japonyadaki 8,9 büyüklüğündeki depremi yaşayan türklerden selimhan kılıç, sarsıntı başlayınca kendini camdan dışarı attığını söyledi. kılıç, biraz sakinleşince eve girdim. ikinci sarsıntıda da yine camdan atladım dedi.
kaynak: [http:// http://www.ntvmsnbc.com ]
ardından 15 tane 6 şiddetinden büyük artçı depremler olmuştur. ve hala hiçbir binanın yıkıldığı haberi gelmemiştir. neyle yapıyorsunuz arkadaş bu binaları anlamadım.
japon borsasının kapanmasına az kala bile eksiyi göstermiş olan, japonya'nın 140 yıldırki en büyük depremi. pazartesi borsalar açıldığındaysa asıl ekonomik çöküş yaşanacakmış. umarım yaralar çabuk sarılır..
ntv'ye güvenecek olursak; ölü sayısı 400 civarında, yüzlerce de kayıp var.
bir diğer deprem ülkesi olan türkiye'de olsaydı ölü sayısının yanına üç sıfır eklemek gerekirdi. ama biz müslüman ülkeyiz, onlar kâfir. bizi allah korur, onları öldürür.
gazeteler ve televizyonlar da tekrardan "türkiye'de deprem" , "büyük istanbul depremi ne zaman ?" , "depremden korunma yöntemleri" vs. şeklinde bir çok haber görmemize sebep olacak olan doğa felaketi Gerçekten çok üzücü. Yalnız japonya depreminde deprem yüzünden ölen kişi sayısı ciddi manada çok az. Böyle bir deprem türkiye'de olsaydı sanıyorum milyonları bulurdu ölü sayısı. Ve ne üzücüdür ki bu tarz programlar sadece deprem "tekrar ve tekrar" hatırlandığı zamanlarda yapılıyor. Yapılıyor yapılmasına ama gene de önlem alınmıyor. Gerçekten çok üzücü bir olay.
internetteki videolardan izlediğimiz kadarı ile çok sağlam sallamıştır. özellikle bir marketin içini gösteren bir video vardı. bu videodan anlaşıldığı üzere japonlar o kadar iç içeki depremle, ilk etapta çalışanlar, müşteriler kaçmıyorlar çil yavrusu gibi. hatta çalışanlar rafları tutuyor, şişeler devrilmesin diye. depremin süresi uzadıkça ve sarsıntı arttıkça ancak bırakıyorlar raf tutma görevini. herkes endişeli aslında ama sakin. deprem sona erincede ayılan bayılan yok. bunlar bizde asla görülmeyecek bir soğukkanlılık. öncelikle hiç kimse sakin sakin binada kalmaz bizde, bende dahil. şu an çok modern bir binada oturuyorum, deprem sonrası yapılmış, altı kayalık, zemin etüdü, şusu busu çok iyi ama yine de binanın dışına çıkmaya çalışırım içimden gelen bir dürtü ile. çünkü 17 ağustosu gördük ve yaşadık. bizdeki binaların nasıl tuz-buz olduğunu gördük. deniz kumundan yapılanlar mı dersin, dolguya yapılan evler mi? kolonları kesilenler mi? hepsini yaşadık.
tüm bunlardan sonra nasıl ben oturduğum binaya güveneyim? tam anlamı ile güvenmiyorum. avm'ler yapıldı o kadar, çoğu deprem sonrasında. hayatta güvenemem o binalara. okullar, üniversiteler...güvendiğim tek bina iş yerim. az katlı ve çelik konstrüksiyon. o yüzden en ufak sorun bile olmaz eminim ama ben burada güvende iken sevdiklerim, ailem, eşim-dostum belki evde, okulda, avm'de, bir kamu binasında, hastanede, gökdelende olacaklar. onlar benim kadar şanslı olacak mı?
depreme dayanıklı evler diye yüzlerce proje yaptılar, astronomik rakamlara. allah bize böylesini göstermesin ama ola ki sağlam bir deprem oldu kaç tanesi için "yanlış hesap yapmışız" denilecek acaba?
deprem sonrası yaşanacak kargaşa, koordinasyonsuzluk ve diğer sıkıntılara hiç girmiyorum bile.
diyeceğim, japonya için üzüldüm ama onların depreminde bile kendimiz için çok daha fazla üzüldüm.
yanal değil düşey atımlı olduğu için yıkıma değil tsunamiye sebep olan depremdir. felaketin sonuçları sular çekildiğinde ortaya çıkacaktır. dualarımız japonya ile.
