1000000000 farklı dünyada yaşam

entry6 galeri0
    1.
  1. Kainatta dünyaya tıpatıp benzer 1000000000 dünya olduğu varsayılıyor. Düşüncelerin iflas ettiği rakam. Sadece samanyolu galaksisinde güneş benzeri 300 milyardan fazla yıldız var. Yani 300 milyardan fazla güneş..! http://www.hurriyet.com.t...a-kac-yildiz-var-40050911

    ışık hızı saniyede 300 bin km yani yaklaşık olarak böyle. Bu hızı daha iyi anlamak için saatte ne kadardır dersek: ışığın saatteki hızı 1 milyar 78 km. Evet bir ferrrari saatte 400 km hız yaparken ışık saatte 1 milyar 78 km yapıyor yaklaşık. Yani ışık hızı dünyayı 1 sn de 7,5 kez dönüyor. Muhteşem bir hız.

    peki bu hızın kainattaki anlamı?

    Daha çok yakınlarda Nasa; Dünya'dan 40 ışık yılı uzakta Trappist-1 ismi verilen yıldızın yörüngesinde 7 yeni gezegen keşfetti. 3'ünde su bulunduğu söyleniyor*.. Bunun dünyamıza uzaklığı 40 ışık yılı. Yani: 300000x60x60x24x365x40 km

    Bütün bunlara rağmen sınırlar çizilmiş. O kadar büyük mesafeler var ki aralarda. Gidilebilir hızla* bile insanoğlunun ömrü birinden bir diğerine gitmesi için yetmiyor. 3-5 kuşak aynı gemide olursa ancak bir diğerine ışık hızında yetişilebiliyor.

    Medeniyet ne kadar gelişirse gelişsin bir sınır koyucu bazı sınırları koymuş insanoğlu için. Ne olduğunu bilemeyeceğimiz uzaklar için sınırlar.

    evrenin çapı ile ilgili hesaplar sürekli değişmektedir. Şimdilik 93 milyar ışık yılı deniyor*. Evrendeki tüm dünya benzeri gezegenlere gidip gezmek?

    Dünyayı gezememiş bizler için*imkansızın vücut bulma hali bu olsa gerek*

    Son olarak bu kadar bilgiden sonra size bir soru:
    - evrendeki her dünyaya basit yaşam formunda aynı insanoğlu yerşetirilseydi, şimdiki yaşlarımızda (insanlığın yaşı) yaşamsal farklılıklarımız nasıl olurdu?

    Edit: yanlışım varsa düzeltin.
    0 ...
  2. 2.
  3. Bazı şeyleri asla bilemezsin diyerek cevaplanacak cümledir. Atomaltı evren de, kainatta birbirine çok benzer. Bu durum ancak yaratıcının sonsuz gücüne işaret eder. O kadar büyüklük içinde her şeyi anlaman gerekmiyor ki zaten ışık hızı bile yetersiz geliyorken, oralara gidip, bilgi toplayıp geri dönmek imkansız. Evet bir şekilde sınırlandırılmış bir alanda yaşıyoruz. Bunun için ışık hızından çok çok daha fazla hıza veya kainatta bir şekilde zaman ve mekanda atlama yaptırabilecek bir teknolojiye ihtiyacımız var. verilmemiş ilimle yapacaklarını verilmiş ilimlerle yapamazsın. Bu sana çizilen sınırdır.
    3 ...
  4. 3.
  5. uzay ile ilgili ulaşabildiklerimiz okyanusta bir damla iken, yerin altı ile ilgili ulaşabildiklerimiz de yine gölde damladır. bir karpuza toplu iğnenin ucunu değdirin ve onda bir iz bırakın. işte yerin altına inebildiğimiz mesafe sadece bu kadar. yoksa öyle bir enerji saklı ki orada, insanlığa onbinlerce yıl yeter de artar bile.
    0 ...
  6. 4.
  7. bana uludağ sözlük avanesinin nasıl bir topluluk olduğunu gösteren başlık olmuştur. Ekşide yazsam şu başlığa en az 50 tane creative cevap gelirdi.

    edit: yukarıdaki cümle tahrik edici cümledir, başka bir amacı yoktur. O nedenle cümleye yaptırmak istediği doktasında bakın yani gizli manasını ön plana çıkarın.
    0 ...
  8. 5.
  9. soruyu tam anlamadım ama dünya benzeri olmak için temel alınan şartlara göre değişirdi dünyanın yaşı kadar zaman sonraki hayat tarzımız.

    eğer temel oksijen ve suyun varlığına dayalıysa, bu iki element dışında var olan elementlerin değişkenliğini de göz önüne alacak olursak bambaşka ihtiyaçlarımız ve bu ihtiyaçlardan doğan bambaşka icatlarımız olurdu.

