--spoiler--
ben ülkemin bağımsızlığı ve halkımın mutluluğu uğrunda şerefimle bir defa ölüyorum. sizler,bizi asanlar şerefsizliğinizle her gün öleceksiniz.
--spoiler--
sözlerinin söylenmesine neden olan sürecin başlangıcıdır.
--spoiler--
1.Parlemento ve Hükümet süregelen tutum,görüş ve icraatı ile yurdumuzu,anarşi,kardeş kavgası,sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş,Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasının öngördüğü reformları tahakkuk ettirmemiş olup,Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.
2.Türk miletinin ve sinesinden çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve ümitsizliği giderecek çarelerin partilerüstü bir anlayışla meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek ve anayasının öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve inkilap kanunlarını uygulayacak,kuvvetli ve inandırıcı bir hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruridir.
3.Bu husus,süratle tahakkuk ettirlmediği takdirde,Türk Silahlı Kuvvetleri,kanunların kendisine vermiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak görevini yerine getirerek idareyi doğrudan doğruya üzerine almaya kararlıdır.
Bilgilerinize.
bu açıklama metni aynı tarih içinde saat:13.00'da Trt spikerine sunulmuş,duyurulması istenmiştir.Bu bildiriyle Türkiye ikinci askeri müdahalesini almış bulunmaktaydı.27 mayıstan 11 yıl sonra asker tekrar devreye girmişti.
diğer müdahaleden farkı;ordu iktidarı doğrudan ele almayıp yeni bir hükümet oluşturulmasını istemişti.yani ozaman yönetimde olan Demirel'in çekilmesini çekilmezse yönetime el koyacağını belirtiyordu..
ülkemize '-25 yıl katan' büyük olay. bu tür olayları adet haline getirmiş kesimler vardır ülkemizde. ne zaman güzel bir şeyler yapılmaya çalışılsa, ne zaman ülke biraz aya kalkar gibi olsa bu kesim hemen başlar bu olayın hazırlıklarına. bir daha yaşamak çok koyar.
ap iktidarin 1965'den itibaren parlamento içinde büründüğü tutum neticesinde sanki darbe isterük diye cinlamasindan dolayi vuku bulan eylemdir. eğer siz düdüklüğe demokrasi diyorsaniz, tenkitlere karşi linç kültürünü savunuyorsaniz, biraz okuyun derim.
gayet tabi ap hükemetti döneminde ekonomik gelişme olacakti ama yapilan icraatlar güdülen politakalar 70'lerdeki kaos rejiminin tohumlarini atmiştir.
kanıt mi istiyorsunuz? okuyup ögrensin keratalar der ve geri cekilirim.
12 Mart askeri darbesinin sonuçlarını ve aşamalarını sırasıyla şöyle özetleyebiliriz:
1) Ülkemizdeki askeri diktatörlük, Amerikan emperyalizminin ülkemizdeki işgalinin aldığı son biçimdir. Bu, temsili demokrasinin rafa kaldırılması, düzen partilerinin rolünün asgariye indirilmesi demektir. Artık Türk Ordusu, oligarşinin halkımıza karşı yürüttüğü baskı politikasının açık ve doğrudan bir aleti olmuştur. [13]
Fakat Türk ordusunun alt kademe subaylarının niteliğini belirleyen milliyetçiliktir. Çoğunluğu da askeri liselerden gelen, küçük-burjuva emekçi kökenli kişilerdir. On yıldır emperyalizm sistemli çalışarak, ordunun küçük-burjuva devrimci geleneğini geniş ölçüde değiştirmiş, 12 Martla birlikte geniş tasfiyelere gitmiştir. Latin Amerika'daki gibi iç savaşa uygun bir biçimlenişi olmayan geniş Türk ordusunda, daha bir süre devrimci geleneğin izleri görülebilir. Ancak süratle oligarşi, tasfiyeler ve yeniden düzenlemelerle orduyu iç savaş ordusu haline getirerek doğrudan vurucu gücü haline getirmektedir.
2) Oligarşi 12 Mart darbesini ülkemizdeki küçük-burjuvazinin gücünü dikkate alarak, onlara ters düşmeyecek, "Atatürkçü", "milliyetçi", "ilerici", "reformcu" sloganlarla yapmış, I. Erim Hükümeti de reformist bir hükümet olarak görünmeye özel olarak dikkat etmiştir.
