12 eylül 2010 anayasa değişikliği referandumu

entry502 galeri20
    51.
  1. Halkı 12 eylülcüler ve diğerleri diye ayıracak kadar sığ, geri zekalıların da oy vereceği referandumdur. sorarlar adama Evetçilerin yüzde kaçı 12 eylülden canına kadar çekmiştir? Hiçbiri, lakin hayır diyen hemen hemen bütün kesimler 12 eylülde acının en büyüğünü tatmışlardır. bu da demek oluyor ki referandumun olayı başkadır.

    ha bir de 1982 anayasasının kabulünün akabinde kimler iktidara gelmiştir, bugün kimlerin övdüğü ekonomi politikaları almış başını gitmiştir? evetçilerin mi hayırcıların mı?

    bu yüzden kimse boş boş konuşmasın. Ne iki yüzlü veya cahil insanlarmışsınız arkadaş. Ha bir çoğunuz TV izlemekten başka düşünsel faaliyeti olmayan mallarsınız o başka mesele.
    3 ...
  2. 52.
  3. diktacıların kökünü kazıyacak referandum.

    ve tabi ki:

    (bkz: yetmez ama evet)
    1 ...
  4. 53.
  5. 54.
  6. 12 eylül'e 12 eylül ile cevap vermenin kendilerince ironiye dökülmüş hali.

    yaklaşık 30 yıl sonra.
    orada bilmem 20-25 madde mi ne var? hangi akla hizmet? doğudaki kaç insan bunları tek tek inceleyecek. akp yapıyorsa bildiği vardır diyerek öyle veya böyle "evet" verecekler.
    buna demokrasi diye addediyorlar. yemin ederim çamur attığınız fransa bile daha demokrat sizlerden...

    ver aşağılardan zokayı. birileri elbet gelir yanına tabi.
    adamlar bu işin piri, $ıhı olmu$...
    --spoiler--
    referandum yaklaşırken akp ve yandaşları anayasa değişikliğinin türkiye'yi 12 eylül rejiminden kurtaracağı yalanını etkili bir biçimde kullanmaya başladı. oysa akp, 12 eylül anayasası'nın özüne dokunmak bir yana, onu güçlendiriyor.

    anayasa mahkemesi'nin anayasa değişikliği sürecinde referandumun önünü açan kararından sonra hükümetin evet propagandasında neleri ön plana çıkaracağı da yavaş yavaş belli oluyor.

    akp sözcüleri ve yandaş medya "türkiye'nin 12 eylül anayasası'ndan kurtulma şansı yakaladığı"nda ısrarlılar. değişikliğe karşı çıkanları askeri darbeyi savunmakla suçlayan evet'çilerin "kurtuluyoruz" dediği 12 eylül anayasası'nın halk düşmanı içeriği olduğu gibi korunurken, tam da faşist diktatörlüğün istediği gibi "yürütme erki"ni kuvvetlendirici yeni hükümler getiriliyor.

    işte akp ve yandaşlarının gizlemeye çalıştığı gerçekler

    - 12 eylül anayasası çok eleştirildi. ama üzerinde en fazla durulan iki konu, bu anayasanın işçi sınıfının ve geniş halk kesimlerinin örgütlenme ve siyaset yapma hakkını büyük ölçüde gasp edip baskı ve yasakları meşru hale getirdiği ve yürütme erkini yasama ve yargı karşısında çok güçlendirdiğiydi. akp, anayasa'nın bu iki özelliğini koruyor, hatta bazı açılardan 12 eylül'ü mumla aratacak düzenlemeler getiriyor.

    - geride kalan yıllarda 12 eylül anayasası'nın birçok maddesi değiştirildi. bu değişiklikler, 12 eylül anayasası'na bir başka özellik daha ekledi: t.c. anayasası özelleştirmeci bir karakter kazandı. bu doğrultudaki değişiklik ecevit'in başbakanlığı dönemine denk gelirken, akp hükümeti zamanında yapılan değişikliklerin bir bölümü de aynı çizgide oldu.

    - 2004’te, demokratikleşme iddiasındaki akp iktidarında anayasa'nın 17. maddesine ek yaparak devlete "öldürme hakkı" verildi. "meşru müdafaa hali, yakalama ve tutuklama kararlarının yerine getirilmesi, bir tutuklu veya hükümlünün kaçmasının önlenmesi, bir ayaklanma veya isyanın bastırılması, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciinin verdiği emirlerin uygulanması sırasında silah kullanılmasına kanunun cevaz verdiği zorunlu durumlarda meydana gelen öldürme filleri, birinci fıkra hükmü dışındadır" denilerek, insan yaşamına belli hallerde kastedilebileceği hükme bağlandı.

