zamanından önce söylenmiş her şey ütopiktir der ünlü bir düşünür. jules verne aya yolculuğu ve denizler altında yirmi bin fersahı yazarken, hezarfen ahmet çelebi uçmaya çalışırken, galileo dünya yuvarlak derken ve elbette binlerce örneği kendi zamanındaki genel inanışa aykırı olduklarından ütopik olarak değerlendirildiler. anarşist ruhludur bu bağlamda tüm ütopyalar.
olağanın dışında ya da ideal olması gereken modeldir. her konu için ütopyalar üretilebilir.
kentsel, toplumsal, sosyal, ekonomik alanlarda çeşitli ütopik modeller üretilmiştir.
ulaşılamaz -en azından o zamanın şartlarına göre uygulanması imkansız görülen- devlet modelidir. bazı filozoflar kendilerine göre ideal olan ütopyalar tasarlamışken bazı filozoflar ise korku ütopyaları tasarlamışlardır. öyle ki; bir filozof herkesin kameralarla izlendiği bir ütopya tasarlarken bir filozof da sosyalist düzenin hüküm sürdüğü ütopya tasarlayabilir. bu durumda sosyalist düzen isteyen filozofa göre; ideal olan budur ama sanmıyorum ki bir filozof için ideal olan korku ütopyası olsun. bence korku ütopyaları tasarlayan filozofların amacı ya gerçekten felsefe yapmak, yani düşünce üretmek ya da bu adamlar devletinden, yaşadığı toplumun sosyal yapısından zaten memnun. memnun olduğu için korku ütopyaları tasarlıyor ve memnun olduğu devlete bir kez daha memnun kalıyor.
Korkutucu nitelikteki ütopyalar
Günümüzde de ütopyalar yazılmaktadır. Ancak, bunların ortak bir niteliği vardır, o da toplumları gelecekte bekleyen tehlikeleri göstermektir. Bu tehlike, bir yandan makineleşen bir toplumda insanın duygu, düşünce ve değer sistemleri ile yok olup gitmesidir. Öte yandan, insan özgürlüklerinin, demokratik hakların kurulacak bir despotik devlet tarafından yok edilmesidir. Bu ütopyaların amacı, insanları bu türden tehlikeler için önceden uyarmaktadır.
ridvan dilmen'in ne anlama geldigini bilmedigi, ömründe hic duymamis oldugu kelime. kendisi bizzat bundan 1 - 2 ay kadar önce canli yayinda güntekin onay'a söylemistir.
yeryüzünde karşılığı bulunup bulunmadığı muğlak olan haritalardır. her idealize edilmiş organizma taslağı bir ütopya sayılamaz ancak her ütopya bir idealoizasyona dayanır. ütopyaları asıl anlamsız kılan şey kusursuz olanı arama gayretlerinden ziyade, dünyada 'isteğince' bir cennet oluşturma lüzumsuzluklarıdır.