düşünceleri ve dünya görüşleri 12 eylülcilerle aynı olanların bile karşı çıkmaya başladıkları darbedir. fakat bunu "bizde çok ezildik, bizimde sesimizi duyun." diye söylemeleri pek çok insanın içine oturmaktadır. çok yazıktır, fakat sevinmeleri gerekir bugün bile fikirlerinin iktidardaki izleri görülmektedir.bu yüzden pek şikayet etmemeleri önerilir. nasıl olsa bir sonraki seçimlerde büyük çıkış yakalayacaklar. böylece eski günler unutulacak ve önlerindeki seçimlere bakacaklar. ne yazıkki 12 eylülle giden aydınlık türkiye şansı belkide bir daha hiç geri gelmeyecek!çok yaşayın beyler, çok!
cevap: sureti katiyede hayır. ancak, bu soruyu niçin sorduğunuzu biliyorum. abd'nin buradaki yardım kurulu temsilcilerinden aldığı bir haber üzerine, abd'deki bazı ajanslarda, türkiye'deki bu harekatın başladığı, erken saatlerde verildi. buna istinaden bizde, böyle bir haberin onlara aktarıldığı izlenimi doğdu, daima bunlar soruldu.
bu hareketi ilgililerden başka kimse bilmiyordu hatta şunu söyleyebilirim, eşlerimiz ve çocuklarımız dahi bundan habersizdi. diyecekler ki, "pekala nasıl haber aldılar?" amerikan yardım kurulu başkanlığı'nın bulunduğu binanın yakınına 11 eylül akşamı tank birlikleri gelince, bundan şüphelenmiş olabilirler. nitekim, bu şüphelenmeden mütevellit "bu tanklar buraya niye geldi" diye de sordular. biz de "bir tatbikatımız var, nato tatbikatı başladı, bugün 11'inde başladı, onun için geldi." diye kendilerine bilgi verdik. "merak etmeyin, bu bir tatbikattır, tatbikat dolayısıyla geldi." dedik. verilen haber budur. yoksa böyle bir harekatın yapılacağı hiçbir zaman kendilerine duyurulmamıştır, harekat başlamadan evvel.
11 eylül günü oluk oluk akan kanın darbe ile bir günde bıçakla kesilmiş gibi durduğu iddiası çok sık dillendirilir fakat gerçeği tam olarak yansıtmaz. 12 Eylül'den sonraki 6 ay boyunca çatışmalarda ve direnişlerde 250ye yakın devrimci militan öldürülmüştür.
Askeri cuntaya karşı değişik biçimlerde korsan eylemler yapılmıştır. Yine de, beklenen güçlü direnişi sergileyememiş olmanın, teslimiyet psikolojisinin bedelini, sol, 25 yıldır ödemektedir.
Öyle ki, darbeciler bile sendikalardan (700 bin üyeli disk), belli bir militan gücüne sahip devrimci örgütlerden ve devrimci gençlikten gelecek sert bir direniş öngörmüşler, bu öngörüye göre oluşturulan Bayrak Planı uyarınca bazı semtlerin,üniversitelerin ve fabrikaların havadan bombalanması planlanmıştır. Darbeye karşı direniş darbecilerin beklediğinden bile daha cılız kalınca sözkonusu B planının uygulanmasına gerek görülmemiştir.
"göz altinda kaybolmak"gibi bir kavrami dilimize benliğimize kazandiran,hala izlerini tasidiğimiz darbedir.abd nin rusya ya komşu ülkelerin de komünist olacaği korkusuyla bu ülkeler üstünde oynadiği oyunlarin sonuçlarindandir...evet sonuçta komünist olmadik ama demokrasiden de nasibimizi aldiğimiz söylenemez...
--spoiler--
12 Eylül 1980 sabahı radyolar "Türk Silahlı Kuvvetleri Türk Milleti adına ülke yönetimine el koymuştur" anonsları yapıp, Türk Milletine sokağa çıkmayı yasaklarken, saatler öncesinden CIA ajanları ise ABD yönetimine "Bizim çocuklar Türkiye de yönetime el koydu" diye mesaj geçerek, kimin kimin adına yönetime el koyduğunu deşifre ediyordu.
