2017'yle ilgili ne gibi ekonomik veriler varmış elinde merak edilendir. Hükümetin kıçından salladığı. kendisinin bile inanmadığı, birbirinden saçma çelişkilerle dolu OVP mi? Büyüme var ama işsizlik de artıyor. E ne anladım ben bu büyümeden nasıl bir büyüme bu? Birbirine ters düşen bir yığın ekonomik değerin toplandığı bir şey bu OVP. Burada bile ilk OVP'de %5 dedikleri büyüme oranını dostlar alışverişte görsün diye %4.4'e çektiler, aslında kendileri bile inanmıyor. Dur bakalım daha kaça inecek, bu yıla da %4 üstü demişlerdi %3'ü bile iyimser buluyor uzmanlar şimdi.
Madem elindeki kaynakları bu kadar iyi biliyorsun OVP'yi kimsenin ciddiye almadığı ve piyasaların hiç bir olumlu tepki vermediğini de bilmen lazım.
Ama başlığa bakan Türk ekonomisi öyle bir ekonomi ki sürekli %4 ve üstü büyüyen harika bir ekonomi izlenimi uyandırıyor.
Petrol 120 dolar iken 5 lira olan benzini petrol 50 dolar iken yine 5 liraya alsın Arthur Laffer de ondan sonra konuşsun. Teksas'ta petrol 1.30 lira Adamın batıyor dediği ABD ekonomisi bu, harika dediği Türk ekonomisinin durumu da bu.
Sadece uzaktan bakarak, makyajlı olup olmadığı belli olmayan rakamlara dayanarak atıp tutmak kolay. Muhtemelen Trump'tan büyük bir rüşvet almıştır Obama'ya karşı olsun diye.
Piyasaların olumlu tepki vermediğinden bahsedilmiş , son dönemde dünya genelinde bir sıkıntı varken Türk finansal piyasaları darbe teşebbüsü ve not indirimlerine rağmen hala iyi durumdadır.
desene "koskoğcaaa japonyaaağ deflasyonlağğ uğra-şıyor, koskoğca sanayileşmiş miş ülkeeeğ; biz burdaaaağ ülkeyi yüzde 3,5 büyüttük 3.5. bakın bunu bugun japonya yapamıyor." diye.
Evet arkadaşlar, zenginlerin ve devletin, önümüzdeki yıl % 4 büyüyeceğini gördüğümüz tablo bu. Ya işçiler, çiftçiler, köylüler % kaç büyüyecek? Bence % 0,4 ü bulsa iyidir.
çünkü yeşil sermaye istihdam yaratmayı bilmez ve sevmez. onlar için varsa yoksa inşaat sektörüdür çünkü inşaatın bir özelliği vardır: diğer sektörlerdeki gibi istihdam yaratmanız, kalifiye işçi bulmanız, durmadan çalışmanız gerekmez. 10 amele, biraz toprak ve biraz da hammadde ile binayı dikersiniz; binayı sattığınız anda da fahiş kar edersiniz. vergi verme zamanınız gelince biraz daha toprak alırsınız ve böylece kar etmekten kurtulur, vergi de vermeyiverirsiniz. bir de türkiye gibi yolsuzluk batağının dibindeki bir ülkede yol v.s. için de devlet ihalesi alırsınız. her yağmurda çökecek asfaltı dökersiniz ve oradan da büyük kârlar edersiniz. yaptığınız yol çöktüğünde nasılsa gene ihâle açılacak ve onun için de para alacaksınız. siyasi iktidarla zaten rüşvet ilişkiniz olduğundan yolların niye çöktüğüne dair soru soran muhalefet "vatan haini" olarak yaftalanacak. hele bir de orman arazileri, yeşil alanlar ve ordu taşınmazları da bir biçimde katakulliyle "imara açmak" yolundan size peşkeş çekilirse...
burada önemli nokta kekliği ürkütmemek. yani 10 yıl ve üzerinde faizle ev alan yurdum ökkeşlerini korkutmamak. bu ökkeşler aylık kirası 1000 lira olan evlere 250-300 bin liraları "nasılsa değerlenecek" diyerek veriyorlar. sizin bu çarka su taşımanız, kekliklerde "lan bunu alıyoruz ama ya değeri artmazsa" diye bir duygu oluşmamasını sağlamak. bunun da yolu türkiye cumhuriyet merkez bankası başta olmak üzere, kredi faizlerini düşük tutmak için devlet ya da özel tüm bankalara baskı yapmanız. ancak yalnızca sopa gösterirseniz bankalar kaçarlar. bunu önlemek için bankalara, başta kredi kartından aldıkları abuk ötesi paraları göstermeniz gerek.
hâliyle keklikler para biriktirdiklerini, yatırım yaptıklarını sanarak yoksullaşmalılar. alım gücü giderek daha da düşmeli, maaş karşılığı çalışanların giderek daha da fazlası kira ödemeye bile yetmeyen asgari ücrete mahkûm olmalılar.
yurtdışından doğrudan yatırım da almamak gerek ki işsizlik düşmesin. hele bir de komşu ülkelerde beslediğiniz teröristlerden kaçan göçmenlere de çalışma izni verirseniz hem niteliksiz işgücü mâliyeti düşer hem de "bakın, ne kadar insanlık timsaliyiz" geyikleri yapabilir hem de türkiye'nin demografik yapısının anasını sikersiniz.
çin halk cumhuriyeti'nde bölgesel yönetimler de aynen bu emlak balonu ile büyüme rakamlarını yüksek çıkartmaktalar. internette yapacağınız chinese ghost cities araması ile sonuçlarını görebilirsiniz. hatta siz üşenirsiniz, buyurun yapılmışı:
türkiye'de satılmayı bekleyen konut sayısı milyonu geçmiş durumda. çhc'deki gibi belli bir yerde toplanmış olmadığından durum dillendirilmiyor çünkü medya da siyasi erkin oyuncağı.