    - akp hükümetinin bazı değişiklikleri ise tam anlamıyla kandırmaca niteliği taşıyordu. örneğin eşitliklere vurgu yapan 10. maddeye türban yasağını delmek için eklenen bir cümle, anayasa mahkemesi tarafından iptal edildi. akp'nin bu girişimi, tıpklı bugün olduğu gibi erdoğan ve ekibinin özgürlükleri yalnızca kendisine yonttuğunu söyleyenleri haklı çıkardı.

    akp'nin 12 eylül anayasası'nda görmedikleri

    - anayasa'nın 13. maddesinde temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına olanak sağlayan hükümler, siyasi iktidarların baskı ve zorbalığına yasal kılıf oluyor. hükümet bu maddeden çok memnun.

    - 20. maddede bazı değişiklikler yapılıyor ama bazı durumlarda hâkim kararı olmaksızın kişilerin ve eşyalarının aranabilmesine olanak tanıyan ve pratikte polise büyük bir yetki veren paragrafa hiç dokunulmuyor.

    - benzer bir biçimde 22. maddeye 2001 yılında eklenerek haberleşme özgürlüğünü ortadan kaldıran paragraf akp tarafından korunuyor.

    - 24. maddede "zorunlu din dersi" anayasal bir yükümlülük olmaya devam ediyor.

    - 26. maddede formüle edilen "düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti"ni kısıtlayan bölümlerle akp hiç ilgilenmiyor.

    - 28. maddede süreli yayınların hâkim kararı olmaksızın valilik marifetiyle toplatılmasına olanak sağlayan hüküm, akp demokrasisinin gereği olarak yerinde duruyor.

    - 33. maddede mülki amir tarafından yine mahkeme kararı olmaksızın derneklerin faaliyetinin durdurulmasının mümkün olduğu yazıyor. akp'ye göre bu da demokrasi gereği.

    - 42. maddede anadilde eğitim yasağı sürüyor, açılımcı akp'nin umurunda değil.

    - aynı madde paralı eğitimin önünü açıyor, hükümetin buna karşı çıkmasını kimse beklemiyor!

    - 43. maddede "kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkân ve şartları kanunla düzenlenir" deniyor, yağmaya yasal zemin oluşturuluyor.

    - devletleştirmeyi düzenleyen 47. maddeye 1999 yılında yapılan "devletin, kamu iktisadî teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin mülkiyetinde bulunan işletme ve varlıkların özelleştirilmesine ilişkin esas ve usuller kanunla gösterilir"ekiyle özelleştirme hırsızlığı meşrulaştırılıyor. akp'nin en çok yararlandığı madde bu.

    - 51. maddede yer alan şu ifade, sendikaları fiilen ortadan kaldırıyor: "sendika kurma hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâk ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir." hükümet bu maddeyle hiç ilgilenmedi bile.

    - 54. madde ise grev yapmayı neredeyse imkansız hale getiriyor.

    - 56. maddeyle sağlık hizmetlerinin paralı hale getirilmesi, özel sağlık işletmelerinin kurulması mümkün oluyor.

    - 58. madde "devlet, istiklâl ve cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır. devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır" diyor. irkçılıktan, militarizmden, hurafelerden, gericilikten, emperyalist kültürden, bencillik ve köşe dönmecilikten tabii ki söz edilmiyor.

    - hak ve özgürlüklerin hangi koşullarda kısıtlanacağını uzun uzun anlatan anayasa, sosyal güvenlik sistemini şöyle tarif ediyor: "herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar." akp bu kadar önemsiz bir maddeyi istediği gibi deliyor, bu maddeyi değiştirmeye hiç yeltenmiyor.

    - 104. maddede sıralanan ve herkesin "çok fazla" bulduğu cumhurbaşkanı'nın yetkileri, değişikliklerle kısıtlanmak bir yana, genişletiliyor.

    - 125. maddede hükümet ve diğer idari organların uygulamalarına karşı yargı denetiminin çerçevesi çiziliyor, ama bu denetimin bağlayıcılığı somut bir biçimde formüle edilmediğinden, hükümet istediği yargı kararını uygulamıyor. akp bu maddeden de pek memnun.
    --spoiler--
    http://haber.sol.org.tr/d...ma-palavrasi-haberi-30787
    2 ...
  7. 55.
  8. oyumu kabine gitmeden açıkta sandığın başında 'hayır' olarak vermek istediğim ancak akp devri şahanesi'nin garip bir icadı olan evet hayır yazılı saçma sapan referandum pusulaları yüzünden bunu gerçekleştiremeyeceğim halk oylamasıdır efendim. ben bir yolunu bulurum bunu yapmanın.

