maçtan önceki beklentilerimi yerle bir eden bir karşılaşma.
kıssadan hisse: demek ki bi daha böyle büyük laflar konuşurken dikkatli olucaz. ne demiş atlarımız? büyük yarrak ye ama büyük konuşma..
(bkz: great expectations)
arda turan ve ümit karan' ın oyuna dahil olmasıyla galatasarayımın toparlanmaya çalıştığı ve kazandığı, böylece kupa yarışında puanını 4 e çıkardığı maçtır. sabri' nin maçtan sonra ragıp' ın yüzünü tırmalaması sonucunda çıkan arbedede kimin eli kimin cebinde belli değildi doğrusu. maç boyunca maalesef galatasarayımız etkili değildi, kayserispor çok güzel baskı kurdu ve adamların enerjileri tükenmedi. ne içtilerse aynısından içmek istiyorum.
fenerbahçe maçındaki mağlubiyet yüzünden futbolcularımızın moralleri düşük olduğundan performansları da beklenenin altındaydı. mehmet topal' ın röportajda " emin olun biz de çok üzülüyoruz, yemek yiyemiyoruz, uyuyamıyoruz ama lig uzun bir maraton sonuçta ipi göğüsleyen olmak istiyoruz " açıklaması beni daha da kahretti nitekim ben " kaybettiğimiz sadece 3 puan, telafi etmek mümkün " şeklinde bir açıklamayı yeğlerdim. olsun, canınız sağolsun aslanlar!
holiganlıktan gözüne perde inmişlerin sırf maç sonu görüntülerinden dolayı sabri' ye ve ümit karan' a çamur attığı maç. ilk önce lugano' nun baros' un dizine attığı tekmeyi eleştirelim sonra buraya yazalım, değil mi fenerli dostum?
kayserispor'un ciddiye almadığı için tam kadro çıktığı maç. hayır anlamıyorum millet neresiyle seyrediyor maçları? adamlar tam kadrolarıyla çıktılar ve oynadılar. sadece karşı takıma bok atmak için karşı tarafın kazanma hırsına ve emeğine neden saygı gösterilmez ki?
maça gelirsek iki takım da artk futbol oynamaktan sıkılmışlar. özellikle de galatasaraylı oyuncular. üç günde bir maç oynamak ciddi anlamda hepsine fenalık getirmiş. bunun sonucunda bomboş bir ilk yarı seyrettik zaten. ilk yarıda hatırlanacak iki pozisyon var. bunlardan biri milan baros'un bir türlü souleymanou'yu çalımlayamayıp atamadığı gol ve verilmeyen bir penaltı.
ikinci yarıda ise arda turan oyuna girdikten sonra futbola benzer bir oyun oynanmaya başladı. o dakika itibariyle iki takım da biraz daha maça asıldılar. daha çok isteyen galatasaray olduğu için de galatasaray kazandı.
aykut erçetin için özel konuşmak lazım sanırım. aghahowa'ya aynı pozisyon içinde iki kere gol şansı vermedi. hatasız bir maç çıkardı. kutlamak lazım kendisini. servet çetincatwoman maskesiyle şahaneydi. mehmet topal'ın biraz daha zamana ihtiyacı var. aydın yılmaz'a özel güçlendirici çalıştırma yapılması lazım. çok çabuk düşüyor. ferdi elmas da bu takımın oyuncusu değil.
son bir kelam da arda turan ve cassio de souza soares lincoln için. bu maç gösterdi ki bu iki adam galatasaray'ın belkemiği durumundalar. onların kazanma isteği sonucu bugün galibiyet alındı. arda turan tamam da lincoln'deki bu gelişme akıl alır gibi değil. herkese lafını yutturduğu için ekstra alkışı hakediyor.
ha bir de kavga var. neden çıktığını kimse anlamadı. bir anda birbirlerine girdiler ve ayrıldılar. olur böyle şeyler diyip geçmek lazım.
sabri'nin damgasını vurduğu maç olmuştur. sabri bu maç ile birlikte artık gerçekten sınırları zorladı. kayseri gibi gayet de düzgün bir takıma karşı yapılan bu ayıba yönetim sessiz kalmamalı. para cezası, kadro dışı ya da her neyse muhakkak sert bir ceza verilmeli. insan birazcık olsun ağzını tutmasını bilmeli.
maça gelince kimse zaten öyle ahım şahım bir futbol beklemiyordu iki takımdan da. bence beklentilerin de üstünde bir maç oldu. maçın hakkı beraberlikti. ki öyle de bitiyordu nerdeyse. sanırım atılan gol de ofsayttı.
