Bazı piçlerin 36 kişiyi katlettiği kanlı 1 mayıs, insan görüntüleri izledikçe deliriyor vallahi.Ateş edenelerden biri elime geçse var ya pipisini kesicem,tabi onlarda varsa.
o günlerde sadece bayramlarını kutlamaya gelen ve işçi sınıfının politik mücadelesine yaraşır bir tablo sergileyenlerin kanlı 1 mayıs'tan sorumlu tutulduklarına şahit olmuştuk. sermaye basını için 1 mayıs bir korku günüdür ve ancak tek suçlu emekçilerin o alanda sermayeden hesap sormasıdır. bugün benzeri bir miting olsa gene tek suçlu terörist olarak gösterilecek olan emekçiler olurdu. tabi yıllar sonra emperyalizmin istekleri doğrultusunda sermaye uşaklarının güzelim insanları nasıl taradıkları ortaya çıkar bir de gene bu hesap sorma sermayenin temsilcierine bozdurulur ve hanelerine yazılırdı.
'77 deki istanbul nüfusu şimdikinin neredeyse dörtte biri kadar. işçiler için de öyle, istanbul'da bu günkü işçi sayısının belki dörtte biri, beşte biri kadar bir işçi var. Bunların hiç birisi yaşanan 1 Mayıs'ın kitleselliğinin önüne geçmedi, geçemedi. Çünkü 1 Mayıs işçi Sınıfının Birlik Mücadele ve Dayanışma günü olarak, sermaye karşısında işçilerin kendi talepleriyle alanlara çıktığı gündü.
Hazırlıkları da böyle yapıldı. Temsilci toplantısı yapmayan, fabrikasında 1 Mayıs komitesi kurmayan, kendi işçileriyle toplantı yapmayan bir temsilci ve sendikacı yok denecek kadar az. Her temsilci, işçi, sendikacı böyle bir günün heyecanını ve coşkusunu yaşamak için günlerce, haftalarca ve aylarca çalıştı. Bir hafta boyunca evine gitmeyen sendika temsilcileri ve sendikacılar, işçiler var. Kendi pankartlarını kendileri yazdılar, kendi dövizlerini kendi el yazılarıyla hazırladılar.
1 Mayıs '77 Taksim Meydanı işçilerin ve emekçilerin astığı bayraklar, flamalar ile süslenmişti. Sabahın erken saatlerinde işçiler ve emekçiler yuvadan çıkan karıncalar gibi birikiyorlar. Fabrika önünde, mahallede, okulda ve hayatın olduğu her yerdeydiler. Saati geldiğinde harekete geçildi. istanbul'un her yanından işçi ve emekçilerin ayak sesleri geliyordu. Topkapı, Bayrampaşa, Haliç, Kağıthane, Anadolu yakası her taraftan işçiler ve emekçiler sel gibi akmaya başladı Taksim Meydanı'na doğru.
Her fabrika kendi pankartını açmış. Her şube, sendika kendi pankartıyla yerini almış yürüyüş kolunda. Dayanışma, coşku ve kitlesellik var. Sungurlar, Demir Döküm, Kavel, Vita,Pancar Motor, Zetina, Bahariye Mensucat, Sarkuysan, Erka Balata, belediye işçileri, öğretmenler, gençler, kadınlar, yazarlar, aydınlar, sinema sanatçıları ve bir cümle herkes yollarda. ismini yazamadığımız onlarca ve yüzlerce fabrika düştü yola.
Böyle yazıldı, istanbul'un mücadele tarihine işçi sınıfının birlik mücadele ve dayanışma günü. 30 yılı aşkındır 1 Mayıs '77 üzerine tartışmalar ve söylemler olur. Perdenin arkasındaki karanlık güçlerin katliamı tartışılır. Katiller bellidir, yakalanmamıştır.
Kısacası sözün özü şöyledir: 1 Mayıs '77'de 500 bin emekçi vardı, Taksim Meydanı'na girdi. istanbul öyle bir gün gördü. 500 bin emekçi, Taksim Meydanı'na girdi.