    12 eylül yasalarını değiştiriyoruz diye kendi faşizmlerini dayatanların oyununu görmeyecek kadar kör değilim şükür. muhalefet partisinden zerre hazzetmediğim halde hayır!

    hayır, sonuna kadar hayır.

    geleceğin sosyalist türkiye'si için burjuva iktidara ve muhalefete hayır!

    onların kanunlarına da hayır!
    1 ...
  9. 56.
  10. 57.
  11. 58.
  12. referandum mu tepene kondum mu belli değil bilader biraz açıklama yapsanız neye evet/hayır diyoruz bi söylesen nikah masasında bile görevli memur ayan beyan anlatıyor hastalıkta sağlıkta vs... siz de böyle misiniz?
    1 ...
  13. 59.
  14. erken seçimdir. partilerin seçim zamanı alacakları oyları bir nevi belirleyecektir.
    1 ...
  15. 60.
  16. oy verirken üstünde koca bir "hayır" yazan tshirtle gitmeyi planladığım oylamadır.
    4 ...
  17. 61.
  18. bir siyaset bilimi öğrencisi ve sosyalist olarak karar vermekte çok zorlandığım hadisedir. şöyle ki 112 eylül anayasası ile yönetilmekten utanç duyduğum, yargının aşırı diktasından rahatsız olduğum ve askeri oluşumların develt üzerinde ki etkisinin azalması için evet demem gerktiğini düşünüyorum. ancak şöyle ki bu oluşumların yerine getirilecek yeni oluşumların 12 eylül diktasından daha beter bir hale gelmemize neden olacağını, yargının şimdiki halinden daha fazla siyasallaşacağını ve işçi ve memura verilen hak ve özgürlüklerin sadece oyalamaya yönelik olduğunu düşündüğüm ancak hepsinden öte bu konjuktür de bu siyasi parti tarafından yapılan bir anayasaya evet oyu vermenin başımıza iş açacağını düşündüğüm için hayır. her ne kadar şu an ki durumdan sonuna kadar rahatsız olmama rağmen beterin beteri vardır diye hayır demeyi planlıyorum. *
    2 ...
  19. 62.
  20. koşa koşa gidip hayır oyu vereceğim referandum. arkadaşlarımı da hayır oyu vermeleri için uyarıyorum. son kale yargıyı da ele geçirtmemek lazım.
    3 ...
  21. 63.
  22. hayır mı şer mi niye 12 eylül referandumu.
    0 ...
  23. 64.
  24. maddelere göre çoktan seçme yapılabilse diye düşündüğüm referandum. illa ki elmayı kurtlarıyla birlikte yedirecekler.
    "hayır" oyu kullanmak daha mantıklı gibi görünüyor.
    2 ...
  25. 65.
  26. 66.
  27. --spoiler--
    maddeyle sağlık hizmetlerinin paralı hale getirilmesi, özel sağlık işletmelerinin kurulması mümkün oluyor.
    --spoiler--
    eğer diğer sebeplerinde böyleyse, yazık arkandan dolananlara. zaten yok mu bu yani. neresi kötü bunun. devlet de ödüyor özelin bi kısmını. ssk da sürünürken ölde gel derken, özele gidecek hale geldiniz. daha allahtan belanızı mı istiyosunuz?

    eğer bu gerekçelerle ikna ettiysen arkandakileri, arkanda dolaşan kesime boş kağıt sallasan , işte belge bunlar hain diyerek, arkandan gelirler emin ol.
    2 ...
  28. 67.
  29. saadet partisi ve büyük birlik partisi gibi türk siyasetinin vicdani hareketlerinden sonra; eşitlik ve demokrasi partisi ile türkiye partisi de referanduma evet kararı çıkardı.