    eğer temel kara ve suyun oranlarıysa, çok bir şey değişmezdi. sadece su ulaşımı üzerinde ya daha çok ya daha az durulurdu.

    eğer temel herhangi bir elementi baz alan bir yaşam formunun varlığıysa(günümüzde bu baz alınan element sadece oksijen ama dünya üzerinde dahi oksijen kullanmadan varlıklarını sürdüren canlılar mevcut) o elemente adapte olabilmemiz için insan vücudu evrimsel olarak bambaşka şekillere bürünmek zorunda kalırdı.

    temel merkez yıldıza olan uzaklığın oranıysa, sıcaklık gezegeni kaplayan ana öğenin rengine göre değişirdi. daha sıcağa veya daha soğuğa dayanıklılık geliştirmiş insan türleri ortaya çıkmış olabilirdi.

    eğer tüm bunlar aynı anda gerekiyorsa benzer sayılması için, kara ve suyun birbirine göre konumu bir değişken olarak görülebilirdi, dolayısıyla pangea tarzı tek bir megakıtada su ulaşımı neredeyse hiç gelişmez ve hava ulaşımına ağırlık verilirdi. denizlerin çok daha büyük bir ölçüsü keşfedilmemiş olurdu. karaların miktarı daha azsa popülasyon daha kısıtlı olurdu ve deniz ürünlerine daha dayalı olurdu. biyolojik olarak beyaz et sindirmeye ve su canlılarında bulunan amonyağı degrade etmeye yarayan daha işlevli ve büyük bir karaciğerli bir vücudumuz olurdu. gözde bulunan ikincil göz kapakları evrimsel olarak güçlü kalacağı için asla elimine olmazdı. tuz ve suyun oranlarına bağlı olarak hücrelerimizin şişmeye daha dayanıklı olması gerekirdi. el ve ayaktaki perdeler doğmadan önce apoptoza uğramazdı.

    eğer tüm yüzey karayla kaplı olsa, tek su kaynağı yeraltı suları olsa kazmaya yönelik daha uzun ve güçlü tırnaklarımız, daha sert bir derimiz olurdu. su döngüsü sadece yer altında yaşandığı için sadece uzun köklü ve susuzluğa dayanıklı bitkiler yeryüzünde yetişirdi. yüzey bitki örtüsünün azlığından dolayı azot döngüsü belki de yetersiz kalırdı ve insanlık daha erken yok olabilirdi. deri, yeraltında yaşama uyum sağlayacağı için daha az melanin üretir, göz ve ten renklerimiz daha açık olurdu. her 33 metrede 1 derece artan yeraltı sıcaklığı yüzünden toza ve sıcağa daha dayanıklı akciğerler geliştirmek zorunda kalırdık. mukus ve mukusun vücuttan atımı daha önemli olurdu, enfeksiyon riskini azaltmak için. sistik fibroz gibi genetik hastalıklar ortaya çıkardı ancak bu insanları hayatta tutma girişimine yönelik olurdu.(şimdi de hayatta kalabilen mutasyonlar hayatta kalma şansını arttırmaya yönelik, akdeniz anemisinin sıtmaya karşı gelişmesi gibi ama sistik fibroz bu konuda genel olarak daha yararlı olurdu) mukusu atmak için gözeneklerimizi kullanmamız gerekebilirdi, bu da daha kaygan ve korunaklı bir vücuda yol açardı.

    daha ne kadar değişken kurcalayabilirim bilmiyorum ama umarım aradığın creative cevap bu tarz bir şeydir.
    1 ...
  10. 6.
  11. bazı toplumbilimciler bu türde bir soruya asla aynı insan olmazdı cevabını veriyorlar. hatta insan gibi hem zeki, hem bilinçli, hem de zihinsel ve toplumsal olarak sürekli gelişebilen yaşam formunun olma olasılığının düşük olacağını söyleyenler çok fazla. Bizden başka zeki canlıların daha önce varolmuş dünyalarda olması, şimdiye kadar bizi bulmalarını gerektirirdi diyenlerde çok fazla. Buna kanıt olarak dünyadaki diğer tüm yaşamların hiç birinin insan gibi olamaması da bir delil onlara göre.

    Bizden milyon yıl önce medeniyete erişmiş bir insan toplumu* biz 2017 yılında olduğumuzda, onlar 1002017 yılında olacaklar. Bu teknoloji olarak akıl almaz noktalara gelmek demek. Peki bizden 100 milyon yıl önce kendi dünyalarında ortaya çıkan insanlar? Bunların artık ne boyuta dönüşebileceklerini mevcut aklımız ile ölçemeyiz. insanlığın teknolojik gelişimi aritmetik değil, geometrik olarak artmaktadır. Yani son 50 yıldaki teknolijik gelişme, ondan önceki son 5000 yıldaki teknolojik gelişmeden daha fazladır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük