Sorumlular hesap verir mi bilmem ama sorumluları belirlemenin baya çetrefilli olacağı kesin.
Çünkü olayın hukuki zemini çok muğlak. Şöyle ki;
yaşanan olayda bir kere bolu belediyesi’nin herhangi bir sorumluluğu yok.
Otelin olduğu bölge bolu merkez itfaiye müdürlüğü’nün yetki alanında değil. Yangın yeterlilik yazısının 2007 yılında bolu belediyesi’nden alınmış olması hala oranın yetki alanında olduğunu göstermez. ikincisi, ilgili belge, işletmenin sadece ve sadece o tarihte yangın yeterliliğine sahip olup faaliyete başlayabileceğini gösterir. O günden itibaren ilelebet süren bir garanti belgesi değildir
binaların yangından korunması hakkında yönetmelik’in ‘denetim’ başlığı altında deniyor ki;
“MADDE 131- (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı aşağıdaki şekilde denetlenir:
a) Özel yapı, bina, tesis ve işletmeler, mahalli itfaiye teşkilatı ile bunların bağlı veya ilgili olduğu bakanlık ve kamu kurum ve kuruluşlarının müfettişi, kontrolör veya denetim elemanları tarafından denetlenir. Bina sahibi, yöneticisi ve sorumluları denetim elemanlarınca binaların arzu edilen bütün bölümlerini ve teçhizatını göstermek, istenilen bilgi ve belgeleri vermek zorundadır. Denetim sonunda eksik bulunan ve giderilmesi istenilen aksaklıklar ile talep edilen önlemlerin öngörülen uygun süre içerisinde ilgililerce yerine getirilmesi mecburidir.”
Haliyle Mahalli itfaiye teşkilatı bolu belediyesi itfaiye müdürlüğü değildir. Ya seben belediyesi itfaiye müdürlüğüdür yahut kartalkaya’nın dahil olduğu Köroğlu Dağı Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nin varsa özel düzenlemelerindeki birimdir.
Ayrıca, ilgili maddeden de anlaşılacağı üzere denetim yükümlülüğü sadece itfaiye üzerinde değildir, işletmenin bağlı veya ilgili olduğu bakanlık ve kamu kurum ve kuruluşlarının da yükümlülüğü vardır.
Yani yönetmelik, işletmenin bağlı/ilgili olduğu kurumlar denetim yaparken, işletmenin bir zamanlar (örneğin 15 yıl önce) anlık yangın yeterliliğine ilişkin herhangi bir itfaiyeden aldığı yazıya bakar, bunu yeterli görür, demiyor. Yönetmelik hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığına ilişkin, işletmenin bağlı ve ilgili olduğu kurumlara da denetim yükümlülüğü öngörüyor.
Peki yönetmelikte; itfaiye, ilgili bakanlık veya diğer kamu kurum kuruluşları için hangi periyotta denetim öngörülüyor?
Olayın nirengi noktası da burası işte. Çünkü Böyle bir düzenleme yok.
Madde 125: “ Yapı, bina, tesis ve işletmelerde yangın güvenliğinden; kamu ve özel kurum ve kuruluşlarda en büyük amir, diğer bina, tesis ve işletmelerde ise sahip veya yöneticiler sorumludur.”
Yani Yangın güvenliğini sağlama yükümlülüğü, işletme tüzel kişiliğini temsilen mülk sahibi veya ilgili yöneticide. Gelgelelim buna uyulup uyulmadığının periyodik olarak denetlenmesi yahut yangın yeterliliğin geçerlilik süresi diye bir şey yok.
Peki Yürürlükteki mevzuata göre işler nasıl yürüyor?
işletmenin, yangın güvenliğini etkileyecek herhangi bir yapısal/organizasyonel değişiklik halinde ilgili kurumlardan denetleme talep etmesi, uygunluk yazısı alması beklenir.
Peki mevcut olayda ‘yangın yeterlilik belgesi’ neden 2007 tarihli?
Çünkü yönetmelik 2007’de çıktı. işletmeler ruhsat alabilmek yahut ruhsatlarını koruyabilmek için gerekli düzenlemeleri yaparak itfaiyeye başvurdu ve uygunluk yazısını aldı.
Verilen yazı, faaliyete başlamaya uygun olduğunu ancak yangın güvenliğinden işletmenin sahibi veya yöneticisinin sorumlu olduğunu söyler.
Bir diğer deyişle; benim denetimim anlıktır, işletme bu şartlarda faaliyete başlayabilir ama bu şartları korumak, değişen şartlara uymak ve genel olarak yangın güvenliğinin sürekliliğini sağlamak işletmenin sorumluluğundadır, denir. Kısacası, gerisi beni bağlamaz, diyor.
