tüm ayrıntılarına ortam butonundan ulaşabileceğiniz zirvedir. katılan ya da katılmayan, isteyen ya da istemeyen tüm bünyelere teşekkür ederiz. toplumsal sağduyumuzu kaybetmemiş olmanın, hayatının bir tarafı hep bölük pörçük geçmiş ve geçecek olan küçük kardeşlerimizin yüzünde yaratacağımız bir anlık tebessümün verdiği huzurla buluşmak dileğiyle.
bir yalan bulup çalıştığım yerden izin aldığım ve katılacağım zirvedir. prince ile geleceğim zirvedir. şahsımı sevindiren zirvedir. keşke herkes gelse dedirten zirvedir. **
katılmak isteyenlerin ortamda bulunan başlığa kendilerini eklemeleri rica olunur önemle. tam buluşma yeri ve saati perşembe günü ortamda ki zirve başlığında bildirilecektir sevgiler.
çok istediğim halde sanırım katılamayacağım zirvedir. siz o küçük miniminnacık akıllı veletlerle oyunlar oynayıp, hediyeler verip, onları mutlu ederken ben tez, antitez, sentez hazırlıyor ve final sınavlarına çalışıyor olacağımdır. allah içinizdeki sevgi taneciklerini azaltmasın dostlar, sevgiyle gidin sevgiyle gelin..
kolumda ayşe'nin benim için çizgiği yıkamaya kıyamadığım gül resmi, içimde tarif edilmesi zor duygularla eve döndüğüm zirvedir.
küçükyalı'daki çocuk yuvasının iyi durumda olması ve çocukların tüm ihtiyaçlarının şartlar dahilinde en iyi şekilde karşılanıyor olması sevindiriciydi. ancak, bir çocuğun ihtiyaç duyabileceği en temel şeyin sevgi olduğu düşünüldüğünde, bu ihtiyacı karşılamanın kime düştüğünü tahmin etmek zor değil... yuvadaki çocukların yegane gereksinimleri bu.
çok temiz ve güzel arladaşlarla tanıştım bugün: tuğçe, seda, ayşe...
seda inmedi kucağımdan, tuğçe de mesafeliydi başta "küs müyüz" dedim, "tanımam etmem seni ne küseceğim" dedi. üzüldüm, ama sonra çabuk kaynaştık.
seda da "9 gün sonra doğumgünüm"dedi bana, "gelir misin?", hediye alma ama senin gelmen zaten hediye olur." kendi kendime düşündüm... seda daha 2'ye gidiyor! ama farkında hayatı, olanları, neden orada olduğunu...
çıkarken sarıldık sımsıkı, "ne zaman geleceksin" diye sordu ayşe, "merak etme" dedim, "özletmeyeceğim kendimi..."
ve çocukların daha saat 4 olmadı ki itirazlarına rağmen(!) çıktık yuvadan çebimizde çocukların msn adresleri, yuvanın telefon numarası ve çocukların isimleri: ayşe, tuğçe, seda, ayşegül, hasret...
Efendime söyleyeyim, iki grup olarak önce cocuk esirgeme kurumu kucukyali cocuk yuvasinin önünde buluşulmuştur. bir grup sigara sever arkadaş kapı önünde tellendikten sonra toplu halde içeri girilmiştir. unkapanı grubu ellerinde * büyük pazarlıklar sonunda aldıkları gitar ve bağlamalar ile gelmişlerdir. yasak merve'nin organize ettiği 4 kişilik yer yön bilmez grup ise bostancıdan tabu ve jenga ile gelmiştir. **
efenim yuva müdürü vasıtası ile önce erkek çocukların kaldığı bölüme ardından kız öğrencilerin kaldığı bölüme gidilmiştir. bir ara ufuk sa, fatal,melankolik, prince of darkness, karpuzkabugundan oluşan grup bilgisayar odasının oldugu bölüme girip bozuk bilgisayarları tamire uğraşmış. 4 mause tamirinden öteye geçememisizdir. ***
bu arada bizim ikinci güruh kız çocuklarının kaldıgı bölüme gitmişti bile. bir baktım mülayimin elinde atlas bir ögretim cabası , lavinya_jengalar la bişeyler kurcaliyor. bizi girişte biraz korkarak karşılayan kızlarla muhabbeti gayet iyi ısıtmışlardı. bizim de onlara eklenmemizle birlikte hayatımda unutamayacagım görüntüler ortaya çıktı.
