istanbul'un turistlerin akınına uğramasını sağlayacak etkinliklerin habercisi durum. Seçici kurul tarafından onaylanmış, ancak resmiyete dökülmemiş bu durum AB üyesi olmayan ülkeler arasındaki değerlendirmeyle belirlendi. Üye ülkeler arasında, Almanya'nın Essen kenti 2010 avrupa'nın kültür başkenti olarak seçildi.
istanbul bilgi üniversitesi, ilgili projeleri (valilik ve belediye desteğiyle)büyük oranda üstüne almıştır ve olayı liseli gençlerin de katılımıyla istanbul için gerçekten kalıcı faydalar bırakacak hale getirme amacındadır.
Dünya Sağlık Örgütü danışmanı Judith Mackay yazmış olduğu, dünyanın ilk cinsellik atlasında da istanbul, 2025 in seks başkentleri arasında yer alıyor. sonuç olarak diyebiliriz ki, istanbul kesin başkent olacak, ama ne başkenti olacak belli değil.
bu kültür vesvelesi münasebetiyle her türlü ihtiyaca zam üstüne zam gelmektedir. avrupa'nın en pahalı benzinini artık türkiye kullanıyor diyerek bir genelleme yapılamamaktadır. Zira istanbul'un harcamaları karşılayabilmesi için, istanbul'da benzin türkiye geneline nazaran daha pahalıdır. bu olaylar sebebiyle çeşitli protestolar mümkündür.
resmi web sitesi calismayan organizasyon. http://www.malaga2016.es/indexen.php bu da 2016 yilinin aday sehrinin web sitesi.
Ne kadar ciddi egildigimizin gostergesi olarak kabul edilebilir. sanirim bu organizasyona'da habitat'ta sehrin butun kaldirimlarinin son bir haftada degistirilmesi orneginde oldugu gibi, baslamasina ramak kala yapilan islerle kotarmaya calisacagiz.
(bkz: turk un akli ya kacarken ya sicarken gelir)
2010 yılında kiralar artacak, ev fiyatları iki katına çıkacak. toplu taşıma araçlarının ve gişelerin fiyatları artacak. hissedebiliyorum. yine mağdur olan bizler olacağız.
fırsat olarak görülmesi gereken hadise.bu kültür başkenti muhabbeti sayesinde yapılması şart olan ancak bütçe olmadığı için hayata geçirlemeyen projeler hayata geçirebilir.bugün bu hadise münasebetiyle sergiler,sempozyumlar,operalar,tiyatrolar gibi bir çok etkinlik düzenlenmektedir.normal şartlarda şekil bakanlığı olan kültür bakanlığının bu etkinliklere bütçe ayırması imkansızdı.bu etkinlikleri finanse eden de avrupa birliği değildir bu paralar gene bizim cebimizden çıkmaktadır.istanbul'un kültür başkenti olması güzel bir vesile olmuştur ve bu ancak içte işimize yarayacaktır istanbul tanınacak turist yağacak söylemleri kuru laftan ibarettir.yoksa bugüne kadar adını sanını bilmediğimiz dandik avrupa kentleri kültür başkenti olmuştur.ayrıca istanbul her şeye rağmen zaten bir kültür merkezidir.avrupalı parlementerlerin masa başında böyle bir ünvan vermesine istanbul'un ihtiyacı yoktur.ayrıca istanbul 2010'un tek başına kültür başkenti değildir peç ve essen'le birlikte bu ünvanı paylaşmaktadır.
kültür başkentliği bir kenara 2010'a ancak kafasına kelebek konmuş bir şehir olacak istanbul projesidir. en son Nuri Çolakoğlu ile iskender Pala kuruldan istafa etmiştir, yazık.
iki eliyle bir siki doğrultamayan bir ülkenin aydınlarından/çok bilmişlerinden/zıp diye ortaya atlayanlardan da birşeyi doğrultmasını beklemek laf ı güzaf olur.
hani lan nerdesiniz ey milliyetçiler, ey ülke satılıyor diye gece uykusuz kalan ulusalcılar. konuşsanıza lan. burada tepki vermiyeceksiniz de nerede vereceksiniz !!!
kendini dev aynasında gören milletimize, yanılgının en güzel yaşa ve gör kanıtıdır. biz sünnet organizasyonundan başka bir organizasyon yapamayız. gelişmişliğimiz becerimiz ve kültürel birikimimiz buna müsait değil. üzgünüm gerçek bu.
kel göründü, kral çıplak hatta kralın götü uluorta sereserpe...
tek kelime ile fiyaskodur. * mart ayında gazetede okuduğum ve internet sitesinden de teyit ettiğim üzere arkadaşlarıma da haber vererek taksim-tünel meydanı ''seas'' etkinliğine gitmek üzere yola dökülünür. etkinlik saatinde bir allahın kulu orada olmamakla beraber, ''bu etkinlik burda olması gerektiği halde burada neden yok?'' denecek bir yer de yoktur. tünel civarındaki house cafenin camında ''seas karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin kültür sanat festivali'' afişi görülür ve sorulur. house cafe der ki * ''biz de bilmiyoruz asın dediler astık. siz en iyisi atlas pasajında 2010 istanbul kültür başkenti danışma bürosu var. oraya sorun''. derin bir oh çekilir gerekli bilginin alınacağı düşünülür. büroda iki bihaber oturup vakit doldurmaktadır. house cafe'deki garsondan daha bilgisizdirler. etkinlikten bahsedince ''öyle mi? biz bilmiyoruz'' yanıtını alırsınız. ''falanca hanıma soralım bir de.'' *derler. önlerindeki telefon listesinde falanca hanımın adını bile bulmaktan aciz kimseler en sonunda kalınca, ağırca ve içeriksiz bir 2010 istanbul avrupa kültür başkenti kataloğu ile dönerler. ''bi haltı beceremedik. bari kataloğu inceleyin'' denmektedir kibarca. sinirden ölmekte olan ben ve sürüklediğim arkadaşlarımla beraber taksim'de bir barın yolunu tutarız. bu sinirimi mail olarak ilgilere bildiririm ve fakat yanıt alamam. bu anlatılan sadece bir örnektir. diyeceğim şudur: 2010'a ne kaldı?