dün gece rüyamda deprem olduğunu görüyordum, kimi binalarda titreşim gibi oynamalar oluyordu, kimi binalarda da çok ciddi şekilde binalar bir sağ bir sol yapıyordu sabah uyandığımda bir kaç gün önceki japonya depremi 1999 da yaşadığımız felaketi tetikledi bilinçaltımda böyle bir rüya gördüm diye yorumlamıştım. anneme söyledim ağzından yel alsın, allah hayra yorsun dedi. kahvaltı yaparken televizyonu açıp bu felaketi öğrenince şaşkınlıktan ne diyeceğimi şaşırdım, annemle boş gözlerle bakıştık. tabi ki bana malum olmadı, rüyalar biliçaltıdır ama böyle bir felaketin olduğunu görmek şaşkınlık yarattı.
depremin denizde olması olası can kaybını azaltmıştır. onlardaki depremi doğal karşılamadan, bilincinden, binaların güvenli olmasından umarım bizler de ders çıkarırız.
"7.0 yetmedi mi
bir hafta önce türban protestoların sırasında "7.4 yetmedi mi?" pankartını açan sevgili kardeşime seslenmek istiyorum bugün... 20 bin insanın acısı ve cenazesi üzerine politika yapmaya kalkan "o güzel insana" bir çift sorum var. ey mantosu uzun, aklı kısa kardeşim benim. 7.0 yetmedi mi?
senin okuduğun gazeteler yazdı mı bilmiyorum ama amerika'nın, hani o gavur ve hıristiyan amerika birleşik devletleri'nin, hani o siyonistlerle iş birliği yaptığı için her yerde bayrağını yaktınız abd'nin los angeles şehrinde 7.0 büyüklüğünde bir deprem oldu bacım.... neredeyse bizimkine yakın bir deprem. bizde ayni şiddetteki bir deprem 20 bin kişi olup 20 bin kişi sakat kalırken, gavur, hristiyan ve siyonist dostu amerika'da sadece 2 kişi yaralandı güzel ablam.
şimdi türbanlı başını ellerinin arasına alıp düşünüyor musun acaba? sakarya gibi muhafazakar bir bölgede allah binlerce muslumanı öldürerek cezalandırıyorsa eğer, hristiyanlara ve siyonist dostlarına niye kıyak geçiyor? seks shoplarıyla, porno filmleriyle tüm dünyaya "seks", "uyuşturucu" ve "günah" ihraç eden bu ülkenin allah katında ayrıcalığı ne olabilir ki güzel annem?
oysa adım gibi eminim sakarya'da, gölcük'te hayatlarını kaybedenlerin çoğu ölmeselerdi eğer sabah ezanı ile birlikte camilerin yolunu tutacaklardı. üç aylarda oruç tutacak, ramazan'da devrilmeyen minarelerin ışıklarıyla birlikte senin ağzına adı bile yakışmayan allah'ın adı ile birlikte oruçlarını açacaklardı. e nooldu şimdi? 7.0 yetmedi mi güzel ninem? eğer her coğrafya olayını, her doğal afeti bilimin ve aklın süzgecinden geçirmeden böyle yorumlarsan bu ülkenin yarısı her deprem felaketinden sonra dinsiz olur güzel hala kızım...
fay hattında 10 katlı binalara izin veren şapşal belediyecilik anlayısını, deniz kumundan inşaat yapan edebiyatçı muteahhitleri, depreme dayanıklı konut üretme çabalarını, hırsızları, uğursuzları bir kenara bırakıp her şey ilahi kudretin intikamı olarak açıklarsan bu deprem 10 yıl sonra gene aramızdan binlerce "dinsizi" alır gider güzel amca kızım... beynin var mı bilmiyorum, betonların altında inleyerek can veren 20 bin insanı, kadını, çocuğu ve bebeği bir kalemde günahkar diye silip atan kuş beynini türbanın altında görmek mümkün olamıyor cünkü ama bence bu yazıyı oku ve bütün gece uyumadan düşün.
allah'ın kullarına böyle cezalar verebileceğini hala düşünüyorsan da git hristiyan ol...çünkü senin bu mantığına göre allah onları daha çok seviyor. "gavurlar" hem senden daha zengin, hem de evleri tepelerine yıkılmıyor."
not: gani müjde bu yazıyı 17 ağustos depreminden sonra bir türban eyleminde "7.4 yetmedi mi" şeklinde pankart açan insan müsveddesi için yazmıştı. şimdi bu başlık altında tek tük gene benzer ifadeler var. eminim birçok yazar da bu şekilde düşündüğü halde tepkilerden tırsıp yazmıyor. bu beyinsiz takımına bir hatırlatıyım istedim...
artçılarının bile 7,1 şiddetinde olduğu doğa olayı. olan oldu, umarım bundan sonra çabuk toparlanır mağdurlar. ayrıca, bu şiddette bir deprem türkiye'de olsaydı muhabbetine tabii ki girmeyeceğim.