Bu, asker-sivil aydın zümrenin radikal kanadının sağ kanat ile olan ittifakını bozmak, onu tecrit edip, bu sloganlarla en azından nötralize edip, bürokrasi ve ordu içindeki, "tarafsız" ve sağ kanadı kendi saflarına çekmek için uyguladıkları bir yöntemdir. Oligarşi, ülkedeki nispi dengeden dolayı, bu yöntemi uygulamaya mecburdu. Çünkü Türk Ordusu, ülkenin tarihsel gelişmesinin sonucu olarak, Latin Amerika orduları gibi oligarşinin henüz vurucu gücü olmuş ve o şekilde örgütlenmiş değildi. Bu mekanizmayı, kendi politikasının doğrudan aracı olarak kullanabilmesi için, bu türlü sloganlarla işini yürütmesi zorunluydu.
Ayrıca Amerikan emperyalizmi sömürüsünü daha da genişletebilmek (tabi işbirlikçi-tekelci burjuvazi lehine de) yani sömürüyü disipline edebilmek için, bürokrasi ve ordu içindeki küçük-burjuva aydınlarının desteğine de muhtaçtı.
Şöyle ki, bu sömürüyü disipline etme eylemi, oligarşinin içindeki eski etkinliklerini kaybetmiş olsalar bile, hala belli bir güç olan, özellikle mecliste önemli bir çoğunluğu oluşturan öteki gerici sınıf ve zümreleri -ticaret ve tarım burjuvazisi ile feodal kalıntıları- son derece rahatsız etmektedir. Bu yüzden başlangıçta bu sarı "reformları" büyük bir tepkiyle karşıladılar. Bu gerçeği emperyalizmin ve işbirlikçi-tekelci burjuvazinin teorisinin yapıldığı Milliyet gazetesi şu şekilde özetlemektedir.
"... büyük burjuvazinin öncü çekirdeğini teşkil eden grup özel sektörün bazı kesimlerine göre daha ileri görüşlere de sahiptir. istekler öncelikle geleneksel ticaret ve tarım sermayelerini (kapitalizm öncesi ortamdaki güçlerini sarsacak biçimde etkileyeceğinden) fazlasıyla rahatsız etmektedir. Oysa, var olan koşulların getirdiği kapitalist üretim biçimi Türkiye'de daha rasyonel tedbirlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır. OECD, 1970'in daha ilk günlerinde, Türkiye için bu yönde bir dizi rasyonelleşme tedbirleri tavsiye etmişti." (Ali Gevgilili, Türk Kapitalizmi ve Yeni istekleri)
Bu kapitalizm öncesi sınıf ve zümrelerin sömürüyü disipline etmeye yönelik "reformlara" karşı tepkilerini, emperyalizmin ve yerli tekelci-burjuvazinin saf iktidarı olan I. Erim Hükümeti, "ilerici, Atatürkçü, reformist" görünüm altında, küçük-burjuva aydın çevrelerin desteğini alarak, bu çevreleri bu zümreler üzerinde baskı unsuru olarak kullanıp, kırmaya çalışmıştır. Ve ilk dönemde, en radikal küçük-burjuva kanadının bile bu konuda desteğini almayı da başarmıştır.
3) Ancak, silahlı propaganda, I. Erim Hükümetinin gerçek yüzünü ve emellerini, oligarşinin en gerici, en azgın ve terörist yönetimi olduğunu açığa çıkarmıştır. Böylece, Amerikan emperyalizminin ve işbirlikçi yerli burjuvazinin oyununu alt üst ederek, maskesini alaşağı etmiş, kademeli planını bozmuştur. "ilerici, reformist, Atatürkçü" görünümü altındaki açık faşizmin erken doğum yapmasını sağlayarak, küçük-burjuva aydın çevreler de dahil olmak üzere kamuoyunun gözlerini açtı.
Bugün, aşağı yukarı bütün küçük-burjuva devrimci aydınları I. Erim Hükümetinin niteliğini açıkça anlamış bulunmaktadırlar.