Türkiye’de ruhsat alan milyonlarca işletme bu şekilde ruhsat alıyor. ikamet amaçlı binaları da işin içine katarsanız, kaç milyon ediyor, siz hesaplayın.
Zaten buna her ne kadar yeterlilik belgesi falan dense de, aslında bu bir belge değil. Hukuki olarak bir belge niteliği taşımıyor. “itfaiye geldi, o an için yangın güvenliği yönünden faaliyete başlamama engel bir durum görmedi” yazısıdır.
Dahası, bir denetim raporu niteliğini de haiz değildir.
Hatta dahası, re’sen inceleme sonucunda yazılan bir yazı da değildir. Yazının başındaki ‘ilgi’ bölümünden de anlaşılacağı üzere, bir cevap yazısıdır. işletme itfaiyeye “yangın yeterliliğimin değerlendirilmesi” içerikli bir dilekçe yazar, itfaiye değerlendirme sonucu bir cevap yazısı yazar ve son paragrafa mealen “sonrası seni bağlar, haberin olsun” der. işletme de ruhsat veya diğer belgelendirmeler için ilgili kurumlara talepleri halinde bu yazıyı gösterir. işte hepsi bu.
Dolayısıyla otelin 2007 yılında aldığı yeterlilik yazısından yola çıkıp hukuki sorumlu aranmaz.
Ne yazık ki, aynı durum bütün binalar için de geçerli. Toplanma amaçlı (sinema, tiyatro, kongre merkezi vs) binalarda da durum bu.
Bir bakın bakalım kaç işletme ruhsatı aldıktan sonra bir daha yangına dair herhangi bir denetim görüyor?
Çevrenize bir bakın; işletmeler ruhsatı aldığı günün hemen ertesinde fiziki şartları baştan aşağı değiştirecek (sundurma çıkma, kaçak kat, alan genişletme, yeni bölme ekleme, yangın yükünü arttıracak depolama vs.) şeyler yapıyorlar mı, yapmıyorlar mı? Bunlardan kaç tanesi bu tür değişiklik ertesinde tekrardan ilgili bakanlığa ya da mahalli belediye itfaiyesine başvurup yangın yeterliliği devam ediyor mu diye yazı yazıyordur sizce?
18 senede ne değişiklikler olur, siz hesap edin vs vs.
Konuya dönersek;
Buradaki savcılık soruşturması, sorumluların tayini ve görevi ihmal olup olmadığıyla alakalı olacaktır.
Yönetmeliğe göre Sorumlular; mahalli belediye, ilgili bakanlık, ilgili kamu kurumları ve (eğer yangına ilişkin özel düzenleme varsa) turizm koruma gelişim bölgesinden sorumlu kurumdur.
Denetim anlamında Görevi ihmal var mıdır?
Yönetmelik periyot belirtmiyor ama bunlar tarafından denetlenir, diyor. (Yangın yeterlilik yazısı o anı bağladığı için onun konuyla ilgisi yok) ilgili madde yetkiyle birlikte sorumluluk belirtir şekilde düzenleme getirmiş.
Dolayısıyla seben belediyesi ve işletmeyle ilgili kurum ve kuruluşlar müteselsil sorumlu. Gelgelelim, periyot belirtilmediği için neyi baz alacaksın? Denetim yükümlülüğü nasıl, hangi şartlarda ve hangi aralıklarla yerine getirilir? Mevzuatta düzenlenmemiş.
Mahalli belediye diyecek ki, benle ne alakası var, zaten ruhsatlı işletme, yönetmelik yangın güvenliğinin sürekliliğini sağlama sorumluluğunu işletmeye vermiş. Bakanlık diyecek ki, ben 2007 tarihli bir yazıda uygunluk gördüm, yangın mevzusunda gerisi beni bağlamaz, ben turizm açısından denetledim. Bolu belediyesi diyecek ki, ben 2007’de faaliyete başlama için uygunluk yazısı vermişim, sonra adamların içeriyi nasıl değiştirdiğine, önlem alıp almadığına dair nereden bilgim olsun, zaten ben mahalli belediye de değilim, orası (artık) yetki alanımda da değil. Mahalli belediye diyecek ki, benim zaten re’sen denetim yetkim yok.
Bu arada, Olay siyasi çekişmeye döndüğünden işletmenin yangın güvenliğinin sürekliliğini sağlama yükümlülüğünden bahseden yok. Gerçi her halukarda ilgili yöneticiler yargılanır. (Ama Muhtemelen mülk sahibi yırtar)
Tabi bu konuya ilişkin, ilgili kurumlara (seben belediyesi veya ilgili bakanlık vs) iletilen eski bir şikayet varsa ve buna istinaden denetim olmamışsa o kurum denetim yönünden birincil sorumlu haline gelir.
