Almanya'nın bu yıl itibariyle 1,1trilyon dolar ihracat yaptığını göz önüne alırsak ne kadar gerilerde olduğumuzu anlamamız pek de zor değil. Kayısı domates fındık satarak bu hedef zor tutar.
1923'teki durumla bugünü kıyaslayanların olduğunu görünce daha bir komedi hal alan hedef.
evet sayın sözlük okuyucuları, 2 kasım 2002 tarihinde akp savaştan yeni çıkmış 10-11 milyonluk bir nüfus, neredeyse sıfır fabrika, sıfır baraj, sıfır eğitim, sıfır sermaye ile teslim aldı bu ülkeyi. 1923'te yapılan ihracatı bugün 3 saatte yapıyoruz. mesela 3 kasım 2002 öncesinde 1923'te yaptığımız ihracatı 25 senede yapabiliyorduk. böylesine ufkumuz açıldı.
1923'te yaptığımız toplam ithalatı bugün kaç saatte yapıyoruz acaba, 15 dakikada mı?
bunlar paranoya değil yiğidim, rakamlarla, somut verilerle gerçekler.
he he ihracat yapıyoruz.
ihraç ettiği ürünü elde etmek için ithalat yapmak zorunda olan bir ülke olarak, ihracat yapıyoruz.
neydi bu? hah hatırladım, durmak yok yola devam. 2008 bütçe görüşmelerinde mhp milletvekili oktay vural bir şey demişti; "ithalata bağımlı ekonomi ancak almanya'daki hans'a, ingiltere'deki george'a, çin'deki wang-yu'ya iş bulmaya yarar"
edit: ilgili yazar arkadaş, karşılaştırmayı dönem itibari ile değil, yıllar itibari ile genel olarak yaptığını ve 1923'ten günümüze gelinen durumu belirtmeye çalıştığını belirtmiştir, ekstradan belirtmek istedim.
doğru ihracat seviyesi artmaktadır ancak buna mukabil ithalat seviyesi de artmaktadır hem de kat be kat.
2007 yılı ihracatı 107 milyar dolar, ithalatı ise 170 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
çarp lan içler dışlar çarpımı, 107'de 500 ise, 170'te kaç? ya aferin 800! aslında 795 civarı ama 5 milyar dolar için birbirimizi kırmayalım. ha, ithalatın artışı çok daha fazla arttığını düşünürsek, 1 trilyon dolar da olabilir hani.
ah be ciğerler, şu ihracatla övünürken ithalat verilerini de verseniz de gözlerinizden öpsek. öyle bir anlatıyorsunuz ki maşallah, sanki bu ülke silme ihracat yapıyor.
türkiye'nin ihraç ettiğ her malın zaten %70'ini ithal etmesi gibi bir sorun var bu bir. e bir de ülkede üretilmesine rağmen ''siz üretmeyin, bizde var bizden alın'' yasaları (bkz: gümrük birliği) var bu iki. ihracat yüzde 10 arttığında ithalatımız yüzde 20 yani iki katı bir oranda artıyor her yıl bu da üç.
çok basit bi hesaplamayla 2023'de 1 trilyon dolar ithalat yapan bi ülke bunun yarısı kadar ihracat yapabiliyorsa ancak, buna hedef demek tıpkı şimdiki ihracat artışına başarı demek gibi salaklığın daniskası oluyor. diğer bir deyişle fuck you!
adaletsiz bir şekilde paylaşıldıktan sonra elde edilen ekonomik büyüklük bir değer olarak hiç bir şey ifade etmez. çünkü kazanılan para; eğitime, sosyal olgulara, ağaçlandırmaya, sağlıklı içme sularına, alt ve üst yapılara, gitmemektedir. kazanılan para; sistemin yaratmış olduğu sermaye sahiplerinin cebine gitmektedir. asgari ücret artışı olarak halka yansımayan para üç kuruşa çalışan işçinin, mesai almayan beyaz yakalının emeğinin sömürülmesinden ibaret bir değerdir. evlerimizin çeşmelerinden akan sularda arsenik varken, eğitim öğretim için dersaneye giden çocuklara sahipken, insan gibi yaşamadan uzak ve böyle yaşamın ne olduğu konusunda bir fikre bile sahip olmayan bir kitleden ibaretken bu hedef yada gerçekleştirilen her hangi bir değer bütün büyüklüğünü yitiriyor.
her şeyimizle köle olarak sisteme hizmet etmeye devam edersek, bu hedefi başarmamamız için hiç bir neden göremiyorum. sistem bu kadar güzel işlemeye devam ederse, bunu bir başarı olarak gören köleler üretmeye devam edecek ve göreceksiniz biz birilerinin cebine o parayı koymayı başaracağız.
2007 yılı itibarı ile 120 milyar dolar olan ihracat rakamlarının cumhuriyetimizin bir asrını tamamladığı vakitte görmek istediğimiz miktar 500 milyar dolardır.dunyanın 20. avrupanın 6.büyük ekonomisine sahip ülkemiz icin ütopya değil reel bir hedeftir.
1923 yılında yapılan toplam ihracatın günümüzde 3 saatte gerceklestiği rakamlarla gösterilmektedir.2023 yılı icin hedeflenen miktara odaklanmalıyız.
laiklik bağnazlıgı ile seriat paranoyası ile cumhuriyetci olunmuyor.ekonomi dünya da 21 yy türkiyesinde gercek cumhuriyetcilik budur.