bugün

ali sami yen stadı'nda yağmur altında oynanan 2000-2001 sezonu şampiyonlar ligi ilk tur d grubu 3. hafta mücadelesidir. galatasaray açılış maçında as monaco'yu ali sami yen'de oturma organından dökülen ecel terleriyle 3-2 mağlup etmiş, ikinci maçta ise gurbet ellerde sturm graz gibi tırt bir rakip karşısında 3-0'lık skorla dağılınca lucescu bütün eleştirilerin hedefi olmuştur. rangers ise açılış maçında ibrox'ta ağırladığı sturm graz'ı 5-0'lık skorla darmadağın etmiş, takiben ii louis'deki gerilim içinde geçen maçta monaco'yu da van bronckhorst'un uzaktan attığı golle 1-0 yenince 6 puanla grubun en tepesinde oturmaktaydı. dick advocaat yönetiminde gol yemeden, sağlam bir şekilde ilerleyen rangers ağır bassa da galatasaray'da işlerin boka sarmaması için burada ali sami yen'de yenilmeleri şarttı, maça geçiyoruz...

maçın hakemi hepimizin o çok sevdiği uğurlu sempatik kabak kafa pierluigi collina idi, zaten galatasaray'ın en önemli motivasyonu da bu hakem olmuştur. galatasaray o sezon iç sahada giydiği sarı-kırmızı çubuklu, telsim göğüs reklamlı adidas formasıyla sahadayken, rangers da klasik düz lacivert ntl göğüs reklamlı, altına beyaz şortlu nike formasıyla sahadaydı. yağmur da vardı, collina parlayan kafasıyla bize selam ediyor, galatasaray'ı o sezon inanılmaz bir şekilde destekleyen taraftar ise tribünü gene hınca hınç dolduruyordu. bu maçın ayrı bir önemi efsanevi futbolcumuz tugay kerimoğlu yıllar sonra ilk kez farklı bir takımın formasıyla ali sami yen'e ayak basmıştır ve bu sebepten dolayı maçtan önce epey duygusal anlar yaşanmıştır, tugay'a çiçek verilmiştir ve maçtan önce de tribünlere çağırılmıştır, hüzün dolu anlar falan yaşanmıştır işte. galatasaray'da monaco maçında kırmızıyı yiyen gheorghe hagi, suat kaya, okan buruk gibi isimler sahada yoktur. bu da büyük bir handikaptır.

maçın başlama düdüğüyle beraber takımdaki gaz sahaya yansımıştır, gene yapılan o klasik konfeti şovundan sonra galatasaray tam saha pres yaparak rangers'ı bunaltmaya başlamıştır. ne var ki defans da bildiğimiz evlere şenlik galatasaray defansıdır, rakip kontrataklarda yayla gibi alanlar hizmete açıktır. sturm graz maçının intikamını almak için sağlı sollu saldıran galatasaray, bir şekilde o rangers defansından duvara çarpmış gibi geri dönüyordu. ilk yarıda paso yüklenen galatasaray doğru düzgün sonuç alamıyordu, devrenin sonlarına doğru gelişen çok ilginç pozisyonda ise hakan ünsal'ın ortasında italyan defans oyuncusu lorenzo amoruso kendi kalesine gelişine mükemmel bir şut yolluyor, üst direkten dönen topa da mario jardel "bu ne ki hacı?" diye tepki verince galatasaray inanılmaz bir golden oluyordu. bu pozisyondan sonra sabri ugan amoruso'nun takım içinde hiç sevilmediğinden dem vurmuştur, kendince çamur atmıştır, doğrudur bilemeyiz. galatasaray'ın epey bastırdığı anlardı. maç nispeten sıkıntılı geçiyor, galatasaray mutlak galibiyet için çıktığı maçta golü bir türlü bulamayınca ekran başında sinirler gerilmeye başlamıştı ama ilk yarı da 0-0 sona ermişti.

umutlar ikinci devreye taşınmışken rangers'lı oyuncuların santrasıyla ikinci devre başladı. ilk yarıya benzer bir şekilde galatasaray başlar başlamaz yükleniyor, gelmeyen gol sonucu artık taraftara fenalıklar gelmeye başlamıştı ki 52. dakika gelip çatmıştı... kaleci stefan klos hasan şaş'ın ayağındaki topu kornere atınca galatasaray soldan korner atışı kazanmıştır. sezon başında inanılmaz bir ücretle galatasaray'a gelen ve ilk haftalardan sonra troll olduğu ortaya çıkan bülent akın, soldan kullanılan kornere penaltı noktası civarlarında sol ayak içi ile gelişine vuruyor, galatasaray'ı 1-0 öne geçiriyor, yüreklere su serpiliyor, derin derin "oh"lar çekiliyor, bülent akın ise kendini kısa bir süre için hagi zannediyordu. en sonunda kilit açılınca galatasaray ilk defa göte dayanan yumurtanın sağladığı destekle değil de kendinden emin bir şekilde rangers kalesine gidiyordu.

