bugün

entry'ler (1)

alfa romeo 156

2015 dsg passat, 2014 dsg jetta, 2014 full yarı otomatik citroen c4, bmw 3 serisi, audi a3, audi a4, pegeout yarı otomatik 2014 3008. bu arabaların tamamı ailemde oldu ve çok iyi bildiğim tanıdığım modeller.

şimdi ise evlendiğim için model düşürmek zorunda kalarak citroen c4 sattım. ne alsam ne alsam dedim. 2000’li bmw leri araştırdım baktım inceledim. şunu anladım; bu yaşta ne model alırsak alalım, minimum 5000tl bakım sorun eksik için para harcayacağız.

sonra gördüm ki bir alfa romeo 156 var...
2001 modeldi ve bmw kadar çekici dikkat çeken çizgilere sahipti, üretim yılında yılının fazlasına sahip bir görsellik...

arabayı görüp yılını öğrendiğimde şaşırdım. bu kadar yaşlı olamaz bu kız dedim...

ve bmw için vermeyi düşündüğüm paranın 3/4 ü ile alfa romeo 2.0 ts-155 hp-otomatik selespeed-sunroof-full deri aracı yakaladım ve aldım.

yaklaşık 6 aydır kullanıyorum ve dürüstçe objektif şekilde düşüncelerimi ve tecrübelerimi olumlu/olumsuz yazacağım...

bir bmw, bir mercedes, bir audi biliyordum bizlerin bineceği lüks araçlar. Emin olun, bir de alfa Romeo varmış…

araca biniyorsun; ortopedik yum yumuşak, bel ve omuzları bir kızın arkanızdan sarılması gibi sizi kavrayan koltuk kucaklıyor ilk önce sizi. ve hoş bir orjinal gerçek deri kokusu… kol dayamaya dirseğinizi koyduğunuzda ön kokpit, vites topuzu, direksyon üçlüsüne kolunuzla keyif verici şekilde ulaşma hissi canlanıyor şöförde.

arabada bardak koyma gözü yok. beni şehir içinde memur arabası gibi kullanacaksan sana mekanik sorunlar yaşatırım diye tehdit ediyor resmen arabanın kokpiti.

bir kılıcı savaşa başlamadan önce toprağa saplar gibi aşağıya doğru dünyanın merkezini gösterircesine dimdik duran hız ve devir kadranı çubukları... kontağı çevirdiğinizde, 2001 modelde duymayı hiç ummadığınız bir hırlama, gürleme… ve devir kadran çubuğu 1000 devirin altında stabil hareketsiz bekliyor, hız kadran çubuğu ise 0'da. gaza basınca acaba tepkisi ne olacak...

kadrandaki alfa romeo amblemleri farlar yanınca yemyeşil göz kırpıyor. kadran çubuklarının ucunda nokta aydınlatma ledlerini görüyorsunuz ve "2001 yılında bu detayı buna koymayı nasıl düşündünüz? olmasaydı kimsenin aklına gelmezdi" diyeceğiniz toplu iğne ucu kadar kırmızı ışık noktası, kadran çubukların hareketini kadran boyu takip ettirecek size...

sol tarafta; teybin üzerinde; ilk yuvarlak kadran size; "yakıtına bak, beni sürerken unutursun" diyor. ortadaki yuvarlak kadran; "saatine bak, bir de yol sonunda bak, zamanın nasıl geçeceğini hissetmeyeceğin bir konfor sunacağım sana" diyor. Ve son yuvarlak kadran ise; direk sana hararet göstergesini gözüne sokuyor. ben spor arabayım artık anladın mı beni diyor. sakin ol sen. Sen rahat ol… ben zaten sakin durmayacağım der gibi resmen ürkütüyor seni.

vites o kadar yumuşakki; sağa kaydırıp geri çekiyorsunuz. Araç geri viteste ve vites topuzu eski yerini alıyor… şanzuman robotundan gelen pompa sesi size bir farklı hava veriyor. yılına göre tam bir robot, tam bir teknoloji hissiyatı veriyor. gaza dokununca ise gürlüyor... dışarıdakiler sese dönüp bakar emin olun, ama siz içeride çok tatlı alıyorsunuz motorun sesini. geri görüş kamerasına bakıp pak yerinden çıkıyorsunuz.

bir kere topuzu ileri itip city (otomatik) tuşuna basıyorsunuz ve gaza dokunuyorsunuz sadece. biraz daha dokunsam araba fırlayacak, durduramayacağım diyeceğiniz bir serilikle harekete başlıyor ve şehir çevre yoluna çıkıp ilk ışıklarda bekliyorsunuz.

şimdi anlatacaklarım abartısızdır...

sağ tarafta duran honda ve benzeri modeller arabaya bakıyor. sol tarafta duran bir 2005 mercedes ara gaz veriyor. karşıdan karşıya geçen yayalar arabanın amblemine, tipine bakıp sesi dinliyor ve en son şöyle bir size/şöföre bakıyor ve yürümeye devam ediyor. Değişik araba diyor. Gerçekten değişik araba. Merak uyandırıyor…

etrafınızda alfanın marifetini ve kalitesini bilmeyenler arabanın sakin sakin gideceğini, zar zor devir alacağını, tak tuk vitesin zor geçeceğini düşünüyor belki de. ama yaşına ve yılına göre ben bir yeni nesil aracım çizgilerini milletin gözüne sokarcasına bakışları kendine çekiyor.

işte o an. sakin olun...

