her şeyden önce zevktir bu.
sahaflardaki o koku, kitapların unutulmuşluğu, beklenmedik anda çok istediğiniz bir kitapla karşılaşma olasılığı...
düşüncesi bile güzel.
ayrıca;
sahaf gezen insan kalitelidir.
bunlar sahafların da afedersin bir yerinin kalkmasına sebep oluyor.
bu bazı bi yeri kalkmış sahaf topluluğu yağlı müşteri olmadığınızı anlarsa sorunuza cevap bile vermez. o kadar kalkıktır yani. lan alt tarafı eskicisin. yalanmı.
kitap okuyun da neyle okursanız okuyun öncelikle o ayrı. yani kitabı kindle ile okumaktan zevk alıyorsan oku kime ne. ben kitabı hissetmeli o kokuyu duymalıyım ama bu benim fikrim. kaldı ki kindle ile kitap okumanın maliyeti uzun vadede daha azdır kitap satın almaya oranla. e böylece hem yazarların hem de yayınevlerinin hakları zarara uğramayacağı için desteklerim de ben kindleı.
gerçi ben 2. el kitap alıp okuna biri olduğumdan kitapları yarı fiyatına bazen 3' te 1' i fiyatına aldığımdan zaten maliyeti çok sorun olmuyor ve kitabı hissederek okuyabiliyorum.
kitap okumak bir keyif olduğu kadar kimileri için de bir tutkudur. bir kitabı sahaf sahaf dolaşıp aramak, onu sorarken başka kitaplara rastlamak büyük keyiftir. hepsi bir yana bazı kitapların manevi değeri çok yüksektir. örneğin sene kindle ile her yeni kitabı alırsın almasına ama ahmet hamdi tanpınar' ın huzur kitabının remzi kitabevi' nden çıkan ilk baskını bulamazsın. gerçi fiyatı 250 tl olduğu için ben de alamıyorum şu an ama en azından gördüm, dokundum. *
çavdar tarlasında çocuklar' ı bulursun ama gönülçelen çevirisiyle can yayınları' ndan çıkanını, o kapağı bulamazsın. işte bunlar hep zevk meselesi, hep tercih tabii ki.
okuyun da nasıl okursanız okuyun, tabii bir de korsan okumayın.
bunun hazzını almak lazım. sahaf gezip kitap incelemek, çok ilginç kitaplar bulmak insana ayrı bir haz verir. hatta bir keresinde dudaktan kalbe kitabının 1925teki ilk baskısını bulmuştum. o kadar eksiydi ki, üstünde cilt yoktu tamamen saman kağıdına basılmıştı, eskilikten sayfaları kırılıyordu, inanabiliyor musunuz odun gibi kırılan sayfaları vardı.
2 kere imzalı kitap düşürmüşlüğüm var. orijinal ıslak imzalı hem de. kim bilir nerede, ne şartlar altında imzalanmıştır.
gençliğinde alıp sahafa sattıktan yıllar sonra evlenmiş çocuğu olmuş bir ablayı satın aldığım kitap sayesinde buldum, muhabbeti ilerlettik. şimdi çocuğu dayı biliyor beni. ablam veya kız kardeşim olmadan kısa yoldan dayı oldum lan nesi kötü bunun?
Kitabın ve edebiyatın değerini bilen insandır.
Şimdi bu konuda yazar neye laf koymuş anlamadım.
Kitap okumaysa konu, kitap okumanın tadının netten,pdf dosyadan çıktığını düşünmüyorum.
Kitap okumanın kendince bir ritüeli vardır ve çok seviyoruz.
Sahaf sahaf dolaşıp fiziksel yorulmaksa anlayamadığınız,
sahafçının da kendine has,nostaljik hoş bir havası vardır.
Acayip de bir kokusu vardır,loş ışıklı olurlar ekseriyetle de.
Tabi bu zamanda genç olan nesil,sahafta bulunmanın büyüsünü,
kitapla kucaklaşmanın,ona dokunmanın hissini pek bilmiyor.
Ayrıca kitap dediğin eski, sarı soluk sayfalı, mümkünse
2. el olmalı gerekir de diyip, hepten karıştırayım ergenlerin kafasını.
Bir kitabı aramak,onu bulunca manitayla buluşmuş gibi sevinilir,heyecanlanır.
Off hangi birini anlatsam. Özetle hepsi aşama aşama bir zevktir.
----------------------burada direk yazara hitap----------------------
ne oluyor allasen, sahaftan kitap alan biri tarafından tacize mi uğradın? ne geldi başına gardaşım, paylaş bizimle.
ama o hakaretler olmasaydı ben bu enrty'yi girmezdim belkide haklısın. çakal seni, olayı kapmışın.
----------------------başlığı açan hariç okumasa da olur-------------
neyse tekrar mevzumuza gelirsek, kitap incelemek ayrı bir zevktir. hele eski kitap olayı zaten başlı başına bir meraktır. kitaba para verme olayı zaten olması gerekendir. kitapların yeri ayrı, hiçbir teknoloji kitap kültürünü yok edemez.