4) Küçük-burjuva aydın kamuoyunun desteğini kaybeden emperyalizm-işbirlikçi (tekelci) burjuvazi ikilisi, bu sefer zorunlu olarak, sömürüyü disipline etmeye yönelik bir dizi rasyonelleştirme tedbirlerinden (sarı reformlarından) tavizler vererek, tekrar bu tedbirlerinden zarar görecek olan öteki gerici sınıf ve zümrelerle ortak müşterekler etrafında anlaşmışlardır.
Bugün oligarşi içinde tam bir bayram havası hüküm sürmektedir. II. Erim Hükümeti de, bu anlaşmanın ve gericiler arası barışın hükümetidir.
işte 12 Mart ile birlikte ülkemizde sınıflar kombinezonunda meydana gelen değişiklikler bunlardır.
Bütün bunların anlamı, kaba deyişle, ülkemizin Latin-Amerika ülkelerinden farksız bir ülke haline gelmesidir. Artık 1961-70 döneminin sınırlı demokratik ortamı tarihe karışmış, nispi denge bozulmuştur. Emperyalist işgalin ve istismarın Türk Ordusu aracılığıyla sürdürüldüğü, ekonomik ve demokratik amaçlı her çeşit kıpırdanmanın terörle susturulduğu, legal bütün yolların tıkandığı, devrimci politikanın silahla susturulduğu bir ülke haline gelmiştir Türkiye.
Bundan böyle, bütün legal yolların tıkanmasından, emekçi kitlelere karşı tenkil politikasının en gaddarca sürdürülmesinden dolayı, kitlelerle diyalog kurmanın ve onları devrim saflarına çekmenin temel mücadele biçimi silahlı propagandadır.
Ülkemizin Latin Amerika ülkelerinden ve de öteki geri-bıraktırılmış ülkelerden kendine özgü temel farklılıkları ise şunlardır: (Bu temel faktörlerin yanında daha pek çok tali faktör sayılabilir).
12 mart 1971 darbesi.
Darbe, 1971 yılında 12 Mart günü saat 13.00'da TRT radyolarından okunan aşağıdaki muhtıra ile ilan edilmiştir:
"Meclis ve Hükümet, süregelen tutum, görüş ve icraatı ile yurdumuzu, anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk'ün bize hedef verdiği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasasının öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür."
bugün ülkeyi getirdikleri çağdaş seviyeyi gördük. yaşanan periyodik krizler sürekli bir biçimde darbelerle çözülmeye çalışıldı. 12 eylul, 28 subat
toplumsal tepkiyi bastırmak için halkı balyoz gibi ezip geçti.
"Askeri darbeler, bankalar ve sanayi burjuvazisinin kar oranlarının düşmesi ve iktidar blokunun o güne kadar yönetici konumunda bulunan parlamentonun toplumu yönlendirme ve kalıba sokma ayrıcalığını yitirdiği ve işçi sınıfın demokratik her türlü hak taleplerini aşağı çekmek, kar oranlarını yukarı çekmek için giriştiği zora dayanan çözümüdür."
zora dayanan çözümün sonuçları ise tüm istanbul neredeyse ev ev aranır , adeta tutuklanmamış tek bir solcu bırakılmaz.
- Sokağa çıkma yasağı ilan edildi
- Göstermelik mahkemelerde insanlar asıldı.
- 1970'li yıllarda yüz binlerce insanı seferber edecek güce ulaşmış kitlesel sol örgütler devlet terörü ile imha edildi.
- 650 bin kişi gözaltına alındı.
- 230 bin kişi yargılandı.
- TiP kapatılır, TRT'nin özerkliği kaldırılır.
dönemin genelkurmay başkanının yapıcı tutumuyla tam anlamıyla bir darbeden muhtıraya döndürülmüş vakaadır. Evet imzası vardır fakat resmen frenlemiştir. Hatta frenlemek adına "yapmayın yahu darbe yapılacak kadar kötü bir durum yok memleketin halinde" demiştir.
ordudun kendi içinde ki hesaplaşmalara son vermesi ve 60, 61 ve 62 yıllarında bozulan hiyararşik düzeni tekrar ordu içinde perkinleştirmek açısından önemi unutulmamalıdır.
