henüz 7'nci sınıf öğrencisi, geçtiğimiz cuma gününe kadar afyon'da hayatına devam etmiş, Bestegül iyigün adlı kız çocuğundan söz ediyorum.
cuma günü karnesini almış. Emirdağ'ın Çiftlik Köyü'ndeki evine gitmiş. karnesindeki zayıflar nedeniyle babası Gürkan ve annesi Serap iyigün ile tartışmış. Tartışmanın ardından Bestegül iyigün, oturdukları evin hemen yanındaki ahırda iple kendisini asarak canına kıymış.
şimdi ne demeli? o bildik "değer miydi be çocuk?" türü lafları edip geçmesi işin kolayı. değermiş işte bestegül'e göre. bütün bir hayatın anlamı karnesiymiş. karne günü eve gelince anne babanın "aferin" deyip başını okşamasıymış. konu komşunun çocuklarıyla kıyaslanmakmış. gelecekte "büyük adam" olmanın garantisiymiş. ne yapsın bestegül? çevresinde hiç kimsesi yoktuysa bütün bu saçmalıklardan kurtaracak onu.
bestegül gitti. yapacak birşey yok. ama yaşayan milyonlarca bestegül var. bu akıl dışı eğitim sistemini, çocuklarını bir takım aptalca ölçütlere göre "başarı"ya şartlandıran aile yapısını ve o aileleri böyle davranmaya yönlendiren bütün bir toplumsal düzeni yerle bir etmekten başka yolumuz da yok.
ebeveynlerin çocuklarını kendi hayatlarının birer uzantısı olarak algılamaları dolayısıyla başarısızlıklarını, yetersizliklerini çocukları üzerinden düzeltmeye ve kendi hayallerini onların üzerinden gerçekleştirmeye çalışmalarının baskısı sonucu gerçekleşmiş üzücü olay.
aileler biz senin için en doğrusunu biliriz, biz senin iyiliğini düşünürüz, biz senin yerine de düşünürüz, severiz, hayal ederiz demeye devam ettikleri müddetçe intiharlar, mutsuz evlilikler, sevilmeyen mecburen seçilen meslekler, mutsuz insanlar ve yeni mutsuz ebeveynler hiç bitmeyen sonu gelmeyen bir döngü bu.
anne babanın eğitici olarak nasıl bir öneme sahip olduğunu gösteren öğrencidir. ulan ne alakası var eğitim sistemiyle devletle hükümetle? bestegüle kadar zayıf getiren sınıfta kalan okuldan atılan öğrenci mi yoktu? çocuk için yaşam nedir ölüm nedir, ne yaşamaya değer neyin uğrunda ölünür bunlara bakmak lazım. kim bunun sorumlusu? tabi ki anne baba.
anlaşılıyor ki eğitim sistemimiz çocukla birlikte ailesini de bitirmiş. çocuğu intihara iten sebep: aile korkusu. ailede çocuğa uygulanacak olan müeyyide dayak. "neden dayak?" sorusunun cevabı eğitim sistemimizde.
13 yaşında ve büyükleri tarafından azarlandığı için intihar girişiminde bulunan çocuk kadar insanın içini acıtan bir durumdur.Yakın zamanda bir yakınımın başına gelmiştir.şöyle ki 13 yaşında, orta ikinci sınıf öğrencimiz ailevi birtakım tartışmalardan sonra söylenen lafları ve kendisine kızılmasını hazmedemeyip evde ne kadar hap varsa içmiştir. tabi sonra ölüm korkusuyla itiraf etmiştir* her şeyi ama neye yarar haplar mideye indikten sonra. doktorun ifadesi ile bir nevi kokteyl yapmış. neyse ki zamanında müdahale sayesinde kurtuldu. peki amacı neydi? dikkatleri üzerine toplayıp birazcık da olsa hayatında sadece annesinden gördüğü ilgi kadarını başkalarından görebilmek için mi? kendini değerli hissedebilmek için mi yoksa? evet sadece bunlar için bu yaşta bir çocuk hayatını hiçe saymıştır, ne yazık. 13 yaşında bu tepki neden peki diye sorgulayacak olursak cevap çok basit: ergenliğin verdiği asilik + ailesel huzursuzluk
Benim gözlemlediğim, bu tür olayların temel sebebi genellikle aile içindeki huzursuzluk oluyor ne yazık ki. anne ile baba sürekli tartışma halindeyse,anne veya babadan herhangi biri vefat etmişse ya da anne-baba ayrıysa çocukların psikolojisi büyük ihtimalle sarsıntıya uğramıştır zaten. mesele şu; ne bu çocukların her istediğine tamam diyip şımarmasına neden olmalı, ne de onu bir birey olarak görmezden gelip asileşmesi sağlanmalı. çocuk üzerinde en ufak bir baskı hissederse ters tepki yapması olağandır, hele ki bu yaşlarda.
Bu ve buna benzer örnekler aslında ülkemizin geri kalmışlığının göstergelerinden sadece biridir, eğitim konusunda geri kalmışlık. okumuş görmüş geçirmiş bireyler her zaman olmasa da genel anlamda çocuklarına karşı daha özenli davranmaya çalışırlar ve dolayısıyla çocuk üzerinde anormal bir baskı hissetmediğinden ne bunalıma girer ne de bu tür davranışlar gösterir.*
(bkz: nitelikli eğitim şart)
işte boktan, puan ve zayıf alma ve ya geçme odaklı bir eğitim sistemimin bir kurbanı daha.
gelelim ailelere, eğer ki bu çocuk kendi canına kıydıysa bilsinler ki o ipi evlatlarının boynuna kendileri geçirdiler.