Yürüyüş güzergâhı boyunca 15 emniyet müdürü, 315 amir, 3094 polis, 207 bekçi, 81 motorlu ekip dokuz panzer ve jandarma birliği 1 Mayıs'ın güvenliğini sağlayacaktı. Keskin nişancılar, alana bakan yüksek binaların tepelerinde yerlerini almışlardı.
egemenlerin şehir şehir suni gündemli mitingler organize ettiği şu günlerde, bütün yasaklara ve baskılara rağmen yüzbinlerce insanın alanlara indiği, devletin panzerleriyle insanları ezdiği , üzerine ateş açtığı gündür.
Şimdi elli yaşlarındaki Amsterdamlı protestoculardan biri oğluyla birlikte bir konsere gittiğinde ona gururla şöyle diyor:"Bak oğlum buranın yapılmasına karşı çıkmıştım; sloganımız Stop Opera! idi ve opera sarayı yerine fakirlere ev yapılsın demiştim; ama yanlış bir karşılaştırmaydı; yanlış safta doğru işler, doğru safta yanlış işler de yapmıştım; ama yapmıştım; engelleyemedik, kültür merkezi yapıldı ama bak ismi de bizim slogan oldu: Stopera"; yani kin yok nefret yok; oysa benim ülkemde 1 Mayıs 1977 de ölen 34 kişinin yakınları, arkadaşları, yoldaşları hala o günün acısını içinde taşıyor çünkü uzlaşma değil nefret kültürü bizde iktidardan hiç inmedi, arada hükümetler değişse bile... Kimse o kadar büyük olamadı, "alanın adı artık 1 mayıs alanı'dır" diyecek kadar!
taksim meydanındaki muazzam kalabalığa marmara etap otelinin üst katlarından ateş açıldığı ve çıkan arbede de 36 kişinin can verdiği korkunç gündür.marmara etapın o katında kimlerin kaldığına bir türlü ulaşılamamıştır. ölenlerin büyük bölümü kazancı yokuşuna inen yokuşun başında üzerlerine sürülen polis panzerinin altında kalarak can vermişlerdir.bugün kazancı yokuşuna karanfil atılarak taksim'de kutlanması yasak olan gündür.kutlamalar kadıköyde yapılacaktır. halbuki ölen onca insanın anısına olayın gerçekleştiği yer olan taksimde kutlanması daha doğru olan gündür.
yöneten sınıfın sivil ve askeri temsilcisi olan devletin toplumsal bilinçlenmeye karşı olan kininin zehre döndüğü andır. bugün ortalama bir işçinin sahip olduğu bilinç ve duyarlılık düzeyi aslında 12 eylülle gelen ağır darbenin de ezilenlerin soluklanmasına ve güç olup devlete yönelmesine karşı yapıldığını göstermiştir. 500 bin kişinin üzerine kurşun atan ve panzerlerini ilerici insanların üzerinde gezdiren bu devlet değilmiş gibi davranan bir adet burjuva medya ve neo-faşist mevcut olduğu ülkemiz heran katliamlara gebedir.
üzerine konuşulacak , sol framede görüldüğünde 5-6 entry girilecek , her araştırmacı gazeteci artık zaman geçmesinden ötürü futursuzca gizlenmekten vazgeçilen kanıtları toplayarak üzerinde belgeseller hazırlayacak , köyde okuma yazma bilmeyen teyzelerimden , ruhunu daha satmamış olan üst kesime herkesin gözleri bi an için dalacak, senesi geldiğinde çiçekler güller şiirler , sert söylemlerde bulunulacak..unutulmayacak işin acısı , unutturalamayacak ama sadece hakkında konuşularak yetinmeyi öğrendiğimiz bi gündür bu gün..niceleri vardır , bilineni budur bilinmeyenleri şahsen bişi yapamıyorken bilmek de istemem..bu ve nice günlerin mimarları orda burda hala daha ısrarla mafyacılık oynuyorsa , devlet savcıları ölürken öldüreni dosyası var diye serbest bırakıyorsa , hala hesap sorulamıyorsa bilmemem midem için daha iyi..
kahpece masum insanların üzerine ateş açanlar daha sonra ne yazıktır ki ülkemizde vatan sever,vatan kahramanı gibi sıfatlara layık görülmüştür.