onların oyuncağa ihtiyacı yoktu. sadece biraz ilgiydi aranan... hepsinde bir el tutma istegi sanki hiç gitmeyecekmişiz gibi davranmamızı istediklerinin açık bir kanıtıydı. saatlerce kucaklarımızdan inmedi yavrucaklar. ziyaret ettigimiz yaş grubu en ufagı 6 en büyügü 13yaşındaki çocuklardı ama yüreklerindeki sevgi açlığı , gidenlerin bir türlü tekrar gelmemesi ve en önemlisi bir şeyler paylaşma isteği yaşlarından çok çok büyüktü.
saatler 16,30'u gösterdiginde veda vakti gelmişti. defalarca öpülen yanaklar ve kocaman güleryüzler biraktılar bu bünyede. hepsi kucağımızda bir toplu resim çekindik. gitmeliydik. ve öyle yaptık.
kapıdan çıkarken herkes gözlerini birbirinden kaçırıyordu. zirveye katılan ve ismini telaffuz etmedigim kocaman yürekli güzel insanlara burdan selam olsun diyorum. yüreğinize sağlık. inşallah böyle hayır toplantılarının devamı olur.
içime oturan bir durumu açıkça belirtmek istiyorum. yoksa akşam uyuyamayacağım. lan * içmeye gidilse , efendime söyleyeyim mecidiyeköy'de maksat geyik zirvesi düzenlendiğinde 60 kişi geliyor, böyle hayır işlerinde +1 lerle 20 kişiyi zor denk getiriyoruz. bu kafayla gidersek işimiz zor. hayatın diğer yüzünü de görelim artık. saygılarımla.
orada olmak, az da olsa yardımcı olabilmek için her şeyimi vermeye hazırken cumartesi gününün ortasına özel ders istiyen öğrencim yüzünden katılamadığım, çok ama çok üzüldüğüm zirvelerin en güzelidir.
buradan öğrencime selam etmek isterim. allah seni bildiği gibi yapsın...
hayat böyle bir şey işte. bazı çocukların etrafında döner dünya. özel ders aldıkları büyükleri bile kendileri ayarlar. bazıları da savrulur dönen dünyada. orada olmayı çok istemiştim. beklenmedik tatsızlıklardan dolayı gidemedim. ama okuduklarım 2 eylül'ü hatırlattı fazlasıyla. bir daha yapalım, hep yapalım.
aynı içerikli zirvenin ,bir dahaki sefer, daha yakın bir sefer olmasını dilediğimiz zirvedir. arayı fazla uzatmadan gidilmesi gerek olan bir çeşit hayat dünyası keşfidir.
zirveden en son aklıma gelenleri belirtmek istiyorum ki aynı cocuk yuvası bir kez daha ziyaret edilirse, genel eksikleri bilelim ve çok ucuz edinilebilecek önemli gereksinimleri karşılayalım.
efendim bu kardeslerimizin öncelikli olarak galoş ihtiyacları vardir. gerek eglence alanları gerekse yatakhane ortamları gayet hijyenik ve güzel idi. bilgisayar odalarındaki malzemeler bankaların ve bir özel sirketin hibe ettiği pc lerden ibaret. çogunlugu düzgün calişmamakta ve teknolojinin baya bir gerisindedir. öncelikli olarak bu konuya el atılması taraftarıyım.