    -safları sıkıştırın beyler: "aydınlık türkiye vs vesayetçi türkiye"
    1 ...
  30. 68.
  31. 69.
  32. --alıntı--
    şu anki pozisyonum "bana sor diye mi seçtim seni?" şeklinde özetlenebilir.
    demokrasi borusu öttü, sandığa gittik, oyumuzu kullandık, irade bildirdik, vekil ilan ettik.
    sonra işimize gücümüze döndük. dedik ki "iktidar işini, muhalefet işini yapsın..."
    şimdi gelmişler karşımıza "takıldık abi, şu işi sana bir sorsak!"
    bu kadar tembel talebe olmaz olsun.
    işiniz ne sizin? bana soracaksanız niye oradasınız?
    sadece başbakan 50 miting düzenleyecek. iktidarı, muhalefeti propaganda amacıyla tonlarca para harcayacak.
    kimin cebinden çıkacak bu paralar?
    parti bütçesi demeyin, sinirim oynuyor; o bütçeyi de ben ödüyorum, sen ödüyorsun, vatandaş ödüyor.
    benim paramla bana demokrasi cakası satacağına işini yapsan, meclis'te çalışıp, uzlaşıp, dosta düşmana parmak ısırtacak "hakiki manada demokratik" bir memleket yaratsan olmaz mı?
    "yok, olmaz abi; illa sana danışacağım..."
    gelmeyebilirim ben de o zaman kardeşim, tamam mı?
    --alıntı--
    kanat atkaya
    2 ...
  33. 70.
  34. 71.
  35. 12 eylül 80 askeri darbesiyle değiştirilen bu ülkeye large geldi denilen 61 anayasasının feshedilişin göstergesi olan 30. yıldönümü tarihinde size demokrasi, özgürlük getirmek için sizin oyunuzun değeri olduğu için sizi sandığa çağırıyoruz. anayasanızı bizler değil sizler yapacaksınız deniliyor.
    iyi hoş ne kadar güzel diyemiyor insan, neden? amerika da böyle diyerek afganistan a ve ırak a girmedi mi?
    o da değil anayasa taslağını referandum da oylayacak olan bizler gördük mü bu taslağı, okuduk mu?
    hasbelkader okuduk ve anladık yine delik deşik edilmeyecek mi bu yasa. cuntacıların yaptığı anayasadan ne farkı kalacak. hatta öyle derin kederler içinde düşünüyor düşünüyoruz "gelen gideni aratır mı?" diye kendi kendimize fısıldadığımız oluyor.
    biri cunta anayasası, bir diğeri herkese özgürlük ve demokrasi derken kendi heybesini doldurma anayasası.
    12 eylül 1980 ile 12 eylül 2010 arasında tek bir fark var. 12 eylül 1980 e kadar idealist ve apolitize edilmeyen bir kuşak vardı, 1980 ile 2010 arasında apolitik bir kuşak oluştu, 2010 sonrası ise devekuşu gibi kafası toprakta poposu havada bir kuşak olacak gibi görünüyor.
    anayasa değişirse olacakları görmek lazımdır. ama bir o kadar da görmek istemeyen bir kitlenin olduğunu da unutmamak gerekir.
    3 ...
  36. 72.
  37. 73.
  38. her zaman olduğu gibi çoğu kişinin * hayır denmesi gerektiğine işaret edeceği fakat ne hikmetse gene * evet oyunun çoğunlukta olacağı referandum.

    (bkz: 28 mart 2008 seçimleri)
    0 ...
  39. 74.
  40. birçok kişinin neye hayır neye evet diyeceğini bilmediği referandum."hayırda hayır vardır"
    0 ...
  41. 75.
  42. hala bir takım insanların değişiklik içeren maddeleri okumadan yorum yaptığı ve daha da kötüsü sadece ak parti karşıtlığı yüzünden hayır diyeceklerini beyan ettikleri referandumdur.
    ak parti baki değildir a dostlar; ama anayasamız bü ülkenin menfaati için değiştitiriliyorsa politik davranmayı bir kenara bırakarak değerlendirme yapmamız gerekir diye düşünüyorum.insanların canını acıtan unutulmaz izler bırakan 82 darbesiyle antidemokratik yöntemlerle hazırlanan bir anayasanın değiştirilmesi olayına sadece ak parti merkezli bakmanız gerçekten çok üzücüdür.birtakım parti liderleri de sözde maddeleri eleştirir gibi gözüksede aslında hepimiz biliyoruz ki sadece kirli bir siyaset yapmanın peşindeler hadi onlar politikacı, onları anlıyoruz da peki ya sizler?sahiden parti liderlerinin peşine takılıp güdülmeyi kabul mu ediyorsunuz? ak parti bugün var yarın yok belki,sırf parti antipatikliği yüzünden bu çarpık 82 anayasasıyla hala devam etmeyi göze alıyorsanız bunun için hayır kampanyasına inadına diyerek destek veriyorsanız sizler için de ülkem içinde üzülüyorum.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük