özel yetkili mahkeme

entry30 galeri4
    1.
  1. dgm nin yeni versiyonudur, 5190 sayılı kanunda değişiklik yapılması devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırılması ile gelmiş olan kavramdır.
    2 ...
  2. 2.
  3. yeni dgm dir. ancak anlayışı dgm den farklıdır. dgm ler halk içindeki resmi fikirleri benimsemeyenleri ezmeye çalışırken özel yetkili mahkemeler demokrasinin gelişmesi için çabalamakta, darbecileri yargılamaktadır.
    2 ...
  4. 3.
  5. dgm, devleti halkından korur.
    özel yetkili mahkeme, halkını devletten korur.
    2 ...
  6. 4.
  7. bir türlü anlam veremediğimdir. yani özel yetkisiz olanlar ne oluyor peki? onlar özel yetkililerin yaptıklarını yapamıyorlar mı ? ya da olaya şöyle bakılabilir özel yetkili mahkemeler için ayrı kanun özel yetkisiz mahkemeler için ayrı kanun mu var bu memlekette? ileri demokrasinin çok ilerlediğine hatta görünmediğine delalet eder benim nazarımda bu mahkemeler. ayrıca;

    (bkz: istiklal mahkemeleri)
    0 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. zamanında dgm lerde yargılananların, kendilerini yargılayanları yargılamak için icat ettikleri, yürütmenin kuvvetler ayrılığı esasına göre yargılama yapamadığı için kurmuş olduğu dolaylı olarak yürütmenin yargıç koltuğunda oturduğu mahkemelerdir. biraz daha geriye gidildiğinde muadilleri engizisyon mahkemeleridir.
    0 ...
  11. 7.
  12. 8.
  13. özel yetkili mahkemeler kapanmadığı sürece ilerlemek mümkün değildir. adı üstünde özel YETKiLi mahkeme. bu konu derinlere inildiğinde gerçekten kimin yetkilisi olduğu görülebilir. e tabi inceledikleri davalara bakarsanız az çok bi şeyler çıkartabilirsiniz. adeta 'suçsuzluğu ispatlanana kadar herkes suçludur' anlayışıyla 1-2 yıl cezası belli olmamış, mahkemeye dahi çıkmamış insanları esir alıyor. aziz yıldırım da bunlardan birisi. fanatizm yönüyle bakarsak olayın yönü değişir. e kardeşim bi mahkemeye çıkar bu adamı suç var de aziz yıldırım şike yapmış de. bunu kanıtla belgeleriyle. inanın savunan fenerli kalmaz aziz beyi. ama dedikleri gibi suçsuzluğu ispatlanana kadar herkes suçludur. peki aziz yıldırım aklandı diyelim. kim ne söyleyecek? o yüzü nereden bulacaklar?...
    o yüzden sadece şike boyutuyla bakmayalım bu olaya ve diğer davalara. sadece o kimin YETKiSiNE sahip olduklarını araştıralım. onların emellerini araştıralım...
    0 ...
  14. 9.
  15. bazı önemli ve ciddi ihtisas gerektiren konulara bakmak için özel yetkili mahkemeler olabilir. Ancak ülkemizde olduğu gibi, bu tip mahkemelerin güvenilirliği bu kadar çok tartışılıyorsa oturup tekrar düşünmek gerekir.
    0 ...
  16. 10.
  17. özel yetkili mahkeme, yani eski adı (dgm) devlet güvenlik mahkemesi. sadece isim olarak değiştirilmiştir. 1982den bu yanada varlığını sürdürmektedir. 1982 den beri kapanması gündeme gelmeyen mahkemeler şimdi ne olduda kapatılması isteniyor. Biraz düşünürseniz bulacaksınız.
    1 ...
  18. 11.
  19. özel yetenekli mahkemelerdir.
    1 ...
  20. 12.
  21. 13.
  22. hukuk ayıbı olan mahkemelerdir.

