bugün

sevdiği entry'ler

ki nin yazımı

“Ki” ne zaman ayrı, ne zaman bitişik yazılıyor karıştıranlar için sonuna -ler ekleyerek test etmelerini öneririm. Şayet çoğul eki olan -ler eklendiğinde kelime hala anlamlıysa -ki bitişik; anlamsız bir hâl alıyorsa ayrı yazılır.

Arasında-ki-ler (bitişik)
Görüyorum-ki-ler (ayrı)

Bağlaç olan ki’nin bitişik yazıldığı bazı istisnalar;
belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki.

yazarların hayatlarını devam ettirme motivasyonu

her şeye rağmen hayatın düzeleceği kanısına kendimi inandırmak. burada motivasyon yok, bu inanca dair motivasyonlar arıyorum sadece. bir çocuğun, yeğeninizin size gülümsemesi gibi mesela. ya da, annenizin babanızın siz mutlu olunca, onlarında mutlu olduğunu anlama idrakına az da olsa varabilmek. bir müzik, bir söz. belki de bir bekleyiş. bekleyişi beklerken, beklemekle kalmayıp çaba göstermek. enerji emen, pozitif düşünmeyi aklına getirmeyen, getireni de bozan insanlardan uzak durmak, size öyle bir iyi gelecek ki sormayın gitsin.

geceye güzel bir söz bırak

"inan bana,
seni sevdiğim kadar,
biri beni sevseydi eğer;
aklımı kaybederdim.
aklımı kaybetmekle yetinir,
onu asla kaybetmezdim."

ibreti ailem

Yayından kaldırılmasına anlam veremediğim, güldüren bir diziydi.

10 yıl sonra arayan çok eski sevgili

Sosyal medyada denk gelerek değişen numaraların yenisi istenir.
işte sonra buluşursunuz da üzülürsünüz.
Değişmiştir, başka hayatları tatmıştır, bıraktığınız gibi değildir veya bırakıldığınız.
O dönemde çalışıyorsanız iş arkadaşlarınızın isimleri hatırlanmaya çalışılır.
Biriniz maddi boyutta biriniz eğitim hususunda ilerlemişsinizdir.
Yıllar sonra ilk buluşmada “şimdi ne yapacağız” sorusunun evde birkaç provaları yapılmıştır belki.
Ama;
O eski arabesk aşktan bir kırıntı kalmamıştır.

özledim

Geceleri tavana gözlerimi dikip tavanı seyretmeyi değil de yastığa başımı koyar koymaz uyumayı, sabahları huzurla uyanmayı özledim.
insanlara yalandan değil de içtenliğimle sahiden güldüğüm o günleri özledim.
Gönülden inanmayı, sevmeyi özledim.
Çevreme mutluyum imajı saçmayı değil de gerçekten mutlu olduğum o günlerimi özledim.
insanlara korkarak mesafeli yaklaşmak yerine hiç korkmadan inanmayı, güvenmeyi, sevmeyi özledim.
Dert çekmeyi, çare aramayı düşünmeyi değil de hiçbir şeyi umursamadığım o günleri, huzurumu özledim.
Özledim inan ki çok özledim ama seni değil ben, beni özledim.
Benliğimi özledim hem de ne çok özledim.

komünistlerin yanıldığı konular

Dünyadaki kaynaklar sınırlıdır, insanların istekleri ise sınırsızdır.
Dünyadaki kaynaklar sınırsız olursa kominizm de en doğru yönetim biçimi olur.
Sınırlı kaynakların olduğu dünyada, komünizmin var olması mümkün değildir.

begotten

filmin en güzel sahnesi budur.

http://inciswf.com/0001789345.swf

öğrencilere lahmacun ve tatlı ısmarlayan lokantacı

fakir öğrencilik hayatı dedikleri bu değil. bu amına kodumun orospu evlatları tanesi " 5 tl " olan lahmacundan sipariş edip bi de ajitasyon yapıyolar öğrenciyiz abi diye. sizin ben ecdadınızı sikeyim. ulan üniversitenin ilk seneleri hatırlıyorum koca günü tek öğünle geçirdiğim oluyordu yaz aylarında. tek öğün. biz de öğrenciydik, bu ajitasyon yapan orospu evlatları da öğrenci. yemeksepeti puanım 28 binin üstünde, verdiğim siparişlerin toplamı rahat 15-20 bini buluyodur yani ama ne cebim bolken, ne üç kuruşum varken kimseden bi şey dilenmişliğim olmadı. tek bir defa restorana " özel " bir not yazdım. onda da yollar karlı ve buz tutmuşken " acelemiz yok, arkadaş dikkatli kullansın motoru yollar kaygandır " demiştim. ona istinaden işletme sahibi bi notta teşekkürlerini sunup yanında küçük bi pasta ikram etmişti. buna özel restoranta yorum bile yapmadım çünkü insanlar yardımlarını, temennilerini, güzel dileklerini bir sonuç elde etmek için yapıyorsa ortada bariz bir ikiyüzlülük vardır. ben buna gelemem. bu orospu çocuklarıysa 5 liralık lahmacundan sipariş edip abi biz açız, öğrenciyiz cak cuk edebiyatı yapmış suratını sıfatını siktiğimin evlatları. okudukça çıldırıyorum amk.

kandırıldık resim ve fotoğraf sergisi

postmodern bir sergidir.
galerisi de baya bir zengindir.
her kandırılıştan, her kandırandan bir parça barındırır...

serginin en nadide, en bilinen eseri hiç şüphesiz ki şudur;
görsel

"benim canım kardeşim" adlı şu çalışma da serginin değerli eserlerinden;
görsel

bu eserin adı da "üçlü aşk";
görsel

"barış için yersen" adlı eser;
görsel

"hani ölene kadar kardeştik" adlı çalışma;
görsel

sıradaki eserimizin adı; "gol kralı";
görsel

bu eserin adını hepiniz biliyorsunuz: megri megri;
görsel

"işte bu bizim hikayemiz" adlı romantik eser;
görsel

sıradaki eserimizin adı; "zırhlı mercedes";
görsel

"hayırlı evlat" adlı bu eser de serginin en çok ilgi gören parçalarından;
görsel

"tavşana kaç tazıya tut" adlı şu eser de epey bilinenlerden;
görsel

sıradaki çalışmamızın adı; "bana 5000 ton et ve biraz airbus sat";
görsel

"benim dedem değil, senin deden hırsız" adlı çalışma;
görsel

"yeter artık git muhallebicilik yap" adlı eser;
görsel

düşün ki o bunu okuyor

Sanki allah seni yaratırken benim fikrimi almış.

sevdiğini bir kelimeyle anlat

Aslında en güzel kelimeler yakışır ona ben "gece" derim.
Gece insan bir başka seviyor, yıldızlar ve sessizlik.