golden sadece 5 dakika sonrasında şampiyonlar liginde o sezon atılan en anlamsız ve mükemmel gollerden birini seyredecektik. hasan şaş'ın pasıyla göbekten rangers kalesine sokulan 57 forma numaralı hakan ünsal 57. dakikada sol ayak dışıyla 23-24 metre uzaktan anlamsız bir şekilde aşırtma vuruşla kaleyi deniyor, kaleci stefan klos ise topu tutmak yerine ters takla atmayı yeğleyince galatasaray skoru 2-0'a getiriyordu. sen 1997 finalinde borussia dortmund'la kupayı kaldır, sonra kalk ali sami yen'de böyle bir gol ye, taşak oğlana dön. içimiz parçalandı o an ne yalan söyleyeyim. sabri ugan'ın klos'u jimnatikçilere benzetmesi ise içtiğimiz çayın yanına çörek niyetine gitmiştir. nitekim bu pozisyon gol olmasa hakan ünsal'ın yiyeceği traktör dolusu küfür cepte tutulmuştur. bu çılgın davranış adına aynı başlığımız da vardır;

(bkz: hakan ünsal ın glasgow rangers a attığı gol)

5 dakikada gelen iki golle ne olduğunu da şaşıran rangers defansta kendi çapında eğlenirken galatasaray en sonunda isminin hakkını vermeye başlamıştır. bu esnada rangers'da peşpeşe yaşanan oyuncu değişiklikleri ise dick advocaat'ın sinsi planlarının eseridir. galatasaray'ın kontrolünde giden maçta ara ara iskoç ekibi de yükleniyor işte bu dönen toplardan birinde kontratak özürlü takımımız galatasaray ne hikmetse golü buluyordu. 70. dakikada sağ kanattan hızlı çıkan ümit davala ceza sahasının gerisindeki mario jardel'e süper bir orta yapıyor, jardel de topa soluyla gelişine çaktığı o voleyle topu uzak direğin tam köşe noktasında ağlarla buluşturuyor ve galatasaray iyice rahatlıyordu: 3-0.

galatasaray'ın farka gitmesi içten bile değildi, iyi oynuyordu ama o sezon mircea lucescu'nun "iyi oynuyorsak, hemen akabinde sıçıp telafi etmeliyiz" temalı çalışması burada da kendini gösterdi. o sezon as monaco, sturm graz, ac milan, deportivo la coruna maçlarında da bu çalışma gözlemlenmiştir. tersine işlediği tek maç da ali sami yen'de 2-0 geriden kazanılan real madrid maçıdır. zaten 2 gün önceki bordeaux maçıyla da gördük ki galatasaray o zamanlardan beri bu tutumunu pek değiştirmemiş. zaten avrupa'da 4-0, 5-0 kazanılan maç görmek biz galatasaray'lılara haram. 3. golden hemen sonra bu golün sevincini ağzımıza tıkan gol manchester united eskisi, oyuna sonradan giren rus andrei kanchelskis'in altıpas üstündeki defansa çarpan kafa vuruşundan geliyordu: 3-1, dakika 72.

nitekim rangers galatasaray'ı gene de çok fazla zorlamazken 90. dakikada van bronckhorst'un direkten dönen topu bizi epey yusuflatmıştır. 90+5'de bülent korkmaz'ın faulu sonucu ceza yayı civarından kazanılan serbest vuruşta tinerci tipli giovanni van bronckhorst hami mandıralı'ya özenip hayvanlar gibi sert bir vuruşla topu tavana asınca maçın abuk skorunu tayin ediyordu: 3-2... hollandalı oyuncunun ali sami yen'deki kalelerin filelerini delme çabası galatasaray taraftarı tarafından ayıplanıyordu, öyle ya da böyle galatasaray namağlup rangers'a 3 tane sallayarak şöyle bir silkiniyordu. ayrıca bu maçta hangi devrede gerçekleştiğini hatırlayamadığım bir pozisyonda kaleyi karşıdan gören bir noktadan serbest vuruş kullanan rangers'lı oyuncunun yağmurun etkisiyle göt üstü yere oturarak, şutu taca yollaması da bu maçı renkli kılar. ayrıca "collina uğuru" devam etmiştir.

galatasaray grubun liderliğini ele geçiriyor, ilk maçında rangers'a ibrox'ta 5-0 yenildikten sonra bizi top eden sturm graz ii. louis'deki grubun diğer maçında as monaco önünde yine aynı skorla malafata sarılmıştı: 5-0. bu maçta attığı güzel golle bizi selam eden marco simone son maçta ibrox'ta rangers ağlarına yolladığı golle ikinci tur yolunu açtığı galatasaray'ın taraftarına yaranacaktı.

galatasaray rangers'la deplasmandaki maçta baskıyı içinde hissetse de, kalesi şut yağmuruna tutulsa da oradan da gol yemeden dönecekti ve iskoç takımı bizim için iyi hatırlanacaktı. galatasaray'ın o sezon nerelere kadar geldiği de malumunuz zaten fazla söze gerek yok.

cimbom tarihinde yer alan bu sıradan maçlardan birisini şampiyonlar ligi sponsorlarından pulemjot kalashnikova sundu, esen kalın...
uefa şampiyonu kadronun henüz bozulmamıştır. bi tek hakan şükür yoktur bu maçta. yerine jardel'i almış çok da sevinmiştik.

galatasaray'ın çocuğu tugay da rangers'taydı o zamanlar, bize karşı da oynamıştı.
windows milenyumun kıral olduğu dönemlerde ki maç...

o zamanların kıralları bugünün soytarıları.