15 milyon nufuslu bir ulkenin, 100 000 nufuslu bir sehrinin, ilk iki kalecisi olmayan, orta saha ve defansinda onemli oyunculari olmayan, bir takimina, kendi evinde 3 gol yiyerek beraberligi zor kurtarmak... turk futbolu bu sanirim...
bakin fenerbahce'ye degil lafim... turk futboluna... bir hollanda takimlarini dusunuyorum bir de bizimkileri... adamlarda yildiz yok, ligleri hep iskandinav liglerinden alinmis ucuz oyuncularla dolu...
ama basari bizden cok daha fazla...
kötü maçtı. tribünler kötüydü. hakem kötüydü. yan hakemler kötüydü. kaleciler kötüydü. goller iyi görünümlü ekran koruyuculara sahip kötü gollerdi.
herşey aslında pes 4 oyunu gibi başlamıştı. alkmaar lı oyuncuların o verkaçları, yaptıkları muhteşem organizasyonlar ancak pes 4 ten çıkabilirdi. fenerbahçe nin ilk 60 dakikada feci komik bi oyunu vardı. top önüne gelen her alkmaarlı oyuncudan kaçıyorlardı, geri çekiliyorlardı. pres kelimesi sanırım lügatlarında yoktu, ki eğer olsaydı fenerbahçe çok rahat kazanırdı.
alkmaarlı oyuncular da bir acayip. yahu sözde 7 oyuncuları yok. hayatımda izlediğim en kollektif futbol u oynadılar. o kadar ki siz ekranan bakıyorsunuz "ulan sola atıcak adam, nerde lan bu ümit özat" diyorsunuz ama adam başka birşeyler yapıyor ve gol oluyor. "yuh" diyorsunuz. adamlara hiç telaş yok. gol yiyorlar, "aha fener dağıtacak şimdi" diyorsunuz amaadamlar aynı oyuna devam ediyorlar. kesinlikle muhteşem.
fenerbahçeli oyuncular ise tuncay hariç hepsi rezaletti. bir galatasaraylı olarak ağzım açık izledim tuncay ı. bre bu nasıl bir güçtür, nasıl bir hızdır, nasıl bir enerjidir? hiç yorulmaz mısın be adam? fenerbahçeli oyuncular arasında tek pres yapan, diine giden, top süren adam olmasına ek olarak teleizyonda tuncay ın bastığı alkmaarlı oyuncuları görünce acıyordum. bir oyuncu bu kadar çaresi bırakılmaz. adam tek kelime ile müthişti. maçın adamı kesinlik tuncay. %100.
tümer in golleri ise estetik açıdan güzel olmakla beraber, kaleciliğin feci salaklığına gelmiş goller. ilk golde
, topa öyle antremanda kaleci çalıştırmak için vuruyorlar. üstüne gelen topu nasıl alıyor içeri? adam çizgide ama topa yetişemiyor. aşırttırma desen oeehh. ikinci gol ise akıllara zarar. hagi nin golü geldi cidden de aklıma sonra da düşündüm; "ulan bu şut nereye gidiyo ki kaleci kapattığı köşeden yiyicek?, ne kadar hızlı? ne kadar sert?" adam resmen dış falsoyla kapattığı üst köşeye gönderiyo. demek ki kalecinin zaaf ı var.
kaleciler için yeni bir zaaf tanımlaması yapılması gerekli. ne "yerden toplarda" ne de "yan toplarda". bu kalecinin direk "havadan toplarda" zaafı var. yediği goller komedi.
volkan a laf bile söylemeye değmez. 2. golde topa hareketlenmeye bile tenezzül etmedi ki sanırım tüm fenerbahçelileri bu kızdırdı. sonra paso ıslıkladılar eleman ı.
alex aynı alex. küçük maçların adamı alex. türkiye liginde gol ve asist şov yapan alex. iki dakika presle dağılan alex.
taraftarin desteğine rağmen fenerbahçe böyle oynuyorsa, eksikler de iki takıma katılınca, hollanda'da alkmaar bu kollektif oyunu ile farka koşar. zilre*ciğim ne yapar bilemem.
bir futbol takımının bu kadar kötü savunma yaptığını inanın hatırlamıyorum. yarı sahayı geçen her top ceza sahasına rahatlıkla geldi. bir tane pres dahi olmaz mı ya?