Bunun dışında “yangın merdiveni vardı” denilen bakanlık açıklamasına istinaden sosyal medyada “hani yangın merdiveni yok” diyenlerin sanırım bilmediği konu şu; yangın kaçış merdivenleri her zaman bina dışında olmak zorunda değil, bina içinde de olabilir. O konuda otelin cephe fotoğraflarından çıkarım yapılamaz.
Durumun hukuki boyutu böyle.
Denetim anlamında Mevzuat mı yoksa kurumlar mı suçlu, tartışılır.
Ama her ne olursa olsun ölen öldüğüyle kalacak ve siyasi çekişmelerle oluşan gündem dağıldığında kimse bu olayı hatırlamayacak.
senin de amına koyayım amerikanın da amına koyayım. urlada yaşayan arkadaşımın kardeşinin, eşinin ve çocuklarının yangında öldüğünü öğrendim ben hala nasıl arayacağım diye düşünüyorum piçin yazdığı entry'ye bak. kalıbınıza sıçayım lan hepinizin.
vefat edenlere rabbimden rahmet vefat edenlerin yakınlarına başsağlığı yaralı vatandaşlarımıza da acil şifalar dilerim.
primatlar bundan sonrasını okumasın hoşlarına gitmez zira.. olaya yayın yasağı geldi mi ? geldi. tek hücreli yaşam formları olayı bolu belediyesine yıkmaya çalışıyorlar mı ? çalışıyorlar. bolu belediye başkanının adı olayda bir kere bile geçti mi ? geçmedi. bolu belediye başkanı hakkında soruşturma açıldı mı veya ümit özdağ gibi apar topar gözaltına alındı mı ? alınmadı. cumhurbaşkanı çıkıp "olaya siyaset karıştırmayın acı hepimizin acısı zaman birlik olma zamanı" dedi mi ? dedi.
şimdi büyük resim görme uzmanı falan olmana gerek bile yok tüm şu yazdıklarım içerisinde noksan bir şey var mı ? benim bildiğim yok. o zaman mevzu bayağı derin demektir. benzer herhangi bir olayda eğer habere yayın yasağı gelmiş ise olayın ne olduğunu geçmişte yaşanan yüzlerce olaya bakarsan net olarak anlarsın zaten. tabi beyninde kıvrım var ise. beyninde kıvrım yok ise zaten bolu belediyesi itfaiye bilmem ne diye saçmalar durursun. olayın bolu belediyesi ile alakası olacakta yayın yasağı gelecek ? şimdi tüm kanallarda bangır bangır tanju okan idam edilmeli diye bağırıyorlardı. cumhurbaşkanı da "zaman siyaset zamanı değil" demiyordu aksine cehapenin içinden geçiyordu en tepeden en aşağı kadar herkesi suçlayarak.
sen gel benim yanıma ben sana 25 senedir itfaiyenin istanbulda nasıl denetim yaptığını anlatayım bi.. 25 sene diyorum bak 25 senedir ibb imamoğlunda falan değil. öyle ruhsatlar veriyorlar ki ben işletme sahipleri veya işletme yetkilileri ile konuşurken "buna nasıl ruhsat aldınız denetimden nasıl geçtiniz" diye soruyorum aldığım cevaplar karşısında ağzım açık kalıyor 25 senedir.
Kaptan salak Memo Bey kardeşim: Ben seni hafife almışım. Özür dilerim. Hakikaten tam donanımlı bir salak imişsin. Parti yalamayı bırak! Teleferik faciası da bu da ve bu gibi başka olaylar da parti ve adam savunmasını hak etmeyecek kadar yavşakça olaylardır. Bunlar bilinçli kötülük. Ben ne anlarım rapordan, izinden, yangın merdiveninden ya da bu gibi şeylerden be embesil kardeşim! Vatan bizim, devlet bizim. Dün Ali Yerlikaya açıklama yaptı ve çok hoşuma gitti. Tam bir devlet adamı gibi konuştu. Zati iktidar içinde Mevlüt Çavuşoğlu, Fahrettin Koca, Ziya Selçuk gibi kaliteli insanlar dışında istisnasız alayı çanak yalayıcı. Kanunlarda sorun yok, sorun insanlarda: Daha matematik bilmeyen bir iktidar -2014-2018-2023 Seçimlerini 1+1+1=2 diye yuttunuz- tarafından yönetildiğimizi bilmiyormuş gibi konuşuyorsun. Matematiğin ırzına geçen, seni beni boş bırakır mı a benim mal yavrum!