önce bayat ekmekler yensin denir.arkasından biri 'ben bayat yiyemiyorum ama' der. daha sonra masadakilerden hepsi bu sözü beklercesine taze ekmeğe hücum eder.bayat ekmek yensin teklifini yapan ise mecburen içinden küfrederek, bütün bayat ekmeği yemek zorunda kalır.
evde hem bayat hem taze ekmek varken kullanılan cümledir. fakat bu mantıkla gidilirse hep bayat ekmek yenir o günün taze ekmeği ertesi güne bayat ekmek olur ve yeni alınan ekmekler yine yenmez ve böyle gider bu kısır döngü.
-önce bayat ekmekleri yiyelim, ama duuu(!) ondan önce küflü peynirleri götürelim, yanına da asiti kaçmış kola açarız bi tane. offf mis be mis..
+abi yalnız bana gına geldi, mide fesatı geçircem biraz sonra.
-aman aman, daha ziyafet var ziyafet. Hele bi bunlar bitsin, akşama da kurtlu makarnayla kokmuş balık kızartması var...
+senin gibi pintinin allah belasını versin, örrrghhh..
israfı, en azından ekmek israfını önlemek için uygulanabilecek pek bi güzel yöntemdir. özellikle sıcacık çorbaya doğrandığında o ekmekler... * hele bir de hafif kilolu ** bayanlara bayat ekmeğin kalorisi daha düşükmüş derseniz, evde bayat ekmek kırıntısı bile görmezsiniz. acıktım bee!
klasikte annelerin kullandığı akabininde ise evin geri kalan kısmının isyan etmesine sebebiyet veren cümledir. neden evdeki bayat ekmekler başka türlü değerlendirilmesindir. köfte vs. yaparken kullanmak ya da mevcut kediye köpeğe vermek gibi.
önce bayat ekmekleri yiyelim ki taze ekmeklerde bayatlasınlar. tasarruf amaçlı bir eylem olup bir aynı mantıkla hareket edildiği sürece kısır döngüye dönüşmesi içten bile değildir. kullanacağın kadar ekmek almak en iyisidir.
hep bir hevesle başlayıp sonrası insanın içinde patlayan eylem.
anne ve babanın şehirdışında olması ve abi-kardeş ekmek tüketimini minimuma indirmemizden dolayı ekmek kutusundaki ekmeklerin hepsini pembe bir küf tabakasıyla görmemizin akaabininde tüm ekmeklerimiz çöp kovasında ikamet etmektedir.