gazı kökle.
korkma.
aslan gürlemesi.
kuru asfalt.
tatlı bir kızak sesi.
arabanın önü at gibi şaha kalkıyor.
arabanın poposu yere yaklaşıyor.
ve 0'ı gösteren hız kadran çubuğu.
güneş doğar gibi gözünüze batıyor.
Otomatik şanzuman: ip gibi
0-20-45(2ye atıyor)
70-100-125-150(3e atıyor)
165-175(4de atıyor)
180-185-190-195(5e atıyor)

tüpte araç. klima açık.
Zaten mercedes motor sesimi duyunca gaza basmayı kesti bile.
ve kadran 225.
yol müsait olsa, klima kapalı ve benzinde olsa, 240 yaparım diyor.

yol tutuşu, şerit değiştirmesi, titremeyen direksiyon süratle beraber sertleşiyor bir bmw gibi. araba yere yaklaşıyor. Şeridi değiştiriyorsunuz pamuk gibi. asfalt sesi kulaklardan motor sesiyle kayboluyor. ama böyle bir motor sesi yok. sizi alfacı yapan motor sesi o. gürlüyor. 16v lik 2000 motorluk bir araç gelmesin yanıma diyor. geçemez beni... emin olun geçemez...
ama çok seri. O koltuklara gömüyor seni. 155 adet at koşuyor önünüzde. 2000 hacimli motor. Öyle normal araç motor sesi hayal etmeyin. Bu bir başka…

yılına yaşına göre efsane olmuş bir araç
kesinlikle
alman konforunundan eksiği yok,
şanzuman yılına göre gayet başarılı (ferrari şansumanıdır)
alt takım pamuk gibi, tıpkı Mercedes…
sessiz
torpidoya dokunun, malzeme kalitesi müthiş, tok
kaporta taş gibi. çamurlukları kaputu bagajı tamponu yumruğunuzla iterek esnetemezsiniz. bir audiden farksız...
kapıyı kapatın. Sessiz ve tok. Bir woswos gibi tok kapı sesi…
performansı yaşamadan anlayamazsınız… bir bmw gibi...

yazdıklarım abartı değil arkadaşlar. bu yaşta bu fiyatta bu performans ve bu kalite...
tek kelime efsane.

fiat arabalarıyla kıyaslama yapanlar; birer cahil şöförlerdir sadece…

passatla 140la girdiğim virajı alfa ile 145i zorladım sınırları zorladım arabanın. düşünün. d sekmenti bir passatın aldığı viraja 145 ile girdim ve girdiğim şeritten çıktım. şerit değiştirsem 150yi geçerdim.

yılına göre o kokpit bir bmw de bir mercedeste var. başka yok. zaten 2006 2007 alfa 159 a baktığınızda, o da yılının üzerinde bir tasarıma sahip.

Bir başka dünya. Yılına göre çok tatlı çok hoş bir kokpit. Yolculara bir yarış arabası hissiyati kazandırıyor. Zamanında yılın arabası ünvanını defalarca kazanmış zaten. Çoğu mercedesci bmwci audici anlatmış, yazmıştır, görünce aldım sürdüm. Tadına doyamadım.

dünyada bir silindire iki buji koyan, ikinci bujinin milisaniye sonrası silindirdeki benzini tamamen tutuşturmak için devreye girdiği bir beyin ilk bu arabadadır…

gelelim can yakan tecrübeme:

dedim ya ne alırsanız alın en az 5000 liralık bakımı yapacaksınız.
Selespeed robot hata verdi. Eeee arabayı tanımıyorum. Bir alfa ustasının ellerine geçti. alfa ustası arabayı canlandırdı… (maliyetli oldu)
Üç beş kaporta düzeltmesi
içine ve dışına kozmetik aksesuarlar. Tahminen 1000 lira.
Sunroof maalesef rüzgâr sesi alıyor.

bunlarda ortalama 5000 ya oldu ya da geçti

Bunlar alfa olduğu için değil; Bu durumlar aracın yaşından kaynaklı olanlardı. Böylece aracı kişiselleştirdim. Sorunsuz sıkıntısız bende araç. Hangi aracı alacaksınız da masraf yapmayacaksınız? Bir bmw Mercedes olsaydı fiyatı ikiyle çarpın…

hey alfacı;
-suyuna düzenli bakacaksın
-robot yağına düzenli bakacaksın
-motor yağın ne yaparsan yap azalacak. bagajda 5lt 10-40 tam sentetik kaliteli yağ ve litre ölçer kap tutacaksın. (bu aracba fabrikadan doğuştan yağ eksilten araç korkmayın doğası bu) 2000 km bir yarım litre üzerinde yağ takviyesi yapacaksın. bu üçlüyü aksatmayacaksın...

alfa romeo 156....

sen bir efsanesin.
milletin meraklı gözlerle baktığı,
ama tadını hiçbir zaman sahibin olmadan anlayamayacağı,
doğduğun devrin üzerinde,
kaliteyi buram buram hissettiren
baya nazlı, biraz agresif,
şöförü kendine aşık etmek için yeteneklerini zorlayan
100 yıl sonra resimleri ve model oyuncaklarıyla odaları süsleyen “vay beee” dedirtecek nadir bir güzelsin sen…
159’un abisi
Gullia’nın dedesi
Her bir modelin ilhamısın sen.
Sen bir ferrariyi doğuranların tasarımına sahip
Taş gibi bebeksin.

bir efsanesin 156...