fenerbahçe ile alkmaar ın bazı yönleri birbirine çok benziyor. ikisi de kolay gol yiyor, pozisyon veriyor. ikisi de öyle veya böyle gol bulmakta zorlanmıyor.
aslında maçı izlerken fb biraz daha kassa sanki alcakmış gibi duruyodu fakat adamlar topu her aldıklarında çok iyi top çeviriyolar. bizimkilerinde presi malum.
alkmaar deplasmanlarda daha başarılı bir ekip diyorlardı. umarız öyledir. haftaya lugano, önder, kezman, aurelio nun kadroda olduğu deniz, deivid, alex in ise maçtan olabilecek en uzak mekanda olduğu bir karşılaşmada bu çubuklu forma caddede tura çıkacaktır inşallah.
fenerbahçe'nin bu kadar acımasızca eleştirilmemesi gereken maç.
ha fener ha beşiktaş ha galatasaray, türkiye liglerinde oynanan futbolun kalitesi, hızı ve temposu gözönüne alındığında avrupa kupalarında başarılı olmalarını beklemek yanlış olur. bir iki maçta alınan galibiyetler yanıltıcı. türkiye futbol liginde avrupa ayarında top oynanmıyor, avrupa'da ya da önemli takımlarda oynayan furbolcular b
ile buraya gelince bir süre sonra buradaki tempoya ayak uydurmaya başlıyorlar maalesef.
son yıllarda kupalarda tüm takımlarımızın erkenden elenmeleri tesadüf olabilir mi?
ayrıca fenerbahçe için herşey de bitmiş değil, evet pek umut vermiyor ama futbol biraz da böyle birşey. herşeye rağmen umut etmek, herşeye rağmen sevmek. bir gün , bir gün belki diyerek.
bu koşmayan, pres yapmayan, ruhsuz adamlar tuncay şanlı'nın hakkını nasıl ödeyecekler merak ediyorum. ben yoruldum tuncay'ı izlerken ama o 90 dakika koştu yorulmadı.
(bkz: helal olsun)
volkan demirel 2-3 maçtır topa hamle yapmadan gol yiyor. ahmet çakar'ın da dediği gibi hantal bir kaleci. bir kaleci için en önemli özelliklerden olan refleks volkan'da yok.
deniz barış sürekli yerini boşalttı, kademe hatası yaptı. fenerbahçe'de forma giymemesi gereken bir futbolcu. yedek kulubesinde oturması takım için en hayırlısı olur.
edu dracena çok kötü değildi. deniz'in yanına nesta'yı koy fazla bir şey değişmez.
uğur boral vasatı aşamadı. etkili bindirmeler yapamadı. savunması ise zaten yeterli değil. hücumda da olmadığına göre uğur sahada yoktu.
ümit özat, gerçek bir fenerbahçeli. elinden geleni yapmaya çalıştı. ama takım iyi değildi. önder dönünce uğur'u kesecek gibi gözüküyor kaptan.
mehmet yozgatlı kendisinden bekleneni veremedi maalesef. etkili ortalar yapamadı. ama yine de mehmet de ısrar edilmeli ve ilk 11 oynamalı.
stephen appiah ise 2. yarı gayretli göründü. ikili mücadelelerde daha sağlam olmasını beklerdik kendisinden ama olmadı. hollanda'da inşallah.
tümer metin tuncay şanlı ile birlikte gecenin adamıydı. müthiş iki gol attı ki, ikincisi hagi'yi anmamıza neden oldu. büyük maçların oyuncusu olduğunu gösterdi.
gelelim alex de souza'ya. tamam kabul ediyorum ankaragücü'ne karşı çok iyi bir silah. ama günümüz avrupa futbolunda alex gibi bir oyuncuya yer yok. takım eksik oynuyo o varken. istediği para verilmemeli ve cruzeiro'ya şutlanmalı.
deivid de souza pek sahada yoktu. 7 metre kaleye, kaleci yerdeyken, 3 metreden gol atamıyorsan fenerbahçe'de oynamamalısın.
olcan adın'ı ise gerçekten tebrik etmek lazım. girmesiyle oyunu değiştirdi. tecrübe eksikliğine rağmen çok iyi çalıştı.
