bugün
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı26
- doğum gününde hatırlanmamak19
- düşün ki o bunu okuyor11
- anın görüntüsü20
- en taşaklı kızların bizim sözlükte bulunması16
- en havalı erkek meslekleri16
- yaz aşkı varda kış aşkı neden yok10
- jose mourinho23
- her erkeğin unutamadığı bir kadın vardır10
- burçlara inanmak9
- kezo dili ve edebiyatı8
- zall beceremiyorsan bırak git24
- sözlüğe yeni gelen masum erkek12
- 13 yaşındaki kıza tecavüz eden 28 kişi26
- bugün hangi kadın yazara ne diksem15
- hayatınızda kaç kere reddedildiniz19
- en dindar özelliğiniz31
- kahverengi gözlü olmanın hiç bir işe yaramaması14
- sözlük erkeklerini evire çevire pataklamak8
- hangi sözlük yazarı ile uyumak isterdin11
- şort diken müzisyen motorcu uzun boylu yazar11
- icardi1905 ile jakuziye girmek10
- kimsenin okumadığı sözlükte yazar olmak17
- ali koç9
- günahların takımı galatasaray13
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri9
- ayetullah hamaney'in mini etekli torunu20
- bir erkekle kız arkadaş olabilir mi sorunsalı8
- anneler günü18
- erkekler seks yapamayacağı kadınla arkadaş olmaz15
- bik bik için diktiğim şort21
- toplu taşımalardaki müzisyen sorunsalı8
- üstteki yazar gözünde nasıl canlanıyor13
- icardi19058
- piknikçi grubun varoş olduğunu anlama yolları15
- kızların mesajlara geç cevap vermesi16
- elinin değdiği anı unutamıyorum 5 posta attım16
- serdar ortaç renault megane benzerliği8
- şizofreni11
- bacağa kramp girmesi10
- arkadaşlar sizce bu yüzük nasıl14
- eloande ile evlenip sözlüğü huzura kavuşturmak8
entry'ler (359)
şu sıralar "emin misin??" yerine "birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde gerçekten çıkmayı istiyor musun??" diye sorması gereken buton..
başrolünde maggie gyllenhaal'ın oynadığı bize bol bol göğüs izlettiren zaman kaybı 2006 yapımı film..
yıllardır yapmayı ertelediğim şeyleri yapmama olanak sağlayan aktivite..
an itibariyle internet sitesi sapıtan oluşum..
özellikle içinde bulunduğumuz dönemde kafamızın bir tarafında daima bulunması gereken necip fazıl vecizesi..
msn üzerinden bir arkadaşınızın kendi listesindeki bir kişinin profil linkini size yollayamadığı bir privacy policy e sahip global website,social platform, fuck you..
ilginç..
ilginç..
playlist açısından bakıldığında çalınmadık şarkı kalmamıştır fakat ses düzeni gerçekten çok kötüydü..hele ön grup olarak çıkan catafalque resmen bize gürültü dinletmiş, hatun vokalin sesini çok az duyabilmişizdir..kuruçeşme arena seçilseydi o zaman da dolduralamayacağı korkusu olurdu belki ama yeni melek gibi düğün salonundan bozma bir yerde böyle bir konseri kaldıramayacağını göstermiştir..seyircinin regret isteğine vincent cavanagh "oh shit, don't say that no, fuck regret" demiştir fakat kıramayıp "it's your fault" diyerekten yine de çalmışlardır..seyirci kalitesi bakımından çok alt seviyelerde olan konser uzunluğuyla bacakları yormuş fakat kulakları baya bir sevindirmiştir..
ayrıca o nasıl bir fragile dreams nasıl bir a dying wish demeden de kendimi alamıyorum..
ayrıca o nasıl bir fragile dreams nasıl bir a dying wish demeden de kendimi alamıyorum..
şu sıralar ne resmi ne de gayriresmi sitesinin çalıştığı bahtsız okulum..
http://www.yildizz.com/~çalışıyor gibi durduğuna bakmayın*
http://www.yildiz.edu.tr
http://www.yildizz.com/~çalışıyor gibi durduğuna bakmayın*
http://www.yildiz.edu.tr
bence deniz baykal:k gibi bir sabit..
aramaya inandım mamafih bu konu ile ilgili mersin ayağının bile bir başlığı bulunmasına rağmen istanbul için açılmaması ilginçtir..
http://www.biletix.com/we...sEvent.do?eventCode=HVM02
anathema'nın yeni melek'te vereceği bir konser olup ön grup olarak catafalque'nun çıkacağı konserdir..bilet fiyatları balkon 41 ytl salon ise 29,5 ytl'dir..