    akp ne derse onu yapmaktalardı ancak iyice götleri kalkıp her önüne geleni içeri atmaya kalkınca akp kanadı bile tepki gösterdi. yarattıkları canavarı durduramıyorlar şimdi.
    3 ...
  23. 14.
  24. Bu konuda söylenecek tek söz budur.
    Ellerine sağlık Yılmaz Özdil.
    http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20748196.asp .
    Yzık oldu milletime.
    Hala ilker Başbuğ için 'olabilir,terörsit faaliyetlerde bulunmuş olabilir' diyenler var.
    1 ...
  25. 15.
  26. başbakan'ın isteği doğrultusunda kaldırılması kararına varılmıştır. 3. yargı paketine dahil edilecek, 1 temmuz'a kadarda gerçekleşektir. kalkması durumunda darbecisi, çetecisi, mafyası, ağası babası nasıl yargılanacak bu da bir sorunsal. hükümet bu konuda başka çözümler üretecekmiş. farklı mahkemelere yetki verecekmiş, olay bu şekilde çözülecekmiş. birileri çıkıp dışarıya çoluk çocuk ayırt etmeden infaz edeceğiz diyor, kararlı oldukları her hallerinden belli oluyor, sen 10 yıldır uğraştığın bir konuyu bir anda bırakıyorsun. bilakis önlerini açıyorsun. devamı niteliğinde sürecek olan diğer zanlıların yargılanmalarını mevcut hükümlülerinde hız kazanmasını sağlıyorsun. yakında bunları dışarıya da bırakır, salıverirsin, bir darbe daha görürüz. olacaklar hiç de iç açıcı değil. kaldırılması hayırlı olmayacak türden.
    0 ...
  27. 16.
  28. türkiye de ülke bütünlüğünün ve demokrasinin korunmasında büyük bir görev icra eden mahkemelerdir.

    halk düşmanlarının ve bölücülerin korkulu rüyası olmuş, saltanatlarını başlarına yıkmışlardır.

    bu tarihsel misyonu ifa eden özel yetkili mahkemelerin kaldırılması, son 10 yılda ki hatta özal dan bu yana 30 yılda ki kazanımları büyük riske sokacaktır.

    hangi ''duygusal'' nedenler bu işe girişmeye neden oldu bilinmez, ancak bu mahkemelerin kaldırılması türkiye nin rayına girmesi sürecini uzatacaktır.

    haşiye; bu mahkemelerde görev alıp, millet düşmanlarının tepesine binen kahraman savcılar ve cesur hakimlerin misyonunu gelecek nesiller daha iyi anlayacak ve hayır ile yad edileceklerdir.
    1 ...
  29. 17.
  30. aslında tam kaldırılmayacaktır. sadece seçilmiş kişilere karşı darbe yapamayacaklardır. mit de olduğu gibi. doğan görünümlü şahinlere(çakallara) karşı önlemdir.
    0 ...
  31. 18.
  32. bugune kadar ergenekon şakşakçısı olan kimi kesimleri, kaldırma girişimleri ile bir anda demokrasi havarisi, ve sıkı bir ak partili yapmıştır.

    hakikaten bu noktada, abdülkadir geylani nin cübbesinden daha kerametli işlev görmüştür.

    halbuki dokunma diyenler, seçimlerde ak parti nin en güçlü destekçileri iken...

    kaldırılsın, kısıtlansın diyenler o dönemde ak parti nin güçlü tenkitçileriydi.

    ne kadar enteresan...

    acemciler, haydarcılar ve bilumum karanlık avaneleri bir anda medet ya usta, medet ya beyefendi moduna geçmişlerdir.

    bunlar hepsi komedyadır.

    olan memlekete olacaktır.

    amma su yalapasa da, yatağını bulacaktır.
    0 ...
  33. 19.
  34. Hükümetin Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) ve yasadışı elde edilmiş ses ile görüntü kayıtlarının yayınlanmasına dönük başlattığı düzenlemeler medyada bazı arkadaşları bir hayli gerdi.

    Hükümet ‘çetelerle etkin mücadele’ niyetiyle kurduğu ÖYM’lerin zaman içerisinde aldığı akıl almaz ‘şekilden’ ve kendisine verdiği zarardan fena halde rahatsız.

    Kabul etmek lazım ki ÖYM’ler artık adalet değil, sorun üretiyor. ÖYM’ler el attıkları her problemden bir kahraman ya da mazlum çıkarıyor.

    Bana göre bu yeni bir durum da değil, kuruldukları günden beri böyleler. Onlarca haksızlık var. 28 yaşında bir teğmeni ‘sehven’ 33 ay hapiste tutmak bunlardan sadece biri.

    Bu meselenin bir yönü. Bir diğer yönü de röntgenciliğin bir hesaplaşma metoduna, bir silaha dönüşmesi.