üzerinden neredeyse 40 yıl geçmesine rağmen faik türün, ali elverdi, baki tuğ gibi isimleri zihnimize; işkencelerden, darağaçlarından, ipe sapa gelmez davalardan, gözaltılarından, geçen yüzlerce ismi ise kalbimize kazıyan tarihtir.
bu darbeden sonra yaşanan gelişmeleri kronolojik olarak sıralarsak:
15- 16 mart 1971- 15 mart saat 23: 00 sularında abd li erleri kaçırmaktan dolayı aranan devrimci yusuf aslansivasşarkışla da yaralı yakalandı. deniz gezmiş ise 16 mart günü sabaha karşı yakalandı. yusuf aslan a yaralı olduğu için özellikle işkence uygulandı. deniz gezmiş 17 mart günü tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderildi.
23 mart 1971- thko militanları hüseyin inan ve mehmet nakiboğlukayseri de yakalandılar.
26 mart 1971- nihat erim hükümeti kurdu.
26 nisan 1971- 11 ilde sıkıyönetim ilan edildi.
29 nisan 1971- ilhan selçuk ve çetin altan gözaltına alındı.
30 nisan 1971- bugün ve sabah gazeteleri süresiz kapatıldı.
1 mayıs 1971- ankara da grev ve lokavt yasaklandı.
10 mayıs 1971- gözaltı süresi 30 güne çıkarıldı.
17 mayıs 1971- israil in istanbul büyükelçisi elromtürkiye halk kurtuluş partisi cephesi tarafından kaçırıldı. eylemcilerin şartı tutuklu bulunan devrimcilerin serbest bırakılmalarıydı.
20 mayıs 1971- israil büyükelçisinin kaçırılmasına karşılık nihat erim hükümeti tarafından balyoz harekatı yapıldı. 12 mart öncesinde sol cunta fikrini destekleyen bazı aydınlar ilgileri olmayan bir eylemden ötürü tutuklandılar. aynı gün elromistanbul da ölü bulundu.
21 mayıs 1971- milli nizam partisianayasa mahkemesi tarafından kapatıldı.
29 mayıs 1971- eski milletvekili sadun aren, tös başkanı fakir baykurt ve türkiye işçi partisi genel başkanı behice boran tutuklandı.
30 mayıs 1971- elrom olayından aranan mahir çayan ve hüseyin cevahir binbaşı dinçer erkan a ait eve girip binbaşının 15 yaşındaki kızı sibel erkan ı rehin aldılar.
31 mayıs 1971- adıyaman ın gölbaşı ilçesinde çıkan çatışma sonucunda thko üyesi sinan cemgil, kadir manga ve alpaslan özdoğan yaşamını yitirdi. gruptan mustafa yalçıner yaralı, hacı tonak sağ yakalandı.
1 haziran 1971- maltepe de düzenlenen operasyonda hüseyin cevahir 32 kurşunla öldürüldü, mahir çayan ise yaralı yakalandı. rehine sibel erkan ise kendisini rehin alanlar için '' mahir abi de hüseyin abi de gayet iyi insanlardı'' şeklinde konuştu.
29 haziran 1971- haşhaş ekimi yasaklandı.
1 temmuz 1971- umut filmini izinsiz cannes a gönderen sanatçı yılmaz güney e dava açıldı.
5 temmuz 1971- ilhan selçuk ve oktay kurtböke birer yıl hapis cezası aldılar. aynı gün türkiye nin ortak pazar a girişi onaylandı.
7 temmuz 1971- yeni asya, bizim anadolu ve dünya gazeteleri bir hafta kapatıldı.
8 temmuz 1971- cumhurbaşkanına hakaretten yargılanan çetin altan 1 yıl hapis cezası aldı.
9 temmuz 1971- yaşar kemal 1, 5 yıl hapisle cezalandırıldı.
16 temmuz 1971- thko ana davasıankara da başladı.
20 temmuz 1971- türkiye işçi partisianayasa mahkemesi tarafından kapatıldı.
27 temmuz 1971- türkiye- ortak pazar geçici ticaret antlaşması imzalandı.
4 ağustos 1971- ortak pazar a geçiş protokolü yürürlüğe girdi.
16 ağustos 1971- türkiye halk kurtuluş partisi cephesi ana davası başladı.
14 eylül 1971- bilim ve sosyalizm yayınları sahibi süleyman egelenin in '' devlet ve ihtilal'' kitabını bastığı için 7, 5 yıl hapis cezası aldı.
9 ekim 1971- thko ana davası nda 24 sanıktan 18 i idam cezası aldı.
25 ekim 1971- 143 sanıklı tös davasıankara da başladı.
29 kasım 1971- 5 devrimci maltepe askeri cezaevi nden firar etti.
10 aralık 1971- diyarbakır sıkıyönetim komutanlığında görülen 26 sanıklı ddko davası başladı.
27 aralık 1971- türkiye halk kurtuluş partisi cephesi davasında 2 idam, 3 müebbet hapis kararı çıktı.
4 ocak 1972- ankara sıkıyönetim komutanlığı, aranan şahısları ihbar edenlere 100. 000 tl ödül verileceğini duyurdu.
10 ocak 1972- deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan ın idamları askeri mahkeme tarafından onaylandı.
26 ocak 1972- deniz gezmiş ve arkadaşlarının dosyası tbmm ye gönderildi.
19 şubat 1972- kasım ayında hapisten kaçan devrimci ulaş bardakçıarnavutköy de polisle girdiği çatışma sonucu öldürüldü.
6 mart 1972- adalet komisyonu deniz gezmiş ve iki arkadaşının idamını onayladı.
10 mart 1972- tbmm deniz gezmiş ve iki arkadaşının idamını onayladı.
11 mart 1972- 11 subay ve 57 astsubay devrimcilere yardım ettikleri için ordudan atıldılar.
23 mart 1972- cumhurbaşkanı cevdet sunaydeniz gezmiş ve arkadaşlarının idamlarını onayladı.
30 mart 1972- ünye de bulunan radar üssünden ingiliz ve kanadalı üç nato teknisyenini kaçıran devrimcilere yönelik kızıldere de yapılan operasyon sonucu 7 devrimci öldürüldü. yaralı yakalanan cihan alptekin, ömer ayna ve saffet alp jandarma tarafından infaz edildi. katliamdan ertuğrul kürkçü dışında kimse sağ çıkmadı. teknisyenler de öldürüldü.
29 nisan 1972- hükümeti kurma yetkisi suat hayri ürgüplü ye verildi.
6 nisan 1972- anayasa mahkemesi deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan ın idam kararlarını iptal etti. meclis idamları sonra tekrar onayladı.
4 mayıs 1972- deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan ın idamlarını önlemek için jandarma genel komutanı nı dört devrimci kaçırmaya çalıştı. fakat askerler buna mani oldu. jandarma genel komutanı kemalettin eken hafif yaralandı, devrimci niyazi yıldızhan yaşamını yitirdi.
5 mayıs 1972- istanbul- sofya seferini yapan bir uçak kaçırıldı. uçağı kaçıranlar kısa sürede yakalandı.
6 mayıs 1972- deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan ankara ulucanlar cezaevi nde sabaha karşı idam edildiler. son sözleri türkiye nin tam bağımsız bir ülke olma özlemine yönelikti.
22 mayıs 1972- ferit melen hükümeti kuruldu.
14 haziran 1972- umut filmini gizlice yurtdışına çıkardığı savıyla yargılanan sanatçı yılmaz güney in 7 yıl hapsi istendi.
15 haziran 1972- sofya uçağının kaçırılmasıyla ilgisi olduğu iddia edilen emil galip sandalcı ve ilhan kalaycıoğlu tutuklandı.
22 haziran 1972- sofya uçağının kaçırılmasıyla ilgili yargılanan erdal öz ve altan öymen tutuklandı.
1 temmuz 1972- 138 kitabın toplatılmasına karar verildi.
3 temmuz 1972- thko ana davası nda yargılanan mustafa yalçıner ve üç arkadaşı müebbet hapse mahkum oldu.
17 temmuz 1972- thko ana davası avukatlarından eski senatör niyazi ağırnaslı mahkemeye hakaret suçundan 10 ay hapse mahkum oldu.
31 temmuz 1972- 154 sanıklı dev genç davası istanbul sıkıyönetim mahkemesinde başladı.