Hürriyet: Mayıs katliamı: 34 ölü,
Milliyet: Taksim’de kanlı miting: 34 ölü, yüzlerce yaralı,
Günaydın: Maocu vatan hainleri işçi bayramı’nı kana buladı: 39 ölü var!
Cumhuriyet: 1 mayıs kanlı bitti: 33 ölü,
Politika: 1 mayıs töreni saldırıya uğradı - 35 kişi öldü, yüzlerce yaralı var,
Tercüman: Maocular, DiSK’in istanbul’da yaptığı mitingi bastılar - 34 ölü var,
Son Havadis: Taksim savaş alanı gibiydi - kızıllar kudurdu,
Hergün: Solcular 40 işçiyi katletti,
Bayrak: Taksim’de 38 ölü,
Yeni Asya: DiSK mitinginde komünistler birbirini yedi, 40 ölü - Taksim’de savaş
34 kişinin hayatını kaybettiği 136 kişinin yaralandığı olaydır. Tam bir işçi katliamı yapılmıştır, şimdi ise resmi tatil günü olarak kutlanıyor olması, eskiden öldürülen canlar için vicdan azabı çekiyorlar mıdır? sorusunu akıllara getirir.
devleti dışarıdan yöneten,işçiyi, emekçiyi, devletin nizamı ve düzenini bozmaya alet edenlere, devletin sahibi olduğunu düşünenlerin gücü yetmediği için, yumruğunu, gücü yettiğine, kullanılana indirmesi. tabii yumruğuda bizzat indirmemiş, vatanına hizmet ediyorsun diye kandırdığı, kendini vatanı kurtaran cengaver olarak gören, saf milliyetçileri kullanmıştır. aradan 3 yıl geçmiş, her iki tarafıda cezaevlerine doldurmuş ve kendi düzenini kurmuştur. işte bilinmeyen o kendi düzenini kuran, devletin sahibi olduğunu düşünenler mi yoksa devleti dışarıdan yönetenler mi. o kadar kan, işkence, kimin çanağına aş olmuştur.
anı yaşamış bir kaç kişinin agzından dökülenler;
--spoiler--
1 mayıs'ı kutluyorduk , her şey güzel gidiyordu fakat birden bir, iki el silah sesi duyuldu . sular idaresinin üstünden bir kaç kişi ateş ediyordu , akabinde dört bir yandan durmaksızın ateş açılmaya başlandı . ortalık mahşer yerine dönmüştü . meydandaki halk bir noktaya dogru gidiyordu ve gittikleri yerin sonunda bir kamyon yolu kapamış halde duruyordu . işte tam katliamda burda başladı . geriye dönüp kaçamayan insanlar ya açılan ateşte öldü ya da birbirlerini ezerek .
--spoiler--
--spoiler--
gözlerimle gördüm bir kadının üzerinden tank geçiyordu. inanılmaz bir andı
--spoiler--
aylar öncesinden başlamış ve en sonunda 35 kişinin canına mal olmuş olaylardır;
5 şubat 1977'de ankara tandoğan meydanı'nda düzenlenen töb-der mitingine sbkp ve çkp-aep yanlısı grupların çatışmaları sahne olmuştur.kortejler yürüyüşe başlar başlamaz sbkp ve aep yanlısı gruplar taş ve sopalarla birbirlerine saldırmışlardı.bu arbedede iki taraftan birçok kişi yaralandı.burada gruplardan biri,diğerine boyalı su atıyordu.boyalı su,polisin karşı tarafı yakalamasını sağlamak için atılmıştı.kurtuluş meydanına hep beraber gelindiğinde devrim andı hep beraber içildi.burda ilginç ol(may)an şey,çkp-aep yanlısı gruplar kendi antlarını içiyorlar,faşizmin yanına''sosyal faşizmi'',emperyalizmin yanına ''sosyal emperyalizmi'' ekliyorlardı.bu sırada alana bakan bir ortaokulun bahçesinden 5-6 tane silahlı sağ militan kalabalığa saldırdı.burda da çok sayıda yaralı vardı.ama ölen olmamıştı.
