"mustafa" olarak doğuyorsun.
sonra erince, "kemal" oluyorsun.
tehlikeye düşünce vatan toprağı,
"gazeteci şerif bey" olup çöllere düşüyorsun.
sonra "anafartalar kahramanı" oluyor,
milletin kalbinde yer ediyorsun.
çalışıyor, dövüşüyor, hakediyor,
nihayetinde "paşa" oluyorsun.
"geldikleri gibi giderler" diyor,
"müfettiş" olarak samsun'a çıkıyorsun.
önce "başkomutan" yapıyor seni bu millet,
sonra "gazi" ve "mareşal" oluyorsun.
vatanı kurtarıp "halaskargazi" oluyorsun,
nihayetinde cumhuriyet kuruluyor,
"reis-i cumhur" oluyorsun.
bitmiyor...
daha yapacak çok iş var.
"devrimci" olup "başöğretmen"lik yapıyorsun.
ve nihayet ulu budun'a "ata" oluyorsun.
türk'ün atası, "atatürk..."
sonra sana "öldü" diyorlar.
ama aslında sen hiç ölmüyor,
milyonların kalbinde hep "diri" olup,
yaşıyorsun sonsuza kadar...
ne mutlu sana "ata" diyene,
ne mutlu türk olana,
"türküm" diyene...
az önce ofisime girdim.
karşımdaki terzi mustafada dükkanını açtı.
Dükkanı açarken " selamınaleyküm kardeş " dedi.
" aleykümselam abi, keyfin nasıl ? " diye sordum.
" Vallaha koştura koştura geldim dükkana " dedi.
" Hayırdır " dedim, "sabah sabah ne acelen vardı ? "
" Saat 9 u 5 geçmeden dükkana gelebilmek için " dedi.
" Neden " diye sordum.
" E bugün on kasım sokağın ortasında dikilmemek için " dedi.
Buyrun işte. Mustafa Kemal e ayrılacak 1 dakika yok. Çünkü kafa yok, zihin yok.
Lideriniz hakka yürüdükten 10 yıl sonra, hiçbiriniz öldüğü tarihi hatırlamayacaksınız ama Atatürk’ün ölüm tarihi hep aklınızda kalacak. iki lider arasındaki fark bu kadar büyük işte.
Her Türk çocuğunun yüreğinin burkulduğu tarihtir.
özlemden, hasretten içimiz acıyor, yüreğimiz sancıyor.
ne için?
hiç görmediğimiz, konuşmadığımız, gözünün içine bakmadığımız biri için.
ben atatürk'ü sevdim.
bir tek onu. gazeteci şerif bey kılığına girip libya çöllerine düşen adamı sevdim... anafartalarda, conkbayırında bir karış vatan toprağı için ölmeyi emreden komutanı sevdim ben.
sarayburnundaki düşmana bakıp "geldikleri gibi giderler" diyen paşa'yı sevdim.
köhne bir vapurla karadeniz'e açılıp, samsun'da milli mücadeleyi başlatanı sevdim ben.
umutların tükendiği anda, "hattı müdafa yoktur, sathı müdafa vardır, o satıh da bütün vatandır" diyen başkomutanı sevdim ben.
en çok da, dumlupınar'da bozguna uğrayan düşmana bakıp "hacianesti gel de ordularını kurtar" diyen mareşali sevdim...
ben atatürk'ü sevdim...
bir tek onu.
başöğretmen olmasını sevdim,
geometri kitabını yazmasını sevdim.
açtığı fabrikaları, devrimlerini, yeniliklerini sevdim.
tanrı sevdiği kullarını yanına erken alırmış.
o'nu da bizden çok erken aldı malesef.
fikirler ölmez, atatürk ölmez, atatürkçülük bitmez...