3 ağustos 1972- yazar sevgi soysal orduya hakaret suçundan 10 ay hapse mahkum oldu.
14 ağustos 1972- sosyoloji asistanı ismail beşikçi 13 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
15 ağustos 1972- sofya uçağının kaçırılmasıyla ilgili yargılanan altan öymen ve emil galip sandalcı tahliye edildi.
22 ağustos 1972- tös davasında fakir baykurt ve 30 yönetici için 20 yıla kadar hapis istendi.
9 eylül 1972- istanbul sıkıyönetim komutanlığı 278 kitabı toplattı.
14 eylül 1972- halk ozanı mahsuni şerif hakkında başbakana hakaretten dava açıldı.
2 ekim 1972- adalet partisi üyesi zekeriya kürşat '' işçi hakları törpülensin'' dedi.
17 ekim 1972- tip davası sonuçlandı. genel başkan behice boran 15 yıla mahkum oldu.
21 ekim 1972- anayasa profesörü mümtaz soysal '' anayasaya giriş'' kitabında '' komünizm propagandası'' yaptığı savıyla tutuklandı.
24 ekim 1972- mümtaz soysal '' anayasaya giriş'' kitabında '' komünizm propagandası'' yaptığı gerekçesiyle yargılandığı davada 6 yıl 8 ay hapis cezası aldı.
26 ekim 1972- rasih nuri ileri '' lenin in hayatı ve eserleri'' kitabını türkçe ye çevirdiği için 7, 5 yıl hapis cezası aldı.
18 kasım 1972- ilhan selçuksıkıyönetim tarafından tutuklandı.
29 kasım 1972- şair ve çevirmen can yücel, jean paul sartre ın '' küba da sosyalizm ve insan'' kitabını çevirdiği için 7, 5 yıl hapis cezası aldı.
16 aralık 1972- sol yayınları sahibi muzaffer erdost un lenin in '' ne yapmalı'' isimli eserini çevirdiği için aldığı 7, 5 yıllık ceza yargıtay tarafından onaylandı.
25 aralık 1972- habora yayınları sahibi bülent habora, lev troçki nin '' sürekli devrim'' kitabını yayınladığı için 7, 5 yıl hapse mahkum oldu.
20 ocak 1973- emekli tümgeneral ve mbk üyesi eski senatör cemal madanoğlu dahil 31 kişiye gizli örgüt kurmak suçundan dava açıldı.
24 ocak 1973- çemişgezek te bir grup devrimciyle jandarma arasında çıkan çatışmada ali haydar yıldız isimli devrimci yaşamını yitirdi, ibrahim kaypakkaya yaralandı.
29 ocak 1973- türkiye komünist partisi marksist leninist örgütü lideri ibrahim kaypakkayadersim de yaralı yakalandı.
7 mart 1973- ismail beşikçi '' komünizm propagandası'' yaptığı için 8 yıl hapse mahkum oldu.
13 mart 1973- cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. hiçbir aday yeterli oyu alamadı.
16 nisan 1973- 256 sanıklı ikinci türkiye halk kurtuluş partisi cephesi davası başladı. 10 sanığın idamı istendi.
26 nisan 1972- naim talu başkanlığındaki hükümet meclisten güvenoyu aldı.
18 mayıs 1973- dersim de yaralı yakalanan ve 3, 5 ay boyunca işkence gören devrimci ibrahim kaypakkayadiyarbakır da yaşamını yitirdi.
13 haziran 1973- dgm kanunu meclisten geçti.
19 ağustos 1973- ankara birlik sahnesi yönetmen ve oyuncularının hepsi 6 yıl 8 ay hapis cezası aldılar.
14 ekim 1973- genel seçimler. chp 12 yıl sonra ilk defa seçimlerden birinci çıktı.
görüldüğü gibi 12 mart 1971 tarihinde muhtıranın verilmesinden 14 ekim 1973 genel seçimlerinin yapılmasına kadar geçen 2, 5 yılda ülke daha önce yaşamadığı kadar baskıyı yaşadı. türkiye nin bağımsızlığı için mücadele eden üç genç idam edildi, devrimciler baskı altına alındı. peki ne oldu? iyi mi oldu? hiç iyi olmadı.