diğer taraftan bir başka sorunda dev-yol ve kurtuluş taraftarları arasındaydı.istanbul kadırga yurdunda meydana gelen bir olayda bir dev-yolcu yaşamını yitirdi.bu olay büyüdü ve ankara'da iki örgüt taraftarları birbirine girdi.cumhuriyet yurdu dev-yolcuların eline geçerken,hacettepe yurdu ve kampüsü ise kurtuluşçuların eline geçti.
bir kurtuluşçu olan süleyman toklu,dev-yol-kurtuluş çatışmasının sola zarar verdiğini söylemek için dev-yol'cularla görüştü.fakat,görüşme yerinden 20 metre sonra kurşunlandı.
işte böyle bir ortamda 1 mayıs 1977 günü gelip çatmıştı.izmir'de afişlemeye çıkan halkın kurtuluşu taraftarlarından birisi 1 mayıs'tan 3 hafta önce vuruldu.gazeteler bu olayı igd'nin yaptığını yazsada igd yönetimi bu iddiaları reddetti.28 nisan günü iki halkın kurtuluşu taraftarı daha 1 mayıs afişlemesinde öldürülmüştü.gazeteler bu olaylardan igd yönetimini sorumlu tuttu.
1 mayıs öncesi disk içinde hakim olan tkp fraksiyonun etkisiyle aep-çkp yanlısı grupların(halkın kurtuluşu,halkın yolu,halkın birliği,halkın sesi) taksim'e girmeleri yasaklandı.ayrıca disk 1 mayıs için 20.000 tane işçiyi güvenlik için görevlendirdi.o zamanki sağ basında da taksim'de büyük olaylar çıkacağı,maoist-stalinist gruplarla sbkp yanlılarının birbirlerini hırpalayacağı yazılıyordu.
1 mayıs günü gelip çattı.1 mayıs günü saat 12 sularında en önde disk korteji yürümeye başladı.arkadan değişik dkö'ler yürüdüler.en arkada ise o zaman alanın %10'unu kaplayan 50.000 kişilik dev-genç korteji vardı.fakat,disk görünürde izin verdiği dev-genç'lilerin alana girmemeleri için önlerine set çekerek oyalıyorlardı.dev-genç'liler ise bu hesabı boşa çıkararak başka yönden taksim alanına girdi.
diğer yandan disk yönetiminin izin vermediği gruplarda birer birer alana giriyorlardı.örgüt yöneticileri kortejlerin en önünde disk görevlileriyle konuşuyorlardı.disk yöneticileri şüphesiz ki bu kadar kalabalığı beklemiyorlardı.disk genel başkanı kemal türkler konuşmasına başladığında grupların tamamı alana girmemişlerdi.saat 19:00'da konuşmasına başlayan disk genel başkanı kemal türkler tam konuşmasını bitiriyordu ki saat 19:30 sularında alana hakim noktalardan;sular idaresi'nden,intercontinental oteli'nden ve tarlabaşı yönünden ateş açılmaya başlandı.kürsüdeki disk genel başkanı kemal türkler başta olmak üzere mitingi organize edenler insanlara panik yapmamalarını söyledilerse de o ateş arasında panik başladı.daha sonra alanda 2000 tane mermi çekirdeği tespit edildi.
açılan ilk ateşte 7 kişi öldü.halbuki miting esnasında ateşin açıldığı binaların her katında polisler vardı.daha sonra mitinge gelenler panik içinde koşuşturmaya başladılar.kazancı yokuşuna gitmeye çabaladılar.ama,olmadı.oraya getirilen bir kamyonet yolu tıkadı.ölümlerin çoğu burda yaşandı.bu sırada bir polis panzeri kalabalığa doğru gelmeye başladı.polis panzeri altında kalan bir kişi feci şekilde can verdi.35 kişi hayatını kaybetmişti.
olaylarla ilgili olarak ilk başta disk yönetimi dahil olmak üzere birçok kesim alana girmeleri yasaklanan aep-çkp yanlısı fraksiyonları sorumlu tuttu.fakat,kimin yaptığı yavaş yavaş ortaya çıktı.olaydan önce istanbul emniyeti ve mc hükümetinin isteğiyle amerikadan ajanlar çağrılarak taksim meydanına hakim noktalardan birine,yani intercontinental oteline yerleştirildiler.o gün sadece meydana bakan odalar doluydu.diğer odaların boş olması dikkat çekici.
bu katliamla ilgili açılan dava 1997 yılında zaman aşımından düşmüştür.
