Kutsal mutsal değildir kesinlikle şüphesiz.. para karşılığında yapılan mesleklerin kutsallığı yoktur.. gereksiz kin ve nefrete maruz kaldıkları kesinde kimi öğretmenlerde hak ediyor şimdi..
senenin yarısı izin yapan, parası karşılığı yaptığı işi kutsal gibi satmaya çalışan kişi. lan sanki bana amme hizmeti yapıyorlar, bir de öğretmen kutsaldır falan? hayırdır oğlum yaaa.
içlerinde cahili kendini geliştirmeyeni robot gibi ders anlatıp çıkanı olsada zor iştir millet çocuğuna çocuğuna bakamazken o 25-30 ne daha fazlasıyla uğraşır birde onların laftan anlamaz çocuğunu hem haklı gören velileri ayağını kaydıran kıskanç meslektaşları falan filan.. kimileri öğretmenlere kin besliyoda her mesleğin zorluğu var şimdi şüphesiz.. ooo yatış ooo tatil diyen tipitiplerde seneye öğretmenlik okusun atanmak için üç beş yılını kpssye versin mülakata girsin atanabiliyosa atansında oda yapsın tatilini aq sjsj..
birisi şey yazmış ülkeye faydası olan insanlarla ne alıp veremediğiniz var. bakın ben 12 yıl liseye kadar okudum. üniyi 5 yıl açıköğretimden bitirdim. ve bu 12 yıllık örgün eğitimim boyunca benim denk geldiğim gerçekten işini seven, öğrencisini seven, öğrencisiyle ilgilenen, ayrımcılık yapmayan öğrencisine insan gibi muammele yapan, kaliteli öğretmen sayısı 2 ydi. ki gittiğim okullarda genelde müdür dahil en az 15 öğretmen vardı. ilkokulda çarpım tablosunu eksik ve çoğunu söyleyemediğim için okkalı bir tokat yemiştim. yarın tekrar söyletecem eğer düzgün ezberlemezsen iki tane patlatırım diye tehtit etmişti beni öğretmen olacak orspu evladı. tabi ben o korkuyla titreye titreye o gün akşam hepsini su gibi ezberlemiştim. ertesi gün kusursuz söyledim bütün tabloyu. ve ozaman sular seller gibi ezbere bildiğim çarpım tablosunu şuan neredeyse hiçbirini hatırlamıyorum. ve aynı öğretmen meslekdaş çocuklarına ayrı işci sınıfı çocuklarına ayrı tutum sağlıyordu. yani meslekdaş çocuklarına daha yakın işci, normal aile çocuklarına daha sert daha kaba davranıyordu. kitap takini deftere yazdıranmı dersin, ingilizce öğretmeniyim diye ingilizce bilmek zorunda değilim diyenmi dersin, tokatla tehtit edip zorla bişeyler ezberletmeye çalışan mı dersin(benim başıma geldi) saymakla bitmeyecek sorunlar işte. bakın ben her öğretmen kötüdür, hepsi aynı demiyorum. öğretmenlik kutsal bir meslektir. öğretmen topluma katkı sağlaması gereken meslektir. öğretmenin görevi toplumu eğitmektir. bu sistem böyle giderse öğretmene verilen değer tuvalet terliği kadar olmayacaktır.
cocuk beyni hizar gibidir verdikce ister ve ogutur. ogrenme acligi cagi ne verirseniz alir.
sozum ilkokul ogretmenlerine.
kendinizi cok kutsal buyuk bir is yapiyormus gibi hissetmeyin.
biliyoruz ki ogretmenler odasinda kisir yiyip cay icip trendyoldan gecelik bakiyorsunuz aq.
Plajda uzanırken aklıma gelen ,iyi ki dediğim mesleğim. Okullarında açılmasına az kaldı , biraz keyfim yok o yüzden. Meslekte 11.yılı geride bırakıyorum. Öğretmenler odasında ilk ders günü pasta , börek , çörek yemek için sabırsızlanıyorum. Bedava çay ve kahveyi de duymamış olun (bkz: swh). Önüme koyuyorum kitabı ve çocuklara kitabı okumalarını söylüyorum. Tahtaya kalkarak boşa kendimi yoramam. Anlasınlar bir zahmet. Ek iş olarak da emlakçılık yapıyorum haftasonları. Getirisi benim için yeterli. Neyse Yeni eğitim öğretim yılı hayırlı olsun hepimize.
Kutsal meslek.
Yıllarca üniversite sıralarında dirsek çürütüp, gece gündüz kpss çalışıp sonunda atanıyorlar.
30.000 maaş alsalar bile helal olsun.
Öğretmenler olmasaydı şu an okuma yazma bilmiyorduk.
itibarı ayaklar altına alınan, bozulan ekonomide beş para etmeyen maaşı olan canım mesleğim. ikinci yılım olmasına rağmen hala alışma sürecinde olduğum söyleyebilirim.
Sadece unutmak istemiyorum, burada kalsın. Çabalarımı, direnme gücümü, ne kadar başarılı olduğumu, çocuklarımı nasıl değiştirdiğimi, altı üstü yeni mezun bi veletken bile namussuzları nasıl korkuttuğumu.. hiç birinin suratına ulan omurgasız sen nasıl öğretmen oldun lan hele bi anlat demedim. Kendimi bildiğim kadar da kibar bi insan evladıyım. Ben yokum artık.
Çoğu ülkelerde hakkettiği parayı ve saygıyı göremeyen kişidir. Oysa ki insanın doğal içgüdülerinden bir de öğrenme ve merak etme isteğidir. Öğretmenler de bu içgüdüleri ortaya çıkarmak ve insanları topluma örnek bir vatandaş olarak oluşturmak için çalışırlar.
Gelişmiş ülkelerde öğretmenlik: Öğrencilere birçok şey katmaya çalışan, öğrenme ve öğretme açlığı ile yanıp tutuşan, işini gerçekten severek yapan, sürekli yeni şeyler üretmeye çalışan ve yaratıcı olması gereken değerli bireylerdir.
Türkiye'de öğretmenlik: Sadece maaş odaklı çalışan, öğrencilerden bıkmış, bir şeyler üretmek yerine sadece ezber odaklı çalışan ve hiç yaratıcı olmayan sıradan memurlardır. (istisnalar tabiki de olabilir ama genel olarak böyle olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.)