bugün
- insanlara olan inancınızı ne zaman kaybettiniz20
- karıya kıza doymuş erkek28
- ibrahim reisi13
- siz türkler şerefsizsiniz müslüman değilsiniz13
- erecto'nun trafik kazası geçirmesi13
- gecenin şarkısı13
- arkadaşlar damatlık bakıyorum da sizce bu nasıl17
- iran cumhurbaşkanının helikopter kazası39
- yozgatlı sevgiliyle yapılacaklar8
- akp'nin fenerbahçe ve beşiktaş düşmanlığı9
- galatasaray8
- türkiye cumhuriyeti islam devleti olarak kuruldu14
- hakemsiz galatasaray8
- icardi190522
- fulya öztürk8
- fenerbahçe büyüklüğü9
- fenerbahçe'nin attığı golde faul olması11
- anın görüntüsü22
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı111
- panathinaikos'un atatürk düşmanlığı9
- fenerbahçe taraftarı26
- jayden oosterwolde9
- dursun özbek9
- dokunmaya kıyamadan sevmek21
- kadınlar olarak erkeklerle sevişmiyoruz22
- bik bikinize ne dikersiniz13
- mühendis erkeklerin genel özellikleri8
- bik bik'in cinsiyeti16
- ruh varsa neden görünmüyor13
- aşık olmadan sevişmek17
- en çok yaşamak istenilen şehir11
- bik bik için diktiğim keten pantolon10
- karın gözünün önünde biriyle olursa büyü bozulur11
- erkolar kapatılsın15
- galatasaray'ın yaşaması muhtemel facia15
- fred'in gs orta sahasını kucağa alması14
- nurcuların fetöcü olduğu gerçeği10
- fenerbahçe13
- fethullah gülen şu an ne yapıyordur12
- mauro icardi11
- manitayla yapılacaklar16
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması11
- alex de souza13
- 19 mayıs atatürk ü anma gençlik ve spor bayramı11
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor14
- erkeklerin hep fotoğraf istemesi18
- travestilerin genelde kürt olması16
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz13
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek11
- çok üzgünüm sözlük9
entry'ler (215)
1 saat önce kurmayı bıraktığım cümle.
bıkmaz usanmaz insan tipi.
lokmacı açıp batırıyosun elindeki paradan da oluyorsun.
(bkz: el arabası) güzel tercih.
hayattaki tek meziyeti hazır olarak aldığı bilgilerle insanları sınıflandırmaya yönelik düşünceye giren insan türü.
hiç unutmam lisede bir ateist hocamız vardı burçlara inanırdı fakat tanrıya inanma ihtiyacı duymazdı . ben ise burçlara inanmıyorum ama tanrıya inanıyorum.
aniden gelen ulan neden durduk yere söz verdik duygusu yaşatır. karşı tarafın unutması umulur genelde.
ileri marşı.
lanet olsun demenin yetmediği zamanlarda yerine kullanılan cümle.
gidin abicim ihtiyaç sahiplerine yardımcı olun . bir futbol takımının borçlarını ödemek yerine gidin adam akıllı organizasyon oluşturun insanlara yardım edin , iş verin en azından açıkta ve aç insanlarımıza umut olun !
saçma salak bir önerme
açık ve seçik gavatlık belirtisi.
ekstra olarak haşlanmış patateside ekleyip yapanı gördüm. insanın midesiz olduğuna delalet eder
gel arkadaş, gel seninle az dertleşelim:
okuyarak hayat denen koca kitabı
gönüldeki yaraları biraz deşelim.
gömdüm kara topraklara melekten iyi,
perilerden nazlı, güzel bir sevgiliyi.
derin derin sızlıyor gönlümde yaram,
bana artık her saadet olmuştur haram.
beni sardı kefen gibi mazinin tülü,
yere batsın bu toprakla bu korkunç mazi!
orda çünkü sevgilimle sevgim gömülü…
hey arkadaş sözünü bil, hem kendine gel,
bahtiyarlıklara olmaz ölümler engel.
bir sevgili kızı senden aldıysa toprak
bun a katlan, toprak için çünkü bu bir hak!
hem yaratan, hem büyüten topraktır bizi,
üzerinde işitiriz ilk ninnimizi;
fışkırttığı serin sular bize can verir;
ormanları gönlümüze heyecan verir.
hey arkadaş sende insaf duygusu yok mu?
sana her şey veren, seni büyüten toprak
senden bir tek kız aldıysa acaba çok mu?
doğup ölmek… millet için bunlar bir hızdır,
toprak bizim beşiğimiz, mezarımızdır.
toprak bizim anamızdır… insan yasına
kapılarak nasıl söver öz anasına?
hakikat ne şu göklerin derinliğinde,
ne suların şairane serinliğinde…
aristonun mantığında zerresi yoktur,
fisagorda, eflâtunda nebzesi yoktur.
mefkûreler âleminde olunca kıtlık
kafaların içerisinde başlar çıfıtlık:
bir budala “zulüm yeter! ” diye haykırır,
bir it çıkar “proleter” diye haykırır!
bir hayvanda hâkim olur cinsî heyecan,
froyt denen yahudiye gider verir can…
kimi kördür… kendisine büyük gelir pek
lenin denen o maskara vatansız köpek…
o ne felsefe ne de “din”in “hiç”inde,
o, toprağın asırlardan beri içinde…
hakikati bulmak için onu eşmeli,
yükselmekten bir şey çıkmaz, derinleşmeli…
göğe doğru yükselenler bir gün yorulur,
derinleşen hakikati toprakta bulur.