ayrıca kupa maçında takımını 90 dakika destekleyen taraftara bir galatasaraylı olarak teşekkür ediyorum. tek olumsuz hareketleri maç bitiminde sabri'nin gazına gelip kayserili futbolculara küfretmeleri oldu. bunun dışında mükemmeldiler.
maçı netten ayna gibi izledim. top falan oynamadık. bu maç bana feci derecede 5 ekim 2008 fenerbahce kayserispor maci hatırlattı. tek fark aghahowa son vuruşlarda beceriksizdi. (aykut un da hakkını yemeyelim çok iyi oynadı) cm efsanesi gene muhteşem araya kaçtı kimse tutamadı onu. hele servet'in dakika 88 de (yani golden önce) yapmış olduğu bir hata var ki dellenip monitöre kafa atmışım farkında olmadan. aghahowa, bomboş pozisyonda topu dışarı attı. ondan sonra da gol oldu zaten.
servet demişken bu maçta insan dinlerdirir lan bari onu. skibbe, markete bile servetle gidiyordur eminim. ha bi de sabri olayı var tabi. gene bi çirkef asabi tavırlar. of!.. valla bunaltı getirdi. ragıp ağzının payını verdi. maç sonunda da zaten birbirine girdiler. maçı tarafsız gözle izleyenlerde, galatasaraylılarda bu kavgada ragıp ın haklı olduğunu anlayacaklardır.
aydın iyi oynadı zannedersiniz maçın sonucuna bakıp. o da vasattı.
olmuyor hacı olmuyor. ne disiplin var ne de bir oyun karakteri. bir maçtan öncede banko galatasaray bu maçı alır diyelim anasını satayım. çok mu zor şey istiyorum.
edit: ben affetmedim arkadaş galatasrayı kayseriyi yendi diye. rezelet oynadık. fanatik subjektif aklınız azıcık laf dinlesin. maçı izledim diyorum. skibbe yi sevme ve koruma derneğine duyurulur.
gazozuna gibi oynanmış maç. bu kupanın sponsorluğunu fortis'ten alıp coca cola'ya vermek lazım herhalde. grup sistemi geldi geleli kimsenin bir yerlerine taktığı yok bu turnuvayı. eski sisteme dönülmedikçe böyle bayık maçlar izlemeye devam ederiz.
maç sonrası lüzumsuz itiş kakışın yaşandığı maç. ne olduğu da anlaşılamadı. arada seçebildiğim sabri'nin rakip takımın yedeklerinden birinin kelimenin tam anlamıyla yakasına yapışması, ümit karan'ın da boğa gibi ortalarda dolanmasıydı. sanırsınız kaybeden gs. yahu ne oluyor size, almışsınız işte maçı, ne gerek var bunlara.
ali sami yen koridorlarından yayınımız devam edecek sayın sözlükçüler, bu konuda yeni bir gelişme olursa editleriz.
eğri oturup doğru konuşalım, galatasaray' ın oldulça dağınık oynadığı bir maç. tek sevindirici yan skordu. ayrıca bazı aklı evveller saçmalamadan önce ( en azından bu ihtimale karşı ) lincoln' un ortasından gelen topa ümit karan kafayı vurduğunda aydın' ın pasif ofsaytta olduğunu belirtelim.
her ne kadar servet büyük bir özveriyle oynamış olsa da, galatasaray savunmasının dağınıklığına ve futbolcuların aklının hala derbi mağlubiyetinde olmasına değinmeden geçemeyeceğim. aghahowa tek başına en az 5 net gol pozisyonuna girdi, bu da düşündürücüydü. skibbe' nin mehmet topal' ı çıkarıp hakan balta' yı alması da berabere giden ve zora giren bir maçta oyunu okuyamadığına işaretti.
haticeye değil neticeye bakılır deniliyorsa, o zaman iyi bir maç oldu galatasaray için. yine de çanlar çalmadan fenerbahçe maçının moralsizliğinden sıyrılması gerek aslanların.
ayrıca hala daha ayar peşinde koşan bazı rakip takım taraftarlarına da sadece gülümsüyorum.
edit: ayağını organına göre uzat' a teşekkürler.
sabri'nin artistik yeteneğine hayran olduğum maç. faul bekelği pozisyonda -ki sert bir müdahale de olsa sonuçta topa idi bu müdahale- 5-6 takla neticesinde doğrulup hakeme de çemkirditen sonra yerde kıvranmaya başladı ve kayserispor'un kontratağının içine etti.
çoğu futbolcu yapıyor aslında böyle atraksiyonlar. biz de görüyoruz ki atılan takla sayısı ile darbe alma arasında ters orantı var.