    Elinde gücü olanlar istedikleri insanları dinliyor, izliyor özel veyahut mahrem olduğuna ve doğuracağı sonuca bakmadan ellerindeki kayıtları yayınlayabiliyorlar. MHP kasetleri ile kaç insanın hayatı karartıldı, hepimiz biliyoruz.

    işte bu tür kasetlerin yayınının yasaklanması da gündemde. Bu pespayeliğe getirilen yasak Zaman grubunda ve cemaate mensup bir grup arasında büyük bir infiale neden oldu.

    Akıl almaz bir şekilde bunun serbest olmasını savunuyorlar. Zaman grubunda bazi halim-selim, dindar, hoşgörü abidesi arkadaşın gayri yasal yolla kaydedilen ses kasetlerinin yayınlanmasını açıktan savunduklarını görünce küçük dilimi yutacak gibi oluyorum.

    Bu insanlıktan, ahlaktan uzak yöntemi öyle pervasız bir tutumla savunuyorlar ki "Bunlar yıllardır Hz Muhammed sanarak başka birinin ahlak anlayışını öğrendiler" sanırsınız.

    Hukuksuz yöntemlerle elde edilen verilerden nasıl bir sonuç bekliyorlar doğrusu onu da anlamıyorum. Bir ‘hesaplaşma’ yapılırken hukuka, adalete, ahlaka, vicdana uymayan yöntemlerin serbestiyeti için bu kadar pervasızca çaba göstermelerindeki motivasyon ne? Çok tuhaf.

    Ahlaksız ses kayıtları yasaklanırsa darbeciler geri dönermiş. Adalet, ahlak, seviye, samimiyet, vicdan, delikanlılık olmayacaksa, bırakın geri dönsünler! Ne fark eder ki? Ha onlar ha siz!

    AK Parti’nin ÖYM’leri niçin gözden çıkardığını bir türlü anlamıyorlar. Diğer tarafta kendilerinin oluşturduğu hayal kırıklığından ise hiç bahsetmiyorlar.

    Bu değişikliğe karşı yapılan uyarıların, telaşın, kampanyanın arkasında her ne kadar ‘darbe korkusu’ var gibi gözükse de kabul etmek gerekiyor ki asıl gerekçe bu arkadaşların yargı da elde ettikleri kazanımların kaybedilmesinden korkmaları.

    Son birkaç yıldır Zaman grubu yargının medyadaki avukatı pozisyonunda. Yargıya gelen her eleştiri onlar tarafından göğüsleniyor. Bunca ‘hata’ya rağmen açıktan bir sahiplenme var. Ve biz tüm bu çabalardan anlıyoruz ki asıl amaç yargıda elde edilen mesafenin korunması.

    Halbuki yargı bir yanlış yaptığında o yanlışa dikkat çekip eleştirselerdi hem yargıyı o hatalardan kurtaracak, hem ‘çetelerle mücadeleye’ olan güven kaybının da önüne geçecek hem de bir camiayı töhmet altında bırakmayacaklardı.

    istiyorlar ki kendi çevrelerinden savcıların-hakimlerin işledikleri her hukuk cinayetinin arkasında duralım. Niçin? “Çünkü bu arkadaşlar dindar, Müslüman, ne yaptıklarına da biliyorlar.”

    Fakat ne yazık ki günümüz dindarlığının insanlara bir vicdan, bir adalet duygusu, bir ahlak kazandırmadığının artık herkes farkında.

    Eskiden askerin yaptıklarının benzerini şimdi yargı yapıyor. Görünen o ki Türkiye’nin yeni ‘derin devlet’i yargı öncülüğünde oluşuyor. Eskiden ‘Kemalistlerin elindeydi ‘derin devlet’ şimdi ‘dindarların’ elinde olacak.

    Bu ‘yeni derin devlet’ hükümeti tehdit ediyor, istediği belediye başkanını içeri tıkıyor, istediği operasyonu yapıp istediği akademisyenin, gazetecinin adını şaibeli işlere bulaştırıyor.

    Yaptığı operasyonlarla halkın birliğine, sevincine, kardeşliğine halel getirmekten de kaçınmıyor.

    Kurdukları yapıya tehdit olarak gördükleri insanları sebepsiz şekilde hapse atıyor, hiçbir hassasiyet gözetmeden, genelkurmay başkanlığı yapmış birine terörist diyebiliyor.

