pek çok favori takımın grup aşamasında ya da ikinci turda elendiği turnuvadır. maçların çoğu türkiye saatiyle gündüz oynanmıştır. türk milli takımının dünya üçüncüsü olarak futbolda en büyük başarısını elde etmiştir.
hani birlik beraberlik çok güzeldi falan filan bunlara girmeyeceğim fakat iki çift lafım var;
türkiye a milli futbol takımının o zamanki kadrosu ile şimdiki kadrosunu kıyasladığım zaman uçurum görüyorum. bülent korkmaz gibi bir defans , hakan şükür gibi bir forvet 14 senede yetişmez mi bir ülkede ? hala ilhan mansızı özler mi bir futbol tutkunu ? arda turanımız var diye övünüyoruz. başka elle tutulur kim var bu topraklarda yetişmiş ? çalhanoğlu , nuri , töre bunları sayamıyorum. bilakis bu futbolcular ve daha nicesi yurtdışında altyapı eğitimi almış futbolcular.
sahi ne oldu bizim altyapımıza? bu soruyu kendilerine sorsalar alacakları cevapla topyekün istifa etmesi gereken bir yönetim var tff de. yazıklar olsun bu hale getirenlere..
kendisinden sonra fatih tekke iyi yetişti forvet olarak. ama gel gör ki yürüyen ego fatih terim'in gözüne giremedi. sırf fenerli veya gs li değil diye.
bu kupada kore açık ve net şike yapmıştır. gaddarca ve çirkefçe futbol oynamış ve fifa tarafınan kollanmış 4. lük hediye edilmiştir. kesinlikle böyledir. türkiye ise şans eseri 3. olmuştur. hangi takımları yendi ? senageli japonyayı koreyi çini yenip 3. olmak mı başarı ?
tarihle yüzleşin artık.
italya ispanya ve portekiz resmen doğranmıştır 2002'de.
oyunu tamamiyle mükemmeldi.
giriş introsu bile harikaydı. o introyu dinleyip, gaza gelmeden oyuna başlamazdım.
onun dışında, bir daha hiçbir futbol oyununda bulamadığım kusursuzlukta bir atmosfere sahipti.
santra yapıp şut atardım, top alev alıp gol olurdu, defalarca izlerdim, ah be........
benim için, fifa world cup 2002 > diğer tüm futbol oyunları
olm ya torrentlesem mi acaba ya, o kadar çok oynamak istedim ki şu an.
okullarda öğretmenlerin, öğretmenler odasında maç takip etmesi sebebiyle derslere geç gelmesine sebep olan kupadır. kantinde öğrenciler ayrı takip ederdi. tüm türkiye kenetlenmişti amk. kadını erkeği yaşlısı futboldan anlamayanı bile takip ediyordu. ülke berbat dönemler geçirmişti ama yine de 2002 de heyecanla gülmesini bilmişti.
Dünya üçüncüsü olduğumuz dünya kupası. Çok heyecan verici günlerdi. O sene dikkatimizi çeken birşey vardı aslında. ilk maçımız ve son maçımız Brezilya ile oldu. Her iki maçta yenilgi aldık. Ama dünya üçüncüsü olmayı bildik. Sonrasında bir daha dünya kupasına katılamadık. Ama o sene gerçekten güzeldi futbol adına. Umarım yeniden katılabiliriz.
kupanın net favorisi kuşkusuz zidane li fransaydı ama gruptan çıkamamıştı.brezilya ise '' yaa eski brezilya değil '' denilen brezilya kupayı kaldırmıştı.
Fatih Terim'in kurduğu Galatasaray'ın kaymağını yiyen Şenol Güneş'in zor rakip görmeden 3. Olduğu kupa. Tek takip Brezilya geldi ona da iki maçta yenildi. Evet.
Lisedeydim o zamanlar. Maçları okul kantininde el kadar 74 ekran tv'de izlerdik.
Bilgisayar sınıfında tv kartı vardı bir tane inca marka. Biz bilgisayar dersinde hdd, disket room, cd-room, ekran kartı gibi parçaları söküp takardık derste. Ulan dedim bu tv kartını takıp aleti tepegöze bağlayıp sinema gibi izlesek. Yaptım da. Kantine kara perdeler çektik. Maçları duvara yansıtıp izliyoruz.
Ulan bir esiyoruz fırtına gibiyiz sanki. Hasan Şaş'la Brezilya'ya karşı öne geçiyoruz. Rivaldo küçük Hakan'ın formasını yırtıyor hakem ibnelik yapıyor 2-1 yeniliyoruz o maç.
Rüştü desen panter gibi. Alpay tek başına defans. Bülent Korkmaz sanki istanbul'u fethetmiş de gelmiş. Efsane bir kadro var. Ama bir eksiklik var sanki ilhan Mansız kadroda yok. Hakan şükür her maç saç baş yolduruyor. Bakma sen dünya kupasının en erken golünü attığına ilhan mansız'ın o kadar maç yedek kalmasının hırsıyla Kore defansından topu sökmesiyle karambole önüne düşen topa kaydı da attı o golü.
Hele bir Ergün var şiir gibi gidiyor sol kanattan. Ulan ne turnuvaydı be. Bir daha öyle topçular gelmez. Şimdiki kadroya bakıyorum hepsinde çakkal çukkal rent a carcı torbacı tipi var amk.
rüştü'nün hayatının maçlarını oynadığı kupa. rivaldo, ronaldo vuruyor, rüştü çıkarıyordu...
en son yarı finalde ronaldo ''pis burun'' ile allah ne verdiyse vurdu... top rüştü'nün parmaklarına değdi önce, sonra direğin içine çarparak kalenin içine girdi...
o gol olmasa büyük ihtimal dünya kupasını kazanacaktık 2002'de.