gelelim rövanş maçına. az alkmaar'ın da birçok eksiği vardı ama fenerbahçe'nin eksikleri maçın kaderini değiştirmiştir. rüştü, lugano, önder, aurelio, kezman. 5 ilk 11 futbolcusu ve üstüne semih. bu eksikler takıma girerse ve alex oynamazsa ben bir umut görüyorum.
bir de ideal 11 belirteyim. zico efendi okumaz sözlük falan ama neyse.
maç öncesinde yapılan "az alkmaar mutlaka gol atar" tahminleri beklendiği gibi tutmuştur. ancak, alkmaar olayı biraz abartmış, biz 1 gol beklerken 3 gol atmıştır. tabi bunda, kale sahasını podyumla karıştırıp, her golde adeta fotoğraf çektirir gibi duran volkan demirel'in de payı yadsınamaz elbette. buna karşın, sahada basmadık yer bırakmayan tuncay şanlı, fenerbahçe formasıyla oynayıp oynayabileceği en iyi oyunu ortaya koyan tümer metin ve orta sahada her ikili mücadelede adeta tek başına savaşan, orta alanın yükünü çeken appiah, fenerbahçe'nin bugün sahadan mağlup ayrılmasını engellediler.
rövanşta ne olur bilinmez. görülen o ki, iki takım birbirlerinden çok da farklı değiller. tek fark, alkmaar hücum yönünden çok daha yetenekli bir takım. ama aynı kolaylıkla da gol yediklerini gördük. ikinci maçta, fenerbahçe'nin ilk önceliği gol yememek olmalıdır, bunun yanında oyun kontrolünü sürekli elinde tutarak gol aramak da tur için gerekli galibiyete reçete olarak sunulabilir.
değinmeden geçemeyeceğim, hep atılır tutulur.."25 milyonuz, cumhuriyetiz, en büyük taraftar biziz" diye..taraftarlık, takım 1-0 mağlupken takımı ıslıklayarak, maçtan sonra kanlı bıçaklı birbirine girerek olmaz arkadaşlar..önce bunu öğrenmek lazım. gerçek taraftar dediğin takımını 90 dakika boyunca destekleyip, yapılacak bir protesto varsa da bunu maç sonuna saklayan taraftardır. yoksa, böyle takımı ıslıklayıp, motivasyonu bozmak iş değildir. sonuç hüsran olur..
öncelikle fenerbahçe'nin rövanş için pek avantajlı olmayan bir skorla ayrıldığı maçtır. deivid de souza, volkan demirel ve alex de souza'nın ise kredilerinin son demlerini kullanmaya başladıkları maç olmuştur. tümer metin'in tekrar kendine geldiği maçtır bir de.
fenerbahçe nin gol yememeyi öğrenemediği bir maç daha. kim ne derse desin bu takım bir şekilde gol atıyor lakin, ne bileyim bu takım gol yiyor hemde son 4 maçtan beri attığından çok yiyor..
defansta lugano ve önder in eksikligi hissedilmiştir. iddia ediyorum ikisi oynasaydı bu gollerin hiç biri yenmezdi! neyse olan oldu ama şansımız devam ediyor. ayrıca tümer gercekten de iki süper gole imza attı özellikle ikinci gol hagi kokuyordu!
aynı zamanda oyuna yön verdi ve cokta iyiydi. ve de tabiki tuncay! bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ve iyi futboluyla 3-1 den sonra takımı atesleyen isim oldu hiç süphesiz... artık rövanşı bekleyecegiz! sakat ve cezalıların iyileşmesiyle turu atlayacagımızı umuyorum. tabi alex artık oynamasın diyerek...
tribünlerde 6 kişinin bıçaklandığı maç olmuştur... cihat aktaş olayından sonra ölüm stadı diye manşet atan medyayı ve beşiktaş' a 3 maç saha kapatma cezası veren federasyonun adil olması bekliyor ve göreve çağırıyoruz...
tamda beklediğim gibi fenerin aziz taraftarının kaosa uğradığı maç olmuştur.
bunları taraftar stajı için beşiktaş taraftarının yanına vermek lazım aziz taraftarlıktan kurtulup belki asil taraftar olurlar.taraftar kalitesini yükseltmek adına .