ülkemizde 77'nin katileri,uğur mumcu'nun ve birçok aydının,devrimcinin katileri bulunmadıkça bu hazin öykü her zaman devam edecektir.
nerde bu ülkenin savcısı,polisi,politikacısı.bana kim neyin doğrusunu anlatabilir bu katliyamlardan sonra ama biz unutmadık unutmucaz.biz bu olayların arkasında amerika olduğunu bilen bir kuşak olarak gün gelince katilerden hesap sormasınıda bilicez.
türkiye'de faşizm yok diyenlerin, 12 mart ve 12 eylül faşist askeri darbeleri iyi ki olmuş diyenlerin ve onları destekleyenlerin şerefsiz suratlarına tokat gibi çarpılması gereken acı gündür..
katliamdır, insanlık dışıdır, şerefsizliktir, adiliktir.
devet terörüdür, devlet faşizmidir..
türk siyasi tarihinin an karanlık tarihlerinden biri. intercontinental oteli çalışanı olan oleyis sendikası başkanı ali kocaman, o gün ıntercontinental'de polislerin ve amerika'lıların bulunduğunu söyledi. görünen hedef kürsü ve disk genel başkanı kemal türkler'di. bu olay basit bir ideolojik çatışma ile açıklanamayacak kadar karanlıktır. o gün sular idaresinin çatısından ve otelin çeşitli katlarından ateş edilirken bir diğer davetsiz misafirde istiklal caddesi tarafından gelen beyaz renkli bir renault otomobildi. içinde silahlı adamların * kitlenin üzerine ateş etmesi ve polisin, ateş edenlere değilde mitinge gelen kitleye saldırması, ses bombası atması, tazikli su boşaltması sonucu oluşan izdihamda tam 29 kişi ezilerek ölmüştür. üstelik bunlar yetmezmiş gibi, olayları tetikledikleri gerekçesiyle, ahmet güldüoğlu * isimli polisin yalan şahitliğine başvurarak 49, toplamda ise 98 emekçi sanık yapılmıştır. o gün orada bulunan emekçi ve devrimci insanlarımızdan 34'ü hayatını yitirmiş, 126'sı ise yaralanmıştır.
darbe yapmak için gereken şartları olgunlaştırmaya çalışanların yaptıkları iştir. kesinlikle o dönemin milliyetçi grubunun bu olaylarda parmağı yoktur. olsaydı kesinlikle yargılanıp asılmışlardı. bu olaydan dolayı kimse yakalanamamış, yargılanamamış ve bulunamamıştır.
tarihte leke olarak kalan bir bayram(!) günüdür. ayrıca akm'ye asılan ve işçinin esaretini konu alan o devasa pankart 1 mayıs 2008'de de telekom işçileri tarafından hazırlanacak ve yine asılacaktır.
her türk gencinin olayı iyice öğrenmesi gerekir ki yarın bir gün vatanseverlik kisvesi altında karşısına onu kullanmaya çalışanlara karşı bilinçli olabilsin. bakınız 31 yıl sonra aynı senaryo oynatılmaya çalışılıyor. inş. kimse provoke olmaz da 31 yıl önce yaşaılan acı günlere geri dönülmez.sağcısı da solcusu da aynı anda bu ülkeyi sevebilir buna bi engel yok...
1 Mayıs 2008 'de Vali Muammer Güler ve Emniyet Müdürü Celaleddin Cerrah'ın 1 Mayıs 1977'de The marmara Oteli'nin çatısında devrimcileri kurşunlayan faşistlere özentilerinden olsa gerek bina çatılarına sniperlar yerleştirerek bu sene aynı atmosferi tatmak istedikleri cia bağlantılı derin devletin ve emek düşmanı yeni-amerikan sömürgesi devlet totalitarizminin emekçi halk üzerinde test edildiği gündür .
Emekçilerin taksime çıkartılmamasının bir sebebidir. Zira kendi uyguladıkları devlet terörüyle yüzleşecek bir tarafları kalmamıştır .
SENDiKALARIN neden "1 Mayıs işçi Bayramı"nı illa ki Taksim Meydanı'nda kutlamak istediğini anlamak için 1977 kutlamasının önemini anlamak gerekir.
31 yıl evvel ben de o meydanda idim ve o gün yaşadığım dehşeti bugün hálá unutmuş değilim.
Önce Vikipedi, özel ansiklopedinin günle ilgili yazdıkları üzerinden o günü hatırlayalım.
"1 Mayıs 1977 işçi Bayramı, 34 kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 130 kişinin yaralandığı gün, tarihe Kanlı 1 Mayıs adıyla geçmiştir.
