messi'nin golü sırasında birini farkında olmadan ve istemeden öldürdüğü karşılaşma oluyor. ve evet bir daha böyle zikten yorumlar yapmamaya karar verdim. (#4357737)
iker casillas'a rağmen barcelona'nın 4-2 kaybettiği karşılaşma. real madrid'in gollerini casillas kaydetmiştir. başkan calderon'un ya casillas'ı liverpool'a göndermesi ya da casillas'a uygun bir takım döşemesi gerekmektedir. bu maçla bunu anladık.
gudjohnsen'in madrid'i farktan kurtardığı maç. bu adam barca'da ne arıyor hala anlamadım. sezon başında galatasaray'a gelecek falan diyorlardı da üzülüyordum boşa değilmiş. şayet barca gudjhonsen'le sabaha kadar devam etseydi sabaha kadar berabere biterdi bu maç. o derece sikindirikti yani.
maçın en önemli ismi ilk golde de hayvanca yükselen, madridli oyuncuların atılan uzun toplarında her zaman ilk müdahaleleri yapan, birçok kez de hücumu organize eden carles puyol'dur. maçın tekrarının ders niteliğinde tüm defans oyuncularına izletilmesi gerekir diye düşünüyorum. kaç haftadır barçanın la liga maçlarını izliyorum kaçırmadan hepsinde de en iyi 3 oyuncu içerisinde bu adamı gözlemliyorum nasıl bir hırstır, bir defansa göre nasıl bir tekniktir yahu..
edit: ayrıca yaya toure'nin de hakkını vermek lazım. çok güzel bir maç çıkarttı. ve messi çok etkili gözükmedi belki ama özellikle ilk yarıda madridli futbolcuların messi'nin karşısında ne denli aciz kalmaları ve attığı bir messi klasiği olan gol kendisinin ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu tekrar tekrar görmemizi sağladı.
atılan gollerden sonra eto'o'nun parçalı karın kaslarını ve lionel messi'nin havacıların giydiği açık mavi atletini görmemize sebebiyet veren karşılaşma.
real madrid'in anadolu takımı gibi oynadığı maç olmuştur. 11 kişi savunma yap atarsam bir tane atıp kurtulayım, ha bir de rakibin en önemli oyuncusuna allah yarattı demeyip tekme tokat vurayım zihniyetle oynamıştır. barcelona ilk 20 dakika mükemmeltop oynayıp daha sonra real madrid denge sağlar gibi görünse de barcelona hakettiği bir galibeyet almıştır. bu maçla birlikte barcelona ile real madrid arasındaki puan farkı 12'ye çıkmıştır.
real madrid in ezik bir futbol ve mağlubiyetle başkente döndüğü maçtır.
özellikle ilk yarıda her pozisyonda messi nin ayaklarına, bileklerine dalan madrid kasapları, futbolun son peygamberinin golünden sonra, nou camp çimlerinde yaşadıkları utancın muhasebesini yapmaktaydılar.
casillas ı severim, iyi çocuktur, eli yüzü temiz, iyi bir damat adayıdır. yalnız maçın başından beri yavşakça zaman geçirmeler, bir kale vuruşunu iki dakikada yapmalar, o ne lan öyle casillas? yakıştı mı sana, madrid e? golden sonra niye zaman geçiriyolar diye hakeme çatmalar, adamların üstüne yürümeler.
sonuçta barcelona hakettiği bi galibiyet alarak şampiyonluğa bir adım daha yaklaşmıştır.
barcelona'nın bu sezon iyiden iyiye canavarlaştığını gördüğümüz maç. ligde bu sezon 46 gol atıp sadece dokuz gol yemişler. allah düşmanımla eşleştirmesin.
real madrid'in hücumda organize olamaması, drenthe'nin çok kötü bir performans sergilemesi, gago'un kendi yarı sahasına kapanıp hücumlara destek olamaması sonucu real madrid hücumda çok başarısız olmuştur ve barça'nın kılıcını yemiştir.
real madridli oyuncuların messi'yi sakatlayabilmek, yıldırabilmek için adeta tekme tokat giriştiği ama yine de pes ettiremediği, barcelona'nın son derece üstün oynadıgı ''el classico'' ..