tümer metin'in beşiktaş'ta olduğu gibi, iyi oynadığı tek maç sayesinde, takımda kalma garantisini sağladığı maç. daha düne kadar tümer gitsin diyenler, bugün tümer'in iyi oynadığını görüp, takımda kalması için can atmaya başlamıştır.
insanlıktan nasibini almamış bazı taraftarların birbirlerine girdiği ve havaya ateş ettikleri maç. eğer ki o kurşunlardan birisi bir taraftara gelse ve hatta bu taraftarda az alkmaar taraftarı olsa ne olacaktı acaba?
alkmaar ın fener ceza sahası önünde iki oyuncuyla 3 metre de iki verkaçı üst üste yapabildiği resmen sahada pes oynadığı maçtır. fenerbahççenin defansı bu oynu oynarsa fenerbahçe lig de 3. bile zor görür. defansın göbeği hanım göbeği maşallah yumuşacık topu alan hiç zorlanmadan içeri giriyor. ben beşiktaşlıyım ama gerçekten tüm samimiyetimle söylüyorum fener tek kelime ile rezaletti, seyirci ondan rezaletti. ayrıca stadın içinde 6 kişinin bıçaklanması olayına federasyon ne yapacak merak içindeyiz. inönü için gelen cezayı türkiye biliyor.
Fenerbahçe'nin, bilinen eksiklerine saha içi arızaları da eklenince * kazanamadığı uefa kupası birinci eleme turu karşılaşması.
Deivid ve Alex, saha içinde en büyük arızayı yaratan isimlerdi. Alex bu işi ısrarla ve aksatmadan her avrupa maçında yaptığından buna pek şaşıran olmadı ama Deivid'in kaleci yerde debelenirken bomboş topu direğe nişanlaması gerçekten şaşırtıcıydı, bir forvet oyuncusu bundan basit daha nasıl gol atabilirdi ki? Deivid, ikinci yarıda birisi penaltı pozisyonu olmak üzere iki pozisyona daha girdi, en azından gayret gösteriyordu. Buna karşılık sevgili vatandaşı Alex ise sadece ve sadece arkadaşlarının kazandığı duran topları * kullanıyor ve bu topları ısrarla rakip oyuncuların kafasına atıyordu. Her topu rakibe atmak için çalışsa bile başamazdı bunu, kendisini tebrik etmek lazım ama kendisinin de utanması lazım; kazanılmasında hiç katkısı olmadığı duran topları sürekli heba ettiği için, oyun içinde topu aldığında 2 metre yanındaki arkadaşına verip saklanmaya devam ettiği için ve oynadığı bu oyuna karşılık * aldığı paralar için...
Bu iki oyuncunun neden olduğu olumsuz tabloya, Deniz, Uğur, Volkan gibi isimlerin de vasatın son derece altındaki performansları eklenince Fenerbahçe'nin 3-1 geri düştüğü maçta 3-3'ü yakalaması bile başarıdır, zira takım sahada 11 kişi değil 8-9 kişi oynamak zorunda kalmıştır. Elbette Az Alkmaar'ın da önemli eksikleri vardı dün ama Az Alkmaar kollektif oyun yapısıyla bu eksiklerinin çok fazla sırıtmasına izin vermedi.
Maçı sürükleyen isimler; Tuncay, Tümer, Appiah ve biraz da Olcan'dı. Özellikle Tuncay, 2 kişilik oynadı, yüreğini ortaya koydu, her yere koştu, takımını ayağa kaldıran golü attı. Tek hatası, devam etse gole gidebileceği bir pozisyonda verdiği * topuk pasıydı. Tümer, geldiğinden beri ilk kez Fenerbahçe için iyi şeyler yaptı, mükemmel goller attı. Appiah, Aurelio'nun yokluğunda her boşluğa yetişmeye çalıştı. Olcan ise 20 dakikalık oyununda olumlu işler yaptı, en azından Alex'ten daha yürekliydi. Kezman ve Semih ise bu oyunda fena şekilde aranan kişiler oldular.
Rövanşta işler zor olacak tabii ki ama Hollanda'ya daha sağlam bir takımla gidecek olan Fenerbahçe'nin, "tamam veya devam" niteliğindeki maçı kazanması elbette mümkün. Takımımızın bu maçın rövanşına, olayın ciddiyetine vakıf olan 11 yürekli adamla çıkmasını umut ediyoruz. Gerisi sahada belli olur.