şu ne başı, ne de sonu olmıyan toprak
gömdüğümüz vücutlardan gıda alarak
bize hayat verir, bize tarih, mazi yaratır.
mazi köhne kitap değil, şanlı bir satır…
mazi ırkın yarattığı çoksun bir seldir,
mazi bizim alnımızı göğe yükseltir,
geçmişlerin gecesinden ışık alırız…
bir düşünsen mazideki olan işleri
hâdisatın büyüklüğü seni şaşırtır.
istersen gel yadedelim o geçmişleri…
kaynar elbet damarında halis türk kanın,
damarında çünkü kanı var “atilâ”nın,
avrupanın her ırkından toplanan ordu
onu galya ovasında zorla durdurdu.
iradesi yenilmeden sinirle ete
vatan için karısını bırakan “mete”
yasa için kardeşini öldüren “çingiz”
yeryüzünde bırakmadan küçücük bir iz
geçip giden milyonlarca adsız kahraman,
ki her biri bugün bize vermektedir şan,
bu erlerin cisimleri toprakta kaldı,
hangisini hangisinden üstün tutmalı?
her birisi bu toprağın, bu ırkın malı…
“tonyukuk”un gizlenmiştir dehâ kanında,
bismark onun at uşağı olmaz yanında…
“alp arslan”la “kılıç arslan” şanlı bir fasıl
avrupayı rezil eden “yıldırım”… nasıl?
düşünsene ne biçim bir kahraman erdir
ankarada yıldırımı eriten “demir”…
bu kadar mı? bu saydığım ancak bir kaçı!
“katerin”le neler yaptı acaba “baltacı”?
anafarta cephesinde kim durdu en son?
ilk dayağı kimden yedi kuduz napolyon?
sevdiğin kız şu toprağa eğer girdiyse,
sen toprağı eskisinden fazla benimse.
bil ki toprak ebediyen senin olmuştur.
bu dünyada bizim bir genç kızı sevmemiz
filhakika gayet doğru, hem de çok temiz
bir gayedir… fakat bunun hududu dardır…
sevgiliden sevgili bir mefkûre vardır.
biz kız solar, yahut senin tükenir aşkın,
insan kalmaz uzun zaman neşeli, taşkın…
ya mefkûre? ebediyet onunla birdir,
kişioğlu müebbeden ona esirdir.
en mukaddes iki “var”a böyle söversen,
toprak ejder, mazi kanlı bir gece dersen,
ileriye bakamazsın, gözün kamaşır.
istikbali kucağında bu mazi taşır…
arkasında olmasaydı şanlı bir mazi
bu milletten çıkar mıydı bir büyük “gazi”?
kara toprak yine bizden gıda almasa
kalır mıydı aramızda türe yasa?
mazi bizim atamızdır, toprak anamız,
biri bizi yetiştirir, biri verir hız.
bu toprağa nasıl dersin kara bir ölü
ki bağrında bütün şanlı ecdat gömülü.
yabancılar bir gün yine akın ederse,
ve zaferi kendisine yakın ederse,
sevgilimi aldı diye bu kara toprak
tarihin ün meydanında uzun kalarak
o toprağın uğruna sen can vermez misin?
bu maziyle bu toprağa küfürden sakın,
kendine gel, iradeni üstüne takıl!
savaşları, türeleri, yasalarıyla
zaferleri, bozgunları, tasalarıyla
mazi ırkın yarattığı bir şaheserdir…
hey arkadaş, sapıtmışın, doğru yola gir;
hakkı neyse ver maziyle kara toprağın…
onlar değil efsaneyle cansız bir yığın!
(bkz: Hüseyin Nihal atsız)
okuyarak hayat denen koca kitabı
gönüldeki yaraları biraz deşelim.
gömdüm kara topraklara melekten iyi,
perilerden nazlı, güzel bir sevgiliyi.
derin derin sızlıyor gönlümde yaram,
bana artık her saadet olmuştur haram.
beni sardı kefen gibi mazinin tülü,
yere batsın bu toprakla bu korkunç mazi!
orda çünkü sevgilimle sevgim gömülü…
hey arkadaş sözünü bil, hem kendine gel,
bahtiyarlıklara olmaz ölümler engel.
bir sevgili kızı senden aldıysa toprak
bun a katlan, toprak için çünkü bu bir hak!
hem yaratan, hem büyüten topraktır bizi,
üzerinde işitiriz ilk ninnimizi;
fışkırttığı serin sular bize can verir;
ormanları gönlümüze heyecan verir.
hey arkadaş sende insaf duygusu yok mu?
sana her şey veren, seni büyüten toprak
senden bir tek kız aldıysa acaba çok mu?
