büyük ihtimal 2. dünya savaşının etkilerinden dolayı bu dönemlerde ki filmler insanı düşündürmeye yönelik, insan ruhunu tema edinen filmlerin başını çektiği hakikaten kaliteli filmlerdir, bu film sayesinde ise siyah beyaz filmlere ilgim artmıştı, (bkz: paths of glory), (bkz: Le Trou) filmleri de takriben yine aynı yıllara yakın filmlerdir izlemeniz tavsiye olunur.
Daha önce böylesine dar bir çerçeve de geçen ve buna karşın oldukça sürükleyici ve merak uyandıran bir film izlememiştim, sanırım bu bile filmin ana teması olan ön yargıları yıkmak gerektiğine dair bir anekdot denilebilir.
türkçesi on iki kızgın adam olan filmdir. 1957 filmi olmasına rağmen 13 nisan 1960 de gösterime girmiş filmdir. en önemlisi filmi sidney lumet yönetmiş olmasıdır.
film amerika'da uygulanan yargı sisteminin bir parçası olan jüri üyelerinin karar verme sürecini anlatandır.
filmde 12 jüri üyesi vardır bir cinayeti ele alırlar başta bunlardan 1 hariç diğerleri guilty(suçlu) kararına varması ve ince düşünen son kişinin diğerlerini ikna süreci işlenir. filmin sonunda bunu başarır ve cinayeti işleyen kişinin sanıldığı gibi küçük çocuk olmadığı anlaşılır.
ilk başta "bu filme mi bu kadar övmüşler yani!?" Bakışı oluştursa da filmi izledikçe sizde yarattığı merak duygusu bir haz oluşturur. Bir odada hatta yalnızca bir masa etrafında böyle bir oyunculuk ve böyle bir sürerlilik gerçekten zordur. Zoru başarmış bir film olarak şahanedir. Üstelik siyah beyaz bir film olmasına rağmen! Kısaca ustaca yapılmıştır diyebiliriz.
sonunu tahmin ederek izlenmesini önermeyeceğim harika diyemeyeceğim ama herkesin izlemesini düşündüğüm,vizyon katan 1957 yapımı bir hollywood filmi. olaylar 96 dk boyunca bir odada geçer ve ilk birkaç dakikada çattık şimdi kesin sıkıcı bir film derken bir bakmışsınız hop bitmiştir, akıcı bir filmdir. Başta Henry Fondanınki olmak üzere oyunculuklar ve kamera kullanımı harikadır.
---spoiler---
reasonable doubt(kabul edilebilir şüphe) kavramı filmin kilit notalarından biri bence. Senaryoda şaşırtıcı birşey
yok zaten başta bu adam herkesi ikna eder diyorsunuz. Bence zaten film bi öğreticilik hedeflemiş, düşündürmek istemiş ki dava ile ilgili hiçbir şey bilmiyoruz ne başında ne de sonunda, sadece konuşulanlardan bildiğimiz kadar tanıgız aslında izleyici olarak
detayların önemi, önyargılar, şüpheyi açıklamanın gerekliliği, çoğunluğun azınlığı ele geçirmesi ama kararlı ve şüphesini ifade edebilenin dünyayı bile değiştirebilmesi etkileyiciydi cidden.
Henry Fonda
---spoiler---
bu filmi izledikten sonra lisede onca gereksiz film izlettirdiler de bir akıllının aklına gelmedi mi bizi düşündürtecek bir film izletmek diye de sinir oldum, gel de eğitimcilere kızma şimdi
efsane filmler kategorisinde en başlardadır benim için. senaryosu müthiştir. oyunculuk müthiştir. konunun anlatımı hikayenin akışı müthiştir. filmin sonunu baştan tahmin ettim deyipde beğenmediğini söyleyen arkadaşlar var. 1957 nin sinemasından bahsediyoruz. iyiler her zaman kazanır mantığı. tabiki filmin sonunu baştan tahmin edeceksiniz. filmin işlenişidir zaten muhteşem olan. rambo izleyipte rambonun kazanacağı belliydi sevmedim demek gibi bir şey.