geçen gün gittiğim mülakatta karşıma çıkmıştır. üretim planlama müdürü bana satın almanın son yıllardaki zorluklarından bahsediyordu. diyordu ki biz firma olarak (%100 yabancı sermayeli) paramız olduğu, bir ödeme sıkıntımız olmadığı halde bazı tedarikçilerden malzeme alamıyoruz çünkü onlar bu malzemeyi temin edemiyorlar ödeme yapamadıklarından. piyasada para pek dönmüyormuş ve bazı malzemeleri temin edebilmek uğraştırıyormuş bu açıdan. son günlerde bu durum oldukça artmış.
faturalarım arasındaki farkı her ay korkunç bir şekilde izliyorum.
elektrik ve doğal gaz faturamın %15'i yalnızca kdv!
doğal gaza zam gelmediğini güncelleme geldiğini iddia ediyorlar,
adı ne olursa olsun, metreküpü 80küsür kuruşlardan 100küsür kuruşlara çıktı bir anda.
fizyolojik ihtiyacımız olan "ısınma" için kış aylarında asgari 800 tl harcıyoruz!
bu normal bir şey değildir...
hani tarih derslerinde, "halk vergi yükü altında eziliyodu." derlerdi.
uzak değil arkadaşlar, hiç uzak değil.
%30 fakirledik altı ayda. Maymunluk yapmaya gerek yok erdoğan'ı tutsak da.
Şimdi ciddi önlemler alınmak yerine ucuz işler yapıyor hükümet. Varlık fonu kurup bunu sayıştay denetimi dışına almak nedir? Devlette denetimsiz yapı oluşturmak hırsızlığa davetiye çıkarmak değil midir? 2001 krizinde en çok bundan dolayı canımız yanmadı mı?
Ayrıca göstermelik olarak denetim altına alınan Varlık fonundaki bu kurumlar vergi ödemeyecekmiş. peki bütçedeki bu vergi açığı nasıl kapanacak?
Ülke olarak ekonomik darboğazdayız. Hükümet doları hala dizginleyemiyor. Günlük kurdaki oynamalar herkesin işini altüst ediyor. Merkez bankası fiyat stabilliği sağlayamıyorsa ne diye ortalarda dolaşıyor o zaman! Allah aşkına şu beton yatırımlarını biraz askıya alın düzlüğe çıkana kadar. Yapmayın demiyoruz, ülkemizin alt yapı yatırımına ihtiyacı var lakin çarklar zor dönerken bütçe harcamalarını iyi yönetmek lazım. Bu durum ev yanarken mobilyala almaya benziyor. Şu ataşi bi söndürün insanlara güven verin sonra yine altyapı yatırımlarına devam edelim.
Uzun vadede ülkemiz için çok yararlı olacak olan sanayi yatırımı ve desteğine neden ağırlık verilmiyor?
1-neo-liberalizmin tavsiyelerinden bir tanesi "öyle fabrika falan kurmana gerek yok, hizmet sektörüne yatırım yap". yani adamlar diyor ki "bol bol cafe mafe bar aç insanlara iş yarat hem alsınlar versinler ekonomiye can versinler işlere de istedikleri gibi girsinler çıksınlar". bu dediğinizi çomaristanda yapamazsınız, çünkü sokaklar tehlikelidir ya da her yer esnaf doludur, ama kafe mafe yoktur. sokakta hizmet sektörü var olamıyor.
hizmet sektörü diyerek turizme yatırım yaptılar, aslında başarılı da oldular, lakin düşen uçak ve artan bombalama sayısı turizmin de boğazını sıktı.
(yanlış hatırlamıyorsam, uzun dönemde kura etki eden tek şey sanayi üretimi, sanayi üretimi 2016 nın son çeyreğinde küçülme gösterdi, 2017 nin ilk üç aylık sonucunu da yakında görürüz. yani tl nin değer kaybetmesi "öyle fabrika falan kurmana gerek yok, hizmet sektörüne yatırım yap" ile alakalı.)
2-türkiye 2010 dan beri orta gelir tuzağında. (bkz: orta gelir tuzağı). bu istatistik verileriyle oynayıp gsmh i 13k ya çekerek atlatılabilecek bişi değil. 20-30k lara çıkmadan bu durumdan çıkamazsınız.
3-1970den beri süren liberal ekonomik anlayışın yavaş yavaş sonuna geliyoruz. büyük krizin başlangıç tarihi 2018 olarak veriliyor. dünyada orta gelir seviyesi eridi, alıp verip can veremiyorlar. kağıt üzerinde manevralarla kriz çıkmamış gibi 1-2 yıl oyalayabilirler o kadar.
Kerizlerin göremediği ülkenin acı gerçeğidir. Bu defa kol gibi de değil elektrik direği mübarek. Ama olsun yol yaptı, kuş uçmaz kervan geçmez köprü yaptı, rol yaptı.