böyle bi insanı görenler "vah zavallı" ya da "lan kim bu kadar çektirdi bu çocuğa?!" gibi tepkiler versede dünyanın sonu olmadığını düşünmekteyim. çok rahatsız olunursa boyanır e o da olmadı kazıtılır napalım
babasının cocugunu baya bir geç nüfusa kaydettirmesi sonucu oluşabilecek durum.
cocuk: babaaa babaaaa, ben yaşıtlarımla niye hiç anlaşamıyorum?
baba: çünkü sen çook zekisin olum. erken geliştin..
cocuk: oyleyim dimi ? eheheh.. yaşasın ben ..superim ya...
anne: * sana demiştim di mi davut.. bu cucuk buyuyecek, bir gün soru sormaya başlıyacak diye..
baba: öfff nalan be 18 ini doldursun da askere gidip gelsin hele .. bişicigi kalmaz.. sen şu şaç boyasını hazırla da uyurken çaktırmadan boyayalım.. idare etcez artık gittgi yere kadar .. madem yedik bir bok zamanında..
gören veya yeni tanışılan herkesin adını bile sormadan -aa senin saçların beyazlamış ( hadi ya ben 19 yıldır neden farkedemedim acaba ) demesi ile sonuçlanan hadise.
babamdan bendenize geçen ırsi özellik. babamın dediğine göre askere gitmeden saçları beyazlamaya başlamış ve adam kırklı yaşların ortasında saçında bir yudum dökülme yok. benim de saçlarımda ufaktan beyazlar çıkmaya başladı. beyazladığı için üzülsem mi yoksa dökülmeyeceği için sevinsem mi bilemedim.
insanı adnan şenses şarkılarına maruz bırakır, samimi arkadaşlar -çok sağolsunlar- sol kulak ve ense hizasından yaklaşarak şarkıya giriş yaparlar.
üstelik beyazlarınızı ilk görüşleri de değildir. maksat cıvıklık olsun.