selanikli bir yetim... adı mustafa. hayatı cephede savaşlarla geçmiş, yıkıldık dediği yerde bir milleti ayağa kaldırmış, önderlik etmiş bir deha. doğuştan şanslı olup emrine bir devlet verilmişlerin arkalarına bakmadan kaçtıkları toprakları tekrar vatan yapanların komutanı.... bizler yani kendimizi o'nun emanetçileri, devrimlerinin bekçileri ve askeri olarak görenler sana ve senin yolunda yürümeye yemin ettik. emanetin sonsuza kadar yaşayacak. ruhun şad olsun mustafa'm.
Elinde hiç bir şey yokken dahi 'Geldikleri gibi giderler' diyebilecek kadar iman dolu ruhunla,diz çöken bir milleti tekrar ayağa kaldıran, ardı ardına devrimler yapıp milletine layık olduğu geleceği sunan, sağlığını milleti uğruna feda edip genç yaşında aramızdan ayrılmış olmana rağmen 'Benim yaratılışımda fevkalade olan bir şey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir.' diyebilecek kadar alçakgönüllü, Zübeyde Ana'nın biricik Mustafa'sı, milletinin Mavi Gözlü devi ama her şeyden önce Allah'ın lütfu... Seni saygı rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhun şad, mekanın cennet olsun...
"mustafa" olarak doğuyorsun.
sonra erince, "kemal" oluyorsun.
tehlikeye düşünce vatan toprağı,
"gazeteci şerif bey" olup çöllere düşüyorsun.
sonra "anafartalar kahramanı" oluyor,
milletin kalbinde yer ediyorsun.
çalışıyor, dövüşüyor, hakediyor,
nihayetinde "paşa" oluyorsun.
"geldikleri gibi giderler" diyor,
"müfettiş" olarak samsun'a çıkıyorsun.
önce "başkomutan" yapıyor seni bu millet,
sonra "gazi" ve "mareşal" oluyorsun.
vatanı kurtarıp "halaskargazi" oluyorsun,
nihayetinde cumhuriyet kuruluyor,
"reis-i cumhur" oluyorsun.
bitmiyor...
daha yapacak çok iş var.
"devrimci" olup "başöğretmen"lik yapıyorsun.
ve nihayet ulu budun'a "ata" oluyorsun.
türk'ün atası, "atatürk..."
sonra sana "öldü" diyorlar.
ama aslında sen hiç ölmüyor,
milyonların kalbinde hep "diri" olup,
yaşıyorsun sonsuza kadar...
ne mutlu sana "ata" diyene,
ne mutlu türk olana,
"türküm" diyene...
Yüzyıllar geçse de, adı saygıyla,
özlemle anılacak, her geçen gün, daha da anlam kazanacaktır.
Eğitimsizliğin, cehaletin, erdemsiz duruşun moda olduğu bu zavallı dönemde, dahili ve harici bedhahtlar bilmelidirler ki, hiç bir güç, hiç bir yaptırım, hiç bir söylem, onun aziz hatırasına zarar veremeyecektir.
Güneşin balçıkla sıvanamayacağını, o güneşin aydınlığına olan ihtiyaç ayyuka çıktığında daha kolay öğreneceklerdir.
Seni her daim olduğu ve olacağı gibi, minnetle, özlemle ve saygıyla anıyoruz.
Ruhun şad olsun!
Sana lâyık olabilenlere selâm olsun!
Okuldaki 10 kasım günlerini, törenlerini hatırlıyorum da sanardım ki hepimiz saygı duruşundayken çalan siren sesi anıtkabirden tüm yurda yayılan ses. O herkesin sustuğu anda o sesin kaynağında olmanın çok farklı olacağını düşünürdüm. Çocukken de daha bi güzel severmişim demek ki.
Saygıyla anıyoruz.
11 kasımda orman genel müdürlüğü tarafından geleceğe nefes adıyla dikilen 11 milyon fidan dolayısıyla, her yıl 11 Kasım ağaçlandırma bayramı olarak coşkuyla kutlanacak.
10 kasımın ertesi günü.
10 Kasım Mustafa Kemal'in öldüğü gün ve Mustafa Kemal, düşmanlarının ölüm yıldönümüne bile, o gün tutulan yasa bile gölge düşürmeye çalıştığı büyük bir lider.
Hep bizimle olan biri var.
Bedeni bizi terk etse de fikirleri sonsuza kadar yaşayacak olan biri...
Yanımızda olmasa da düşünceleri bugüne umut, istikbale ışık olacak biri.
Sevgili Atam, büyük önder..
Sen bizi bedenen terk edeli 81 yıl oldu. Ruhu şad olsun...
Bağımsız, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, bu millet için yaptıklarına minnettarız.
Ya bir insan, ülkesinin kurucu liderine nasıl kin besleyebilir. Hani valla geçtim sevmeyi ama en azından saygı duy arkadaş. Sanırım bu durumun bir benzeri yoktur dünyada.