ölümün diğer adı

entry9 galeri0
    9.
  1. ölümün diğer adı "nasihat" dir.

    çünkü ne inanan ne de inanmayan öldükten sonra başına ne geleceğinden emin değil.

    inanan (müslüman için konuşuyorum), ahiret inancına sahip fakat cennete mi cehenneme mi gideceğini bilmiyor. ama en azından bir çalışması var. hatta arttırarak ilerliyor. yani sadece ibadet değil, kitabın tarif ettiği, uygulamasını istediği gibi uygulayarak "umudunu" arttırıyor.

    inanmayan ise bir vesveseye kapılmış gidiyor. yok olacağız, sayaç sonlanacak diyor. topraktan geldik toprağa gideceğiz. "sonrası neymiş?" diyor. kendini bununla rahatlatıyor. fakat içinde hiç sönmeyen bir de ateş var aslında. ya inananlarınki doğruysa?

    işte inanmayanın huzursuzluğu burada başlıyor. hatta bu ona o kadar batıyor ki inananın inanmayana gösterdiği saygıyı gösteremiyor sayesinde. aşağılıyor, küçümsüyor ve elinden gelse ikinci sınıf insan segmentine bile sokuyor.

    hz. ali'nin inanmayan ile yaptığı bir sohbet geliyor hemen akla. hz. ali diyor ki inanmayana; "senin dediğin doğru ise öldükten sonra benim kaybedeceğim şey günde 5 vakite ayıracağım namaz ve yılda 1 ay tutacağım oruç. ya benim dediğim doğruysa senin kaybedeceğin ne?"

    inanmayana kaybedeceği şeyleri yüce kur'an bildirmiş. ve çoğu inanmayan da inanmasa da kavramları bilir az veya çok da olsa.

    cehennem ve sonsuza kadar cezalandırma..

    şeytan, burda, işte tam da burda mantıkçıları devreye sokup "ya eğer var ise o koskoca tanrı senin gibi günahkalarla mı uğraşacak sonsuza kadar? o koskoca güç neden böyle boş işlerle uğraşsın?" mantığını sokar devreye.

    sana kul kafasıyla yaratan mantığını yorumlamaya kalkma fırsatını ve aptallığını tanır. öyle ya kibir şeytan'ın en sevdiği günahlardandır. çünkü tatlıdır. şeytan usta bir masördür. beyinleri rahatlatır.

    ölümün diğer adı "nasihat"dir.

    inanan, umudu cebinde ve hep o "acaba" sorusu kafasında iken korkudan uzaklaşamayarak "doğru yol" üzerinde ama emekleyerek ama durarak ama koşarak ilerler iken, inanmayan umudunu kaybetmiş, tedirginlik bir diken gibi hep peşinde ve o "acaba" sorusunun verdiği korku ile huzursuz.

    aslına bakarsanız inanan ile inanmayanın arasındaki fark sadece umut.

    yazının başında da dediğimi gibi kimse nereye gideceğini bilmiyor. fakat inanan umut dolu. inanmayanda ise yok. inanan rabbinin öğrettiği gibi korkuyor ama umutlu. yani huzur var. inanmayan da ise ya onlarınki doğruysa vesvesesi ile tam tersi bir huzursuzluk. inanan huzurlu ve inanmayana saygılı. inanmayan ise huzursuz ve her fırsatta saldırgan. bunu sözlüklerde yazılanlardan pek tabi görebiliriz. hatta samimi olacağımıza söz verirsek şu soruyla da ne demek istediğim anlaşılabilir; bu ülkedeki müslüman sayısı ile ateist sayısı örnek bu ya yer değiştirse sözlüklerde ya da sokaklarda müslümanlara davranışları nasıl olurdu?

    işte, ölümün diğer adı nasihat.

    ne güzel demiş o yüce insan, o yüce peygamber; -ya resulullah, bana bir nasihat ver -

    nasihat olarak sana ölüm yeter!
    2 ...
  2. 8.
  3. 7.
  4. 6.
  5. 5.
  6. Dünya adlı oyuncağımızın vakti gelince paramparça edilmesidir. Pişmanlık, üzüntü, umut, hayal kırıklığı, ağlamak istemek vs vs bütün boktan duyguları yaşatacak şeydir.
    0 ...
  7. 4.
  8. 3.
  9. özgürlüktür.
    intihar vakalarının artması tesadüf değil.
    ağır hastaların bir noktada ölmeyi dilemesi tesadüf değil.
    hayatta kalmaksa, çoğunlukla tesadüf.
    0 ...
  10. 2.
  11. ölüm, kimisi için bir ayrılıktır kimi için ise asıl sevgiliye kavuşmaktır. kiminin en korkulu rüyası kiminin en umutlu hulyası.
    0 ...
  12. 1.
  13. itaat kulağıyla işitip teslim olanlar için pişmanlıktır. çünkü daha yapacak iyi işleri ve almak istediği sevapları, dereceleri vardır. inanmayıp iyi işlerden bihaber kimseler için de pişmanlıktır ölüm. artık tüm kapılar kapalıdır. başına gelecekleri beklemekten başka çaresi yoktur. ikinci bir şans da yoktur. telafi beyhudeleşir. inanan için bir adı da umuttur. inanmayan için ise değişmez.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük