'' özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben yapabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. O halde ya istiklal ya ölüm! '' mustafa kemal Atatürk
işittim ki bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla Milli Meclise davet etmedim. Herkes kararında hürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu kutsal davaya inanmış bir insan sıfatıyla buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta hepiniz gidebilirsiniz!
Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağı alır, bu şekilde Elmadağı’na çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı müdafaa ederim. Kurşunlarım bitince bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunlarıyla yaralanır, temiz kanımı, kutsal bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim!
"sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir"
yani sen birçok savaşa katıl, en zor şartlar altında milleti örgütle, büyük ölçüde bağımsızlığı sağla, sonra toplumu yeniden inşa ederken ilim, fen, sosyal politikalar, sanayileşme, toprak reformu vs arasında sanatı da ihmal etme, Avrupa'ya göndereceğin öğrencileri 'sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz' de. falan filan.
Neyse, biz dindar ve "kindar" bir nesil yetiştiriyorduk en son...
"Nereden bilebilrim ki benim bıraktığım chp'nin yıllar sonra aynı chp olacağını, aynı haliyle kalacağını".. Evet paşam, ne bu chp senin bıraktığın chp; ne de bu Kemal o Kemal..
Yukarda gördüğüm kadarıyla " gökten indiği sanılan kitapla ülke yonetemeyız, Muhammed in sözleri... " ve cum A namazı kılıp hutbe okuduğu da üzerine konunca kafa karıştıran sözlerdir. Bilmiyorum şu an yorgunum belkide anlayamıyorum. Birisi yukardaki tabloyu açıklarsa iyi olur.
Yolunda izinde gitmekten,senin gibi büyük bir lidere sahip olduğum için duyduğum gurur ve onurdan asla asla vazgeçmeyeceğim. Ne mutlu Türk'üm diyebilene.
“Benim ihtiraslarım var, Hem de en büyükleri. Fakat bu ihtiraslar, yüksek mevkiler işgal etmek veya büyük meblağlar elde etmek gibi maddi emellerin tatmini ile ilgili değillerdir. Ben bu ihtiraslarımın gerçekleşmesini vatanıma büyük faydaları dokunacak, bana da layıkıyla yerine getirilmiş bir vazifenin canlı iç rahatlığını verecek büyük bir fikrin başarısında arıyorum. Bütün hayatımın prensibi bu olmuştur. Ona (bu büyük fikre) çok genç yaşımda sahip oldum ve son nefesime kadar da onu muhafaza edeceğim .”