(bkz: bu mac sabaha kadar oynansa boyle biter)
az daha galatasaray'ımızı barcelona'mıza, fenerbahçe'yi de real madrid'e benzetecek olduğumuz maç. tarihinin en kötü real madrid'i, fırtına gibi esen barcelona, yine olmuyor, yine olmuyor. casillas hayvanının fizik ötesi kurtarışları, kaçan penaltı falan "lan!?" dedirtiyor, kornerden gelen beklenmedik gol, son dakikalardaki messinin akıl dolu vuruşu, barcelona'nın hücum tohumlarının yağan yağmurla gole çevrilmesinin dayanılmaz hafifliğini hissettiriyor insana.
bu arada "el clasico falan yalan arkadaş, o ne lan öyle spikerin sesinden başka ses gelmiyor statdan" demeden edemiyoruz.
barça'nın tek kale oynadığı maç. özellikle ilk yarıdaki baskı nasıl gol getirmedi anlamak mümkün değil. real madrid, ilk yarıda eline geçen fırsatı Drenthe ile değerlendiremeyince kaçınılmaz son geldi. ikinci yarı oyun dengeydi. barça adına kaçan penaltı üzücü olsa da ağlarla buluşmayıp çizgiyi geçen top ve lionel messi'nin, fabio cannavaro'yu direkle cinsel münasebete sokan vuruşu görülmeye değerdi. real'da tek reel olan şey casillas'tı, gerisi yalan. sonuçta, barça kazanırken, real madrid çok gerilerde kalıyordu..
fakirlik öyle kuvvetlidir ki kilometrelerce ötede birbiri ile hiçbir alakası olmayan insanları birbirine bağlayabilir. yine aynı insanlar evrensel değerleri diline dolayıp ezilenlerin kardeşliği nutukları ile güçsüzlük yüzüğünü parmaklarına geçirip yanan medeniyeti izleyebilirler. sanki ellerinde bir şans olsa ve isyan ettikleri şeyi ortadan kaldırsalar yeni bir düzen kurup pembe panjurlu evlerinde , mutluluğu sembolize eden yollarda cefakar bir yoldaş misali yürüyebilecek, çavdar tarlalarından uçuruma doğru koşmayacaklar.
maçı izleyen herkes elbette barcelona'nın daha iyi oynadığını gördü . kalitesiz emperyalist mecmuaları hatta fotomaç okuyanların bile anlayabileceği bir vaziyetti bu. maç da casillas'ın sahadaki herkesten daha iyi oynamasına rağmen barcelona lehine bitti. buraya kadar tamam ...lan peki maç bittikten sonra niye sanki dünya savaşı günlerine dönüp diktatör franco'ya küfrediyor ,masturbatif zaman yolculukları yapıyor, tarih yazıcılığında oturduğunuz yeri kullanıyorsunuz? neyin peşindesiniz canlarım?
hepiniz katalansınzı değil mi? o gaz söylemleriniz bask yöresini andırsa da "real" kelimesine antipati ile yaklaşmanız sizi ortak bir paydada topluyor. evet, bu bir başkaldırı; özgürlük yolunda atılmış bir adım. football against enemy... yürü be!
yalnız yakın zamanda real barcelona'yı şamar oğlanı yapıyorken neden sesiniz çıkmıyordu? real eksiklerine kavuşup yeni teknik direktör de takıma adapte olursa neler olacak? özgürlüğe giden yol ya sizinkisi, bizimki sadece iki kale bir top canlarım. sizinkinin kutsiyeti karşısında bizimkisinin lafı bile olmaz. hadi gülüm, değişecek düzen. yoksa "we can change" den sizi bunu mu anladınız?