tersten bakıldığında aynı doğum yılına sahip olmaktır.
futbolda ve eurovision'da ülkenin geçirdiği kötü yıllardan bihaber olup, üstüne uefa kupası şampiyonluğu, dünya kupası 3.lüğü ve eurovision 1.liği'ni doya doya yaşamaktır.
üniversiteye gelip bir sene hazırlık okuyarak hayatını yaşamaktır.
ösym nin adına yapılan bestelerle içli dışlı olmaktır.
yaşıtları olan hatunların güzelliğiyle kendini şanslı saymaktır.
reşit olmaktır.*
ve en güzeli, daha önümüzde yaşanacak birçok yılın olmasıdır.
(bkz: yaşını ifşa etmek)
(bkz: utanmıyorum efenim)
-19 yaşında olmak
-genç olmak
-clementine çizgi filmini bilmemek
-nostalji yapamamak
-büyümeyi istemek
-şafak sayacak olmak (bkz: kızları da alın askere)
-deli-dolu olmak
-hala teenage olmak
böyle gider bu liste...
son günlerinde doğmak şanssızlıktır. zira sınıfın yüzde doksanı 92 lidir. herkes önce sizin çift dikiş olduğunuzu düşünür. meb ve ösym'nin size neden garezi olduğu düşünülür. tasolar hayatınızda önemli bir yer kaplamıştır. power rangers efsanesine yetişmişsinizdir. "go go power rangers" şarkısını "doktor pavır rencırs" olarak söylemişsinizdir. sonra bunu öğrenip kopmuşsunuzdur. an itibariyle, ygs sınavına 1 ay bile kalmamış olmasına rağmen sözlükte gezip, geleceğinizi görememektesinizdir.
25 numaraya "ne diyon lan sen" sorusunu yöneltmenin yanı sıra, katıldığınız toplantılarda sorulduğu zaman, sizce kaç yaşındayım diye sormak ve hemen akabinde "hayır 19 yeni bitti" dedikten sonra; içinizde ilerde 'ortalığın anasını ağlatıcam' gücünü hissetmektir.**
1900lü yıllarda doğup da doğum tarihinin tersten de yazıldığında aynı sayıyı veren tarih. hatta 2002'lilerle kıyaslarsak yaşayan en büyük ters düz tarihli insanlardır. **
zorda olmaktır.
bir yığın sorunla uğraşmaktır.
aileyle problemleri çözmeye çalışmak, sevgiliyle problemleri çözmeye çalışmak, en önemlisi kendiyle problemleri çözmeye çalışmaktır.
onlarca sınava girmektir.
ne olacağına karar vermektir.
yalnızlıktır.
bir yanı çocuk, bir yanı yetişkin olan o tuhaf dünyada hangi tarafa basacağını bilememektir.
genç olmaktır. ...
pîrim mîna urgan'ın deyimiyle*:
--alıntı--
gençlik, yaşlıların ölüm korkusuyla sarıldıkları ve nedense hep "pek güzel, pek mutlu yıllar" diye andıkları eziyet yıllarıdır.
siz hiç "gencim aman da ne mutluyum" diyen bir genç gördünüz mü?
gençlik, bir insan hayatının en zor evresidir.
--alıntı--