bazen bu bir ahlaksızlık olmaktan çıkıp fedakarlık halini alır. mesela almanya'da ikamet eden en yakın arkadaşınız, sırf alman hükümetinin bok yemesi yüzünden sömestr tatili sonunda türkiye'ye dönemez. siz de devamsızlıktan bırakan hocaların dersinde onun yerine imza atmak zorunda kalırsınız. biz üç arkadaştık ve birimiz almanya'da adeta rehin kaldığı için derslere gelemedi. diğer arkadaş kızın yerine imza atmıştı. sonra hoca yoklamayı kontrol edince şüphelenip yoklamadaki bütün isimleri tek tek saydı. imzayı atan arkadaşın suratı bembeyaz oldu ve yerine imza atılan arkadaşımızın adı okunduğunda onun yerine ben el kaldırdım. hemen arkasından benim adım okunduğunda tekrar el kaldırdım. buradaki sorun birinin yerine imza atan kişide değil; üniversitede devamsızlıktan sınıfta öğrenci bırakan sığır hocalardadır. hoca gibi hoca olan insan millete kendini dinletmek için zorbalığa ihtiyaç duymaz. hoca gibi bir hocanın dersi zaten bütün amfiyi doldurur. ha bir de arkadaşınız olmadığı için sizin yerinize imza atan yoksa, arkadaşı yerine imza atanlara ahlaksız, saygısız diye giydirmeyin. zira arkadaşınız olsa siz de belli ki çatır çatır yerinize imza attıracaksınız. yavşaklığın alemi yok. millete giydireceğinize insan olun, o zaman sizin de arkadaşınız olur.
Üniversite òğrenciliğinin olmazsa olmaz tutumudur.
Devamsızlığı adet edinmiş keyf-u sefa düşkünü soytarılar için atmadım ama hastadır, memlekete gitmiştir, asabı bozuktur.. vb gibi mazereti olan arkadaşlarım için attım.
Gene olsun, gene atarım!