ve evet anathema her sene istanbul'a gelir fakat her zaman o konsere gidilememektedir..bu sefer gidilesidir..
http://www.biletix.com/we...sEvent.do?eventCode=HVM02
anathema'nın yeni melek'te vereceği bir konser olup ön grup olarak catafalque'nun çıkacağı konserdir..bilet fiyatları balkon 41 ytl salon ise 29,5 ytl'dir..
ve evet anathema her sene istanbul'a gelir fakat her zaman o konsere gidilememektedir..bu sefer gidilesidir..
yedi düvelin kırosunun toplandığı programsı..
görsel olarak çok üst seviyede olan fakat şarkı bazında bizi hayal kırıklığına uğratmış konser..bir opiate, bir sober veya bir parabola beklenirdi ama bunların yerine 10-12 dakikalık bir intro çalmayı tercih edilmiştir.. ayrıca bir kovboy edasında sahnede dolaşan maynard abinin ise ne tam olarak sesini ne de yüzünü görmüşüzdür.. beni hayal kırıklığına uğratan bir konserdir ayrıca..
sözlüğe yazıp getir butonuna bastığımda sözlükte olmadığını görünce ağzımın bir karış havaya açıldığı ve bu zamana kadar nasıl olur da bu şarkı sözlüğe girilmemiş dediğim enfes bir wintersun şarkısı..
Sad night, the weeper of starwind sky
Take me where the shimmering lights are fading out
Through the shadows of hate and through the fires of grace
I followed the voice in the night, beautiful as black sky,
but nothing I found
My thoughts are captured by the magical chants
of the spirits, but i cannot see them with these dead eyes
Lost I am in these dismal streams
Lost I am forever in my life
The snow is falling on the withering leaves, I am left in the cold
The shadows are crying in the moonlight
Is this night the last of my life
Have we arrived from our journey, I must ask you now
At last I can cry, 'cause these sad words are calling me tonight
My eyes bleed for you my star, my pride and the love of my heart
But why did you had to fly so far, I raged and it tore me apart
I promise to you with sadness and hate
wherever I might go, you will know...
I give my life to the withering leaves
o the bleeding moonlight
to the crying shadows
I GIVE MY LIFE TO YOU
Sad night, the weeper of starwind sky
Take me where the shimmering lights are fading out
Through the shadows of hate and through the fires of grace
I followed the voice in the night, beautiful as black sky,
but nothing I found
My thoughts are captured by the magical chants
of the spirits, but i cannot see them with these dead eyes
Lost I am in these dismal streams
Lost I am forever in my life
The snow is falling on the withering leaves, I am left in the cold
The shadows are crying in the moonlight
Is this night the last of my life
Have we arrived from our journey, I must ask you now
At last I can cry, 'cause these sad words are calling me tonight
My eyes bleed for you my star, my pride and the love of my heart
But why did you had to fly so far, I raged and it tore me apart
I promise to you with sadness and hate
wherever I might go, you will know...
I give my life to the withering leaves
o the bleeding moonlight
to the crying shadows
I GIVE MY LIFE TO YOU
24 aralık 2003 tarihinde ağrı'nın doğubeyazıt ilçesinde sobanın yanması için dökülen tinerin alev alması sonucu öğrencilerini kurtarmak isterken meslektaşı ile birlikte hayatını kaybeden şehit..bekir coşkun'un etkileyici bir yazısı mevcuttur haklarında..
(bkz: aysun karalar)
http://hurarsiv.hurriyet....x?id=192283&yazarid=2
Çocukların ayak parmakları sızlardı...
NEYE yanarım:
Ağrı'daki o harabe okulda öğrencilerini kurtarmak uğruna yanan yirmili yaşlardaki iki genç kadın öğretmenin haberleri medyada ilgi görmedi.
Ne katil popstar yarışmacısı kadar...
Ne Hülya Avşar'ın yırtmacı kadar...
Ne taşfırın erkeğinin bıyıkları kadar...
*
O okulu bir televizyon kanalında, arka sıralardaki haberde gördüm.
Daha çok bir ağılı andırıyordu. Sıvası dökülmüş duvarlar, tahta bir kapı, camsız pencereler, akan bir tavan, sefil-perişan bir geleneksel küçük Anadolu okulu.
Liberaller özel okullara-kolejlere önem verdikleri için, gelen dinciler tarikat okulları ve Kuran kurslarına yöneldikleri için, hiçbir zaman sahip bulamamış bir zavallı okul.
Öyle okullarda okudum, ders sırasında soğuktan sızlamaya başlayan ayak parmaklarını ben bilirim.
Çocuklar üşümemek için sobayı yakmaya kalktılar, soba patladı.
iki öğretmen Aysun ile Burçin, çocuklar yanmasın diye sobayı dışarı atmak üzere kucakladılar ve yandılar.
Önceki gün Burçin öğretmen hastanede öldü, bu yazı yazıldığı sırada Aysun öğretmen ölüme direniyordu.
*
Böyle bir sıradan (!) olay.
Çocuklarınız koleje, bakımlı okullara gidebilir.
Yine de soğuk bir bakımsız sınıfı... Orada ayak parmakları soğuktan sızlayan çocukları...
Ve bir gün çocuklar yanmasın diye sobayı kucaklayacak kadar yüreğinde görev sevdası, analık duygusu ve en çok da yiğitlik olan o genç öğretmenleri eminim hissettiniz.
Duyarlı bir ülkede olsaydı onlar ‘‘ulusal kahraman'' ilan edilir, niçin yandıkları tartışılırdı.
Ne yapacaksınız ki, değerlerini-duygularını ve kendini yitirmiş bir ülkede bu söz konusu değil.
*
Bunun hesabını gelmiş geçmiş, o otuz yıla damgasını vuranlardan, o dört yol çatına anıtmezarı yapılanlardan, o tarikat kolejlerine umut bağlayanlardan sormak bir yana...
iki öğretmen, topuğundan vurulan o istanbul züppesi kadar bile yer almadı medyada.
Ne kim kimi becerdi haberleri kadar...
Ne yılbaşında en iyi nerede zıplanır haberleri kadar...
Çocukların ayak parmakları kadar sızlamıyor yürekleri...
(bkz: aysun karalar)
http://hurarsiv.hurriyet....x?id=192283&yazarid=2
Çocukların ayak parmakları sızlardı...
NEYE yanarım:
Ağrı'daki o harabe okulda öğrencilerini kurtarmak uğruna yanan yirmili yaşlardaki iki genç kadın öğretmenin haberleri medyada ilgi görmedi.
Ne katil popstar yarışmacısı kadar...
Ne Hülya Avşar'ın yırtmacı kadar...
Ne taşfırın erkeğinin bıyıkları kadar...
*
O okulu bir televizyon kanalında, arka sıralardaki haberde gördüm.
Daha çok bir ağılı andırıyordu. Sıvası dökülmüş duvarlar, tahta bir kapı, camsız pencereler, akan bir tavan, sefil-perişan bir geleneksel küçük Anadolu okulu.
Liberaller özel okullara-kolejlere önem verdikleri için, gelen dinciler tarikat okulları ve Kuran kurslarına yöneldikleri için, hiçbir zaman sahip bulamamış bir zavallı okul.
Öyle okullarda okudum, ders sırasında soğuktan sızlamaya başlayan ayak parmaklarını ben bilirim.
Çocuklar üşümemek için sobayı yakmaya kalktılar, soba patladı.
iki öğretmen Aysun ile Burçin, çocuklar yanmasın diye sobayı dışarı atmak üzere kucakladılar ve yandılar.
Önceki gün Burçin öğretmen hastanede öldü, bu yazı yazıldığı sırada Aysun öğretmen ölüme direniyordu.
*
Böyle bir sıradan (!) olay.
Çocuklarınız koleje, bakımlı okullara gidebilir.
Yine de soğuk bir bakımsız sınıfı... Orada ayak parmakları soğuktan sızlayan çocukları...
Ve bir gün çocuklar yanmasın diye sobayı kucaklayacak kadar yüreğinde görev sevdası, analık duygusu ve en çok da yiğitlik olan o genç öğretmenleri eminim hissettiniz.
Duyarlı bir ülkede olsaydı onlar ‘‘ulusal kahraman'' ilan edilir, niçin yandıkları tartışılırdı.
Ne yapacaksınız ki, değerlerini-duygularını ve kendini yitirmiş bir ülkede bu söz konusu değil.
*
Bunun hesabını gelmiş geçmiş, o otuz yıla damgasını vuranlardan, o dört yol çatına anıtmezarı yapılanlardan, o tarikat kolejlerine umut bağlayanlardan sormak bir yana...
iki öğretmen, topuğundan vurulan o istanbul züppesi kadar bile yer almadı medyada.
Ne kim kimi becerdi haberleri kadar...
Ne yılbaşında en iyi nerede zıplanır haberleri kadar...
Çocukların ayak parmakları kadar sızlamıyor yürekleri...