1 Mayıs 1977 günü çeşitli illerden istanbul'a gelen yaklaşık 500 bin kişi, DiSK'in organizasyonu önderliğinde Taksim Meydanı'nı doldurdu... Saat 19.00 sularında dönemin DiSK Başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde etraftan silah sesleri duyulmaya başlandı. Sular idaresi binasının üstünden açılan bu ateş sonucu insanlar panik halde kaçmaya başladı, kısa bir süre içinde Intercontinental Oteli'nin de üst katlarından ateş açıldı.
insanlar panik halde kaçmaya çalışırken panzerler de kalabalığın arasına doğru girmeye ve kitleleri sıkıştırarak Kazancı Yokuşu'na itmeye başladı... Bir kamyonun tıkadığı Kazancı Yokuşu'ndan aşağıya kaçmaya çalışan kalabalığı daha da korkutmak için bir daha ateş açıldı. insanlar panzerler altında kalarak ve birbirlerini ezerek kaçmaya devam etti.
* * *
28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişi de panzer altında kalarak yaşamını yitirdi, yaklaşık 130 kişi de yaralandı. 470 kişi gözaltına alındı fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenememiş, olay halen aydınlatılamamıştır. Sular idaresi'nin çatısından ve otel odalarından ateş açanlar bulunamamıştır."
Ben şahsen Sular idaresi Binası'nın üzerinden ateş açanları gözlerimle gördüm. Onlar yok oldular, zira o gün orada bulunan herkes inanır ki binanın arkasında bekleyen resmi araçlar katilleri kaçırdılar. Birçok insanın birbirini ezerek öldürdüğü Kazancı Yokuşu'nun boydan boya bir kamyon tarafından kesildiğini, panzerlerin insanları o tarafa sürüklediğini de bizzat biliyorum.
Ben o sürüklenme sırasında kendimi zorla güruhun dışına atmış ve ara sokaklardan aşağıya doğru koşa koşa Beşiktaş'a ulaşmıştım. Ara sokaklarda sivil giyimli provokatörlerin "Gün bugündür, savaşa geri dönün!" minvalli sözleri hálá aklımdadır.
* * *
O gün Taksim Meydanı'nda bulunanlar, başka hiçbir açıklamayı kabul etmezler:
Kanlı 1 Mayıs'ı devlet organları tertip etmiştir!
34 kişinin katili bizzat devlet aygıtıdır!
O gün ben derin devleti gözlerimle gördüm. Milletin parasıyla satın alınan panzerlerin üzerinde yine milletin verdiği maaşla geçinen ve bizzat milletin bağrından çıkmış polislerin işçilere nasıl saldırdığının şahitlerinden birisiyim.
Bugün Ergenekon'un üzerine gidilmesini haklı olarak talep edenler arasında Kanlı 1 Mayıs'ı yaşamış olanlar, "derin devlet"in öyle 3-5 kişinin "çetecilik" oynamaya kalkmaları kadar basit bir oyun olmadığını çok iyi bilirler.
Veli Küçük'lerin, Doğu Perinçek'lerin suyunun suyu olduğunu da bilirler.
"Ergenekon ne oldu?", diye bağıran kişilerin 1 Mayıs'ın bayram olması konusunda yan çizen hükümete de çok kızmaları gerekir.
* * *
1 Mayıs'ın tekrar bayram olması ve Taksim Meydanı'nda kutlanması devletin borcudur, zira o gün meydanda ölenlerin devletten alacağı hálá ödenmemiştir.
--spoiler--
28 kişi ezilme ya da boğulma nedeniyle, 5 kişi vurulma nedeniyle, 1 kişinin de panzer altında kalarak yaşamını yitirdiği, yaklaşık 130 kişi de yaralandığı bayramı vahşete ceviren günün tarihidir. 470 kişi göz altına alındı fakat hiçbirinin olayla ilgisi kurulamadı. Ateşi kimin açtığı tam olarak belirlenememiş, olay halen aydınlatılamamıştır. Sular idaresinin çatısından ve otel odalarından ateş açanlar bulunamamıştır.Naıl oluyor ki bir tek insan öldürmemelerine ragmen 68 kuşagı katlediliyor ancak bı olayın suçluları halen aramızda geziyor halen ülkemizi uzaktan kumandayla yönetiyor.
taksim meydanina 4 bir koltan yaylim atesi acilmasi ile ba$lami$, korku ve panik ile birlikte halkin polis araclarinin altinda ezilmesi ile devam etmi$ ve en sonunda kazanci yoku$u vakasi ile son bulmus olaydir. allah rahmet eylesindir.
işçi sınıfına yönelik katliam niteliğinde olayların olduğu tarihtir. 1977' deki işçi bayramıdır.
alana toplanan yaklaşık 500.000 kişinin üzerine ateş açılmış, panikleyen kalabalık polis panzerleri tarafından bilinçli olarak daracık kazancı yokuşuna sürüklenmiştir. bunun sonucunda 5' i kurşun yarasından olmak üzere 34 kişi ölmüştür.