    Sonra da bizden ‘düzgün insanlardan’ oluşan ‘yeni yapı’ya güvenmemizi bekliyorlar.

    Asıl ilginç olansa yukarıda andığım çabalarında ittifak ettikleri isimler.

    Mesela başlattıkları ‘yasa değişmesin’ kampanyasında yıllardır beraber yürüdükleri Fehmi Koru’nun bu konudaki hassasiyetlerini, uyarılarını değil, ahlaki tutumu her zaman tartışma konusu olmuş Nazlı Ilıcak’ın desteğini önemseyip yazılarını veri kabul edip elden ele dolaştırıyorlar. ‘Dindar’ savcılar için ‘dindar’ yazarlarla değil, liberal yazarlarla ittifak yapıyorlar

    Nazlı Ilıcak’ın fark ettiği o ‘değeri’, ‘adalet duygusunu’ nasıl oluyorsa Fehmi Koru fark edemiyor ve gerekli kıymeti veremiyor? Size de ilginç gelmiyor mu? Buradaki tuhaflıktan bile rahatsız olmuyorlar.

    Peki niçin bu savcı ve hakim arkadaşların adalet anlayışından toplumun büyük kesimleri tedirgin ve güvensiz?

    Burada durup düşünmek gerekmiyor mu? Niçin yıllardır yol arkadaşlığı yaptığınız insanlar bu konuda sizden farklı tutum alıyorlar?

    Toplum tarafından niçin ‘emin’ sıfatına layık görülmediklerine kafa yoracaklarına, kazanımları kurtarma çabasındalar.

    Derin devletin tam da bu gazetecilerin işaret ettiği türden insanların eline geçmesi halinde geçmiştekinden daha adil, daha vicdani, daha vatanperver, daha samimi, daha yerli olacaklarına dair içinde umut besleyen var mı?

    Varsa beni de ikna etmelerini isteyeceğim onlardan. twitter.com/acikcenk
    1 ...
  35. 20.
  36. dgm yi kaldırıp yerine ucuz bir kelime oyunuyla ikame edilen mahkeme türü. özel dava mı olur ki özel mahkeme olsun. her dava özeldir ve herkes adalet bekler. kendi hakimine güvenmeyen adalet sisteminin ürünü mahkeme çeşidi.
    0 ...
  37. 21.
  38. 22.
  39. daha düne kadar yazılarında ''yandaş medya''''iktidarın bozduğu gazeteciler'' gibi bir çok aleyhte görüş bildirenlerin bir anda iktidar ın kendi tabanından, ikidarın iktidar olmasını sağlayan başlıca etmenlerden iktidara daha yakın dostu oluvermiş kalemlerinin kaldırılsın dediğidir.

    kuran bu insanlara şöyle der;

    ''halbuki onlar yalnız kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.''
    0 ...
  40. 23.
  41. iktidar ve erk'i elinde bulunduranların kolayca maşası haline gelebilcek bir yapıdır ki, zaten gelmiştir. yoksa dünün dgm'si bugünün özel yetkili mahkemesi arada pek bir fark yok. sopa birinin elinden öbürüne geçmiştir böylece. ortak iyi üzerinde yoğunlaşılmalı. bir ülkenin en önemli mekanizması olan adalet mekanizması bozuksa o ülke iflah olmaz.
    0 ...
  42. 24.
  43. kaldırılması gündem olan bu mahkemeler için ahmet turan alkan çok sağlam bir yazı yazmıştır.
    http://zaman.com.tr/yazar...ise-burnunu-sokma-bakayim
    3 ...
  44. 25.
  45. cemaatin işine gelmediğinden çok sevdikleri, dokunmaya, öpmeye kıyamadıkları başbakanı eleştirmeye başlamışlar.

    adı üstünde özel yetkili, arkasına da terör yasasını alınca sınırsız yetkilere ulaşıyor.
    şu haliyle harç zammını protesto eden öğrenciyi, zamaları protesto eden emekliyi dahi terör örgütüne üye olmaktan, çete liderliği yapmaktan, darbeye teşebbüsten içeri alabiliyor. hem de süresiz, istediği kadar tutuyor. nerde sesi çok çıkan muhalif var, cemaati eleştiren var tutukla.
    nerde demokrasi nerde hukuk.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük