bugün

anaların, evlatlarının son mektuplarına ulaşmasına bile engel olunan dönem.
*
http://tinyurl.com/ck6nkp
siyasetten spora,tüketimden sanata kadar pekçok alanı yeniden tanzim etmiş darbe.
türk siyasi tarihi için kara bir leke, dünya basketbol tarihi için ise güzel bir gündür. (bkz: yao ming)*
28 şubat 1997 darbesinden tek farkı doğrudan ve yıkarak yapılmasıdır.
28 şubat'a darbe değil diyenlerin halen akıllanmadığını gösteren darbedir. sahi kuzum o foseptik tabakadan bir gül gibi akp çıktı. ya bu tarafta?
(bkz: faşizm)
şimdilerde anneler babalar hala çocuklarına"aman siyasi olaylara bulaşma" diyolarsa sebebidir.
bir neslin apolitik yetişmesinin sebebidir.
çocukları akıllı olacak diye aklı çıkan anne babanın sebebidir.
ve hala yaşayanlar vardır yüzlerce o günlerin acısını..
hayatı boyunca çocuğu olamayacaktır birinin, seneler geçse de hala ruhsal bozuklukları olan başka biri, kaçak yaşamaktan mütevellit hayattan hep kaçan başka biri...
iç savaşın diğer ismidir. demokrasinin katli. bir milletin kendi milletine yapabileceği en üst eziyet.
bi de ressam ya bunu yapan... sorsak ona?
bana piçliğin resmini yapabilirmisin abidin?
halkın destek verdiği darbedir. hoş olmasa da bu gerçek. bunu sadece anayasaya dayanarak söylemiyorum isteyen tanıdıklarıyla konuşsun. türkiye'de en çok destek alan darbedir 12 eylül. bence de en kötüsü ve en amerikancı ve sağcısıdır ya neyse...
masonların kirli oyunlarından biri daha.
türk demokrasi tarihine kara leke olarak geçmiş günlerden biri.
unutulmak istenen ancak bir türlü unutulmayan korku dolu çocukluk anısıdır. eve doluşan askerlerin sağı solu didiklemesine ve ardından çok sevilen amcanın tutuklanarak, babaannenin, halaların ve yengenin çığlık ve ağlamaları arasında türlü işkencelere tabi olacağı cezaevine götürülmesine ve ardından gördüğü işkenceler nedeni ile hapisten çıktıktan iki yıl sonra akciğer kanserinden ölmesine tanıklık etmektir. pek çok aile için acıdır, telafisi imkansız kayıplardır.
istanbul'daki miting için;
http://www.renkhaber.com/..._de_miting_var/12776.html
ANKARA'da 4'üncüsü gerçekleştirilen 'Tanıklar Konuşuyor' forumunda konuşan tanıklar, 12 Eylül faşist darbesinin vahşetini anlattılar. Diyarbakır Cezaevi'ni anlatan Necmettin Salaz, yaşananları, 'Öldük, cehennemdeyiz, bunlar da zebaniler' diye özetledi.

Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri'nin iMO Teoman Öztürk Toplantı Salonu'nda önceki akşam gerçekleştirdiği 'Tanıklar Konuşuyor' etkinliğini, DiSK Ankara Bölge Temsilciliği adına Yılmaz Kızılırmak yönetti. Diyarbakır'da kontrgerilla tarafından katledilen Özgür Gündem Muhabiri Hafız Akademir'e adanan etkinlik, saygı duruşu ile başladı.

'DAYAK VAZiYETi AL!'
Etkinlikte, Ramazan Yukarıgöz'ü Yılmaz Yukarıgöz, Erdoğan Karataş'ı Ercan Karataş, Orhan Keskin'i Gürcan Bahadır, 3. Yol Davası'ndan yargılanıp izmit'te idam edilen dörtlerin son dakikalarını Suat Arabacı ve Diyarbakır zindanını Necmettin Salaz anlattı.

Necmettin Salaz, 12 Eylül öncesinde hapishanelerin onlara bir kamp gibi geldiğini, fakat sonrasında hücrelere dönüştürüldüğünü söyledi. 12 Eylül'le Diyarbakır Cezaevi'nde tanıştığını ve falakadan bayıldığını anlatan Salaz, sabahları 'Dayak vaziyeti al!' diye uyandırıldıklarını yaz ayının en sıcak zamanlarında 'Battaniye altı al' denildiğini ve zorla istiklal Marşı'nı ezberletmeye çalıştıklarını söyledi.

'CEHENNEMDEYiZ'
Bir arkadaşlarının 'Öldük cehennemdeyiz, bunlar da zebaniler' sözlerini hatırlayan Salaz, iki arkadaşının bir zeytin için birbirine düştüğünü, açlıktan, susuzluktan çıldıranların olduğunu belirtti. Salaz, onbaşı 'yere yat' dediğinde yatıyorduk. Onurumuzu kırdılar, siyasetten, mücadelemizden uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. Annelerimize, eşlerimize küfür ediyorlardı' dedi. Salaz, dört arkadaşlarının kendilerini hücrelerinde yaktığını hatırlarken göz yaşlarına hakim olamadı. O dönemde hapishanede yatan Suat Arabacı ise 3. Yol Davası'ndan idam edilen Dört'lerin infaza götürüldüğünü fark ettiğinde bağırdığını, bunun üzerine son sözlerini kendilerine söyleyebildiklerini ifade etti. (ANKARA)

AFiŞTEN SONRA NÖBETE DE YASAK
ÖDP, Ankara Valiliği'nin afiş yasağından sonra şimdi de darbenin yıl dönümü olan 12 Eylül için Kenan Evren'in yattığı hastane karşısında tutacakları 'vicdan nöbeti' için talep edilen standa izin verilmediğini bildirdi. ÖDP Ankara il Başkanı Cevat Özdemir dün yaptığı yazılı açıklamada, geçen hafta Ankara Valiliği'nin, afiş de yasaklandığını hatırlatarak, Ankara Valiliği'nden partilerine bir yasaklamanın daha geldiğini bildirdi. 10-11 Eylül tarihlerinde saat 10.00-19.00 arasında darbeci Kenan Evren'in yattığı GATA karşısında bulunan park alanında stant açarak 'vicdan nöbeti' tutmayı planladıklarını belirten Özdemir, ancak Ankara Valiliği'nin 'vicdan nöbetine' de izin vermediğini kaydetti. Özdemir, AKP'nin 12 Eylülleri koruduğunu gösterdiğini ifade etti.

http://www.evrensel.net/haber.php?haber_id=57603
pkk sorunu dahil bütün kronik meselelerin ana kaynağı.
bugünkü iktidarın hazırlayıcısı. (bkz: türk islam sentezi)
http://antifa-kutay.blogs...iskin-vicdana-mektup.html
düşünmekten korkan gençliğin yaratıcısı.
ülkenin en kaliteli gençlerini asan, hapse tıkan, yurtdışına süren ve sindiren darbedir. bu akıl dışı darbe işgal kuvvetlerinin bile beceremediği kadar tahribat yaratmıştır bünyede. hala da etkisi sürmektedir.
(bkz: sev genç)
apolitik gençlerin üretim çiftliği. eğer bir kişi sizin tezinize "x sensin y de sana girsin" diye yüksek zeka ve fikir gerektiren bir antitez geliştiriyorsa biliniz ki o 12 eylül'ün çocuğudur ve ikizi, beşizi çoktur.
kritik bir dönemecin ürünüdür. üzerine fazlasıyla yük binen ve bir düzen krizine dönüşen toplumsal sistemin üre1buttiği amerikancı bir karşı devrimdir. bu tarihle beraber dönemin yönetme krizi egemenler * lehince çözüldüğü gibi, sermaye birikim rejiminde de bir değişiklik yaşanmıştır. böylece birikmiş olan sorunlar, yaşanan ağır bir kriz eşi görülmemiş bir şiddet dönemiyle beraber aşılmıştır. faşist cunta; bugünün türkiye'sinin yaratılmasında mihenk taşıdır. bugünle hesaplaşmadan 12 eylül ile, 12 eylül ile hsaplaşmadan bugünle hesaplaşılmaz.

*tüsiad, mess, tisk gibi kuruluşlar bunların cisimleştikleri yerdir.
kenan evreni hatırlatan gündür.
darbecilerin yargılanmadığını hatırlatan gündür.
'nasıl bir ülkede yaşıyorum ulan!' dedirten gündür.
27 mayıs gibi nefret edilen bir gündür, değil mi arkadaşlar?
eğer akp 28 şubat'ı yapanları yargıladığı gibi 12 eylül darbesini yapanlarının da üzerine giderse türkiye gerçek bir açılım yapmış olur. 12 eylül açılımı akp'nin adını altın harflerle tarihe kazıması için bir fırsattır. bu darbede çok haksızlıklar yapıldı. masum insanlar idam edildi, ülkelerinden sürüldüler. akıl almaz işkenceler gördüler. bunların hesabı sorulmalı.
bir sözlük yazarının hakkında entry girerken 100 kere düşünmesini sağlayan darbe. sadece allah belanızı versin diyebiliyoruz ne yazık ki.