şehit polis memuru pederin canciğer arkadaşı nazmi arının da şehit olduğu trajik hadise. ilk mermiler yağmaya başladığında çoluk çocuk piknik havasında gelen insanlar (aslında zaten ortam karışık hangi akla hizmetle ama işte bu kadar ibneliği de kimse tahmin edemiyor ortam gergin polise maocu gruplar kalabalığın arasına karıştı hadise çıkması muhtemel tedbirli olun deniliyor) kaçışmaya başlıyor. rahmetli polis memuru önce bacağına bir isabet alıyor öyle ki hala olayın farkında değil. yanındaki arkadaşına bişey beni soktu ama diyor.cümlesini bitirmeden başından ikinci isabeti alıyor.meydanın kazancı yokuşu osmanlı bankası şubesi tarafında görev yapan peder olaydan kısmen uzakta ve habersiz o anda arkadaşları ile kazancı yokuşuna kaçan kalabalığın kalabalık ne insan tsunamisinin içinde kalıyor. tam bir kıyamet kopanın adı . herkes can derdine düşmüş .ateş meydanın her yerine devam ediyor.pederin de dahil olduğu bir kaç fruko kendilerini can havli ile as600 dodge polis otobüsünün içine atıyorlar ve yere yapışıyorlar.otobüs o insan seli ile birlikte durduğu yerde kaymaya başlıyor. bizim frukolar otobüste güzel bir molotof kokteylinin kendilerini marmara çırası gibi yakmaya yeteceğini kavrıyorlar.lakin artık otobüsten çıkmak ne mümkün iki yandan akan insan seli ile.artık dakikalar sonra meydan boşalmaya başlıyor. otobüsten çıkıyorlar. kıyamet kıyamet. bir öğretmen yalvarıyor pedere allahaşkına karımı bulun tutamadım elinden sürüklendi kalabalıkla diyor. adamın kollarında karısının bir kaç tırnağı gömülü kalmış.kıyamet kıyamet. kadın on kusur metre ilerde yatıyor yerde. ilerde biri sağda bir başkası kafasına gözüne basılmış çiğnenerek ölmüş.haber geliyor nazmi de vurulmuş.kıyamet kıyamet.ilk yardım hastanesine gidiş.kan revan içinde eve geliş yarım saat geçmeden bayılma.allahtan dayı geliyor eve .tekrar hastaneye gidiş.sakinleştirici iğneler.cenazeye katılamayış.cenazenin memlekete giderken yolda konvoyun kaza yapması.kral faruk namlı çok sevilen bir arkadaşın daha vefatı.neyin ne olduğunu bilmeyen ama her boku bildiğini sanan radikal siyaset örgütlerinin hakkını ararken ölenler diye listeler yayınlamaları hatta nazmi amcayı da içine kattıkları. doğru olan tek şeyin siyasetin her türlüsünün sadece pislikten ibaret olması.ama bu halkın ders almaması alamaması unutması..kahreden.
sol açısından bakarsak, tkp'nin ideolojik hegemonyasının kırıldığı tarihtir. o zamana kadar işçi sınıfı mücadelesini vurgulayarak, anti faşist mücadeleyi maceracılık olarak niteleyen tkp, bu tarihten sonra rejimin ortaya çıkan yüzü nedeni ile bu tezleri savunamaz hale gelmiştir.
türkiye'deki sol hareketin yükselmesinin önlenebilmesi için, insanların sisteme karşı toplu tepki göstermesi konusunda korku yaratabilmek için, maraş katliamı , çorum katliamı , o dönemki faili meçhul cinayetler gibi olaylarla birlikte darbenin önünü açabilmek adına kurgulanıp gerçekleştirilen, insanı insanlığından utandıran türkiye'nin geçmişindeki kara lekelerden biridir.
hala aydınlatılamamış, kontrgerilla denilip bırakılmış olaydır.
daha detaylı bir anlatım için aha da belgesel;
1977 1 mayısını anlamak için, 1976 1 mayısını anlamak gerekir.
1976 1 mayısı, takriri sükun günlerinden beri sükuta ermiş sınıf hareketinin enternasyonal birlik ve mücadele gününe sahip çıktığı muazzam gösteridir. 1970erde kabaran, 15 16 haziranlarda alanlara sığmayan işçi sınıfı hak mücadelesi gücü, mustafa suphilerden ismail bilen dosta uzanan tkp'nin örgütlü önderliğinde politik güce dönüşmüş, egemenlerin yasağını kırarak 1976 da ilk defa yığınsal olarak 1 mayıs alanını doldurmuştur.
12 mart cuntasını, mevzilerini koruyarak aşan sosyalist, komünist, demokrat güçler, cuntanın kanlı planlarını darmadağınık ederek yeniden gün yüzüne çıktığında, milliyetçi cephe iktidarlarının, uluslar arası emperyal fitnenin bu kez daha ağır, daha kanlı hesaplarla hedefi olmuştur.
1976 çıkışı, her soydan fitne-imha odaklarının alarm zillerini çaldırmıştır.
yer altında iğdiş ettiklerini sandıkları tkp!nin, öldürerek sindirdiklerini sandığı gençliğin, pıtrak gibi çoğalan sendika, dernek ve odaların yiğit insanlarının korkusuzca alanları işgali, 12 eylüle doğru hesaplaşma peşreviydi.
egemenler biliyorlardı ki, 1977 1976yı kıskandıracak yığınsallıkta olacaktı. bu güç kırılmalıydı. cia görevlilerinin de katıldığı plan hazırlandı. saatler 19'a yaklaşıyor, sendikal ve komünist hareketin önderlerinden kemal türkler, alana akının sürdüğü anlarda konuşuyor. alanın coşkusu tek bir silah sesiyle önce duraklıyor, ardından otel ve sular idaresinden yaylım ateş yığını yere eğiyor. sanki plan tutmamıştı, ama fitnenin başka planları da vardı, ses bombaları eşliğinde panzerler alana girdi ve olan olmuştu. tkp'nin yiğit çocuğu, merkez komite üyesi sıtkı coşkun dostun akılalmaz cesareti alanın teslim olmasını önlemişti, şimdilik. geride onlarca şehit, yaralı, gözaltı.
fitne gücünü göstermiş, ama başarılı olamamıştı, o kadar olamamıştı ki, fitnenin asker kanadı 1977 haziran başında dönemin kara kuvvetleri başkanı namık kemal ersun ve hempası erken emekliliğe sevkedilmişti.
ardından yapılan genel seçimlerde dönemin chpsinin bu muazzam enerjinin, örgütlülüğün rüzgarında iktidara yürüyüşü, yeni, daha kanlı ve yaygın katliam planlarını güne taşıdı.
1 mayıs 1977, sınıf siyasetinin düellosuydu fitneyle, yenildik.
günümüz,yine eskinin metotlarıyla kazanılmaz. yeni başlangıçların zamanıdır.
taksim meydanındaki onlarca emekçiyi ezen panzerleri solcuların kullandığını öğrendimiz katliam. aynı solcular otel penceresinden de ateş ediyordu üstelik. yakında maraş katliamını aleviler yaptı diye diye duyarız. sivas'ı aziz nesin yaktı, doksan bin dersimli kendi kendini öldürdü, uludere katliamını sol yaptı, uğur kaymaz'ın on iki yaşındaki bedenine on üç kurşunu da solcular sıktı. zinhar türk devleti suçsuzdur.
gerçi belliydi bu iş. önce 12 eylül davası diye bir şey yutturdular. bizimkiler de müdahil olmak için kuyruğa girdi. sonra ne oldu. ökkeş şendiller tanık oldu. duruşma salonunda alenen devrimcilerle dalga geçildi. buz gibi kontrgerilla katliamlarını solun üzerine yıkmaya çalıştılar.
12 eylül davasından medet umanlar, müdahil olmak için kuyruğa girenler, taksim katliamını sol yaptı diyenler, yetmez ama evet diyenler, hayır deyip chp'nin kuyruğuna takılanlar, ulusalcılar, liberaller...