başlarında halen daha uçuk kaçık aşk meşk peşinde koşmak, aşık olduğunuz kişiyle her an her çılgınlığı yapabilecek kapasitede olmak, ara ara duygusallığın, melankolinin dibine vurmak, üniversite hayatının hiç bitmeyeceğini sanmak, aile parası yemek, saatlerce telefonda konuşmaktan zevk almak, ortalarında ise yavaş yavaş durulmak, "gösteri bitti" moduna girmek, "bir şeyin ucundan tutmalıyım" demek, artık çılgınlık değil, ciddi kararlar vermekle meşgul olmak, hiç yapmam dediğiniz, birkaç yıl önce dalga geçtiğiniz şeyleri bir bir ve seve seve yapmak**, sonlarına doğru artık 30'lu yaşlara hazır, karakter olarak belli başlı değişimler geçirmiş, hayat görüşü farklılaşmış, ota boka ağlamayan, ota boka ağlamaktan daha önemli işleri olan, işten başını kaşıyamayan, ev alma, araba alma, para biriktirme planları yapan bir birey haline gelmek.
zamanında "bu insanları anlamıyorum ya!" dediğiniz anne ve babalarınıza benzemeye başlamak.
aha 20 oldum diyemeden bitiveren yıllardır sanırım, yani çok çabuk geçer. Kıymetini bilmek gerek, doyasıya yaşamak gerek.
Her yaşı olduğu gibi.
Yaşlanıyoruz ya.
güzeldir. insanlar senin fikirlerine saygı duyarlar, değer verirler. karşına geçip" eneeem liseli lan bu bi sike yaramaz ehe hehe" diye saçma salak laflar etmezler.
çılgınlığın dibine vurmaktır. hayatta görüp görebileceğin tüm çılgınlık bu birkaç yıllık arada yapılır. tabi ruhta varsa çılgınca ve hızlı yaşamak yaş 50 de olsa yine yaşanır ama 20 li yaşlardaki gibi doyumsuz olmaz, sık olmaz. arada bir olur.
hergün bir heyecandır 20'li yaşların başında, alınan kararlar, aslan gibi kükremeler karşı dağları deler inim yaparım diye haykırışlar, çılgınlıklar, sınırsız alkol,kızlar, hız, aksiyon,sigara, yorulma bilmemek, ora senin bura benim gezmek durmak, hayatı macerasıyla birlikte tüketmek...
bunlar 20'li yaşlarda olan ve heyecanı bulunan kişilerde sık görülür. ama yaş bir 25 civarına gelsin, para pul, geçim derdi girsin işin içine, tam olarak değişim olmasada bünyede bir takım özellikler yerini başka özelliklere bırakıyor.
yorgunluk, neşesizlik, yıllardır hor ve hızlı kullanılan bedenin artık aksiyonu eskisi gibi kaldırmaması baş gösterir.
aman gençler, yani 20'li yaşlarındaki gençler! sakın ha bu güzel günler bitmeyecek diye ağırdan almayın, sonuna kadar yaşayın, anlamadan bitecek çünkü.
not: pişmanlık barındırmayan bir yazıdır, ben bilançoda pek çok şeyi tutturdum şu yaşıma dek, ama o günlerin tadı da başkaydı. heyyy...
Ergenliğin bir üst versiyonudur. Bu yaştaki kişiler hayatın hızlıca akıp gittiğinden, hiçbir şey yapmamış olmaktan, gelecekten ve giden gençlikten şikayet ederler..
aslınca çok güzel yaşlardır. nasıl desem öyle dünyayı kurtarmayı falan beklemeyin. kendinize yönelin. içinizde hiç bir şey kalmasın. çıkın gezin, arkadaşlarınızla takılın, güzel dostluklar kurun, saçmalayın çünkü ilerde saçmalarsanız hoş karşılanmayacak.
okula devam zaten.
spor yapın. sağlıklı beslenin. dış görünüşünüze kişisel temizliğinize önem verin. alışkanlıklarınız olsun.
sevin.. sevilin..
kiber davranın insanlara. ama kendinizden de taviz vermeyin.
öyle yani. ben de gireli daha çok olmadı ama girer girmez bunları söyleyebilirim.
Bu sene son 20 li yılıma gireceğim. Evet 29 olacağım. Bir an önce hayatımdaki kritik yıllarımı almam gerekiyor. Aksi takdirde her şeye geç kalabilirim.