huyundan vazgeçmiyor ortak. hala rakip stoperlerin tepesine çıkıyor, sonra da itiraz ediyor ne faulü diye. şimdi de yeni bir özellik katmış kendine, tebrik etmek lazım. yedek klübesinden de hakeme itiraz ediyor artık, aferin dostum.
sabri den söz etmeğe gerek yok zaten. aynı sabri, yılların eskitemediği sabri.