doğup ölmek… millet için bunlar bir hızdır,
toprak bizim beşiğimiz, mezarımızdır.
toprak bizim anamızdır… insan yasına
kapılarak nasıl söver öz anasına?
hakikat ne şu göklerin derinliğinde,
ne suların şairane serinliğinde…
aristonun mantığında zerresi yoktur,
fisagorda, eflâtunda nebzesi yoktur.
mefkûreler âleminde olunca kıtlık
kafaların içerisinde başlar çıfıtlık:
bir budala “zulüm yeter! ” diye haykırır,
bir it çıkar “proleter” diye haykırır!
bir hayvanda hâkim olur cinsî heyecan,
froyt denen yahudiye gider verir can…
kimi kördür… kendisine büyük gelir pek
lenin denen o maskara vatansız köpek…
o ne felsefe ne de “din”in “hiç”inde,
o, toprağın asırlardan beri içinde…
hakikati bulmak için onu eşmeli,
yükselmekten bir şey çıkmaz, derinleşmeli…
göğe doğru yükselenler bir gün yorulur,
derinleşen hakikati toprakta bulur.
şu ne başı, ne de sonu olmıyan toprak
gömdüğümüz vücutlardan gıda alarak
bize hayat verir, bize tarih, mazi yaratır.
mazi köhne kitap değil, şanlı bir satır…
mazi ırkın yarattığı çoksun bir seldir,
mazi bizim alnımızı göğe yükseltir,
geçmişlerin gecesinden ışık alırız…
bir düşünsen mazideki olan işleri
hâdisatın büyüklüğü seni şaşırtır.
istersen gel yadedelim o geçmişleri…
kaynar elbet damarında halis türk kanın,
damarında çünkü kanı var “atilâ”nın,
avrupanın her ırkından toplanan ordu
onu galya ovasında zorla durdurdu.
iradesi yenilmeden sinirle ete
vatan için karısını bırakan “mete”
yasa için kardeşini öldüren “çingiz”
yeryüzünde bırakmadan küçücük bir iz
geçip giden milyonlarca adsız kahraman,
ki her biri bugün bize vermektedir şan,
bu erlerin cisimleri toprakta kaldı,
hangisini hangisinden üstün tutmalı?
her birisi bu toprağın, bu ırkın malı…
“tonyukuk”un gizlenmiştir dehâ kanında,
bismark onun at uşağı olmaz yanında…
“alp arslan”la “kılıç arslan” şanlı bir fasıl
avrupayı rezil eden “yıldırım”… nasıl?
düşünsene ne biçim bir kahraman erdir
ankarada yıldırımı eriten “demir”…
bu kadar mı? bu saydığım ancak bir kaçı!
“katerin”le neler yaptı acaba “baltacı”?
anafarta cephesinde kim durdu en son?
ilk dayağı kimden yedi kuduz napolyon?
sevdiğin kız şu toprağa eğer girdiyse,
sen toprağı eskisinden fazla benimse.
bil ki toprak ebediyen senin olmuştur.
bu dünyada bizim bir genç kızı sevmemiz
filhakika gayet doğru, hem de çok temiz
bir gayedir… fakat bunun hududu dardır…
sevgiliden sevgili bir mefkûre vardır.
biz kız solar, yahut senin tükenir aşkın,
insan kalmaz uzun zaman neşeli, taşkın…
ya mefkûre? ebediyet onunla birdir,
kişioğlu müebbeden ona esirdir.
en mukaddes iki “var”a böyle söversen,
toprak ejder, mazi kanlı bir gece dersen,
ileriye bakamazsın, gözün kamaşır.
istikbali kucağında bu mazi taşır…
arkasında olmasaydı şanlı bir mazi
bu milletten çıkar mıydı bir büyük “gazi”?
kara toprak yine bizden gıda almasa
kalır mıydı aramızda türe yasa?
mazi bizim atamızdır, toprak anamız,
biri bizi yetiştirir, biri verir hız.
bu toprağa nasıl dersin kara bir ölü
ki bağrında bütün şanlı ecdat gömülü.
yabancılar bir gün yine akın ederse,
ve zaferi kendisine yakın ederse,
sevgilimi aldı diye bu kara toprak
tarihin ün meydanında uzun kalarak
o toprağın uğruna sen can vermez misin?
bu maziyle bu toprağa küfürden sakın,
kendine gel, iradeni üstüne takıl!
savaşları, türeleri, yasalarıyla
zaferleri, bozgunları, tasalarıyla
mazi ırkın yarattığı bir şaheserdir…
hey arkadaş, sapıtmışın, doğru yola gir;
hakkı neyse ver maziyle kara toprağın…
onlar değil efsaneyle cansız bir yığın!
(bkz: Hüseyin Nihal atsız)
h.nihal atsız'ın (bkz: toprak mazi) şiirinden bir mısra.
h.nihal atsız'ın (bkz: toprak mazi) şiirinden bir mısra.
Türkçeyi doğru düzgün kullanamıyorsan utan bence de hatta kahrol.
Bilecik'teki esnafa soruyorsanız bulamazsınız.
h tuşu tutukluluk yaptı herhalde.