--spoiler--
- '' ağzımızdan çıkan her şeye bakıyorlardı. ağzımızdan çıkan her şey batıyordu. tuttuğumuz kalem bile sorun olabiliyordu. hiçbir görüşe sahip olmasan da bir görüşe bağlıymış gibi yargılanırdın. o zamanlar bu darbeye darbe de denemezdi. bu ihtilale darbe diyenler , kendilerini içerde bilirdi. ''
türkiye'nin tarihinde utanç sayfasıdır sonrasın da ise cezaevlerinde, özel hücrelerde vs.olanlar ise tamamen insanlık dışıdır.ama abd'nin maşalarının uzantısının değdiği her yer de bunların olması zaten normal bir durumdu.bu tarihten sonra başımıza daha büyük belaların (özal gibi,pkk gibi,islâm burjuvası gibi) gelmesi ve bunların atıklarıyla hâlâ uğraşmamız da cabasıdır.
şimdilerde darbe isteyenlerce iyice incelenmesi gereken darbedir. zira bu darbeyi isteyen demokrasi savunucuları babam ve oğlumda ağlıyor, gezmişlere yanıyordur da aynı zamanda.. burada ki ikilem de şudur ki darbe başta bir tarafa,bir düşünceye karşı yapılıyor olsa bile mutlak otorite,tek güç gibi ilkeleri benimsediğinden arada buna karşı çıkan tüm kişiler zarar görücektir. sanılmasın ki 12 eylülde soldan verilen kayıplar yeni istenen darbelerde olmayacak. sanılmasın ki potansiyel darbede sadece radikal islamcılar ve sağcılar zarar görücek temizlenicek..
bugün ki gençliğin bu halde olmasının aranan sebebinin aslında aranmaması gerektiğini gösteren ve sebebinin ta kendisi olan darbe. apolitikleşme yolunda belki de dünyada atılmış en büyük adım. netekim şu an ki toplum herşeyden ümidini kesmiş ve şuanda ki gençlik dünyadan bihaber yaşayarak. " allah türkü yüceltsin " " en büyük biziz. ölsün hrant'lar " zihniyetini getiren darbe ki bu zihniyeti o kadar başarılı getirmiştir ki adı faşizm olup değişmeyen , kendini yenilemeyen zihniyetlerin sloganları olmuş.
ardından yapılan 1982 anayasasının geçici 15. maddesiyle, yasama ve yürütme yetkilerini türk milleti adına kullanan milli güvenlik konseyine ve konseyce yetkili kılınmış kurum ve kuruluşlara, her türlü karar ve tasarruflarından ötürü cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemeyecek ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamayacaktır. bu maddeyle, söz konusu konseyi oluşturan genelkurmay başkanı olan zat-ı muhterem ve kuvvet komutanları, o dönemde yaptılarının sorumluluğundan kurtulmuşlardır. darbe sonrasında, işkence tezgahlarında ölenler, intihara yönlendirilenler, sorguda kaybolmalar ise yanlarına kar kalmıştır.
bugün sözlükte,''kardeş kanı akıyordu'',''millet birbirine kırdırılıyordu'',''gerekliydi'' diye yazan gençleri üreten,ülkemizin bugünkü apolitiklik seviyesini belirleyen,şu anda ülkemizde yükselen ''(körü körüne)milliyetçilik'',''(bağnazlık seviyesinde)dincilik''in temellerinin atıldığı,sokaklardaki ''tek-yol devrim'',''filistine özgürlük'',''faşizmi döktüğü kanda boğacağız''yazılarının,''biz kaç tırsağız'',''filiz seni seviyorum'',''ekmek yenen yerden kurşunda yenir'' yazılarına dönmesini sağlayan,karşı devrim.